» 40 / Mü’min  40:

Kuran Sırası: 40
İniş Sırası: 60
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85

 » 40 / Mü’min  Suresi: 40
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. مَنْ (MN) = men : kim
2. عَمِلَ (AML) = ǎmile : yaparsa
3. سَيِّئَةً (SYÙT) = seyyieten : bir kötülük
4. فَلَا (FLE) = felā :
5. يُجْزَىٰ (YCZ) = yuczā : cezalandırılmaz
6. إِلَّا (ÎLE) = illā : başkasıyla
7. مِثْلَهَا (MS̃LHE) = miṧlehā : onun mislinden
8. وَمَنْ (VMN) = ve men : ve her kim
9. عَمِلَ (AML) = ǎmile : yaparsa
10. صَالِحًا (ṦELḪE) = SāliHen : faydalı bir iş
11. مِنْ (MN) = min : -ten
12. ذَكَرٍ (Z̃KR) = ƶekerin : erkek-
13. أَوْ (ÊV) = ev : veya
14. أُنْثَىٰ (ÊNS̃) = unṧā : kadın(dan)
15. وَهُوَ (VHV) = vehuve : ve o
16. مُؤْمِنٌ (MÙMN) = mu'minun : inanarak
17. فَأُولَٰئِكَ (FÊVLÙK) = feulāike : işte onlar
18. يَدْخُلُونَ (YD̃ḢLVN) = yedḣulūne : girerler
19. الْجَنَّةَ (ELCNT) = l-cennete : cennete
20. يُرْزَقُونَ (YRZGVN) = yurzeḳūne : kendilerine rızık verilir
21. فِيهَا (FYHE) = fīhā : orada
22. بِغَيْرِ (BĞYR) = biğayri : olmaksızın
23. حِسَابٍ (ḪSEB) = Hisābin : hesabı
kim | yaparsa | bir kötülük | | cezalandırılmaz | başkasıyla | onun mislinden | ve her kim | yaparsa | faydalı bir iş | -ten | erkek- | veya | kadın(dan) | ve o | inanarak | işte onlar | girerler | cennete | kendilerine rızık verilir | orada | olmaksızın | hesabı |

[] [AML] [SVE] [] [CZY] [] [MS̃L] [] [AML] [ṦLḪ] [] [Z̃KR] [] [ENS̃] [] [EMN] [] [D̃ḢL] [CNN] [RZG] [] [ĞYR] [ḪSB]
MN AML SYÙT FLE YCZ ÎLE MS̃LHE VMN AML ṦELḪE MN Z̃KR ÊV ÊNS̃ VHV MÙMN FÊVLÙK YD̃ḢLVN ELCNT YRZGVN FYHE BĞYR ḪSEB

men ǎmile seyyieten felā yuczā illā miṧlehā ve men ǎmile SāliHen min ƶekerin ev unṧā vehuve mu'minun feulāike yedḣulūne l-cennete yurzeḳūne fīhā biğayri Hisābin
من عمل سيئة فلا يجزى إلا مثلها ومن عمل صالحا من ذكر أو أنثى وهو مؤمن فأولئك يدخلون الجنة يرزقون فيها بغير حساب

 » 40 / Mü’min  Suresi: 40
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
من | MN men kim Whoever
عمل ع م ل | AML AML ǎmile yaparsa does
سيئة س و ا | SVE SYÙT seyyieten bir kötülük an evil
فلا | FLE felā then not
يجزى ج ز ي | CZY YCZ yuczā cezalandırılmaz he will be recompensed
إلا | ÎLE illā başkasıyla but
مثلها م ث ل | MS̃L MS̃LHE miṧlehā onun mislinden "(the) like thereof;"
ومن | VMN ve men ve her kim and whoever
عمل ع م ل | AML AML ǎmile yaparsa does
صالحا ص ل ح | ṦLḪ ṦELḪE SāliHen faydalı bir iş righteous (deeds),
من | MN min -ten of
ذكر ذ ك ر | Z̃KR Z̃KR ƶekerin erkek- male
أو | ÊV ev veya or
أنثى ا ن ث | ENS̃ ÊNS̃ unṧā kadın(dan) female,
وهو | VHV vehuve ve o while he
مؤمن ا م ن | EMN MÙMN mu'minun inanarak (is) a believer,
فأولئك | FÊVLÙK feulāike işte onlar then those
يدخلون د خ ل | D̃ḢL YD̃ḢLVN yedḣulūne girerler will enter
الجنة ج ن ن | CNN ELCNT l-cennete cennete Paradise,
يرزقون ر ز ق | RZG YRZGVN yurzeḳūne kendilerine rızık verilir they will be given provision
فيها | FYHE fīhā orada in it
بغير غ ي ر | ĞYR BĞYR biğayri olmaksızın without
حساب ح س ب | ḪSB ḪSEB Hisābin hesabı account.

40:40 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

kim | yaparsa | bir kötülük | | cezalandırılmaz | başkasıyla | onun mislinden | ve her kim | yaparsa | faydalı bir iş | -ten | erkek- | veya | kadın(dan) | ve o | inanarak | işte onlar | girerler | cennete | kendilerine rızık verilir | orada | olmaksızın | hesabı |

[] [AML] [SVE] [] [CZY] [] [MS̃L] [] [AML] [ṦLḪ] [] [Z̃KR] [] [ENS̃] [] [EMN] [] [D̃ḢL] [CNN] [RZG] [] [ĞYR] [ḪSB]
MN AML SYÙT FLE YCZ ÎLE MS̃LHE VMN AML ṦELḪE MN Z̃KR ÊV ÊNS̃ VHV MÙMN FÊVLÙK YD̃ḢLVN ELCNT YRZGVN FYHE BĞYR ḪSEB

men ǎmile seyyieten felā yuczā illā miṧlehā ve men ǎmile SāliHen min ƶekerin ev unṧā vehuve mu'minun feulāike yedḣulūne l-cennete yurzeḳūne fīhā biğayri Hisābin
من عمل سيئة فلا يجزى إلا مثلها ومن عمل صالحا من ذكر أو أنثى وهو مؤمن فأولئك يدخلون الجنة يرزقون فيها بغير حساب

[] [ع م ل] [س و ا] [] [ج ز ي] [] [م ث ل] [] [ع م ل] [ص ل ح] [] [ذ ك ر] [] [ا ن ث] [] [ا م ن] [] [د خ ل] [ج ن ن] [ر ز ق] [] [غ ي ر] [ح س ب]

 » 40 / Mü’min  Suresi: 40
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
من | MN men kim Whoever
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
عمل ع م ل | AML AML ǎmile yaparsa does
Ayn,Mim,Lam,
70,40,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
سيئة س و ا | SVE SYÙT seyyieten bir kötülük an evil
Sin,Ye,,Te merbuta,
60,10,,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
فلا | FLE felā then not
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
يجزى ج ز ي | CZY YCZ yuczā cezalandırılmaz he will be recompensed
Ye,Cim,Ze,,
10,3,7,,
V – 3rd person masculine singular passive imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع مبني للمجهول منصوب
إلا | ÎLE illā başkasıyla but
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
مثلها م ث ل | MS̃L MS̃LHE miṧlehā onun mislinden "(the) like thereof;"
Mim,Se,Lam,He,Elif,
40,500,30,5,1,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم منصوب و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ومن | VMN ve men ve her kim and whoever
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
عمل ع م ل | AML AML ǎmile yaparsa does
Ayn,Mim,Lam,
70,40,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
صالحا ص ل ح | ṦLḪ ṦELḪE SāliHen faydalı bir iş righteous (deeds),
Sad,Elif,Lam,Ha,Elif,
90,1,30,8,1,
N – accusative masculine indefinite active participle
اسم منصوب
من | MN min -ten of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
ذكر ذ ك ر | Z̃KR Z̃KR ƶekerin erkek- male
Zel,Kef,Re,
700,20,200,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
أو | ÊV ev veya or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
أنثى ا ن ث | ENS̃ ÊNS̃ unṧā kadın(dan) female,
,Nun,Se,,
,50,500,,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
وهو | VHV vehuve ve o while he
Vav,He,Vav,
6,5,6,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
مؤمن ا م ن | EMN MÙMN mu'minun inanarak (is) a believer,
Mim,,Mim,Nun,
40,,40,50,
N – nominative masculine indefinite (form IV) active participle
اسم مرفوع
فأولئك | FÊVLÙK feulāike işte onlar then those
Fe,,Vav,Lam,,Kef,
80,,6,30,,20,
REM – prefixed resumption particle
DEM – plural demonstrative pronoun
الفاء استئنافية
اسم اشارة
يدخلون د خ ل | D̃ḢL YD̃ḢLVN yedḣulūne girerler will enter
Ye,Dal,Hı,Lam,Vav,Nun,
10,4,600,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الجنة ج ن ن | CNN ELCNT l-cennete cennete Paradise,
Elif,Lam,Cim,Nun,Te merbuta,
1,30,3,50,400,
"PN – accusative feminine proper noun → Paradise"
اسم علم منصوب
يرزقون ر ز ق | RZG YRZGVN yurzeḳūne kendilerine rızık verilir they will be given provision
Ye,Re,Ze,Gaf,Vav,Nun,
10,200,7,100,6,50,
V – 3rd person masculine plural passive imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
فيها | FYHE fīhā orada in it
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
بغير غ ي ر | ĞYR BĞYR biğayri olmaksızın without
Be,Ğayn,Ye,Re,
2,1000,10,200,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
حساب ح س ب | ḪSB ḪSEB Hisābin hesabı account.
Ha,Sin,Elif,Be,
8,60,1,2,
N – genitive masculine indefinite (form III) verbal noun
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |مَنْ: kim | عَمِلَ: yaparsa | سَيِّئَةً: bir kötülük | فَلَا: | يُجْزَىٰ: cezalandırılmaz | إِلَّا: başkasıyla | مِثْلَهَا: onun mislinden | وَمَنْ: ve her kim | عَمِلَ: yaparsa | صَالِحًا: faydalı bir iş | مِنْ: -ten | ذَكَرٍ: erkek- | أَوْ: veya | أُنْثَىٰ: kadın(dan) | وَهُوَ: ve o | مُؤْمِنٌ: inanarak | فَأُولَٰئِكَ: işte onlar | يَدْخُلُونَ: girerler | الْجَنَّةَ: cennete | يُرْزَقُونَ: kendilerine rızık verilir | فِيهَا: orada | بِغَيْرِ: olmaksızın | حِسَابٍ: hesabı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |من MN kim | عمل AML yaparsa | سيئة SYÙT bir kötülük | فلا FLE | يجزى YCZ cezalandırılmaz | إلا ÎLE başkasıyla | مثلها MS̃LHE onun mislinden | ومن WMN ve her kim | عمل AML yaparsa | صالحا ṦELḪE faydalı bir iş | من MN -ten | ذكر Z̃KR erkek- | أو ÊW veya | أنثى ÊNS̃ kadın(dan) | وهو WHW ve o | مؤمن MÙMN inanarak | فأولئك FÊWLÙK işte onlar | يدخلون YD̃ḢLWN girerler | الجنة ELCNT cennete | يرزقون YRZGWN kendilerine rızık verilir | فيها FYHE orada | بغير BĞYR olmaksızın | حساب ḪSEB hesabı |
Kırık Meal (Okunuş) : |men: kim | ǎmile: yaparsa | seyyieten: bir kötülük | felā: | yuczā: cezalandırılmaz | illā: başkasıyla | miṧlehā: onun mislinden | ve men: ve her kim | ǎmile: yaparsa | SāliHen: faydalı bir iş | min: -ten | ƶekerin: erkek- | ev: veya | unṧā: kadın(dan) | vehuve: ve o | mu'minun: inanarak | feulāike: işte onlar | yedḣulūne: girerler | l-cennete: cennete | yurzeḳūne: kendilerine rızık verilir | fīhā: orada | biğayri: olmaksızın | Hisābin: hesabı |
Kırık Meal (Transcript) : |MN: kim | AML: yaparsa | SYÙT: bir kötülük | FLE: | YCZ: cezalandırılmaz | ÎLE: başkasıyla | MS̃LHE: onun mislinden | VMN: ve her kim | AML: yaparsa | ṦELḪE: faydalı bir iş | MN: -ten | Z̃KR: erkek- | ÊV: veya | ÊNS̃: kadın(dan) | VHV: ve o | MÙMN: inanarak | FÊVLÙK: işte onlar | YD̃ḢLVN: girerler | ELCNT: cennete | YRZGVN: kendilerine rızık verilir | FYHE: orada | BĞYR: olmaksızın | ḪSEB: hesabı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Kim bir kötülükte bulunursa ancak onun misli olan bir cezâ ile cezâlanır ve erkek olsun, kadın olsun, inanarak iyi bir işte bulunansa işte o çeşit kişilerdir ki cennete girerler, orada sayısız rızıklanırlar.
Adem Uğur : Kim bir kötülük işlerse, onun kadar ceza görür. Kim de kadın veya erkek, mümin olarak faydalı bir iş yaparsa işte onlar, cennete girecekler, orada onlara hesapsız rızık verilecektir.
Ahmed Hulusi : "Kim bir kötülük yaparsa, ancak onun misli ile cezalanır! Erkek veya kadın, imanlı olarak kim imanın gereğini uygularsa, işte onlar cennete dâhil olurlar. . . O yaşamda, türlü sınırsız yaşam gıdasıyla beslenirler!"
Ahmet Tekin : 'Kim bir kötülük işlerse, ona, yaptığı kötülüğe denk bir ceza verilir. Kim de, erkek veya kadın mü’min olarak gevşekliği bırakıp, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirir, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olur, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işlerse, işte onlar Cennet’e girecekler. Orada onlara hesapsız nimet ve rızık verilecektir.'
Ahmet Varol : Kim bir kötülük işlerse sadece onun benzeriyle cezalandırılır. Erkek olsun, kadın olsun kim de mü'min olarak bir salih amel işlerse işte onlar cennete girerler; orada hesapsızca rızıklandırılırlar.
Ali Bulaç : "Kim bir kötülük işlerse, kendi mislinden başkasıyla ceza görmez; kim de -erkek olsun, dişi olsun- bir mü'min olarak salih bir amelde bulunursa, işte onlar, içinde hesapsız olarak rızıklandırılmak üzere cennete girerler."
Ali Fikri Yavuz : Kim bir kötülük işlerse, ancak onun misli ile cezalandırılır. Erkek ve kadından her kim de mümin olarak iyi bir amel işlerse, işte onlar cennete girerler. Orada hesabsız olarak rızıklandırılırlar.
Bekir Sadak : «im bir kotuluk islerse ancak onun kadar ceza gorur. Kadin veya erkek, kim, inananarak yararli is islerse, iste onlar cennete girerler; orada hesapsiz sekilde riziklanirlar.
Celal Yıldırım : Kim bir kötülük işlerse, ancak misliyle ceza görür. Erkek ve kadından mü'min olduğu halde kim iyi-yararlı amelde bulunursa, işte onlar Cennet'e girerler ve orada hesapsız rızıklanırlar.
Diyanet İşleri : “Kim bir kötülük yaparsa, ancak onun kadar ceza görür. Kadın veya erkek, kim, mü’min olarak salih bir amel işlerse, işte onlar cennete girecek ve orada hesapsız olarak rızıklandırılacaklardır.”
Diyanet İşleri (eski) : 'Kim bir kötülük işlerse ancak onun kadar ceza görür. Kadın veya erkek, kim, inanarak yararlı iş işlerse, işte onlar cennete girerler; orada hesapsız şekilde rızıklanırlar.'
Diyanet Vakfi : Kim bir kötülük işlerse, onun kadar ceza görür. Kim de kadın veya erkek, mümin olarak faydalı bir iş yaparsa işte onlar, cennete girecekler, orada onlara hesapsız rızık verilecektir.
Edip Yüksel : Kim kötülük işlerse kendisine ancak onun kadar bir ceza verilir. Erkek veya kadın kim inançlı olarak erdemli işler yaparsa onlar cennete girerler ve orada hesapsız olarak nimetlenirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Her kim bir kötülük yaparsa, ona ancak yaptığının bir misli ile ceza verilir. Erkek veya kadın, her kim de mümin olarak iyi bir amel işlerse, işte onlar cennete girerler. Orada kendilerine hesapsız rızık verilir.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Her kim bir kötülük yaparsa, ona onun gibi kötülükten başka karşılık olmaz. Gerek erkek gerek dişi her kim de mü'min olarak iyi bir iş işlerse, işte onlar cennete girerler, orada kendilerine hesapsız rızık verilir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Her kim bir kötülük yaparsa ona onun gibi kötülükten başka karşılık olmaz, gerek erkekten, gerek dişi her kim de mü'min olarak iyi bir iş işlerse işte onlar Cennete girerler, orada hisabsız merzuk olurlar
Fizilal-il Kuran : Kim bir kötülük işlerse onun kadar ceza görür. Kadın veya erkek, kim, inanarak yararlı iş yaparsa, cennete girerler ve orada kendilerine hesapsız rızıklar verilir.
Gültekin Onan : "Kim bir kötülük işlerse, kendi mislinden başkasıyla ceza görmez; kim de -erkek olsun, dişi olsun- Bir inançlı olarak salih bir amelde bulunursa, işte onlar, içinde hesapsız olarak rızıklandırılmak üzere cennete girerler."
Hakkı Yılmaz : (38-44) Yine iman etmiş olan o kimse: “Ey toplumum! Bana uyun ki size akıllı olmanın yoluna kılavuzluk edeyim. Ey toplumum! Bu bayağı hayat ancak geçici bir kazanımdır. Âhiret ise kesinlikle durulacak yurdun ta kendisidir. Her kim bir kötülük yaparsa, ona ancak yaptığının bir misli ile ceza verilir. Ve erkek veya kadın, her kim mü’min olarak düzeltmeye yönelik iş işlerse, artık onlar, orada hesapsızca rızıklanmak üzere cennete girerler.” Yine: “Ey toplumum! Bana ne oluyor ki, siz beni ateşe davet ediyorken ben sizi kurtuluşa davet ediyorum! Siz, beni, Allah'a inanmamaya ve benim için hiç bilgi olmayan şeyleri O'na ortak koşmaya davet ediyorsunuz. Ben ise sizi o çok güçlü ve çok bağışlayıcı olan Allah'a davet ediyorum. Hiç inkâr edilemez ki, gerçekten sizin beni kendisine davet ettiğiniz şey, dünya ve âhirette kendisine bir çağrı olmayan şeydir. Ve şüphesiz dönüşümüz Allah'adır. Ve şüphesiz sınırı aşanlar, cehennem ashâbının ta kendileridir. Artık siz benim, sizin için söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ve ben işimi Allah'a havale ediyorum. Şüphesiz Allah, kullarını en iyi görendir” dedi.
Hasan Basri Çantay : «Kim bir kötülük işlerse onun bunun benzerinden başkasıyle karşılık yapılmaz. Kim de — erkek olsun, kadın olsun, (fakat) o mü'min olarak — iyi amel (ve hareket) de bulunursa işte onlar, kinde hesabsız rızıklara kavuşdurulmak üzere, cenete girerler».
Hayrat Neşriyat : 'Kim bir kötülük yaparsa, bu yüzden ancak onun misliyle cezâlandırılır. Erkek veya kadın, kim de bir mü’min olarak sâlih bir amel işlerse, işte onlar Cennete girerler; orada hesabsız olarak rızıklandırılırlar.'
İbni Kesir : Kim, bir kötülük işlerse; ancak onun benzerleriyle ceza görür. Kadın veya erkek her kim de inanarak salih amel işlerse; işte onlar, cennete girerler ve orada hesapsız şekilde rızıklanırlar.
İskender Evrenosoğlu : Kim seyyiat (şerr, derecat düşürücü ameller) işlerse mislinden daha fazla cezalandırılmaz. Kadınlardan veya erkeklerden kim amilüssalihat (nefsi ıslâh edici ameller, nefs tezkiyesi) yaparsa işte onlar, (îmânı artan) mü'minlerdir. Onlar, cennete konulacak ve hesapsız rızıklandırılacaktır.
Muhammed Esed : (Orada,) kim bir kötülük yapmışsa sadece yaptığı kadarıyla cezalandırılacaktır; kim de, ister erkek ister kadın olsun, iman edip doğru ve yararlı işler yapmışsa cennete girecek ve orada kendisine hesapsız nimetler verilecektir!
Ömer Nasuhi Bilmen : «Her kim bir kötülük yaparsa mislinden başkasıyla cezalandırılmaz ve her kim erkek olsun kadın olsun imân sahibi olduğu halde bir sâlih amelde bulunursa, işte onlar cennete giriverirler, orada hesapsız derecede merzûk olurlar.»
Ömer Öngüt : Kim bir kötülük işlerse, ancak onun misliyle cezalandırılır. Erkek olsun kadın olsun, kim de inanmış bir mümin olarak amel-i sâlih işlerse, işte onlar cennete girerler ve orada hesapsız olarak rızıklandırılırlar.
Şaban Piriş : Kötülük yapan kimse onun benzerinden başkasıyla cezalandırılmaz. Erkek olsun, kadın olsun kim mü’min olarak iyilik yaparsa, işte onlar da cennete girerler ve orada hesapsız olarak rızıklandırılırlar.
Suat Yıldırım : "Kim bir kötülük işlerse, sadece o kadar cezalandırılır. Ama, mümin olarak, ister erkek ister kadın, kim makbul ve güzel bir iş yaparsa, işte onlar cennete girer ve orada hesapsız nimetlere nail olurlar."
Süleyman Ateş : "Kim bir kötülük yaparsa sadece onun (yaptığı kötülük) kadar cezâlanır, ama erkek ve kadından her kim inanarak faydalı bir iş yaparsa onlar cennete girerler ve orada kendilerine hesapsız rızık verilir."
Tefhim-ul Kuran : «Kim bir kötülük işlerse, kendi mislinden başkalarıyla ceza görmez; kim de -erkek olsun, dişi olsun- kendisi bir mü'min olarak salih bir amelde bulunursa, işte onlar, içinde hesapsız olarak rızıklandırılmak üzere cennete girerler.»
Ümit Şimşek : 'Kim bir kötülük işlerse, ancak onun misliyle karşılık görür. Herhangi bir erkek veya kadın, inanmış olarak güzel bir iş yaparsa, işte onlar Cennete girerler ve orada hesapsız şekilde nimetlenirler.
Yaşar Nuri Öztürk : "Kötü bir iş yapan, sadece yaptığı kadarıyla cezalandırılır. Erkek ve kadından mümin olarak iyi bir iş yapana gelince, işte böyleleri cennete girerler ve orada hesapsız bir biçimde rızıklandırılırlar."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}