» 49 / Hucurât  13:

Kuran Sırası: 49
İniş Sırası: 106
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

 » 49 / Hucurât  Suresi: 13
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
2. أَيُّهَا (ÊYHE) = eyyuhā : SİZ!
3. النَّاسُ (ELNES) = n-nāsu : insanlar
4. إِنَّا (ÎNE) = innā : elbette biz
5. خَلَقْنَاكُمْ (ḢLGNEKM) = ḣaleḳnākum : sizi yarattık
6. مِنْ (MN) = min : -ten
7. ذَكَرٍ (Z̃KR) = ƶekerin : bir erkek-
8. وَأُنْثَىٰ (VÊNS̃) = ve unṧā : ve bir kadın(dan)
9. وَجَعَلْنَاكُمْ (VCALNEKM) = ve ceǎlnākum : ve ayırdık sizi
10. شُعُوبًا (ŞAVBE) = şuǔben : milletlere
11. وَقَبَائِلَ (VGBEÙL) = ve ḳabāile : ve kabilelere
12. لِتَعَارَفُوا (LTAERFVE) = liteǎārafū : birbirinizi tanımanız için
13. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
14. أَكْرَمَكُمْ (ÊKRMKM) = ekramekum : en üstün olanınız
15. عِنْدَ (AND̃) = ǐnde : yanında
16. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah
17. أَتْقَاكُمْ (ÊTGEKM) = etḳākum : en çok korunanınızdır
18. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
19. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
20. عَلِيمٌ (ALYM) = ǎlīmun : bilendir
21. خَبِيرٌ (ḢBYR) = ḣabīrun : haber alandır
EY/HEY/AH | SİZ! | insanlar | elbette biz | sizi yarattık | -ten | bir erkek- | ve bir kadın(dan) | ve ayırdık sizi | milletlere | ve kabilelere | birbirinizi tanımanız için | şüphesiz | en üstün olanınız | yanında | Allah | en çok korunanınızdır | şüphesiz | Allah | bilendir | haber alandır |

[Y] [EYH] [NVS] [] [ḢLG] [] [Z̃KR] [ENS̃] [CAL] [ŞAB] [GBL] [ARF] [] [KRM] [AND̃] [] [VGY] [] [] [ALM] [ḢBR]
YE ÊYHE ELNES ÎNE ḢLGNEKM MN Z̃KR VÊNS̃ VCALNEKM ŞAVBE VGBEÙL LTAERFVE ÎN ÊKRMKM AND̃ ELLH ÊTGEKM ÎN ELLH ALYM ḢBYR

eyyuhā n-nāsu innā ḣaleḳnākum min ƶekerin ve unṧā ve ceǎlnākum şuǔben ve ḳabāile liteǎārafū inne ekramekum ǐnde llahi etḳākum inne llahe ǎlīmun ḣabīrun
يا أيها الناس إنا خلقناكم من ذكر وأنثى وجعلناكم شعوبا وقبائل لتعارفوا إن أكرمكم عند الله أتقاكم إن الله عليم خبير

 » 49 / Hucurât  Suresi: 13
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
أيها أ ي ه | EYH ÊYHE eyyuhā SİZ! You
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāsu insanlar O mankind!
إنا | ÎNE innā elbette biz Indeed, We
خلقناكم خ ل ق | ḢLG ḢLGNEKM ḣaleḳnākum sizi yarattık created you
من | MN min -ten from
ذكر ذ ك ر | Z̃KR Z̃KR ƶekerin bir erkek- a male
وأنثى ا ن ث | ENS̃ VÊNS̃ ve unṧā ve bir kadın(dan) and a female
وجعلناكم ج ع ل | CAL VCALNEKM ve ceǎlnākum ve ayırdık sizi and We made you
شعوبا ش ع ب | ŞAB ŞAVBE şuǔben milletlere nations
وقبائل ق ب ل | GBL VGBEÙL ve ḳabāile ve kabilelere and tribes
لتعارفوا ع ر ف | ARF LTAERFVE liteǎārafū birbirinizi tanımanız için that you may know one another.
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
أكرمكم ك ر م | KRM ÊKRMKM ekramekum en üstün olanınız (the) most noble of you
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐnde yanında near
الله | ELLH llahi Allah Allah
أتقاكم و ق ي | VGY ÊTGEKM etḳākum en çok korunanınızdır (is the) most righteous of you.
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
الله | ELLH llahe Allah Allah
عليم ع ل م | ALM ALYM ǎlīmun bilendir (is) All-Knower,
خبير خ ب ر | ḢBR ḢBYR ḣabīrun haber alandır All-Aware.

49:13 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

EY/HEY/AH | SİZ! | insanlar | elbette biz | sizi yarattık | -ten | bir erkek- | ve bir kadın(dan) | ve ayırdık sizi | milletlere | ve kabilelere | birbirinizi tanımanız için | şüphesiz | en üstün olanınız | yanında | Allah | en çok korunanınızdır | şüphesiz | Allah | bilendir | haber alandır |

[Y] [EYH] [NVS] [] [ḢLG] [] [Z̃KR] [ENS̃] [CAL] [ŞAB] [GBL] [ARF] [] [KRM] [AND̃] [] [VGY] [] [] [ALM] [ḢBR]
YE ÊYHE ELNES ÎNE ḢLGNEKM MN Z̃KR VÊNS̃ VCALNEKM ŞAVBE VGBEÙL LTAERFVE ÎN ÊKRMKM AND̃ ELLH ÊTGEKM ÎN ELLH ALYM ḢBYR

eyyuhā n-nāsu innā ḣaleḳnākum min ƶekerin ve unṧā ve ceǎlnākum şuǔben ve ḳabāile liteǎārafū inne ekramekum ǐnde llahi etḳākum inne llahe ǎlīmun ḣabīrun
يا أيها الناس إنا خلقناكم من ذكر وأنثى وجعلناكم شعوبا وقبائل لتعارفوا إن أكرمكم عند الله أتقاكم إن الله عليم خبير

[ي] [أ ي ه] [ن و س] [] [خ ل ق] [] [ذ ك ر] [ا ن ث] [ج ع ل] [ش ع ب] [ق ب ل] [ع ر ف] [] [ك ر م] [ع ن د] [] [و ق ي] [] [] [ع ل م] [خ ب ر]

 » 49 / Hucurât  Suresi: 13
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

أيها أ ي ه | EYH ÊYHE eyyuhā SİZ! You
,Ye,He,Elif,
,10,5,1,
VOC – prefixed vocative particle ya
N – nominative noun
أداة نداء
اسم مرفوع
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāsu insanlar O mankind!
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin,
1,30,50,1,60,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
إنا | ÎNE innā elbette biz Indeed, We
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
خلقناكم خ ل ق | ḢLG ḢLGNEKM ḣaleḳnākum sizi yarattık created you
Hı,Lam,Gaf,Nun,Elif,Kef,Mim,
600,30,100,50,1,20,40,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN min -ten from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
ذكر ذ ك ر | Z̃KR Z̃KR ƶekerin bir erkek- a male
Zel,Kef,Re,
700,20,200,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
وأنثى ا ن ث | ENS̃ VÊNS̃ ve unṧā ve bir kadın(dan) and a female
Vav,,Nun,Se,,
6,,50,500,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative feminine noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
وجعلناكم ج ع ل | CAL VCALNEKM ve ceǎlnākum ve ayırdık sizi and We made you
Vav,Cim,Ayn,Lam,Nun,Elif,Kef,Mim,
6,3,70,30,50,1,20,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
شعوبا ش ع ب | ŞAB ŞAVBE şuǔben milletlere nations
Şın,Ayn,Vav,Be,Elif,
300,70,6,2,1,
N – accusative masculine plural indefinite noun
اسم منصوب
وقبائل ق ب ل | GBL VGBEÙL ve ḳabāile ve kabilelere and tribes
Vav,Gaf,Be,Elif,,Lam,
6,100,2,1,,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine plural noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
لتعارفوا ع ر ف | ARF LTAERFVE liteǎārafū birbirinizi tanımanız için that you may know one another.
Lam,Te,Ayn,Elif,Re,Fe,Vav,Elif,
30,400,70,1,200,80,6,1,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 2nd person masculine plural (form VI) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
أكرمكم ك ر م | KRM ÊKRMKM ekramekum en üstün olanınız (the) most noble of you
,Kef,Re,Mim,Kef,Mim,
,20,200,40,20,40,
N – accusative masculine singular noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐnde yanında near
Ayn,Nun,Dal,
70,50,4,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
الله | ELLH llahi Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
أتقاكم و ق ي | VGY ÊTGEKM etḳākum en çok korunanınızdır (is the) most righteous of you.
,Te,Gaf,Elif,Kef,Mim,
,400,100,1,20,40,
N – nominative masculine singular noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
عليم ع ل م | ALM ALYM ǎlīmun bilendir (is) All-Knower,
Ayn,Lam,Ye,Mim,
70,30,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
خبير خ ب ر | ḢBR ḢBYR ḣabīrun haber alandır All-Aware.
Hı,Be,Ye,Re,
600,2,10,200,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |يَا : EY/HEY/AH | أَيُّهَا: SİZ! | النَّاسُ: insanlar | إِنَّا: elbette biz | خَلَقْنَاكُمْ: sizi yarattık | مِنْ: -ten | ذَكَرٍ: bir erkek- | وَأُنْثَىٰ: ve bir kadın(dan) | وَجَعَلْنَاكُمْ: ve ayırdık sizi | شُعُوبًا: milletlere | وَقَبَائِلَ: ve kabilelere | لِتَعَارَفُوا: birbirinizi tanımanız için | إِنَّ: şüphesiz | أَكْرَمَكُمْ: en üstün olanınız | عِنْدَ: yanında | اللَّهِ: Allah | أَتْقَاكُمْ: en çok korunanınızdır | إِنَّ: şüphesiz | اللَّهَ: Allah | عَلِيمٌ: bilendir | خَبِيرٌ: haber alandır |
Kırık Meal (Harekesiz) : |يا YE EY/HEY/AH | أيها ÊYHE SİZ! | الناس ELNES insanlar | إنا ÎNE elbette biz | خلقناكم ḢLGNEKM sizi yarattık | من MN -ten | ذكر Z̃KR bir erkek- | وأنثى WÊNS̃ ve bir kadın(dan) | وجعلناكم WCALNEKM ve ayırdık sizi | شعوبا ŞAWBE milletlere | وقبائل WGBEÙL ve kabilelere | لتعارفوا LTAERFWE birbirinizi tanımanız için | إن ÎN şüphesiz | أكرمكم ÊKRMKM en üstün olanınız | عند AND̃ yanında | الله ELLH Allah | أتقاكم ÊTGEKM en çok korunanınızdır | إن ÎN şüphesiz | الله ELLH Allah | عليم ALYM bilendir | خبير ḢBYR haber alandır |
Kırık Meal (Okunuş) : |: EY/HEY/AH | eyyuhā: SİZ! | n-nāsu: insanlar | innā: elbette biz | ḣaleḳnākum: sizi yarattık | min: -ten | ƶekerin: bir erkek- | ve unṧā: ve bir kadın(dan) | ve ceǎlnākum: ve ayırdık sizi | şuǔben: milletlere | ve ḳabāile: ve kabilelere | liteǎārafū: birbirinizi tanımanız için | inne: şüphesiz | ekramekum: en üstün olanınız | ǐnde: yanında | llahi: Allah | etḳākum: en çok korunanınızdır | inne: şüphesiz | llahe: Allah | ǎlīmun: bilendir | ḣabīrun: haber alandır |
Kırık Meal (Transcript) : |YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELNES: insanlar | ÎNE: elbette biz | ḢLGNEKM: sizi yarattık | MN: -ten | Z̃KR: bir erkek- | VÊNS̃: ve bir kadın(dan) | VCALNEKM: ve ayırdık sizi | ŞAVBE: milletlere | VGBEÙL: ve kabilelere | LTAERFVE: birbirinizi tanımanız için | ÎN: şüphesiz | ÊKRMKM: en üstün olanınız | AND̃: yanında | ELLH: Allah | ÊTGEKM: en çok korunanınızdır | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | ALYM: bilendir | ḢBYR: haber alandır |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ey insanlar, şüphe yok ki biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve sizi, aşîretler ve kabîleler haline getirdik tanışın diye; şüphe yok ki Allah katında sevâbı en çok ve derecesi en yüce olanınız, en fazla çekineninizdir; şüphe yok ki Allah, her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.
Adem Uğur : Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.
Ahmed Hulusi : Ey insanlar. . . Muhakkak ki biz sizi (hep aynı şekilde) bir erkek ile bir dişiden yarattık (Âdem hariç kaydı yok bu bildirimde); tearuf (tanışıp birbirinizden farklı özellikleri, kemâlâtı elde) edesiniz diye sizi ırklar - türler ve toplumlar olarak oluşturduk. . . Muhakkak ki Allâh indînde sizin en ekreminiz (en şerefliniz), sizin en muttaki (hakikate uygun şekilde) yaşayanınızdır! Muhakkak ki Allâh Aliym'dir, Habiyr'dir.
Ahmet Tekin : Ey iman edenler, biz sizi bir erkekle bir kadından, bir asıldan yarattık. Birbirinizle tanışmanız, işlerinizi tedbirle idâre etmeniz, karşılıklı olarak, İslâmî kurallarla örtüşen milletlerarası teamüllere uymanız, yardımlaşmanız, kültür ve medeniyet alışverişinde bulunmanız, birbirinize iyiliği tavsiye etmeniz için, sizi milletler ve kabileler haline getirdik. Allah yanında en değerliniz, en üstününüz, takva esaslarını-Kur’ân esaslarını iyice benimseyerek tavizsiz hayata geçireniniz, en çok günahlardan arınıp azaptan korunanız, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananınız, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olanınızdır. Allah her şeyi bilir, gizli-açık her şeyden haberdardır.
Ahmet Varol : Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi soylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en üstününüz en çok takva sahibi olanınızdır. Allah bilendir, (her şeyden) haberdar olandır.
Ali Bulaç : Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır.
Ali Fikri Yavuz : Ey insanlar! Sizi, bir erkekle bir dişiden (Âdem ile Havva’dan) yarattık. Hem de sizi soylara ve kabilelere ayırdık ki, birbirinizi tanıyasınız, (kim olduğunuz sorulunca, bağlı bulunduğunuz soy veya milletinizin adını söyleyesiniz). Biliniz ki, Allah katında en iyiniz, takvası en ziyade olanınızdır. (Şeref, soy ve neseble değildir). Şüphe yok ki Allah Alîm’dir= her şeyi bilendir, Habîr’dir = her şeyden haberdardır.
Bekir Sadak : Ey insanlar! Dogrusu Biz sizleri bir erkekle bir disiden yarattik. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki birbirinizi kolayca taniyasiniz. suphesiz, Allah katinda en degerliniz, O'na karsi gelmekten en cok sakinanizdir. Allah bilendir, haberdardir.
Celal Yıldırım : Ey insanlar! Hakikat biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki, sizin Allah yanında en şerefli ve itibarlınız, (O'ndan saygı ila en çok) korkup (fenalıklardan) sakınanızdır. Muhakkak Allah bilir ve haberlidir.
Diyanet İşleri : Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.
Diyanet İşleri (eski) : Ey insanlar! Doğrusu Biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki birbirinizi kolayca tanıyasınız. Şüphesiz, Allah katında en değerliniz, O'na karşı gelmekten en çok sakınanızdır. Allah bilendir, haberdardır.
Diyanet Vakfi : Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.
Edip Yüksel : Ey halk, sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi ırklara ve boylara ayırdık. ALLAH yanında sizin en değerliniz en erdemli olanınızdır. ALLAH Bilendir, Haberdardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstününüz O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, herşeyden haberdar olandır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışasınız diye sizi milletlere, kabilelere ayırdık. Haberiniz olsun ki, Allah katında en şerefliniz, en takvalınızdır. Muhakkak ki, Allah, bilendir, herşeyden haberdardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ey o bütün insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık, hem de sizi şaab şaab, kabîle kabîle yaptık ki tanışasınız, haberiniz olsun ki Allah yanında ekreminiz en takvalınızdır, her halde Allah alîmdir, habîrdir
Fizilal-il Kuran : Ey insanlar, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah yanında en üstün olanınız Allah'tan en çok korkanınızdır. Allah bilendir, haber alandır.
Gültekin Onan : Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Tanrı katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Tanrı, bilendir, haber alandır.
Hakkı Yılmaz : Ey insanlar! Biz sizi, bir erkek ile bir dişiden oluşturduk, birbirinizle tanışasınız diye sizi uluslar ve oymaklar yaptık. Şüphesiz ki, Allah katında en değerliniz, en çok Allah'ın koruması altına girmiş olanınızdır. Gerçekten Allah, en iyi bilendir, en çok haber alandır.
Hasan Basri Çantay : Ey insanlar, hakıykat biz sizi bir erkekle bir dişiden yaratdık. Sizi, (sırf) birbirinizle tanışmanız için büyük büyük cem'iyyetiere, küçük küçük kabilelere ayırdık. Şübhesiz ki sizin Allah nezdinde en şerefliniz takvaca en ileride olanınızdır. Hakıykaten Allah her şey'i bilen, her şeyden haberdâr olandır.
Hayrat Neşriyat : Ey insanlar! Şübhesiz ki biz, sizi bir erkek ve bir dişiden (Âdem ile Havvâ’dan)yarattık. Birbirinizi tanımanız için de sizi, milletler ve kabîleler kıldık. Doğrusu Allah katında sizin en üstün olanınız, en takvâlı olanınızdır. Muhakkak ki Allah, Alîm (herşeyi hakkıyla bilen)dir, Habîr (herşeyden haberdâr olan)dır.
İbni Kesir : Ey insanlar; doğrusu Biz, sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Gerçekten Allah katında en değerliniz; O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz ki Allah; Alim'dir, Habir'dir.
İskender Evrenosoğlu : Ey insanlar! Muhakkak ki Biz, sizi bir erkek ve bir kadından yarattık. Ve sizi milletler ve kabileler kıldık ki, birbirinizi (soyunuzu, babalarınızı) tanıyasınız. Muhakkak ki Allah'ın indinde en çok kerim olanınız (ikram olunanınız, en şerefli olanınız), (ırk ya da soy olarak değil) en çok takva sahibi olanınızdır. Muhakkak ki Allah, en iyi bilen ve haberdar olandır.
Muhammed Esed : Ey insanlar! Bakın, Biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve sizi kavimler ve kabileler haline getirdik ki birbirinizi tanıyabilesiniz. Şüphesiz, Allah katında en üstün olanınız, O'na karşı derin bir sorumluluk bilincine sahip olanınızdır. Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdar olandır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ey insanlar! Muhakkak ki, Biz sizi bir erkek ile dişiden yarattık ve sizleri şubelere ve kabilelere ayırdık ki birbirinizi tanıyasınız. Şüphe yok ki, sizin ind-i ilâhide en mükerrem olanınız en ziyâde müttakî olanınızdır. Muhakkak ki Allah Teâlâ alîmdir, habîrdir.
Ömer Öngüt : Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık ve sizi tanışasınız diye milletlere, kabilelere ayırdık. Çünkü Allah katında en üstün olanınız, Allah'tan en çok korkanınızdır. Şüphe yok ki Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.
Şaban Piriş : -Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Sizi tanışasınız diye kollara ve kabilelere ayırdık. Allah, katında en şerefliniz, ondan en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah, alimdir, haberdardır.
Suat Yıldırım : Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizi tanıyıp sahip çıkmanız için milletlere, sülâlelere ayırdık. Şunu unutmayın ki Allah’ın nazarında en değerli, en üstün olanınız, takvâda (Allah’ı sayıp haramlardan sakınmada) en ileri olandır. Muhakkak ki Allah her şeyi mükemmelen bilir, her şeyden hakkıyla haberdardır.
Süleyman Ateş : Ey insanlar, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allâh yanında en üstün olanınız, (günâhlardan) en çok korunanınızdır. Allâh bilendir, haber alandır.
Tefhim-ul Kuran : Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Hiç şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, takvaca en ileride olanınızdır. Hiç şüphe yok Allah, bilendir, haber alandır.
Ümit Şimşek : Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık; sonra da birbirinizi tanıyasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, en ziyade takvâ sahibi olanınızdır. Allah ise herşeyi bilir, herşeyden haberdardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve örfler yoluyla tanışıp kaynaşasınız diye sizi milletlere, boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz, Allah katında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır. Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}