CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – genitive masculine noun الواو عاطفة اسم مجرور
إذا
|
ÎZ̃E
iƶā
when
,Zel,Elif, ,700,1,
T – time adverb ظرف زمان
جلاها
ج ل و | CLV
CLEHE
cellāhā
onu (güneşi) ortaya çıkaran
it displays it,
Cim,Lam,Elif,He,Elif, 3,30,1,5,1,
V – 3rd person masculine singular (form II) perfect verb PRON – 3rd person feminine singular object pronoun فعل ماض و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
Diyanet Vakfi : (1-10) Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene, nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.
Gültekin Onan : Onu (güneş) parıldattığı zaman gündüze,
Hakkı Yılmaz : (1-10) Kur’ân'ı ve onun yaydığı sosyal aydınlığı, Kur’ân'ı izleyen Elçi ve mü’minleri, Kur’ân ışığı ile aydınlanan toplumları, Kur’ân ışığından yoksun kalan toplumları, bilginleri ve bilginleri yücelten bilgileri, kara cahilleri ve kara cahilleri bu hâle getiren ilke ve anlayışları, benliğini bulmuş kimseleri ve benlik bulduran etmenleri –ki O, ona taşkınlık yapma ve kendini koruma içgüdülerini/günah işleme ve “Allah'ın koruması altında olma yeteneklerini ilham etti– kanıt gösteririm ki, benliğini arındıran gerçekten kurtulmuştur. Onu bilerek reddeden de kesinlikle zarara uğramıştır.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]