N – nominative masculine plural (form IV) active participle اسم مرفوع
ناكسو
ن ك س | NKS
NEKSV
nākisū
öne eğmiş
(will) hang
Nun,Elif,Kef,Sin,Vav, 50,1,20,60,6,
N – nominative masculine plural active participle اسم مرفوع
رءوسهم
ر ا س | RES
RÙVSHM
ru'ūsihim
başlarını
their heads
Re,,Vav,Sin,He,Mim, 200,,6,60,5,40,
N – genitive masculine plural noun PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
عند
ع ن د | AND̃
AND̃
ǐnde
huzurunda
before
Ayn,Nun,Dal, 70,50,4,
LOC – accusative location adverb ظرف مكان منصوب
ربهم
ر ب ب | RBB
RBHM
rabbihim
Rablerinin
their Lord,
Re,Be,He,Mim, 200,2,5,40,
N – genitive masculine noun PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ربنا
ر ب ب | RBB
RBNE
rabbenā
Rabbimiz
"""Our Lord"
Re,Be,Nun,Elif, 200,2,50,1,
N – accusative masculine noun PRON – 1st person plural possessive pronoun اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أبصرنا
ب ص ر | BṦR
ÊBṦRNE
ebSarnā
gördük
we have seen
,Be,Sad,Re,Nun,Elif, ,2,90,200,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
وسمعنا
س م ع | SMA
VSMANE
ve semiǎ'nā
ve işittik
and we have heard,
Vav,Sin,Mim,Ayn,Nun,Elif, 6,60,40,70,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 1st person plural perfect verb PRON – subject pronoun الواو عاطفة فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
فارجعنا
ر ج ع | RCA
FERCANE
ferciǎ'nā
bizi geri döndür
so return us,
Fe,Elif,Re,Cim,Ayn,Nun,Elif, 80,1,200,3,70,50,1,
REM – prefixed resumption particle V – 2nd person masculine singular imperative verb PRON – 1st person plural object pronoun الفاء استئنافية فعل أمر و«نا» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
نعمل
ع م ل | AML
NAML
neǎ'mel
yapalım
we will do
Nun,Ayn,Mim,Lam, 50,70,40,30,
V – 1st person plural imperfect verb, jussive mood فعل مضارع مجزوم
صالحا
ص ل ح | ṦLḪ
ṦELḪE
SāliHen
iyi iş
righteous (deeds).
Sad,Elif,Lam,Ha,Elif, 90,1,30,8,1,
N – accusative masculine indefinite active participle اسم منصوب
إنا
|
ÎNE
innā
artık biz
Indeed, we
,Nun,Elif, ,50,1,
ACC – accusative particle PRON – 1st person plural object pronoun حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
موقنون
ي ق ن | YGN
MVGNVN
mūḳinūne
kesin olarak inandık
"(are now) certain."""
Mim,Vav,Gaf,Nun,Vav,Nun, 40,6,100,50,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) active participle اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَلَوْ: ve eğer | تَرَىٰ: bir görsen | إِذِ: (demekte) iken | الْمُجْرِمُونَ: suçluları | نَاكِسُو: öne eğmiş | رُءُوسِهِمْ: başlarını | عِنْدَ: huzurunda | رَبِّهِمْ: Rablerinin | رَبَّنَا: Rabbimiz | أَبْصَرْنَا: gördük | وَسَمِعْنَا: ve işittik | فَارْجِعْنَا: bizi geri döndür | نَعْمَلْ: yapalım | صَالِحًا: iyi iş | إِنَّا: artık biz | مُوقِنُونَ: kesin olarak inandık |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولو WLWve eğer | ترى TRbir görsen | إذ ÎZ̃(demekte) iken | المجرمون ELMCRMWNsuçluları | ناكسو NEKSWöne eğmiş | رءوسهم RÙWSHMbaşlarını | عند AND̃huzurunda | ربهم RBHMRablerinin | ربنا RBNERabbimiz | أبصرنا ÊBṦRNEgördük | وسمعنا WSMANEve işittik | فارجعنا FERCANEbizi geri döndür | نعمل NAMLyapalım | صالحا ṦELḪEiyi iş | إنا ÎNEartık biz | موقنون MWGNWNkesin olarak inandık |
Kırık Meal (Okunuş) : |velev: ve eğer | terā: bir görsen | iƶi: (demekte) iken | l-mucrimūne: suçluları | nākisū: öne eğmiş | ru'ūsihim: başlarını | ǐnde: huzurunda | rabbihim: Rablerinin | rabbenā: Rabbimiz | ebSarnā: gördük | ve semiǎ'nā: ve işittik | ferciǎ'nā: bizi geri döndür | neǎ'mel: yapalım | SāliHen: iyi iş | innā: artık biz | mūḳinūne: kesin olarak inandık |
Kırık Meal (Transcript) : |VLV: ve eğer | TR: bir görsen | ÎZ̃: (demekte) iken | ELMCRMVN: suçluları | NEKSV: öne eğmiş | RÙVSHM: başlarını | AND̃: huzurunda | RBHM: Rablerinin | RBNE: Rabbimiz | ÊBṦRNE: gördük | VSMANE: ve işittik | FERCANE: bizi geri döndür | NAML: yapalım | ṦELḪE: iyi iş | ÎNE: artık biz | MVGNVN: kesin olarak inandık |
Abdulbaki Gölpınarlı : Rableri katında başlarını eğerek Rabbimiz, gördük ve duyduk, artık bizi tekrar dünyâya döndür de iyi işlerde bulunalım, gerçekten de adamakıllı inandık dedikleri zaman bir görsen mücrimleri.
Adem Uğur : O günahkârların, Rableri huzurunda başlarını öne eğecekleri, "Rabbimiz! Gördük duyduk, şimdi bizi (dünyaya) geri gönder de, iyi işler yapalım, artık kesin olarak inandık" diyecekleri zamanı bir görsen!
Ahmed Hulusi : Suçlular (hakikat bilgisini inkâr edenler), Rablerinin indînde başlarını eğmişler: "Rabbimiz. . . Gördük gerçeği ve algıladık! Geri döndür bizi (dünya - beden yaşamına da), gerekli çalışmaları uygulayalım! Doğrusu biz ikân sahibiyiz (artık)" (derler) iken (onları) bir görsen!
Ahmet Tekin : İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsileri, suçluları, günahkârları, Rablerinin huzurunda başları öne eğilmiş olarak:
'Ey Rabbimiz, gördük, akıllandık ve dinliyoruz. Şimdi bizi dünyaya geri gönder de, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirelim, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayalım, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olalım, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyelim. Artık, Allah’ın Rasulü’nün tebliğ ettiği Kur’ân’ın ve sünnetin değerini delilleriyle, gerekçeleriyle bilip kesin olarak inandık.' diyecekleri zaman bir görsen.
Ahmet Varol : Suçluları, Rablerinin huzurunda başlarını öne eğmiş olarak: 'Ey Rabbimiz! Gördük ve duyduk. Bizi geri çevir salih amel işleyelim. Artık kesin olarak inananlarız' (derlerken) bir görsen.
Ali Bulaç : Suçlu günahkarları, Rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak: "Rabbimiz, gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir, salih bir amelde bulunalım, artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız" (diye yalvaracakları zamanı) bir görsen.
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm, kıyamette) müşrikleri, Rableri huzurunda başlarını eğerek: “-Ey Rabbimiz! Bize vaad ettiğini gördük, peygamberlerin doğruluğunu işittik ve kabul ettik. Şimdi bizi (dünyaya) geri çevir, salih bir amel işliyelim. Çünkü (inkâr ettiklerimize tamamen ve) yakînen inandık.” derlerken bir görsen!...
Bekir Sadak : Suclulari Rablerinin huzurunda, baslari one egilmis olarak: «Rabbimiz! Gorduk, dinledik, artik bizi dunyaya geri cevir de iyi is isleyelim; dogrusu kesin olarak inandik» derlerken bir gorsen!
Celal Yıldırım : Suçlu günahkârları, Rablarının huzurunda başlarını eğerek «ey Rabbimiz! Artık gördük ve işittik, bizi (Dünya'ya) geri çevir de iyi-yararlı amelde bulunalım; çünkü biz elbette kesinlikle inanıp anlamış bulunuyoruz,» dedikleri vakit bir görsen.
Diyanet İşleri : Suçlular, Rablerinin huzurunda boyunlarını büküp, “Rabbimiz! (Gerçeği) gördük ve işittik. Artık şimdi bizi (dünyaya) döndür ki, salih amel işleyelim. Biz artık kesin olarak inanmaktayız” dedikleri vakit, (onları) bir görsen!
Diyanet İşleri (eski) : Suçluları Rablerinin huzurunda, başları öne eğilmiş olarak: 'Rabbimiz! Gördük, dinledik, artık bizi dünyaya geri çevir de iyi iş işleyelim; doğrusu kesin olarak inandık' derlerken bir görsen!
Diyanet Vakfi : O günahkârların, Rableri huzurunda başlarını öne eğecekleri, «Rabbimiz! Gördük duyduk, şimdi bizi (dünyaya) geri gönder de, iyi işler yapalım, artık kesin olarak inandık» diyecekleri zamanı bir görsen!
Edip Yüksel : Suçluları, Rab'leri huzurunda başlarını öne eğmiş durumda iken bir görseydin: 'Rabbimiz, gördük ve işittik. Bizi döndür de erdemli davranalım. şimdi biz kesin olarak inandık.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ey Muhammed! Günahkârların, Rablerinin huzurunda başları öne eğilmiş olarak: «Ey Rabbimiz! Gördük ve dinledik, şimdi bizi geri çevir de salih bir amel işleyelim, çünkü biz artık kesin bir şekilde inanıyoruz.» derlerken bir görsen!
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir görsen o zaman suçluları; Rablerinin huzurunda başlarını eğmişler: «Ey Rabbimiz, gördük ve dinledik. şimdi bizi geri çevir de, iyi bir amel işleyelim; çünkü biz kesin inanç sahibi olduk.» derlerken.
Elmalılı Hamdi Yazır : Görsen o vakıt ki mücrimler rablarının huzurunda başlarını eğmişler: rabbenâ! Gördük, dinledik şimdi bizi geri çevir salih bir amel işliyelim, zira yakîn hasıl ettik derlerken
Fizilal-il Kuran : Suçluları Rabb'lerinin huzurunda utançtan başlarını öne eğmiş olarak «Rabb'imiz! Gördük, dinledik, artık bizi dünyaya geri gönder de iyi iş yapalım; artık kesin olarak inandık» derken bir görsen.
Gültekin Onan : Suçlu günahkarları, rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak: "Rabbimiz, gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir, salih bir amelde bulunalım, artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız" (diye yalvaracakları zamanı) bir görsen.
Hakkı Yılmaz : Suçluları, Rablerinin huzurunda başları öne eğilmiş olarak: “Ey Rabbimiz! Gördük ve dinledik, şimdi bizi geri çevir de sâlih bir amel işleyelim, biz artık kesin bir şekilde inanıyoruz” derlerken bir görsen!
Hasan Basri Çantay : Günahkârların, Rableri huzuurunda: «Ey Rabbimiz, gördük, İşitdik, Şimdi bizi (dünyâye) geri çevir de güzel amel (ve hareketler) de bulunalım. Çünkü (artık) kat'î suretde inananlarız» (diye diye) sernügûn (olacakları) zaman sen görsen (onları)!
Hayrat Neşriyat : (Ey Resûlüm!) Rablerinin huzûrunda başlarını öne eğen kimseler olduklarında günahkârları bir görsen! (O zaman:) 'Rabbimiz! Gördük, işittik; şimdi bizi (dünyaya bir daha) döndür de sâlih bir amel işleyelim; doğrusu biz (artık) kesin olarak inanan kimseleriz'(derler).
İbni Kesir : Suçluları Rabblarının huzurunda başları öne eğilmiş olarak: Rabbımız, gördük ve dinledik. Artık bizi dünyaya geri çevir de salih amel işleyelim. Gerçekten biz, kesin olarak inandık, derlerken bir görsen.
İskender Evrenosoğlu : Ve keşke mücrimleri, Rab'lerinin huzurunda başlarını eğerek: "Rabbimiz, biz gördük ve işittik. (Bundan sonra) bizi (dünyaya) geri döndür, salih amel yapalım. Muhakkak ki biz, mukinun (yakîn hasıl edenler) olduk." (derken) görseydin.
Muhammed Esed : Keşke, günaha batmış olanların (Hesap Günü) Rablerinin huzurunda başlarını öne eğerek, "Ey Rabbimiz! (Şimdi) görmüş ve duymuş olduk. Öyleyse bizi (yeryüzündeki hayatımıza) geri döndür ki doğru ve yararlı işler yapalım, çünkü (artık hakikate) kani olduk!" dedikleri zaman(ki hallerini) bir görsen!
Mustafa İslamoğlu : Günahı hayat tarzı haline getirenleri Rablerinin huzurunda başları eğik vaziyette (şöyle derken) bir görmeliydin: "Rabbimiz, (İşte artık) gördük ve işittik! Şu halde bizi (dünyaya) geri döndür de iyi bir şeyler yapalım! Çünkü (yeniden dirilişe) ikna olmuş bulunuyoruz."
Ömer Nasuhi Bilmen : Görecek olsan o vakit ki, günahkârlar Rablerinin huzurunda başlarını eğmiş oldukları halde, «Rabbimiz! Gördük ve işittik, artık bizi geri çevir. Biz sâlih amel işleyelim. Şüphe yok ki, biz kat'i sûrette inanmışlarız» (derler).
Ömer Öngüt : O günahkârları, Rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak: “Ey Rabbimiz! Gördük ve işittik. Bizi dünyaya geri gönder de, sâlih bir amel işleyelim. Artık biz kesin olarak inandık!” derken bir görsen!
Şaban Piriş : Suçluları, Rab’lerinin katında, başlarını öne eğmiş olarak bir görsen: -Rabbimiz, gördük ve anladık, bizi yeniden döndür de doğru olanı yapalım, artık biz kesin olarak inandık.
Suat Yıldırım : Bir görseydin o suçluları: Rab’lerinin huzurunda, mahcupluktan başları önlerine eğilmiş şöyle derken: "Gördük, işittik ya Rabbenâ! Ne olur bizi dünyaya bir gönder! Öyle güzel, makbul işler yaparız ki! Çünkü gerçeği kesin olarak biliyoruz artık!"
Süleyman Ateş : Rablerinin huzûrunda (utançtan) başlarını öne eğmiş; "Rabbimiz, gördük, işittik, bizi geri döndür, iyi iş yapalım; artık kesin olarak inandık!" demekte olan suçluları bir görsen!
Tefhim-ul Kuran : Suçlu günahkârları, Rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak: «Rabbimiz, gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir, salih bir amelde bulunalım, artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız» (diye yalvaracakları zamanı) bir görsen.
Ümit Şimşek : O mücrimleri Rablerinin huzurunda başlarını önlerine eğmiş halde bir görsen! 'Yâ Rabbi, gördük ve işittik,' derler. 'Artık şeksiz şüphesiz iman etmiş bulunuyoruz. Şimdi bizi geri gönder de güzel işler yapalım.'
Yaşar Nuri Öztürk : Günahkârları, Rablerinin huzurunda başlarını eğmiş olarak şöyle derken bir görsen: "Rabbimiz; gördük, duyduk, geri gönder bizi ki hakka ve barışa yönelik iyi iş yapalım. Artık kesin olarak inanıyoruz."
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]