» 60 / Mümtehine  4:

Kuran Sırası: 60
İniş Sırası: 91
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

 » 60 / Mümtehine  Suresi: 4
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَدْ (GD̃) = ḳad : elbette
2. كَانَتْ (KENT) = kānet : vardır
3. لَكُمْ (LKM) = lekum : sizin için
4. أُسْوَةٌ (ÊSVT) = usvetun : bir örnek
5. حَسَنَةٌ (ḪSNT) = Hasenetun : güzel
6. فِي (FY) = fī :
7. إِبْرَاهِيمَ (ÎBREHYM) = ibrāhīme : İbrahim'de
8. وَالَّذِينَ (VELZ̃YN) = velleƶīne : ve bulunanlarda
9. مَعَهُ (MAH) = meǎhu : onunla beraber
10. إِذْ (ÎZ̃) = iƶ : hani
11. قَالُوا (GELVE) = ḳālū : onlar demişlerdi
12. لِقَوْمِهِمْ (LGVMHM) = liḳavmihim : kavimlerine
13. إِنَّا (ÎNE) = innā : elbette biz
14. بُرَاءُ (BR ËÙ) = burā'u : uzağız
15. مِنْكُمْ (MNKM) = minkum : sizden
16. وَمِمَّا (VMME) = ve mimmā : ve
17. تَعْبُدُونَ (TABD̃VN) = teǎ'budūne : taptıklarınızdan
18. مِنْ (MN) = min :
19. دُونِ (D̃VN) = dūni : başka
20. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'tan
21. كَفَرْنَا (KFRNE) = kefernā : tanımıyoruz
22. بِكُمْ (BKM) = bikum : sizi
23. وَبَدَا (VBD̃E) = ve bedā : ve belirmiştir
24. بَيْنَنَا (BYNNE) = beynenā : bizim aramızda
25. وَبَيْنَكُمُ (VBYNKM) = ve beynekumu : sizinle
26. الْعَدَاوَةُ (ELAD̃EVT) = l-ǎdāvetu : bir düşmanlık
27. وَالْبَغْضَاءُ (VELBĞŽEÙ) = velbeğDā'u : ve nefret
28. أَبَدًا (ÊBD̃E) = ebeden : sürekli
29. حَتَّىٰ (ḪT) = Hattā : kadar
30. تُؤْمِنُوا (TÙMNVE) = tu'minū : siz inanıncaya
31. بِاللَّهِ (BELLH) = billahi : Allah'a
32. وَحْدَهُ (VḪD̃H) = veHdehu : bir tek
33. إِلَّا (ÎLE) = illā : yalnız hariçtir
34. قَوْلَ (GVL) = ḳavle : demesi
35. إِبْرَاهِيمَ (ÎBREHYM) = ibrāhīme : İbrahim'in
36. لِأَبِيهِ (LÊBYH) = liebīhi : babasına
37. لَأَسْتَغْفِرَنَّ (LÊSTĞFRN) = leesteğfiranne : mağfiret dileyeceğim
38. لَكَ (LK) = leke : senin için
39. وَمَا (VME) = vemā : fakat
40. أَمْلِكُ (ÊMLK) = emliku : gücüm yetmez
41. لَكَ (LK) = leke : senin için
42. مِنَ (MN) = mine : -tan
43. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah-
44. مِنْ (MN) = min : (gelecek)
45. شَيْءٍ (ŞYÙ) = şey'in : bir şeye
46. رَبَّنَا (RBNE) = rabbenā : Rabbimiz
47. عَلَيْكَ (ALYK) = ǎleyke : sana
48. تَوَكَّلْنَا (TVKLNE) = tevekkelnā : dayandık
49. وَإِلَيْكَ (VÎLYK) = ve ileyke : ve sana
50. أَنَبْنَا (ÊNBNE) = enebnā : yöneldik
51. وَإِلَيْكَ (VÎLYK) = ve ileyke : ve sanadır
52. الْمَصِيرُ (ELMṦYR) = l-meSīru : dönüş
elbette | vardır | sizin için | bir örnek | güzel | | İbrahim'de | ve bulunanlarda | onunla beraber | hani | onlar demişlerdi | kavimlerine | elbette biz | uzağız | sizden | ve | taptıklarınızdan | | başka | Allah'tan | tanımıyoruz | sizi | ve belirmiştir | bizim aramızda | sizinle | bir düşmanlık | ve nefret | sürekli | kadar | siz inanıncaya | Allah'a | bir tek | yalnız hariçtir | demesi | İbrahim'in | babasına | mağfiret dileyeceğim | senin için | fakat | gücüm yetmez | senin için | -tan | Allah- | (gelecek) | bir şeye | Rabbimiz | sana | dayandık | ve sana | yöneldik | ve sanadır | dönüş |

[] [KVN] [] [ESV] [ḪSN] [] [] [] [] [] [GVL] [GVM] [] [BRE] [] [] [ABD̃] [] [D̃VN] [] [KFR] [] [BD̃V] [BYN] [BYN] [AD̃V] [BĞŽ] [EBD̃] [] [EMN] [] [VḪD̃] [] [GVL] [] [EBV] [ĞFR] [] [] [MLK] [] [] [] [] [ŞYE] [RBB] [] [VKL] [] [NVB] [] [ṦYR]
GD̃ KENT LKM ÊSVT ḪSNT FY ÎBREHYM VELZ̃YN MAH ÎZ̃ GELVE LGVMHM ÎNE BR ËÙ MNKM VMME TABD̃VN MN D̃VN ELLH KFRNE BKM VBD̃E BYNNE VBYNKM ELAD̃EVT VELBĞŽEÙ ÊBD̃E ḪT TÙMNVE BELLH VḪD̃H ÎLE GVL ÎBREHYM LÊBYH LÊSTĞFRN LK VME ÊMLK LK MN ELLH MN ŞYÙ RBNE ALYK TVKLNE VÎLYK ÊNBNE VÎLYK ELMṦYR

ḳad kānet lekum usvetun Hasenetun ibrāhīme velleƶīne meǎhu ḳālū liḳavmihim innā burā'u minkum ve mimmā teǎ'budūne min dūni llahi kefernā bikum ve bedā beynenā ve beynekumu l-ǎdāvetu velbeğDā'u ebeden Hattā tu'minū billahi veHdehu illā ḳavle ibrāhīme liebīhi leesteğfiranne leke vemā emliku leke mine llahi min şey'in rabbenā ǎleyke tevekkelnā ve ileyke enebnā ve ileyke l-meSīru
قد كانت لكم أسوة حسنة في إبراهيم والذين معه إذ قالوا لقومهم إنا برآء منكم ومما تعبدون من دون الله كفرنا بكم وبدا بيننا وبينكم العداوة والبغضاء أبدا حتى تؤمنوا بالله وحده إلا قول إبراهيم لأبيه لأستغفرن لك وما أملك لك من الله من شيء ربنا عليك توكلنا وإليك أنبنا وإليك المصير

 » 60 / Mümtehine  Suresi: 4
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قد | GD̃ ḳad elbette Indeed,
كانت ك و ن | KVN KENT kānet vardır (there) is
لكم | LKM lekum sizin için for you
أسوة ا س و | ESV ÊSVT usvetun bir örnek an example
حسنة ح س ن | ḪSN ḪSNT Hasenetun güzel good
في | FY in
إبراهيم | ÎBREHYM ibrāhīme İbrahim'de Ibrahim
والذين | VELZ̃YN velleƶīne ve bulunanlarda and those
معه | MAH meǎhu onunla beraber with him,
إذ | ÎZ̃ hani when
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū onlar demişlerdi they said
لقومهم ق و م | GVM LGVMHM liḳavmihim kavimlerine to their people,
إنا | ÎNE innā elbette biz """Indeed, we"
برآء ب ر ا | BRE BR ËÙ burā'u uzağız (are) disassociated
منكم | MNKM minkum sizden from you
ومما | VMME ve mimmā ve and from what
تعبدون ع ب د | ABD̃ TABD̃VN teǎ'budūne taptıklarınızdan you worship
من | MN min from
دون د و ن | D̃VN D̃VN dūni başka besides
الله | ELLH llahi Allah'tan Allah.
كفرنا ك ف ر | KFR KFRNE kefernā tanımıyoruz We have denied
بكم | BKM bikum sizi you,
وبدا ب د و | BD̃V VBD̃E ve bedā ve belirmiştir and has appeared
بيننا ب ي ن | BYN BYNNE beynenā bizim aramızda between us
وبينكم ب ي ن | BYN VBYNKM ve beynekumu sizinle and between you
العداوة ع د و | AD̃V ELAD̃EVT l-ǎdāvetu bir düşmanlık enmity
والبغضاء ب غ ض | BĞŽ VELBĞŽEÙ velbeğDā'u ve nefret and hatred
أبدا ا ب د | EBD̃ ÊBD̃E ebeden sürekli forever
حتى | ḪT Hattā kadar until
تؤمنوا ا م ن | EMN TÙMNVE tu'minū siz inanıncaya you believe
بالله | BELLH billahi Allah'a in Allah
وحده و ح د | VḪD̃ VḪD̃H veHdehu bir tek "Alone."""
إلا | ÎLE illā yalnız hariçtir Except
قول ق و ل | GVL GVL ḳavle demesi (the) saying
إبراهيم | ÎBREHYM ibrāhīme İbrahim'in (of) Ibrahim
لأبيه ا ب و | EBV LÊBYH liebīhi babasına to his father,
لأستغفرن غ ف ر | ĞFR LÊSTĞFRN leesteğfiranne mağfiret dileyeceğim """Surely I ask forgiveness"
لك | LK leke senin için for you,
وما | VME vemā fakat but not
أملك م ل ك | MLK ÊMLK emliku gücüm yetmez I have power
لك | LK leke senin için for you
من | MN mine -tan from
الله | ELLH llahi Allah- Allah
من | MN min (gelecek) of
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in bir şeye anything.
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbenā Rabbimiz Our Lord,
عليك | ALYK ǎleyke sana upon You
توكلنا و ك ل | VKL TVKLNE tevekkelnā dayandık we put our trust,
وإليك | VÎLYK ve ileyke ve sana and to You
أنبنا ن و ب | NVB ÊNBNE enebnā yöneldik we turn,
وإليك | VÎLYK ve ileyke ve sanadır and to You
المصير ص ي ر | ṦYR ELMṦYR l-meSīru dönüş (is) the final return.

60:4 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

elbette | vardır | sizin için | bir örnek | güzel | | İbrahim'de | ve bulunanlarda | onunla beraber | hani | onlar demişlerdi | kavimlerine | elbette biz | uzağız | sizden | ve | taptıklarınızdan | | başka | Allah'tan | tanımıyoruz | sizi | ve belirmiştir | bizim aramızda | sizinle | bir düşmanlık | ve nefret | sürekli | kadar | siz inanıncaya | Allah'a | bir tek | yalnız hariçtir | demesi | İbrahim'in | babasına | mağfiret dileyeceğim | senin için | fakat | gücüm yetmez | senin için | -tan | Allah- | (gelecek) | bir şeye | Rabbimiz | sana | dayandık | ve sana | yöneldik | ve sanadır | dönüş |

[] [KVN] [] [ESV] [ḪSN] [] [] [] [] [] [GVL] [GVM] [] [BRE] [] [] [ABD̃] [] [D̃VN] [] [KFR] [] [BD̃V] [BYN] [BYN] [AD̃V] [BĞŽ] [EBD̃] [] [EMN] [] [VḪD̃] [] [GVL] [] [EBV] [ĞFR] [] [] [MLK] [] [] [] [] [ŞYE] [RBB] [] [VKL] [] [NVB] [] [ṦYR]
GD̃ KENT LKM ÊSVT ḪSNT FY ÎBREHYM VELZ̃YN MAH ÎZ̃ GELVE LGVMHM ÎNE BR ËÙ MNKM VMME TABD̃VN MN D̃VN ELLH KFRNE BKM VBD̃E BYNNE VBYNKM ELAD̃EVT VELBĞŽEÙ ÊBD̃E ḪT TÙMNVE BELLH VḪD̃H ÎLE GVL ÎBREHYM LÊBYH LÊSTĞFRN LK VME ÊMLK LK MN ELLH MN ŞYÙ RBNE ALYK TVKLNE VÎLYK ÊNBNE VÎLYK ELMṦYR

ḳad kānet lekum usvetun Hasenetun ibrāhīme velleƶīne meǎhu ḳālū liḳavmihim innā burā'u minkum ve mimmā teǎ'budūne min dūni llahi kefernā bikum ve bedā beynenā ve beynekumu l-ǎdāvetu velbeğDā'u ebeden Hattā tu'minū billahi veHdehu illā ḳavle ibrāhīme liebīhi leesteğfiranne leke vemā emliku leke mine llahi min şey'in rabbenā ǎleyke tevekkelnā ve ileyke enebnā ve ileyke l-meSīru
قد كانت لكم أسوة حسنة في إبراهيم والذين معه إذ قالوا لقومهم إنا برآء منكم ومما تعبدون من دون الله كفرنا بكم وبدا بيننا وبينكم العداوة والبغضاء أبدا حتى تؤمنوا بالله وحده إلا قول إبراهيم لأبيه لأستغفرن لك وما أملك لك من الله من شيء ربنا عليك توكلنا وإليك أنبنا وإليك المصير

[] [ك و ن] [] [ا س و] [ح س ن] [] [] [] [] [] [ق و ل] [ق و م] [] [ب ر ا] [] [] [ع ب د] [] [د و ن] [] [ك ف ر] [] [ب د و] [ب ي ن] [ب ي ن] [ع د و] [ب غ ض] [ا ب د] [] [ا م ن] [] [و ح د] [] [ق و ل] [] [ا ب و] [غ ف ر] [] [] [م ل ك] [] [] [] [] [ش ي ا] [ر ب ب] [] [و ك ل] [] [ن و ب] [] [ص ي ر]

 » 60 / Mümtehine  Suresi: 4
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قد | GD̃ ḳad elbette Indeed,
Gaf,Dal,
100,4,
CERT – particle of certainty
حرف تحقيق
كانت ك و ن | KVN KENT kānet vardır (there) is
Kef,Elif,Nun,Te,
20,1,50,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
لكم | LKM lekum sizin için for you
Lam,Kef,Mim,
30,20,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
أسوة ا س و | ESV ÊSVT usvetun bir örnek an example
,Sin,Vav,Te merbuta,
,60,6,400,
N – nominative feminine indefinite noun
اسم مرفوع
حسنة ح س ن | ḪSN ḪSNT Hasenetun güzel good
Ha,Sin,Nun,Te merbuta,
8,60,50,400,
ADJ – nominative feminine indefinite adjective
صفة مرفوعة
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
إبراهيم | ÎBREHYM ibrāhīme İbrahim'de Ibrahim
,Be,Re,Elif,He,Ye,Mim,
,2,200,1,5,10,40,
"PN – genitive masculine proper noun → Ibrahim"
اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
والذين | VELZ̃YN velleƶīne ve bulunanlarda and those
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
6,1,30,700,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – masculine plural relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
معه | MAH meǎhu onunla beraber with him,
Mim,Ayn,He,
40,70,5,
LOC – accusative location adverb
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
ظرف مكان منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إذ | ÎZ̃ hani when
,Zel,
,700,
T – time adverb
ظرف زمان
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū onlar demişlerdi they said
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لقومهم ق و م | GVM LGVMHM liḳavmihim kavimlerine to their people,
Lam,Gaf,Vav,Mim,He,Mim,
30,100,6,40,5,40,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
جار ومجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إنا | ÎNE innā elbette biz """Indeed, we"
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
برآء ب ر ا | BRE BR ËÙ burā'u uzağız (are) disassociated
Be,Re,,,
2,200,,,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
منكم | MNKM minkum sizden from you
Mim,Nun,Kef,Mim,
40,50,20,40,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
ومما | VMME ve mimmā ve and from what
Vav,Mim,Mim,Elif,
6,40,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
حرف جر
اسم موصول
تعبدون ع ب د | ABD̃ TABD̃VN teǎ'budūne taptıklarınızdan you worship
Te,Ayn,Be,Dal,Vav,Nun,
400,70,2,4,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
دون د و ن | D̃VN D̃VN dūni başka besides
Dal,Vav,Nun,
4,6,50,
N – genitive noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah'tan Allah.
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
كفرنا ك ف ر | KFR KFRNE kefernā tanımıyoruz We have denied
Kef,Fe,Re,Nun,Elif,
20,80,200,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
بكم | BKM bikum sizi you,
Be,Kef,Mim,
2,20,40,
P – prefixed preposition bi
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
وبدا ب د و | BD̃V VBD̃E ve bedā ve belirmiştir and has appeared
Vav,Be,Dal,Elif,
6,2,4,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
بيننا ب ي ن | BYN BYNNE beynenā bizim aramızda between us
Be,Ye,Nun,Nun,Elif,
2,10,50,50,1,
LOC – accusative location adverb
PRON – 1st person plural possessive pronoun
ظرف مكان منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وبينكم ب ي ن | BYN VBYNKM ve beynekumu sizinle and between you
Vav,Be,Ye,Nun,Kef,Mim,
6,2,10,50,20,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
LOC – accusative location adverb
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
الواو عاطفة
ظرف مكان منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
العداوة ع د و | AD̃V ELAD̃EVT l-ǎdāvetu bir düşmanlık enmity
Elif,Lam,Ayn,Dal,Elif,Vav,Te merbuta,
1,30,70,4,1,6,400,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
والبغضاء ب غ ض | BĞŽ VELBĞŽEÙ velbeğDā'u ve nefret and hatred
Vav,Elif,Lam,Be,Ğayn,Dad,Elif,,
6,1,30,2,1000,800,1,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative feminine noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
أبدا ا ب د | EBD̃ ÊBD̃E ebeden sürekli forever
,Be,Dal,Elif,
,2,4,1,
T – accusative masculine indefinite time adverb
ظرف زمان منصوب
حتى | ḪT Hattā kadar until
Ha,Te,,
8,400,,
P – preposition
حرف جر
تؤمنوا ا م ن | EMN TÙMNVE tu'minū siz inanıncaya you believe
Te,,Mim,Nun,Vav,Elif,
400,,40,50,6,1,
V – 2nd person masculine plural (form IV) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بالله | BELLH billahi Allah'a in Allah
Be,Elif,Lam,Lam,He,
2,1,30,30,5,
"P – prefixed preposition bi
PN – genitive proper noun → Allah"
جار ومجرور
وحده و ح د | VḪD̃ VḪD̃H veHdehu bir tek "Alone."""
Vav,Ha,Dal,He,
6,8,4,5,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إلا | ÎLE illā yalnız hariçtir Except
,Lam,Elif,
,30,1,
EXP – exceptive particle
أداة استثناء
قول ق و ل | GVL GVL ḳavle demesi (the) saying
Gaf,Vav,Lam,
100,6,30,
N – accusative masculine verbal noun
اسم منصوب
إبراهيم | ÎBREHYM ibrāhīme İbrahim'in (of) Ibrahim
,Be,Re,Elif,He,Ye,Mim,
,2,200,1,5,10,40,
"PN – genitive masculine proper noun → Ibrahim"
اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
لأبيه ا ب و | EBV LÊBYH liebīhi babasına to his father,
Lam,,Be,Ye,He,
30,,2,10,5,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine singular noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
جار ومجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لأستغفرن غ ف ر | ĞFR LÊSTĞFRN leesteğfiranne mağfiret dileyeceğim """Surely I ask forgiveness"
Lam,,Sin,Te,Ğayn,Fe,Re,Nun,
30,,60,400,1000,80,200,50,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 1st person singular (form X) imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد
لك | LK leke senin için for you,
Lam,Kef,
30,20,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
وما | VME vemā fakat but not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
أملك م ل ك | MLK ÊMLK emliku gücüm yetmez I have power
,Mim,Lam,Kef,
,40,30,20,
V – 1st person singular imperfect verb
فعل مضارع
لك | LK leke senin için for you
Lam,Kef,
30,20,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
من | MN mine -tan from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الله | ELLH llahi Allah- Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
من | MN min (gelecek) of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in bir şeye anything.
Şın,Ye,,
300,10,,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbenā Rabbimiz Our Lord,
Re,Be,Nun,Elif,
200,2,50,1,
N – accusative masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
عليك | ALYK ǎleyke sana upon You
Ayn,Lam,Ye,Kef,
70,30,10,20,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
توكلنا و ك ل | VKL TVKLNE tevekkelnā dayandık we put our trust,
Te,Vav,Kef,Lam,Nun,Elif,
400,6,20,30,50,1,
V – 1st person plural (form V) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
وإليك | VÎLYK ve ileyke ve sana and to You
Vav,,Lam,Ye,Kef,
6,,30,10,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
أنبنا ن و ب | NVB ÊNBNE enebnā yöneldik we turn,
,Nun,Be,Nun,Elif,
,50,2,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
وإليك | VÎLYK ve ileyke ve sanadır and to You
Vav,,Lam,Ye,Kef,
6,,30,10,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
المصير ص ي ر | ṦYR ELMṦYR l-meSīru dönüş (is) the final return.
Elif,Lam,Mim,Sad,Ye,Re,
1,30,40,90,10,200,
N – nominative noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَدْ: elbette | كَانَتْ: vardır | لَكُمْ: sizin için | أُسْوَةٌ: bir örnek | حَسَنَةٌ: güzel | فِي: | إِبْرَاهِيمَ: İbrahim'de | وَالَّذِينَ: ve bulunanlarda | مَعَهُ: onunla beraber | إِذْ: hani | قَالُوا: onlar demişlerdi | لِقَوْمِهِمْ: kavimlerine | إِنَّا: elbette biz | بُرَاءُ: uzağız | مِنْكُمْ: sizden | وَمِمَّا: ve | تَعْبُدُونَ: taptıklarınızdan | مِنْ: | دُونِ: başka | اللَّهِ: Allah'tan | كَفَرْنَا: tanımıyoruz | بِكُمْ: sizi | وَبَدَا: ve belirmiştir | بَيْنَنَا: bizim aramızda | وَبَيْنَكُمُ: sizinle | الْعَدَاوَةُ: bir düşmanlık | وَالْبَغْضَاءُ: ve nefret | أَبَدًا: sürekli | حَتَّىٰ: kadar | تُؤْمِنُوا: siz inanıncaya | بِاللَّهِ: Allah'a | وَحْدَهُ: bir tek | إِلَّا: yalnız hariçtir | قَوْلَ: demesi | إِبْرَاهِيمَ: İbrahim'in | لِأَبِيهِ: babasına | لَأَسْتَغْفِرَنَّ: mağfiret dileyeceğim | لَكَ: senin için | وَمَا: fakat | أَمْلِكُ: gücüm yetmez | لَكَ: senin için | مِنَ: -tan | اللَّهِ: Allah- | مِنْ: (gelecek) | شَيْءٍ: bir şeye | رَبَّنَا: Rabbimiz | عَلَيْكَ: sana | تَوَكَّلْنَا: dayandık | وَإِلَيْكَ: ve sana | أَنَبْنَا: yöneldik | وَإِلَيْكَ: ve sanadır | الْمَصِيرُ: dönüş |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قد GD̃ elbette | كانت KENT vardır | لكم LKM sizin için | أسوة ÊSWT bir örnek | حسنة ḪSNT güzel | في FY | إبراهيم ÎBREHYM İbrahim'de | والذين WELZ̃YN ve bulunanlarda | معه MAH onunla beraber | إذ ÎZ̃ hani | قالوا GELWE onlar demişlerdi | لقومهم LGWMHM kavimlerine | إنا ÎNE elbette biz | برآء BR ËÙ uzağız | منكم MNKM sizden | ومما WMME ve | تعبدون TABD̃WN taptıklarınızdan | من MN | دون D̃WN başka | الله ELLH Allah'tan | كفرنا KFRNE tanımıyoruz | بكم BKM sizi | وبدا WBD̃E ve belirmiştir | بيننا BYNNE bizim aramızda | وبينكم WBYNKM sizinle | العداوة ELAD̃EWT bir düşmanlık | والبغضاء WELBĞŽEÙ ve nefret | أبدا ÊBD̃E sürekli | حتى ḪT kadar | تؤمنوا TÙMNWE siz inanıncaya | بالله BELLH Allah'a | وحده WḪD̃H bir tek | إلا ÎLE yalnız hariçtir | قول GWL demesi | إبراهيم ÎBREHYM İbrahim'in | لأبيه LÊBYH babasına | لأستغفرن LÊSTĞFRN mağfiret dileyeceğim | لك LK senin için | وما WME fakat | أملك ÊMLK gücüm yetmez | لك LK senin için | من MN -tan | الله ELLH Allah- | من MN (gelecek) | شيء ŞYÙ bir şeye | ربنا RBNE Rabbimiz | عليك ALYK sana | توكلنا TWKLNE dayandık | وإليك WÎLYK ve sana | أنبنا ÊNBNE yöneldik | وإليك WÎLYK ve sanadır | المصير ELMṦYR dönüş |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳad: elbette | kānet: vardır | lekum: sizin için | usvetun: bir örnek | Hasenetun: güzel | : | ibrāhīme: İbrahim'de | velleƶīne: ve bulunanlarda | meǎhu: onunla beraber | : hani | ḳālū: onlar demişlerdi | liḳavmihim: kavimlerine | innā: elbette biz | burā'u: uzağız | minkum: sizden | ve mimmā: ve | teǎ'budūne: taptıklarınızdan | min: | dūni: başka | llahi: Allah'tan | kefernā: tanımıyoruz | bikum: sizi | ve bedā: ve belirmiştir | beynenā: bizim aramızda | ve beynekumu: sizinle | l-ǎdāvetu: bir düşmanlık | velbeğDā'u: ve nefret | ebeden: sürekli | Hattā: kadar | tu'minū: siz inanıncaya | billahi: Allah'a | veHdehu: bir tek | illā: yalnız hariçtir | ḳavle: demesi | ibrāhīme: İbrahim'in | liebīhi: babasına | leesteğfiranne: mağfiret dileyeceğim | leke: senin için | vemā: fakat | emliku: gücüm yetmez | leke: senin için | mine: -tan | llahi: Allah- | min: (gelecek) | şey'in: bir şeye | rabbenā: Rabbimiz | ǎleyke: sana | tevekkelnā: dayandık | ve ileyke: ve sana | enebnā: yöneldik | ve ileyke: ve sanadır | l-meSīru: dönüş |
Kırık Meal (Transcript) : |GD̃: elbette | KENT: vardır | LKM: sizin için | ÊSVT: bir örnek | ḪSNT: güzel | FY: | ÎBREHYM: İbrahim'de | VELZ̃YN: ve bulunanlarda | MAH: onunla beraber | ÎZ̃: hani | GELVE: onlar demişlerdi | LGVMHM: kavimlerine | ÎNE: elbette biz | BR ËÙ: uzağız | MNKM: sizden | VMME: ve | TABD̃VN: taptıklarınızdan | MN: | D̃VN: başka | ELLH: Allah'tan | KFRNE: tanımıyoruz | BKM: sizi | VBD̃E: ve belirmiştir | BYNNE: bizim aramızda | VBYNKM: sizinle | ELAD̃EVT: bir düşmanlık | VELBĞŽEÙ: ve nefret | ÊBD̃E: sürekli | ḪT: kadar | TÙMNVE: siz inanıncaya | BELLH: Allah'a | VḪD̃H: bir tek | ÎLE: yalnız hariçtir | GVL: demesi | ÎBREHYM: İbrahim'in | LÊBYH: babasına | LÊSTĞFRN: mağfiret dileyeceğim | LK: senin için | VME: fakat | ÊMLK: gücüm yetmez | LK: senin için | MN: -tan | ELLH: Allah- | MN: (gelecek) | ŞYÙ: bir şeye | RBNE: Rabbimiz | ALYK: sana | TVKLNE: dayandık | VÎLYK: ve sana | ÊNBNE: yöneldik | VÎLYK: ve sanadır | ELMṦYR: dönüş |
Abdulbaki Gölpınarlı : Gerçekten de İbrâhim'de ve onunla berâber bulunanlarda güzel bir örnek var size; hani kavimlerine demişlerdi ki: Şüphe yok ki biz, sizden ve Allah'tan başka kulluk ettiklerinizden tamâmıyla uzağız, inkâr ettik sizi ve aramızla aranızda, bir Allah'a siz de inanıncaya dek ebedî bir düşmanlık ve nefret belirmiştir; ancak İbrâhim'in, atasına, elbette senin için yarlıganma dileyeceğim ve fakat Allah'tan sana gelecek hiçbirşeyi de menedemem sözü başka; Rabbimiz, sana dayandık ve sana yöneldik ve dönüp geleceğimiz yer de senin tapın.
Adem Uğur : İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki: "Biz sizden ve Allah'ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir." Şu kadar var ki, İbrahim babasına: "Andolsun senin için mağfiret dileyeceğim. Fakat Allah'tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez" demişti. (O müminler şöyle dediler:) Rabbimiz! Ancak sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır.
Ahmed Hulusi : İbrahim'de ve Onunla beraber olan kimselerde sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine dediler ki: "Muhakkak ki biz sizden de, Allâh dûnunda kulluk yaptıklarınızdan da uzağız! Sizi inkâr - reddettik. Sizinle aramızda ebediyen düşmanlık ve buğz başlamıştır; siz Esmâ'sıyla hakikatiniz olan Allâh'ın Vâhidiyetine iman edinceye kadar!". . . Ancak İbrahim'in babasına: "Mutlaka senin için mağfiret dileyeceğim; ama senin için (dua edip istemekten başka) Allâh'tan bir şeye mâlik değilim" sözü hariç! "Rabbimiz, sana tevekkül ettik, sana yöneldik ve dönüş sanadır!" (dediler).
Ahmet Tekin : Sizin sıkıntılarınızın, problemlerinizin en güzel çözümü, çaresi, kurtuluşunuzun şifalı reçetesi, İbrâhim ve onunla birlikte olan yiğit mü’minlerde ve onların mücadelelerle dolu hayatındadır. Hani onlar kavimlerine: 'Biz sizden ve Allah’ı bırakıp, kulları durumundaki taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz, bir tek Allah’a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda ebedî bir düşmanlık ve öfke belirmiştir.' dediler. Ancak İbrâhim’in babası için: 'Andolsun, senin için bağışlanma, koruma kalkanına alınma dileyeceğim. Fakat, Allah’tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez.' demesi örnek alınamaz. Mü’minler: 'Rabbimiz, ancak sana dayanıp güvendik, işlerimizi sana havale ettik. Yalnız sana yöneldik, senin yoluna baş koyduk. Sonuçta, yalnız senin huzuruna varıp hesap vereceğiz.' derler.
Ahmet Varol : İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine demişlerdi ki: 'Biz sizden ve Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi inkâr ettik ve siz Allah'a bir olarak iman edinceye kadar bizimle sizin aranızda ebedi düşmanlık ve kin belirmiştir.' Yalnız İbrahim'in babasına: 'Senin için elbette mağfiret dileyeceğim. Fakat Allah'tan gelecek olana karşı senin için bir şeye gücüm yetmez' demesi müstesna. 'Rabbimiz! Sana güvendik, sana yöneldik ve dönüş de sanadır.' [2]
Ali Bulaç : İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır. Hani kendi kavimlerine demişlerdi ki: "Biz, sizlerden ve Allah'ın dışında taptıklarınızdan gerçekten uzağız. Sizi (artık) tanımayıp inkar ettik. Sizinle aramızda, siz Allah'a bir olarak iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve bir kin baş göstermiştir." Ancak İbrahim'in babasına: "Sana bağışlanma dileyeceğim, ama Allah'tan gelecek herhangi bir şeye karşı senin için gücüm yetmez." demesi hariç. "Ey Rabbimiz, biz sana tevekkül ettik ve 'içten sana yöneldik.' Dönüş sanadır."
Ali Fikri Yavuz : Gerçekten İbrahîm’in ve beraberinde olanların sözlerinde sizin için güzel bir örnek oldu: Vaktiyle kavimlerine dediler ki: “- Biz, sizlerden ve Allah’dan başka taptıklarınızdan berîyiz. Siz, Allah’ın birliğine iman etmedikçe, sizi (dininizi) tanımıyoruz. Sizinle aramızda ebedî düşmanlık ve kin baş gösterdi!” Ancak İbrahîm’in, babası için şöyle demesi müstesna olmuştur: “- Elbette senin için mağfiret dileyeceğim; fakat Allah’ın azabından hiç bir şeyi kaldırmağa senin için gücüm yetmez?” (O halde ey müminler, siz şöyle deyin): “- Ey Rabbimiz! Ancak sana tevekkül ettik, sana ibadete koyulduk ve yalnız sanadır dönüş...
Bekir Sadak : Ibrahim ve onunla beraber olanlarda, sizin icin uyulacak guzel bir ornek vardir. Onlar milletlerine soyle demislerdi: «Biz sizden ve Allah'tan baska taptiklarinizdan uzagiz; sizin dininizi inkar ediyoruz; bizimle sizin aranizda yalniz Allah'a inanmaniza kadar ebedi dusmanlik ve ofke basgostermistir.» Yalniz, Ibrahim'in, babasina: «And olsun ki, senin icin magfiret dileyecegim, fakat sana Allah'tan gelecek herhangi bir seyi savmaya gucum yetmez» sozu bu ornegin disindadir. Ey inananlar! Deyin ki: «Rabbimiz! Sana guvendik, Sana yoneldik; donus Sanadir.»
Celal Yıldırım : Gerçekten İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda sizin için güzel bir örnek vardır: Hani onlar, kendi milletlerine, «şüphesiz ki, sizlerden ve Allah'tan başka taptıklarınızdan beriyiz (uzağız, sizinle hiçbir ilişiğimiz yoktur). Sizi (ve taptıklarınızı) tanımıyoruz. Siz.bir olan Allah'a ibâdet edinceye kadar aramızda düşmanlık ve öfke sürekli olarak belirmiştir» demişlerdi. Ancak İbrahim'in babasına : «And olsun ki senin için istiğfarda (günahların bağışlanmasını) dileyeceğim, ama Allah'tan sana gelecek hiçbir şeyin önüne geçmeğe sahip değilimdir,» dediği sözü müstesna.. Ey Rabbimiz! Ancak sana güvenip dayandık; yalnız sana yönelip gönül verdik ve dönüş de ancak sanadır.
Diyanet İşleri : İbrahim’de ve onunla birlikte bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine, “Biz sizden ve Allah’ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah’a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir” demişlerdi. Yalnız İbrahim’in, babasına, “Senin için mutlaka bağışlama dileyeceğim. Fakat Allah’tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez” sözü başka. Onlar şöyle dediler: “Ey Rabbimiz! Ancak sana dayandık, içtenlikle yalnız sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır.”
Diyanet İşleri (eski) : İbrahim ve onunla beraber olanlarda, sizin için uyulacak güzel bir örnek vardır. Onlar milletlerine şöyle demişlerdi: 'Biz sizden ve Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız; sizin dininizi inkar ediyoruz; bizimle sizin aranızda yalnız Allah'a inanmanıza kadar ebedi düşmanlık ve öfke başgöstermiştir.' -Yalnız, İbrahim'in, babasına: 'And olsun ki, senin için mağfiret dileyeceğim, fakat sana Allah'tan gelecek herhangi bir şeyi savmaya gücüm yetmez' sözü bu örneğin dışındadır- 'Rabbimiz! Sana güvendik, Sana yöneldik; dönüş Sanadır.'
Diyanet Vakfi : İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki: «Biz sizden ve Allah'ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir.» Şu kadar var ki, İbrahim babasına: «Andolsun senin için mağfiret dileyeceğim. Fakat Allah'tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez» demişti. (O müminler şöyle dediler:) Rabbimiz! Ancak sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır.
Edip Yüksel : Sizin için İbrahim ve onunla beraber olanlarda güzel bir örnek vardır. Onunla beraber olanlar, halklarına, 'Biz, sizden ve sizin ALLAH'ın dışında taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. YALNIZ ALLAH'a inanıncaya kadar bizimle sizin aranızda ebedi olarak düşmanlık ve nefret belirmiştir. Ne var ki, İbrahim'in babasına 'Senin bağışlanman için dua edeceğim, fakat ALLAH'tan gelecek hiçbir şeye karşı seni koruyamam.' biçimindeki sözü (bir hata olarak) bunun dışındaydı. 'Rabbimiz, sana güvendik, sana yöneldik ve sonunda sana döneceğiz.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İbrahim'de ve onunla beraber bulunanlarda sizin için güzel bir misal vardır, onlar kavimlerine demişlerdi ki: «Biz sizden ve sizin Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir.» Yalnız İbrahim'in babasına: «Senin için mağfiret dileyeceğim, fakat senin için Allah'tan (gelecek) hiçbir şeyi (önlemeye) gücüm yetmez.» demesi hariç. Rabbimiz! Yalnız sana dayandık, sana yöneldik. Dönüşümüz de ancak sanadır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sizin için güzel bir örnek İbrahim ile beraberindekiler de oldu. Onlar vaktiyle kavimlerine: «Biz, sizlerden ve Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız ve siz Allah'ın birliğine iman edinceye kadar sizi tanımıyoruz. Sizinle aramızda ebedi bir düşmanlık başladı.» demişlerdi. Yalnız İbrahim'in babasına: «Kesinlikle senin için bağışlanma dileyeceğim fakat senin için Allah'tan (gelecek) hiçbir şeyi önlemeye gücüm yetmez.» demesi başka. «Ey Rabbimiz, biz ancak Sana güvendik, Sana gönül verdik ve bütün gidiş Sanadır!» dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Sizin için güzel bir örnek İbrahim ile beraberindekiler de oldu: Vaktiyle onlar kavımlarına şöyle dediler: «Biz sizlerden ve Allahdan başka taptıklarınızdan beriyiz ve sizi tanımıyoruz, ta ki siz Allahın birliğine iyman edinciye kadar, sizinle aramızda ebedî buğz-u adavet başladı» ancak İbrahimin babasına «Elbette senin için istiğfar edeceğim» maamafih senin için Allahdan hiçbir şeye gücüm yetmez» demesi müstesna, dediler: Ya rabbena! Biz ancak sana tevekkül kıldık ve sana gönül verdik ve bütün gidiş sanadır.
Fizilal-il Kuran : İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki, «Biz sizden ve sizin Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir.» demişlerdi. Yalnız, İbrahim'in babasına: «Andolsun ki, senin için mağfiret dileyeceğim fakat sana Allah'tan gelecek herhangi birşeyi savmaya gücüm yetmez.» sözü bu örneğin dışındadır. Ey inananlar deyin ki: «Rabbimiz, sana güvendik, sana yöneldik, dönüşümüz sanadır.»
Gültekin Onan : İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır. Hani kendi kavimlerine demişlerdi ki: "Biz, sizlerden ve Tanrı'nın dışında taptıklarınızdan gerçekten uzağız. Sizi tanımıyoruz / yadsıyoruz (keferna). Sizinle aramızda, siz Tanrı'ya bir olarak inanıncaya kadar ebediyen bir düşmanlık ve bir kin baş göstermiştir." Ancak İbrahim'in babasına: "Sana bağışlanma dileyeceğim, ama Tanrı'dan gelecek herhangi bir şeye karşı senin için gücüm yetmez." demesi hariç. "Ey rabbimiz, biz sana tevekkül ettik ve 'içten sana yöneldik'. Dönüş sanadır."
Hakkı Yılmaz : (4,5) "İbrâhîm'de ve o'nunla beraber bulunanlarda –İbrâhîm'in babası için, “Senin için kesinlikle bağışlanma dileyeceğim. Ve Allah'tan olan hiçbir şeye gücüm yetmez” demesi hariç– kesinlikle sizin için güzel bir örnek vardır. Hani İbrâhîm ve İbrâhîm ile beraber olanlar, toplumlarına, “Biz, sizden ve sizin Allah'ın astlarından taptıklarınızdan uzağız. Biz, sizi silip attık. Ve siz, bir tek olarak Allah'a inanıncaya kadar sizinle bizim aramızda sonsuza dek bir düşmanlık ve buğz belirmiştir. Rabbimiz! Yalnız Sana dayandık, Sana yöneldik. Ve dönüş ancak Sanadır. Rabbimiz! Bizi, kâfirler; Senin ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler için bir ateşe atılma/imtihan aracı yapma! Bizi bağışla! Rabbimiz! Şüphesiz Sen, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olanın, en iyi yasa yapanın, en sağlam yapanın ta kendisisin!” demişlerdi. "
Hasan Basri Çantay : İbrâhîmde ve onun maiyyetindekilerde sizin için hakıykaten güzel bir örnek vardı. Hani onlar kavmlerine «Biz, sizden ve Allâhı bırakıp da tapmakda olduğunuz nesnelerden kat'iyyen uzağız. Sizi inkâretdik. Siz Allaha bir olarak îman edinceye kadar bizimle aranızda ebedî düşmanlık ve buğuz belirmişdir» demişlerdi. Yalınız İbrâhîmin, babasına «Herhalde senin yarlığanmanı isteyeceğim. (Fakat) senin için Allahdan (gelecek) herhangi birşey (i celb ve def' etmey) e gücüm yetmez» demesi müstesna. (Siz şöyle deyin:) «Ey Rabbimiz, ancak Sana güvenib dayandık ve yalınız Sana yöneldik. Son dönüş de ancak Sanadır».
Hayrat Neşriyat : İbrâhîm’de ve onunla berâber bulunanlarda sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Hani kavimlerine şöyle demişlerdi: 'Doğrusu biz, siz den ve Allah’dan başka tapmakta olduklarınız dan uzak kimseleriz! Sizi (bâtıl dîninizi) in kâr ettik; artık (siz) tek olarak Al lah’a îmân edin ceye kadar, si zinle bizim aramızda ebedî olarak düş manlık ve kin başlamıştır.' Ancak İbrâhîm ’in (îmân etmemiş) ba ba sına olan (şu) sözü müstesnâ: '(Allah’dan) senin için mutlakā mağfiret dileyeceğim; fakat senin için Allah’dan (gelecek) hiçbir şeye (bir hidâyet ve mağ firete) mâlik değilim!' (Ve onlar şöy le duâ ettiler:) 'Rabbimiz! Ancak sa na tevekkül ettik ve sana yönel dik; dö nüş de ancak sanadır!'
İbni Kesir : İbrahim'de ve onun beraberinde olanlarda sizin için gerçekten güzel bir örnek vardı. Hani onlar, kavimlerine demişlerdi ki: Biz, sizden ve Allah' ı bırakıp taptığınız başka şeylerden uzağız. Sizi inkar ediyoruz. Yalnız Allah'a inanıncaya kadar bizimle sizin aranızda ebedi düşmanlık ve öfke belirmiştir. Yalnız İbrahim'in babasına; andolsun ki, senin için mağfiret dileyeceğim. Ama Allah'tan sana gelecek herhangi birşeyi def'etmeye gücüm yetmez, demesi müstesna. Ey Rabbımız; Sana tevekkül ettik ve Sana yöneldik. Dönüş de ancak Sana'dır.
İskender Evrenosoğlu : Hz. İbrâhîm ve onunla beraber olanlar sizin için güzel bir örnek olmuştur. Onlar kavimlerine şöyle demişlerdi: “Muhakkak ki biz, sizden ve sizin Allah'tan başka taptığınız şeylerden uzağız, sizi inkâr ediyoruz. Ve siz, Allah'ın tek oluşuna inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda ebediyyen düşmanlık ve öfke başladı.” Hz. İbrâhîm'in, babasına: “Senin için mutlaka istiğfar edeceğim (mağfiret dileyeceğim). (Ancak) Allah'tan sana gelecek bir şeyi önlemeye malik değilim, sözü (demesi) hariç. Rabbimiz, biz Sana tevekkül ettik. Ve Sana yöneldik. Ve masîr (varış, dönüş, ulaşma), Sana'dır.”
Muhammed Esed : Gerçekten İbrahim'de ve ona uyanlarda sizin için güzel bir örnek vardı: Onlar kendi (putperest) toplumlarına şöyle seslenmişlerdi: "Kesinlikle biz sizden de Allah'tan başka bütün o taptıklarınızdan da uzağız; sizin inandığınız her şeyi inkar ediyoruz; sizinle bizim aramızda, Tek Allah'a inanacağınız zamana kadar sürecek bir düşmanlık ve nefret vardır!" Tek istisna, İbrahim'in, babasına: "Senin için (Allah'tan) bağışlama dileyeceğim ama senin adına Allah'tan herhangi bir şey elde etmek benim elimde değil" demesiydi. (Ve İbrahim ile ona uyanlar,) "Ey Rabbimiz!" diye yalvardılar, "Sana güveniyor ve Sana yöneliyoruz çünkü bütün yolların varışı Sanadır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Muhakkak ki sizin için İbrahim'de ve O'nunla beraber olanlarda bir güzel örnek vardır. O vakit ki, kavimlerine dediler ki: «Şüphe yok, biz sizden ve Allah'tan gayrı tapmakta olduğunuz şeylerden müteberri kimseleriz. Sizi inkâr ettik ve yalnız bir Allah'a imân edeceğinize değin bizim aramızla sizin aranızda ebedîyyen adavet ve buğz başlamıştır.» Ancak İbrahim'in babasına, «Elbette senin için istiğfarda bulunacağım. Mamafih senin için Allah'tan hiçbir şeye malik olamam,» demesi müstesna... «Ey Rabbimiz! Ancak Sana tevekkül ettik ve Sana yöneldik ve son gidiş de ancak Sana'dır.»
Ömer Öngüt : İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda sizin için gerçekten güzel bir misal vardır. Onlar kavimlerine şöyle demişlerdi: "Biz sizden ve sizin Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz de bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir. " Yalnız İbrahim'in babasına: "Andolsun ki senin için mağfiret dileyeceğim. Fakat Allah'tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez. " sözü hariç. "Ey Rabbimiz! Sana güvendik, sana yöneldik, dönüş sanadır. "
Şaban Piriş : Sizin için İbrahim ve onunla beraber olanlarda güzel bir örnek vardır. Hani onlar toplumlarına şöyle demişlerdi: -Biz, şüphesiz sizden ve Allah’tan başka kulluk ettiklerinizden uzağız. Sizi reddediyoruz. Sizinle aramızda, siz Allah’a tek olarak iman edinceye kadar sürecek bir düşmanlık ve nefret belirmiştir. İbrahim’in babasına söylediği şu söz hariç: -Senin için bağışlanma dileyeceğim, fakat Allah’tan sana gelecek hiçbir şeye gücüm yetmez. -Rabbimiz, sana dayandık, sana yöneldik ve dönüş sanadır!
Suat Yıldırım : İbrâhim’de ve onunla beraber olanlarda size güzel bir örnek vardır. Hani onlar hemşehrilerine şöyle demişlerdi: Bizim, ne sizinle, ne de Allah’tan başka ibadet ettiğiniz şeriklerinizle hiçbir ilişiğimiz kalmamıştır. Siz Allah’ın tek İlah olduğuna inanmadıkça, biz sizi reddediyor, bizimle sizin aranızda ebedi olarak düşmanlık ve nefret meydana geldiğini ilan ediyoruz. Ne var ki İbrâhim’in babasına: "Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Bununla beraber, Allah’ın senin hakkında dilediği hiçbir şeyi önlemem mümkün değildir." demesi başka. Onun ve beraberinde olanların duası şudur: "Ey Yüce Rabbimiz! Yalnız sana güvenip dayandık, Sana yöneldik ve sonunda da Senin huzuruna varacağız."
Süleyman Ateş : İbrâhim'de ve onunla beraber bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vardır; onlar kavimlerine "Biz sizden ve sizin Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi(n taptıklarınızı) tanımıyoruz. Siz, bir tek Allah'a inanıncaya kadar sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir" demişlerdi. Yalnız İbrâhim'in babasına: "Senin için mağfiret dileyeceğim, fakat Allah'tan gelecek bir şeyi senden savamam" demesi hariç. "Rabbimiz, sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş(ümüz) sanadır!"
Tefhim-ul Kuran : İbrahim ve onunla birlikte olanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Hani onlar kendi kavimlerine demişlerdi ki: «Biz, sizlerden ve Allah'ın dışında tapmakta olduklarınızdan gerçekten uzağız. Sizi (artık) tanımayıp inkâr ettik. Sizinle aramızda, siz Allah'a bir olarak iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve bir kin baş göstermiştir.» Ancak İbrahim'in babasına: «Sana bağışlanma dileyeceğim, ama Allah'tan gelecek herhangi bir şeye karşı senin için gücüm yetmez.» demesi hariç. «Ey Rabbimiz, biz sana tevekkül ettik ve 'içten sana yöneldik.' Dönüş sanadır.»
Ümit Şimşek : İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine şöyle demişlerdi: 'Biz sizden ve sizin Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız. Biz sizi reddediyoruz; aramıza, siz Allah'a bir olarak inanıncaya kadar sürecek bir düşmanlık ve nefret girmiştir.' Ancak İbrahim'in babasına 'Senin için Allah'tan af dileyeceğim; ama sana Allah'tan gelecek hiçbir şeye ben engel olamam' demesi müstesna. Onlar şöyle dua ederlerdi: 'Rabbimiz! Sana tevekkül ettik, Sana yöneldik. Varacağımız yer de Senin huzurundur.
Yaşar Nuri Öztürk : İbrahim'le, beraberinde olanlarda sizin için çok güzel bir örnek vardır. Hani, onlar toplumlarına şöyle demişlerdi: "Biz sizden de Allah dışındaki kulluk ettiklerinizden de uzağız. Sizi tanımıyoruz. Sizinle bizim aramızda, siz Allah'a, yalnız Allah'a inanıncaya kadar, sürekli düşmanlık ve nefret olacaktır." Ancak İbrahim babasına şöyle demişti: "Senin için hep af dileyeceğim ama Allah'tan sana gelecek şeyi geri çevirme gücüm yoktur. Ey Rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz! Dönüş yalnız sanadır!"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}