» 63 / Münâfikûn  4:

Kuran Sırası: 63
İniş Sırası: 104
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

 » 63 / Münâfikûn  Suresi: 4
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِذَا (VÎZ̃E) = ve iƶā : ve zaman
2. رَأَيْتَهُمْ (RÊYTHM) = raeytehum : onları gördüğün
3. تُعْجِبُكَ (TACBK) = tuǎ'cibuke : hoşuna gider
4. أَجْسَامُهُمْ (ÊCSEMHM) = ecsāmuhum : cisimleri
5. وَإِنْ (VÎN) = ve in : ve eğer
6. يَقُولُوا (YGVLVE) = yeḳūlū : konuşsalar
7. تَسْمَعْ (TSMA) = tesmeǎ' : dinlersin
8. لِقَوْلِهِمْ (LGVLHM) = liḳavlihim : sözlerini
9. كَأَنَّهُمْ (KÊNHM) = keennehum : onlar gibidirler
10. خُشُبٌ (ḢŞB) = ḣuşubun : odunlar
11. مُسَنَّدَةٌ (MSND̃T) = musennedetun : dayatılmış
12. يَحْسَبُونَ (YḪSBVN) = yeHsebūne : sanırlar
13. كُلَّ (KL) = kulle : her
14. صَيْحَةٍ (ṦYḪT) = SayHatin : bağırtıyı
15. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : kendi aleyhlerinde
16. هُمُ (HM) = humu : onlar
17. الْعَدُوُّ (ELAD̃V) = l-ǎduvvu : düşmandır
18. فَاحْذَرْهُمْ (FEḪZ̃RHM) = feHƶerhum : onlardan sakın
19. قَاتَلَهُمُ (GETLHM) = ḳātelehumu : onları kahretsin
20. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
21. أَنَّىٰ (ÊN) = ennā : nasıl da?
22. يُؤْفَكُونَ (YÙFKVN) = yu'fekūne : döndürülüyorlar
ve zaman | onları gördüğün | hoşuna gider | cisimleri | ve eğer | konuşsalar | dinlersin | sözlerini | onlar gibidirler | odunlar | dayatılmış | sanırlar | her | bağırtıyı | kendi aleyhlerinde | onlar | düşmandır | onlardan sakın | onları kahretsin | Allah | nasıl da? | döndürülüyorlar |

[] [REY] [ACB] [CSM] [] [GVL] [SMA] [GVL] [] [ḢŞB] [SND̃] [ḪSB] [KLL] [ṦYḪ] [] [] [AD̃V] [ḪZ̃R] [GTL] [] [ENY] [EFK]
VÎZ̃E RÊYTHM TACBK ÊCSEMHM VÎN YGVLVE TSMA LGVLHM KÊNHM ḢŞB MSND̃T YḪSBVN KL ṦYḪT ALYHM HM ELAD̃V FEḪZ̃RHM GETLHM ELLH ÊN YÙFKVN

ve iƶā raeytehum tuǎ'cibuke ecsāmuhum ve in yeḳūlū tesmeǎ' liḳavlihim keennehum ḣuşubun musennedetun yeHsebūne kulle SayHatin ǎleyhim humu l-ǎduvvu feHƶerhum ḳātelehumu llahu ennā yu'fekūne
وإذا رأيتهم تعجبك أجسامهم وإن يقولوا تسمع لقولهم كأنهم خشب مسندة يحسبون كل صيحة عليهم هم العدو فاحذرهم قاتلهم الله أنى يؤفكون

 » 63 / Münâfikûn  Suresi: 4
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | VÎZ̃E ve iƶā ve zaman And when
رأيتهم ر ا ي | REY RÊYTHM raeytehum onları gördüğün you see them
تعجبك ع ج ب | ACB TACBK tuǎ'cibuke hoşuna gider pleases you
أجسامهم ج س م | CSM ÊCSEMHM ecsāmuhum cisimleri their bodies,
وإن | VÎN ve in ve eğer and if
يقولوا ق و ل | GVL YGVLVE yeḳūlū konuşsalar they speak,
تسمع س م ع | SMA TSMA tesmeǎ' dinlersin you listen
لقولهم ق و ل | GVL LGVLHM liḳavlihim sözlerini to their speech,
كأنهم | KÊNHM keennehum onlar gibidirler as if they (were)
خشب خ ش ب | ḢŞB ḢŞB ḣuşubun odunlar pieces of wood
مسندة س ن د | SND̃ MSND̃T musennedetun dayatılmış propped up.
يحسبون ح س ب | ḪSB YḪSBVN yeHsebūne sanırlar They think
كل ك ل ل | KLL KL kulle her every
صيحة ص ي ح | ṦYḪ ṦYḪT SayHatin bağırtıyı shout
عليهم | ALYHM ǎleyhim kendi aleyhlerinde (is) against them.
هم | HM humu onlar They
العدو ع د و | AD̃V ELAD̃V l-ǎduvvu düşmandır (are) the enemy,
فاحذرهم ح ذ ر | ḪZ̃R FEḪZ̃RHM feHƶerhum onlardan sakın so beware of them.
قاتلهم ق ت ل | GTL GETLHM ḳātelehumu onları kahretsin May destroy them
الله | ELLH llahu Allah Allah!
أنى ا ن ي | ENY ÊN ennā nasıl da? How
يؤفكون ا ف ك | EFK YÙFKVN yu'fekūne döndürülüyorlar are they deluded?

63:4 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve zaman | onları gördüğün | hoşuna gider | cisimleri | ve eğer | konuşsalar | dinlersin | sözlerini | onlar gibidirler | odunlar | dayatılmış | sanırlar | her | bağırtıyı | kendi aleyhlerinde | onlar | düşmandır | onlardan sakın | onları kahretsin | Allah | nasıl da? | döndürülüyorlar |

[] [REY] [ACB] [CSM] [] [GVL] [SMA] [GVL] [] [ḢŞB] [SND̃] [ḪSB] [KLL] [ṦYḪ] [] [] [AD̃V] [ḪZ̃R] [GTL] [] [ENY] [EFK]
VÎZ̃E RÊYTHM TACBK ÊCSEMHM VÎN YGVLVE TSMA LGVLHM KÊNHM ḢŞB MSND̃T YḪSBVN KL ṦYḪT ALYHM HM ELAD̃V FEḪZ̃RHM GETLHM ELLH ÊN YÙFKVN

ve iƶā raeytehum tuǎ'cibuke ecsāmuhum ve in yeḳūlū tesmeǎ' liḳavlihim keennehum ḣuşubun musennedetun yeHsebūne kulle SayHatin ǎleyhim humu l-ǎduvvu feHƶerhum ḳātelehumu llahu ennā yu'fekūne
وإذا رأيتهم تعجبك أجسامهم وإن يقولوا تسمع لقولهم كأنهم خشب مسندة يحسبون كل صيحة عليهم هم العدو فاحذرهم قاتلهم الله أنى يؤفكون

[] [ر ا ي] [ع ج ب] [ج س م] [] [ق و ل] [س م ع] [ق و ل] [] [خ ش ب] [س ن د] [ح س ب] [ك ل ل] [ص ي ح] [] [] [ع د و] [ح ذ ر] [ق ت ل] [] [ا ن ي] [ا ف ك]

 » 63 / Münâfikûn  Suresi: 4
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | VÎZ̃E ve iƶā ve zaman And when
Vav,,Zel,Elif,
6,,700,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
T – time adverb
الواو عاطفة
ظرف زمان
رأيتهم ر ا ي | REY RÊYTHM raeytehum onları gördüğün you see them
Re,,Ye,Te,He,Mim,
200,,10,400,5,40,
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
تعجبك ع ج ب | ACB TACBK tuǎ'cibuke hoşuna gider pleases you
Te,Ayn,Cim,Be,Kef,
400,70,3,2,20,
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperfect verb
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
أجسامهم ج س م | CSM ÊCSEMHM ecsāmuhum cisimleri their bodies,
,Cim,Sin,Elif,Mim,He,Mim,
,3,60,1,40,5,40,
N – nominative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وإن | VÎN ve in ve eğer and if
Vav,,Nun,
6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
يقولوا ق و ل | GVL YGVLVE yeḳūlū konuşsalar they speak,
Ye,Gaf,Vav,Lam,Vav,Elif,
10,100,6,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
تسمع س م ع | SMA TSMA tesmeǎ' dinlersin you listen
Te,Sin,Mim,Ayn,
400,60,40,70,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
لقولهم ق و ل | GVL LGVLHM liḳavlihim sözlerini to their speech,
Lam,Gaf,Vav,Lam,He,Mim,
30,100,6,30,5,40,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine verbal noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
جار ومجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
كأنهم | KÊNHM keennehum onlar gibidirler as if they (were)
Kef,,Nun,He,Mim,
20,,50,5,40,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «كأن»
خشب خ ش ب | ḢŞB ḢŞB ḣuşubun odunlar pieces of wood
Hı,Şın,Be,
600,300,2,
N – nominative plural indefinite noun
اسم مرفوع
مسندة س ن د | SND̃ MSND̃T musennedetun dayatılmış propped up.
Mim,Sin,Nun,Dal,Te merbuta,
40,60,50,4,400,
ADJ – nominative feminine indefinite (form II) passive participle
صفة مرفوعة
يحسبون ح س ب | ḪSB YḪSBVN yeHsebūne sanırlar They think
Ye,Ha,Sin,Be,Vav,Nun,
10,8,60,2,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
كل ك ل ل | KLL KL kulle her every
Kef,Lam,
20,30,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
صيحة ص ي ح | ṦYḪ ṦYḪT SayHatin bağırtıyı shout
Sad,Ye,Ha,Te merbuta,
90,10,8,400,
N – genitive feminine indefinite noun
اسم مجرور
عليهم | ALYHM ǎleyhim kendi aleyhlerinde (is) against them.
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
هم | HM humu onlar They
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
العدو ع د و | AD̃V ELAD̃V l-ǎduvvu düşmandır (are) the enemy,
Elif,Lam,Ayn,Dal,Vav,
1,30,70,4,6,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
فاحذرهم ح ذ ر | ḪZ̃R FEḪZ̃RHM feHƶerhum onlardan sakın so beware of them.
Fe,Elif,Ha,Zel,Re,He,Mim,
80,1,8,700,200,5,40,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine singular imperative verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الفاء استئنافية
فعل أمر و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
قاتلهم ق ت ل | GTL GETLHM ḳātelehumu onları kahretsin May destroy them
Gaf,Elif,Te,Lam,He,Mim,
100,1,400,30,5,40,
V – 3rd person masculine singular (form III) perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الله | ELLH llahu Allah Allah!
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
أنى ا ن ي | ENY ÊN ennā nasıl da? How
,Nun,,
,50,,
INTG – interrogative noun
اسم استفهام
يؤفكون ا ف ك | EFK YÙFKVN yu'fekūne döndürülüyorlar are they deluded?
Ye,,Fe,Kef,Vav,Nun,
10,,80,20,6,50,
V – 3rd person masculine plural passive imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِذَا: ve zaman | رَأَيْتَهُمْ: onları gördüğün | تُعْجِبُكَ: hoşuna gider | أَجْسَامُهُمْ: cisimleri | وَإِنْ: ve eğer | يَقُولُوا: konuşsalar | تَسْمَعْ: dinlersin | لِقَوْلِهِمْ: sözlerini | كَأَنَّهُمْ: onlar gibidirler | خُشُبٌ: odunlar | مُسَنَّدَةٌ: dayatılmış | يَحْسَبُونَ: sanırlar | كُلَّ: her | صَيْحَةٍ: bağırtıyı | عَلَيْهِمْ: kendi aleyhlerinde | هُمُ: onlar | الْعَدُوُّ: düşmandır | فَاحْذَرْهُمْ: onlardan sakın | قَاتَلَهُمُ: onları kahretsin | اللَّهُ: Allah | أَنَّىٰ: nasıl da? | يُؤْفَكُونَ: döndürülüyorlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإذا WÎZ̃E ve zaman | رأيتهم RÊYTHM onları gördüğün | تعجبك TACBK hoşuna gider | أجسامهم ÊCSEMHM cisimleri | وإن WÎN ve eğer | يقولوا YGWLWE konuşsalar | تسمع TSMA dinlersin | لقولهم LGWLHM sözlerini | كأنهم KÊNHM onlar gibidirler | خشب ḢŞB odunlar | مسندة MSND̃T dayatılmış | يحسبون YḪSBWN sanırlar | كل KL her | صيحة ṦYḪT bağırtıyı | عليهم ALYHM kendi aleyhlerinde | هم HM onlar | العدو ELAD̃W düşmandır | فاحذرهم FEḪZ̃RHM onlardan sakın | قاتلهم GETLHM onları kahretsin | الله ELLH Allah | أنى ÊN nasıl da? | يؤفكون YÙFKWN döndürülüyorlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve iƶā: ve zaman | raeytehum: onları gördüğün | tuǎ'cibuke: hoşuna gider | ecsāmuhum: cisimleri | ve in: ve eğer | yeḳūlū: konuşsalar | tesmeǎ': dinlersin | liḳavlihim: sözlerini | keennehum: onlar gibidirler | ḣuşubun: odunlar | musennedetun: dayatılmış | yeHsebūne: sanırlar | kulle: her | SayHatin: bağırtıyı | ǎleyhim: kendi aleyhlerinde | humu: onlar | l-ǎduvvu: düşmandır | feHƶerhum: onlardan sakın | ḳātelehumu: onları kahretsin | llahu: Allah | ennā: nasıl da? | yu'fekūne: döndürülüyorlar |
Kırık Meal (Transcript) : |VÎZ̃E: ve zaman | RÊYTHM: onları gördüğün | TACBK: hoşuna gider | ÊCSEMHM: cisimleri | VÎN: ve eğer | YGVLVE: konuşsalar | TSMA: dinlersin | LGVLHM: sözlerini | KÊNHM: onlar gibidirler | ḢŞB: odunlar | MSND̃T: dayatılmış | YḪSBVN: sanırlar | KL: her | ṦYḪT: bağırtıyı | ALYHM: kendi aleyhlerinde | HM: onlar | ELAD̃V: düşmandır | FEḪZ̃RHM: onlardan sakın | GETLHM: onları kahretsin | ELLH: Allah | ÊN: nasıl da? | YÙFKVN: döndürülüyorlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve onları gördün mü, bedenleri hoşuna gider; ve konuşurlarsa sözlerini dinlersin; sanki onlar, dayanmış kerestelerdir; her bağrışı, kendi aleyhlerine sanırlar; onlar düşmandır, artık sakın onlardan, Allah gebertsin onları, nelere de kapılıyorlar.
Adem Uğur : Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın. Nasıl bu hale geliyorlar?
Ahmed Hulusi : Onları gördüğünde bedenleri (görünüşleri) hoşuna gider. . . Konuşurlarsa, sözlerini dinlersin. . . Onlar (birbirine) dayandırılmış keresteler (şuursuz bedenler) gibidirler! Her yüksek sesli seslenişi kendi aleyhlerine sanırlar! Onlar düşmandır, onlardan korun! Allâh onları öldürsün (anlasınlar hakikat neymiş)! Nasıl da (hakikatlerinden) döndürülüyorlar!
Ahmet Tekin : Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki çizgili Yemen kumaşından mamul elbiseler giydirilmiş kütükler gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine yönelik bir hareket sanırlar. Onlar katıksız hak düşmanıdırlar. Onlara karşı ihtiyatlı ol, onlardan kendini koru. Allah onları kahretsin. Nasıl da haktan ayrılıp, küfre döndürülüyorlar?
Ahmet Varol : Onları gördüğünde cüsseleri hoşuna gider. Konuştuklarında sözlerini dinlersin. Onlar adeta sıralanmış kütükler gibidirler. Her bağırtıyı aleyhlerine sanarlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) uzaklaştırılıyorlar!
Ali Bulaç : Sen onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar (sütun gibi) dayandırılmış ahşap kütük gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp sakının. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar.
Ali Fikri Yavuz : Sen o münâfıkları gördüğün zaman, kalıpları hoşuna gider ve söylerlerse, dediklerine kulak verirsin. Sanki onlar, direk olmuş keresteler gibidirler. (Asker arasında çıkan) her gürültüyü, (korkularından) kendi aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandırlar; onun için (kendilerine emniyet etme), onlardan sakın. Allah kahretsin onları!... Hakdan nasıl çevriliyorlar?
Bekir Sadak : Onlara baktigin zaman cusseleri hosuna gider; konusurlarsa sozlerini dinlersin; tipki, siralanmis kof kutuk gibidirler; her cigligi kendi aleyhlerine sayarlar; onlar dusmandir, onlardan cekin; Allah canlarini alsin, nasil da aldatilip donduruluyorlar.
Celal Yıldırım : Onları gördüğün zaman bedenî yapıları hoşuna gider; konuşmaya başlarlarsa, sözlerine kulak verirsin. Onlar, bir yere dayatılmış keresteler gibidirler. Her haykırışı aleyhlerine sanırlar. Asıl düşman kendileridir. Onlardan sakınıp tetik üzere olun. Allah, onları gebertip kahretsin; nereden nasıl çevriliyorlar?!
Diyanet İşleri : Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler. Her kuvvetli sesi kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) çevriliyorlar!
Diyanet İşleri (eski) : Onlara baktığın zaman cüsseleri hoşuna gider; konuşurlarsa sözlerini dinlersin; tıpkı, sıralanmış kof kütük gibidirler; her çığlığı kendi aleyhlerine sayarlar; onlar düşmandır, onlardan çekin; Allah canlarını alsın, nasıl da aldatılıp döndürülüyorlar.
Diyanet Vakfi : Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın. Nasıl bu hale geliyorlar?
Edip Yüksel : Onları gördüğün zaman, görünüşleri hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar, dikilip dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanarlar; onlar gerçek düşmandır; onlardan sakın. ALLAH onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki dayanmış keresteler gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allah onları kahretsin! Nasıl olup da döndürülüyorlar?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sen onları gördüğün zaman cisimleri (fiziki görüntüleri) tuhafına gider; konuşurlarsa dediklerine kulak verirsin. Sanki onlar dayanmış keresteler gibidirler. Her bağırışı aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandırlar, onlardan sakın! Allah gebertsin onları, nereden çevriliyorlar!
Elmalılı Hamdi Yazır : Sen onları gördüğün vakıt cisimleri tuhafına gider ve söylerlerse dediklerine kulak verirsin, sanki «Huşubi müsennede» dayanmış keresteler gibidirler, her sayhayı sanırlar ki aleyhlerindedir, onlar düşmandırlar, onun için onlardan sakın, onları Allah gebertsin nereden çevriliyorlar
Fizilal-il Kuran : Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa onların sözlerini dinlediğin zaman sanki elbise giydirilmiş (bir yere dayandırılmış) kütük gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır; onlardan sakın. Allah onları kahretsin! Nasıl da Hak'tan döndürülüyorlar?
Gültekin Onan : Sen onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar (sütun gibi) dayandırılmış ahşap kütük gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp sakının. Tanrı onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar.
Hakkı Yılmaz : "Onları gördüğün zaman da cüsseli yapıları –sanki onlar, dayandırılmış/yarı giydirilmiş ahşap kütükler gibidirler– beğenini kazanmaktadır. Söyledikleri zaman da kulak verirsin. Her feryadı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp sakının. –Allah onları kahretti; nasıl da çevriliyorlar!– "
Hasan Basri Çantay : Onları gördüğün zaman gövdeleri (kalıpları, kıyafetleri belki) hoşuna gider. Eğer söylerlerse sözlerini dinlersin. (Halbuki) onlar (çubuklu Yemen kumaşı) giydirilmiş (kocaman) odunlar gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerinde sanırlar. (Asıl) düşman onlardır. O halde onlardan sakın. Allah gebertsin onları. Nasıl olub da (Hakdan) döndürülüyorlar?
Hayrat Neşriyat : Onları gördüğünde cüsseleri hoşuna gider. Ve konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Sanki onlar (duvara) dayanmış keresteler gibidirler! Her (kuvvetli) sesi (nifaklarından dolayı)aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır; artık onlardan sakın! Allah onları kahretsin! (Haktan)nasıl çevriliyorlar?
İbni Kesir : Onlara baktığında; gövdeleri hoşuna gider, konuşurlarsa; sözlerini dinlersin. Onlar giydirilmiş odunlar gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerinde sanırlar. Düşman onlardır, sakın onlardan. Allah, canlarını alsın. Nasıl olup da döndürülüyorlar.
İskender Evrenosoğlu : Onları gördüğün zaman onların cesameti (görünüşleri) seni hayran bırakır. Ve eğer konuşurlarsa, onların sözlerini dinlersin, onlar sanki duvara dayalı kütükler gibidirler. Her sayhayı (gürültüyü) kendi üzerlerine (aleyhlerine) sanırlar. Onlar düşmandırlar. Artık onlardan hazer et (sakın), Allah onları helâk etsin (kahretsin), nasıl da döndürülüyorlar.
Muhammed Esed : Şimdi sen onları gördüğünde dış görünüşleri hoşuna gider; ve konuştuklarında ne söylediklerine kulak vermek istersin. Onlar, yere (sağlam şekilde) dikilmiş kütükler gibi (olduklarına emin görünseler de) her çığlığı kendilerine (yönelik) sanırlar. Onlar (bütün inançlara) düşmandırlar, öyleyse onlara karşı dikkatli ol. (Ve bedduayı hak ederler:) "Allah onları kahretsin!" Akılları nasıl da (hakikatten) sapıyor!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onları gördüğün vakit onların cisimleri seni taaccübe düşürür ve söyleyecek olurlarsa onların lâkırdılarını dinlersin, onlar sanki dayatılmış odunlardır. Onlar her gürültüyü kendi aleyhlerinde zannederler. Düşman olan onlardır, artık onlardan sakın. Allah, onları helâk etsin, nasıl oluyor da (Hak'tan) çevriliyorlar?
Ömer Öngüt : Sen o münafıkları gördüğün zaman, kalıpları hoşuna gider ve söylerlerse dediklerine kulak verirsin. Sanki onlar direk olmuş keresteler gibidirler. Ve her gürültüyü, korkularından aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, onun için (kendilerine emniyet etme) onlardan sakın. Allah kahretsin onları! Hakk'tan nasıl çevriliyorlar?
Şaban Piriş : Onları gördüğünde dıştan hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar elbise giydirilmiş kereste gibidir. Her çığlığı kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar, düşmandır, onlardan uzak dur. Allah onları kahretsin, nasıl da yalan söylüyorlar.
Suat Yıldırım : Onları gördüğünde kalıpları kıyafetleri senin hoşuna gider, onları beğenirsin. Konuştuklarında sözlerine kulak verirsin. Gerçekte ise onlar, âdeta duvara dayatılan, ruhsuz kütüklere benzerler. İçleri boş, ödlek olduklarından çıkan her sesten pirelenir, her yeni haberi kendi aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah belalarını versin onların! Nasıl da hakikatten vazgeçiriliyorlar.
Süleyman Ateş : Onları gördüğün zaman cisimleri hoşuna gider (çünkü gösterişli adamlardır,) konuşsalar sözlerini dinlersin, onlar dayatılmış odunlar gibidirler. Her bağırtıyı kendi aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allâh onları kahretsin, nasıl da (haktan) döndürülüyorlar?
Tefhim-ul Kuran : Sen onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar, (sütun gibi) dayandırılmış ahşap kütük gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp sakın. Allah onları kahretsin, nasıl da çevriliyorlar.
Ümit Şimşek : Onları gördüğünde kalıpları hoşuna gider. Konuştuklarında sözlerine kulak verirsin. Onlar elbise giydirilmiş keresteler gibidir. Her gürültüyü aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır; sakının. Allah kahretsin onları, nasıl da dönüveriyorlar!
Yaşar Nuri Öztürk : Onları gördüğünde gövdeleri hoşuna gider. Bir şey konuşsalar sözlerine kulak verirsin. Onlar birbirine dayandırılmış keresteler/Hint kumaşı giydirilmiş kütük parçaları gibidirler. Her bağırtıyı aleyhlerinde zannederler. Düşmandır onlar; sakın onlardan! Allah onları kahretsin! Nasıl da aldatıp döndürülüyorlar!


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}