Diyanet İşleri (eski) Meali |
|
(1-8) Tura, yayılmış ince deri üzerine satır satır dizilmiş Kitap'a, mamur bir ev olan Kabe'ye, yükseltilmiş tavan gibi göğe, kaynayacak denize and olsun ki, Rabbinin azabı hiç şüphesiz gelecektir. Onu savacak yoktur.(52:1) | |
(9-12) Göğün sarsıldıkça sarsılacağı, dağların yürüdükçe yürüyeceği gün; işte o gün, daldıkları yerde eğlenip oyalanarak kıyameti yalanlayanlara yazık olacak!(52:9) | |
(13-14) Cehennem ateşine itildikçe itildikleri gün, onlara: 'İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur;(52:13) | |
(15-16) Bu bir büyü müdür, yoksa hala görmez misiniz? Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artık birdir; ancak işlediklerinizin karşılığını görüyorsunuz' denir.(52:15) | |
(17-18) Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, şüphesiz, cennetlerde ve Rablerinin kendilerine verdikleriyle zevk duyarak nimetler içindedirler. Rableri onları cehennem azabından korumuştur.(52:17) | |
(19-20) Onlara şöyle denir: 'İşlediklerinizden ötürü, dizi dizi tahtlara yaslanarak afiyetle yiyin için.' Onlara, ceylan gözlü eşler veririz.(52:19) | |
İnanan, soyları da inançta kendilerine uyan kimselere soylarını da katarız. Onların işlediklerinden hiçbir şey eksiltmeyiz. Herkes kazancına bağlıdır.(52:21) | |
Cennette olanlara diledikleri meyve ve etten bol bol veririz.(52:22) | |
Orada kadeh tokuştururlar; fakat bunda ne bir saçmalama, ne de bir günaha girme vardır.(52:23) | |
Sedefteki inciler gibi olan gençler yanlarında dolaşırlar.(52:24) | |
Birbirlerine dönüp soruşurlar:(52:25) | |
(26-28) 'Doğrusu bundan önce ailemizin yanında bile korku içindeydik; Allah lütfedip bizi kavurucu azabdan korudu; doğrusu bundan önce de O'na yalvarıyorduk; şüphesiz O, iyilik yapandır, acıyandır' derler.(52:26) | |
Öğüt ver; Rabbinin nimetiyle sen, ne kahinsin ne de delisin.(52:29) | |
Yoksa senin için şöyle mi derler: 'Şairdir, zamanın onun aleyhine dönmesini gözlüyoruz.'(52:30) | |
De ki: 'Gözleyin, doğrusu ben de sizinle beraber gözlemekteyim.'(52:31) | |
Bunu onlara akılları mı buyuruyor? Yoksa onlar azgın bir millet midirler?(52:32) | |
Yahut: 'Onu kendi uydurdu' diyorlar öyle mi? Hayır, inanmıyorlar.(52:33) | |
Eğer iddialarında samimi iseler Kuran'ın benzeri bir söz meydana getirsinler.(52:34) | |
Onlar, yaratan olmaksızın mı yaratıldılar yoksa yaratanlar kendileri midir?(52:35) | |
Yoksa gökleri ve yeri kendileri mi yarattılar? Hayır, Allah'a kesin olarak inanmıyorlar.(52:36) | |
Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır? Yoksa onlar mı işe hakimdirler?(52:37) | |
Yoksa, üzerine çıkıp vahiy dinledikleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse, dinleyenleri açık bir delil getirsin.(52:38) | |
Demek kızlar Allah'ın, oğullar sizin öyle mi?(52:39) | |
Yahut sen onlardan bir ücret istiyorsun da onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?(52:40) | |
Veya, görülmeyeni bilmek kendilerine aittir de, onlar mı yazıyorlar?(52:41) | |
Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Ama o tuzağa yakalanacak olanlar inkar edenlerdir.(52:42) | |
Yoksa Allah'tan başka bir tanrıları mı vardır? Allah, onların ortak koşmalarından münezzehtir.(52:43) | |
Gökten azap olarak düşen bir parça görseler: 'Bulut kümesidir' derler.(52:44) | |
Çarpılacakları güne erişmelerine kadar onları bırak.(52:45) | |
O gün, düzenleri kendilerine bir fayda vermez; yardım da görmezler.(52:46) | |
Zulmedenlere, şüphesiz, bundan başka da azap vardır; fakat onların çoğu bilmezler.(52:47) | |
Rabbinin hükmü yerine gelinceye kadar sabret; doğrusu sen, Bizim nezaretimiz altındasın; kalkarken Rabbini överek tesbih et;(52:48) | |
Geceleyin ve yıldızlar kaybolurken de O'nu tesbih et.(52:49) | |