» 64 / Tegâbun  14:

Kuran Sırası: 64
İniş Sırası: 108
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

 » 64 / Tegâbun  Suresi: 14
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
2. أَيُّهَا (ÊYHE) = eyyuhā : SİZ!
3. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
4. امَنُوا ( ËMNVE) = āmenū : inanan(lar)
5. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
6. مِنْ (MN) = min : -den (bazıları)
7. أَزْوَاجِكُمْ (ÊZVECKM) = ezvācikum : eşleriniz-
8. وَأَوْلَادِكُمْ (VÊVLED̃KM) = ve evlādikum : ve çocuklarınızdan
9. عَدُوًّا (AD̃VE) = ǎduvven : düşmandır
10. لَكُمْ (LKM) = lekum : size
11. فَاحْذَرُوهُمْ (FEḪZ̃RVHM) = feHƶerūhum : onlardan sakının
12. وَإِنْ (VÎN) = vein : ama
13. تَعْفُوا (TAFVE) = teǎ'fū : affederseniz
14. وَتَصْفَحُوا (VTṦFḪVE) = ve teSfeHū : ve hoşgörürseniz
15. وَتَغْفِرُوا (VTĞFRVE) = ve teğfirū : ve bağışlarsanız
16. فَإِنَّ (FÎN) = feinne : muhakkak ki
17. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah (da)
18. غَفُورٌ (ĞFVR) = ğafūrun : bağışlayandır
19. رَحِيمٌ (RḪYM) = raHīmun : esirgeyendir
EY/HEY/AH | SİZ! | kimseler | inanan(lar) | şüphesiz | -den (bazıları) | eşleriniz- | ve çocuklarınızdan | düşmandır | size | onlardan sakının | ama | affederseniz | ve hoşgörürseniz | ve bağışlarsanız | muhakkak ki | Allah (da) | bağışlayandır | esirgeyendir |

[Y] [EYH] [] [EMN] [] [] [ZVC] [VLD̃] [AD̃V] [] [ḪZ̃R] [] [AFV] [ṦFḪ] [ĞFR] [] [] [ĞFR] [RḪM]
YE ÊYHE ELZ̃YN ËMNVE ÎN MN ÊZVECKM VÊVLED̃KM AD̃VE LKM FEḪZ̃RVHM VÎN TAFVE VTṦFḪVE VTĞFRVE FÎN ELLH ĞFVR RḪYM

eyyuhā elleƶīne āmenū inne min ezvācikum ve evlādikum ǎduvven lekum feHƶerūhum vein teǎ'fū ve teSfeHū ve teğfirū feinne llahe ğafūrun raHīmun
يا أيها الذين آمنوا إن من أزواجكم وأولادكم عدوا لكم فاحذروهم وإن تعفوا وتصفحوا وتغفروا فإن الله غفور رحيم

 » 64 / Tegâbun  Suresi: 14
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
أيها أ ي ه | EYH ÊYHE eyyuhā SİZ! You
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler (you) who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan(lar) believe!
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
من | MN min -den (bazıları) from
أزواجكم ز و ج | ZVC ÊZVECKM ezvācikum eşleriniz- your spouses
وأولادكم و ل د | VLD̃ VÊVLED̃KM ve evlādikum ve çocuklarınızdan and your children
عدوا ع د و | AD̃V AD̃VE ǎduvven düşmandır (are) enemies
لكم | LKM lekum size to you,
فاحذروهم ح ذ ر | ḪZ̃R FEḪZ̃RVHM feHƶerūhum onlardan sakının so beware of them.
وإن | VÎN vein ama But if
تعفوا ع ف و | AFV TAFVE teǎ'fū affederseniz you pardon
وتصفحوا ص ف ح | ṦFḪ VTṦFḪVE ve teSfeHū ve hoşgörürseniz and overlook
وتغفروا غ ف ر | ĞFR VTĞFRVE ve teğfirū ve bağışlarsanız and forgive,
فإن | FÎN feinne muhakkak ki then indeed,
الله | ELLH llahe Allah (da) Allah
غفور غ ف ر | ĞFR ĞFVR ğafūrun bağışlayandır (is) Oft-Forgiving,
رحيم ر ح م | RḪM RḪYM raHīmun esirgeyendir Most Merciful.

64:14 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

EY/HEY/AH | SİZ! | kimseler | inanan(lar) | şüphesiz | -den (bazıları) | eşleriniz- | ve çocuklarınızdan | düşmandır | size | onlardan sakının | ama | affederseniz | ve hoşgörürseniz | ve bağışlarsanız | muhakkak ki | Allah (da) | bağışlayandır | esirgeyendir |

[Y] [EYH] [] [EMN] [] [] [ZVC] [VLD̃] [AD̃V] [] [ḪZ̃R] [] [AFV] [ṦFḪ] [ĞFR] [] [] [ĞFR] [RḪM]
YE ÊYHE ELZ̃YN ËMNVE ÎN MN ÊZVECKM VÊVLED̃KM AD̃VE LKM FEḪZ̃RVHM VÎN TAFVE VTṦFḪVE VTĞFRVE FÎN ELLH ĞFVR RḪYM

eyyuhā elleƶīne āmenū inne min ezvācikum ve evlādikum ǎduvven lekum feHƶerūhum vein teǎ'fū ve teSfeHū ve teğfirū feinne llahe ğafūrun raHīmun
يا أيها الذين آمنوا إن من أزواجكم وأولادكم عدوا لكم فاحذروهم وإن تعفوا وتصفحوا وتغفروا فإن الله غفور رحيم

[ي] [أ ي ه] [] [ا م ن] [] [] [ز و ج] [و ل د] [ع د و] [] [ح ذ ر] [] [ع ف و] [ص ف ح] [غ ف ر] [] [] [غ ف ر] [ر ح م]

 » 64 / Tegâbun  Suresi: 14
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

أيها أ ي ه | EYH ÊYHE eyyuhā SİZ! You
,Ye,He,Elif,
,10,5,1,
VOC – prefixed vocative particle ya
N – nominative noun
أداة نداء
اسم مرفوع
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler (you) who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan(lar) believe!
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
من | MN min -den (bazıları) from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
أزواجكم ز و ج | ZVC ÊZVECKM ezvācikum eşleriniz- your spouses
,Ze,Vav,Elif,Cim,Kef,Mim,
,7,6,1,3,20,40,
N – genitive masculine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وأولادكم و ل د | VLD̃ VÊVLED̃KM ve evlādikum ve çocuklarınızdan and your children
Vav,,Vav,Lam,Elif,Dal,Kef,Mim,
6,,6,30,1,4,20,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
عدوا ع د و | AD̃V AD̃VE ǎduvven düşmandır (are) enemies
Ayn,Dal,Vav,Elif,
70,4,6,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
لكم | LKM lekum size to you,
Lam,Kef,Mim,
30,20,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
فاحذروهم ح ذ ر | ḪZ̃R FEḪZ̃RVHM feHƶerūhum onlardan sakının so beware of them.
Fe,Elif,Ha,Zel,Re,Vav,He,Mim,
80,1,8,700,200,6,5,40,
CAUS – prefixed particle of cause
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الفاء سببية
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وإن | VÎN vein ama But if
Vav,,Nun,
6,,50,
REM – prefixed resumption particle
COND – conditional particle
الواو استئنافية
حرف شرط
تعفوا ع ف و | AFV TAFVE teǎ'fū affederseniz you pardon
Te,Ayn,Fe,Vav,Elif,
400,70,80,6,1,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وتصفحوا ص ف ح | ṦFḪ VTṦFḪVE ve teSfeHū ve hoşgörürseniz and overlook
Vav,Te,Sad,Fe,Ha,Vav,Elif,
6,400,90,80,8,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine plural imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وتغفروا غ ف ر | ĞFR VTĞFRVE ve teğfirū ve bağışlarsanız and forgive,
Vav,Te,Ğayn,Fe,Re,Vav,Elif,
6,400,1000,80,200,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine plural imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فإن | FÎN feinne muhakkak ki then indeed,
Fe,,Nun,
80,,50,
RSLT – prefixed result particle
ACC – accusative particle
الفاء واقعة في جواب الشرط
حرف نصب
الله | ELLH llahe Allah (da) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
غفور غ ف ر | ĞFR ĞFVR ğafūrun bağışlayandır (is) Oft-Forgiving,
Ğayn,Fe,Vav,Re,
1000,80,6,200,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
رحيم ر ح م | RḪM RḪYM raHīmun esirgeyendir Most Merciful.
Re,Ha,Ye,Mim,
200,8,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |يَا : EY/HEY/AH | أَيُّهَا: SİZ! | الَّذِينَ: kimseler | امَنُوا: inanan(lar) | إِنَّ: şüphesiz | مِنْ: -den (bazıları) | أَزْوَاجِكُمْ: eşleriniz- | وَأَوْلَادِكُمْ: ve çocuklarınızdan | عَدُوًّا: düşmandır | لَكُمْ: size | فَاحْذَرُوهُمْ: onlardan sakının | وَإِنْ: ama | تَعْفُوا: affederseniz | وَتَصْفَحُوا: ve hoşgörürseniz | وَتَغْفِرُوا: ve bağışlarsanız | فَإِنَّ: muhakkak ki | اللَّهَ: Allah (da) | غَفُورٌ: bağışlayandır | رَحِيمٌ: esirgeyendir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |يا YE EY/HEY/AH | أيها ÊYHE SİZ! | الذين ELZ̃YN kimseler | آمنوا ËMNWE inanan(lar) | إن ÎN şüphesiz | من MN -den (bazıları) | أزواجكم ÊZWECKM eşleriniz- | وأولادكم WÊWLED̃KM ve çocuklarınızdan | عدوا AD̃WE düşmandır | لكم LKM size | فاحذروهم FEḪZ̃RWHM onlardan sakının | وإن WÎN ama | تعفوا TAFWE affederseniz | وتصفحوا WTṦFḪWE ve hoşgörürseniz | وتغفروا WTĞFRWE ve bağışlarsanız | فإن FÎN muhakkak ki | الله ELLH Allah (da) | غفور ĞFWR bağışlayandır | رحيم RḪYM esirgeyendir |
Kırık Meal (Okunuş) : |: EY/HEY/AH | eyyuhā: SİZ! | elleƶīne: kimseler | āmenū: inanan(lar) | inne: şüphesiz | min: -den (bazıları) | ezvācikum: eşleriniz- | ve evlādikum: ve çocuklarınızdan | ǎduvven: düşmandır | lekum: size | feHƶerūhum: onlardan sakının | vein: ama | teǎ'fū: affederseniz | ve teSfeHū: ve hoşgörürseniz | ve teğfirū: ve bağışlarsanız | feinne: muhakkak ki | llahe: Allah (da) | ğafūrun: bağışlayandır | raHīmun: esirgeyendir |
Kırık Meal (Transcript) : |YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | ÎN: şüphesiz | MN: -den (bazıları) | ÊZVECKM: eşleriniz- | VÊVLED̃KM: ve çocuklarınızdan | AD̃VE: düşmandır | LKM: size | FEḪZ̃RVHM: onlardan sakının | VÎN: ama | TAFVE: affederseniz | VTṦFḪVE: ve hoşgörürseniz | VTĞFRVE: ve bağışlarsanız | FÎN: muhakkak ki | ELLH: Allah (da) | ĞFVR: bağışlayandır | RḪYM: esirgeyendir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ey inananlar, şüphe yok ki eşlerinizin ve evlâtlarınızın bâzısı, düşmandır size, artık sakının onlardan ve bağışlar ve yüzlerine vurmaz ve suçlarını örterseniz artık bilin ki Allah, suçları örter, rahîmdir.
Adem Uğur : Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, kusurlarını örterseniz, bilin ki, Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Ahmed Hulusi : Ey iman edenler! Muhakkak ki eşlerinizden ve evlatlarınızdan (onların içinden) sizin için düşman vardır! Bundan ötürü onlardan korunun! Eğer affeder, vazgeçer ve bağışlarsanız, muhakkak ki Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir.
Ahmet Tekin : Ey iman edenler, eşlerinizden, çocuklarınızdan size düşman olanlar da var. Onlara karşı dikkatli, ihtiyatlı davranın, onlardan kendinizi koruyun. Onlara sorgusuz sualsiz af ile muamele yaparsanız, yaptıklarını azarlamadan, kınamadan görmezlikten gelirseniz, ayıplarını örter, koruma kalkanına alırsanız Allah da size davranışlarınızın aynıyla mukabele eder. Allah çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir.
Ahmet Varol : Ey iman edenler! Şüphesiz sizin eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olan vardır. Onlardan sakının. Yine de affeder, hoş görür ve bağışlarsanız şüphesiz Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
Ali Bulaç : Ey iman edenler, gerçek şu ki, sizin eşlerinizden ve çocuklarınızdan bir kısmı sizler için (birer) düşmandırlar. Şu halde onlardan sakının. Yine de affeder, hoş görür (kusurlarını yüzlerine vurmaz) ve bağışlarsanız, artık elbette Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ali Fikri Yavuz : Ey iman edenler! Haberiniz olsun ki, zevcelerinizle evlâdlarınızdan bir kısmı, (sizi ibadetten alıkoymak, emirlerinize uymamak suretiyle) size bir nevi düşmandır. O halde onlardan sakının; (kötülüklerinden emin olmayınız). Bununla beraber afv eder, kusurlarına bakmaz, günahlarını örterseniz, şübhe yok ki Allah Gafûr’dur= çok bağışlayandır, Rahîm’dir= çok merhametlidir.
Bekir Sadak : Ey inananlar! Esleriniz ve cocuklarinizdan size dusmanlik edenler olur, onlardan sakinin; ama, siz affeder, suclarini orter ve bagislarsaniz bilin ki Allah da bagislar ve acir.
Celal Yıldırım : Ey imân edenler! Şüphesiz ki, eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar vardır. Onlardan sakının ve eğer affeder, kusurlarını görmezlikten gelir ve bağışlarsanız, şüphesiz ki Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri : Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olabilecekler vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, hoş görüp vazgeçer ve bağışlarsanız şüphe yok ki Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri (eski) : Ey inananlar! Eşleriniz ve çocuklarınızdan size düşmanlık edenler olur, onlardan sakının; ama, siz affeder, suçlarını örter ve bağışlarsanız bilin ki Allah da bağışlar ve acır.
Diyanet Vakfi : Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, kusurlarını örterseniz, bilin ki, Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Edip Yüksel : Ey inananlar, eşleriniz ve çocuklarınız size düşman olabilirler. Öyleyse onlardan sakının. Ama affeder, hoşgörülü davranır ve bağışlarsanız, elbette ALLAH da Bağışlayandır, Rahimdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, hoş görür ve bağışlarsanız, bilin ki Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey iman edenler, haberiniz olsun ki, eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olan vardır, o halde onlardan sakının! Ne var ki, affeder, kusurlarına bakmaz, örterseniz, şüphe yok ki, Allah, çok bağışlayandır, merhamet edendir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ey o bütün iyman edenler! Haberiniz olsun ki çiftleriniz ve evlâdlarınızdan size düşman vardır, onun için onların mahzurlarından sakının, bununla beraber afveder, kusurlarına bakmaz, örterseniz şübhe yok ki Allah gafurdur rahîmdir
Fizilal-il Kuran : Ey inananlar! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan bazıları size düşmandır. Onlardan sakının. Eğer affeder, hoş görür, bağışlarsanız muhakkak ki Allah da çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Gültekin Onan : Ey inananlar! Gerçek şu ki, sizin eşlerinizden ve çocuklarınızdan bir kısmı sizler için (birer) düşmandırlar. Şu halde onlardan sakının. Yine de affeder, hoş görür (kusurlarını yüzlerine vurmaz) ve bağışlarsanız, artık elbette Tanrı bağışlayandır, esirgeyendir.
Hakkı Yılmaz : Ey iman etmiş kimseler! Şüphesiz eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. O nedenle, onlardan sakının. Ve eğer affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, hoş görür ve bağışlarsanız, bilin ki şüphesiz Allah, çok bağışlayan çok merhamet edendir.
Hasan Basri Çantay : Ey îman edenler, eşlerinizin, evlâdlarınızın içinde hakıykaten size düşman (olanlar) da vardır. O halde onlardan sakının. (Bununla beraber) afveder, kusurlarını başlarına kakmaz, örterseniz şübhesiz Allah çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir.
Hayrat Neşriyat : Ey îmân edenler! Şübhesiz ki eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olan vardır. O hâlde onlardan sakının! Eğer affeder, kusurlarına bakmaz ve bağışlarsanız, artık şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
İbni Kesir : Ey iman etmiş olanlar; eşlerinizin ve çocuklarınızın içinde size düşmanlık edenler vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz ve örterseniz; şüphesiz ki Allah; Gafur'dur, Rahim'dir.
İskender Evrenosoğlu : Ey âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı dileyenler)! Muhakkak ki, sizin zevcelerinizden ve evlâtlarınızdan size düşman olanlar vardır. Artık onlardan sakının. Ve eğer onları affeder, kusurlarına bakmazsanız ve bağışlarsanız, o taktirde muhakkak ki Allah; Gafur'dur, Rahîm'dir.
Muhammed Esed : Siz ey imana ermiş olanlar! Bakın, eşlerinizden ve çocuklarınızdan bazısı size düşmandır. Öyleyse onlara karşı dikkatli olun! Ama (hatalarını) hoş görür, tahammül eder ve affederseniz, bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, bir rahmet kaynağıdır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ey imân etmiş olanlar! Şüphe yok ki, zevcelerinizden ve evlâdınızdan sizin için düşman (olanlar) vardır, imdi onlardan sakınınız. Mamaafih, eğer affederseniz, kusurlarına bakmazsanız ve setrederseniz artık şüphe yok ki Allah çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir.
Ömer Öngüt : Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının! Affeder, kusurlarına bakmaz, günahlarını örterseniz, şüphe yok ki Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Şaban Piriş : -Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar vardır. Onlardan sakının. Eğer, affeder, kusurlarını bakmaz ve bağışlarsanız; Allah da bağışlar ve merhamet eder.
Suat Yıldırım : Ey iman edenler! Eşlerinizden ve evlatlarınızdan size düşman olanlar da çıkabilir. Böyle olanlara karşı dikkatli olun! Bununla beraber müsamaha eder, kusurlarına bakmaz, onları affederseniz bu da sizin için bir fazilettir. Çünkü Allah da gafûrdur, rahîmdir (affı ve ihsanı boldur. Siz kusurları bağışlarsanız O da size öyle muamele eder).
Süleyman Ateş : Ey inananlar, eşlerinizden ve çocuklarınızdan bazıları size düşmandır. Onlardan sakının. Ama affeder, hoşgörür, bağışlarsanız muhakkak ki Allâh da bağışlayandır, esirgeyendir (O da sizi bağışlar).
Tefhim-ul Kuran : Ey iman edenler, gerçek şu ki, sizin eşlerinizden ve çocuklarınızdan bir kısmı sizler için (birer) düşmandırlar. Şu halde onlardan sakının. Yine de affeder, hoş görür (kusurlarını yüzlerine vurmaz) ve bağışlarsanız, artık elbette Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ümit Şimşek : Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar vardır; onlardan sakının. Fakat affeder, hoş görür ve kusurlarını örterseniz, hiç şüphe yok ki Allah da çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Yaşar Nuri Öztürk : Ey iman edenler! Şu bir gerçek ki, eşlerinizin ve evlatlarınızın içinden size bir düşman vardır; onlara karşı dikkatli olun! Eğer affeder, ellerini tutar, hatalarını görmezden gelirseniz, kuşkusuz, Allah da affedici, merhamet edici olur.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}