» 64 / Tegâbun  6:

Kuran Sırası: 64
İniş Sırası: 108
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

 » 64 / Tegâbun  Suresi: 6
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : bu
2. بِأَنَّهُ (BÊNH) = biennehu : sebepledir ki
3. كَانَتْ (KENT) = kānet :
4. تَأْتِيهِمْ (TÊTYHM) = te'tīhim : getirirlerdi
5. رُسُلُهُمْ (RSLHM) = rusuluhum : elçileri
6. بِالْبَيِّنَاتِ (BELBYNET) = bil-beyyināti : açık deliller
7. فَقَالُوا (FGELVE) = feḳālū : fakat onlar dediler
8. أَبَشَرٌ (ÊBŞR) = ebeşerun : bir insan mı?
9. يَهْدُونَنَا (YHD̃VNNE) = yehdūnenā : bize yol gösterecek
10. فَكَفَرُوا (FKFRVE) = fekeferū : ve inkar ettiler
11. وَتَوَلَّوْا (VTVLVE) = ve tevellev : ve yüz çevirdiler
12. وَاسْتَغْنَى (VESTĞN) = vesteğnā : muhtaç olmadığını gösterdi
13. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah da
14. وَاللَّهُ (VELLH) = vallahu : ve Allah
15. غَنِيٌّ (ĞNY) = ğaniyyun : zengindir
16. حَمِيدٌ (ḪMYD̃) = Hamīdun : övülmüştür
bu | sebepledir ki | | getirirlerdi | elçileri | açık deliller | fakat onlar dediler | bir insan mı? | bize yol gösterecek | ve inkar ettiler | ve yüz çevirdiler | muhtaç olmadığını gösterdi | Allah da | ve Allah | zengindir | övülmüştür |

[] [] [KVN] [ETY] [RSL] [BYN] [GVL] [BŞR] [HD̃Y] [KFR] [VLY] [ĞNY] [] [] [ĞNY] [ḪMD̃]
Z̃LK BÊNH KENT TÊTYHM RSLHM BELBYNET FGELVE ÊBŞR YHD̃VNNE FKFRVE VTVLVE VESTĞN ELLH VELLH ĞNY ḪMYD̃

ƶālike biennehu kānet te'tīhim rusuluhum bil-beyyināti feḳālū ebeşerun yehdūnenā fekeferū ve tevellev vesteğnā llahu vallahu ğaniyyun Hamīdun
ذلك بأنه كانت تأتيهم رسلهم بالبينات فقالوا أبشر يهدوننا فكفروا وتولوا واستغنى الله والله غني حميد

 » 64 / Tegâbun  Suresi: 6
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ذلك | Z̃LK ƶālike bu That
بأنه | BÊNH biennehu sebepledir ki (is) because
كانت ك و ن | KVN KENT kānet had
تأتيهم ا ت ي | ETY TÊTYHM te'tīhim getirirlerdi come to them
رسلهم ر س ل | RSL RSLHM rusuluhum elçileri their Messengers
بالبينات ب ي ن | BYN BELBYNET bil-beyyināti açık deliller with clear proofs,
فقالوا ق و ل | GVL FGELVE feḳālū fakat onlar dediler but they said,
أبشر ب ش ر | BŞR ÊBŞR ebeşerun bir insan mı? """Shall human beings"
يهدوننا ه د ي | HD̃Y YHD̃VNNE yehdūnenā bize yol gösterecek "guide us?"""
فكفروا ك ف ر | KFR FKFRVE fekeferū ve inkar ettiler So they disbelieved
وتولوا و ل ي | VLY VTVLVE ve tevellev ve yüz çevirdiler and turned away.
واستغنى غ ن ي | ĞNY VESTĞN vesteğnā muhtaç olmadığını gösterdi And can do without them
الله | ELLH llahu Allah da Allah.
والله | VELLH vallahu ve Allah And Allah
غني غ ن ي | ĞNY ĞNY ğaniyyun zengindir (is) Self-sufficient,
حميد ح م د | ḪMD̃ ḪMYD̃ Hamīdun övülmüştür Praiseworthy.

64:6 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

bu | sebepledir ki | | getirirlerdi | elçileri | açık deliller | fakat onlar dediler | bir insan mı? | bize yol gösterecek | ve inkar ettiler | ve yüz çevirdiler | muhtaç olmadığını gösterdi | Allah da | ve Allah | zengindir | övülmüştür |

[] [] [KVN] [ETY] [RSL] [BYN] [GVL] [BŞR] [HD̃Y] [KFR] [VLY] [ĞNY] [] [] [ĞNY] [ḪMD̃]
Z̃LK BÊNH KENT TÊTYHM RSLHM BELBYNET FGELVE ÊBŞR YHD̃VNNE FKFRVE VTVLVE VESTĞN ELLH VELLH ĞNY ḪMYD̃

ƶālike biennehu kānet te'tīhim rusuluhum bil-beyyināti feḳālū ebeşerun yehdūnenā fekeferū ve tevellev vesteğnā llahu vallahu ğaniyyun Hamīdun
ذلك بأنه كانت تأتيهم رسلهم بالبينات فقالوا أبشر يهدوننا فكفروا وتولوا واستغنى الله والله غني حميد

[] [] [ك و ن] [ا ت ي] [ر س ل] [ب ي ن] [ق و ل] [ب ش ر] [ه د ي] [ك ف ر] [و ل ي] [غ ن ي] [] [] [غ ن ي] [ح م د]

 » 64 / Tegâbun  Suresi: 6
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ذلك | Z̃LK ƶālike bu That
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
بأنه | BÊNH biennehu sebepledir ki (is) because
Be,,Nun,He,
2,,50,5,
P – prefixed preposition bi
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
حرف جر
حرف نصب من اخوات «ان» والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
كانت ك و ن | KVN KENT kānet had
Kef,Elif,Nun,Te,
20,1,50,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
تأتيهم ا ت ي | ETY TÊTYHM te'tīhim getirirlerdi come to them
Te,,Te,Ye,He,Mim,
400,,400,10,5,40,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
رسلهم ر س ل | RSL RSLHM rusuluhum elçileri their Messengers
Re,Sin,Lam,He,Mim,
200,60,30,5,40,
N – nominative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بالبينات ب ي ن | BYN BELBYNET bil-beyyināti açık deliller with clear proofs,
Be,Elif,Lam,Be,Ye,Nun,Elif,Te,
2,1,30,2,10,50,1,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine plural noun
جار ومجرور
فقالوا ق و ل | GVL FGELVE feḳālū fakat onlar dediler but they said,
Fe,Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
80,100,1,30,6,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أبشر ب ش ر | BŞR ÊBŞR ebeşerun bir insan mı? """Shall human beings"
,Be,Şın,Re,
,2,300,200,
INTG – prefixed interrogative alif
N – nominative masculine indefinite noun
الهمزة همزة استفهام
اسم مرفوع
يهدوننا ه د ي | HD̃Y YHD̃VNNE yehdūnenā bize yol gösterecek "guide us?"""
Ye,He,Dal,Vav,Nun,Nun,Elif,
10,5,4,6,50,50,1,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 1st person plural object pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«نا» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فكفروا ك ف ر | KFR FKFRVE fekeferū ve inkar ettiler So they disbelieved
Fe,Kef,Fe,Re,Vav,Elif,
80,20,80,200,6,1,
CAUS – prefixed particle of cause
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء سببية
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وتولوا و ل ي | VLY VTVLVE ve tevellev ve yüz çevirdiler and turned away.
Vav,Te,Vav,Lam,Vav,Elif,
6,400,6,30,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form V) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
واستغنى غ ن ي | ĞNY VESTĞN vesteğnā muhtaç olmadığını gösterdi And can do without them
Vav,Elif,Sin,Te,Ğayn,Nun,,
6,1,60,400,1000,50,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form X) perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah da Allah.
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
والله | VELLH vallahu ve Allah And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"REM – prefixed resumption particle
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو استئنافية
لفظ الجلالة مرفوع
غني غ ن ي | ĞNY ĞNY ğaniyyun zengindir (is) Self-sufficient,
Ğayn,Nun,Ye,
1000,50,10,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
حميد ح م د | ḪMD̃ ḪMYD̃ Hamīdun övülmüştür Praiseworthy.
Ha,Mim,Ye,Dal,
8,40,10,4,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |ذَٰلِكَ: bu | بِأَنَّهُ: sebepledir ki | كَانَتْ: | تَأْتِيهِمْ: getirirlerdi | رُسُلُهُمْ: elçileri | بِالْبَيِّنَاتِ: açık deliller | فَقَالُوا: fakat onlar dediler | أَبَشَرٌ: bir insan mı? | يَهْدُونَنَا: bize yol gösterecek | فَكَفَرُوا: ve inkar ettiler | وَتَوَلَّوْا: ve yüz çevirdiler | وَاسْتَغْنَى: muhtaç olmadığını gösterdi | اللَّهُ: Allah da | وَاللَّهُ: ve Allah | غَنِيٌّ: zengindir | حَمِيدٌ: övülmüştür |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ذلك Z̃LK bu | بأنه BÊNH sebepledir ki | كانت KENT | تأتيهم TÊTYHM getirirlerdi | رسلهم RSLHM elçileri | بالبينات BELBYNET açık deliller | فقالوا FGELWE fakat onlar dediler | أبشر ÊBŞR bir insan mı? | يهدوننا YHD̃WNNE bize yol gösterecek | فكفروا FKFRWE ve inkar ettiler | وتولوا WTWLWE ve yüz çevirdiler | واستغنى WESTĞN muhtaç olmadığını gösterdi | الله ELLH Allah da | والله WELLH ve Allah | غني ĞNY zengindir | حميد ḪMYD̃ övülmüştür |
Kırık Meal (Okunuş) : |ƶālike: bu | biennehu: sebepledir ki | kānet: | te'tīhim: getirirlerdi | rusuluhum: elçileri | bil-beyyināti: açık deliller | feḳālū: fakat onlar dediler | ebeşerun: bir insan mı? | yehdūnenā: bize yol gösterecek | fekeferū: ve inkar ettiler | ve tevellev: ve yüz çevirdiler | vesteğnā: muhtaç olmadığını gösterdi | llahu: Allah da | vallahu: ve Allah | ğaniyyun: zengindir | Hamīdun: övülmüştür |
Kırık Meal (Transcript) : |Z̃LK: bu | BÊNH: sebepledir ki | KENT: | TÊTYHM: getirirlerdi | RSLHM: elçileri | BELBYNET: açık deliller | FGELVE: fakat onlar dediler | ÊBŞR: bir insan mı? | YHD̃VNNE: bize yol gösterecek | FKFRVE: ve inkar ettiler | VTVLVE: ve yüz çevirdiler | VESTĞN: muhtaç olmadığını gösterdi | ELLH: Allah da | VELLH: ve Allah | ĞNY: zengindir | ḪMYD̃: övülmüştür |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bu da, peygamberlerinin, apaçık delillerle onlara geldikleri halde onların, bir insan mı bize doğru yolu gösterecek deyip de kâfir olmalarından ve yüz çevirmelerindendir ve Allah da onlardan müstağnî olduğunu göstermiştir ve Allah, müstağnîdir ve hamde lâyık, odur.
Adem Uğur : (O azabın sebebi) şu ki, onlara peygamberleri apaçık deliller getirmişlerdi, fakat onlar: Bir beşer mi bizi doğru yola götürecekmiş? dediler, inkâr ettiler ve yüz çevirdiler. Allah da hiçbir şeye muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, hamde lâyıktır.
Ahmed Hulusi : Buna şu sebep oldu: Onların Rasûlleri kendilerine apaçık deliller olarak gelirdi de: "Bir beşer mi bizi hakikate erdirecek?" derlerdi! Bu yüzden hakikat bilgisini inkâr ettiler ve yüz çevirdiler! Allâh (da onların imanından) müstağni oldu! Allâh Ğaniyy'dir, Hamiyd'dir.
Ahmet Tekin : Bu, Rasullerinin kendilerine açık seçik delillerle gelmeleri, onların da: 'Bir insan mı, bize doğru yolu gösterecek.' diyerek, inkârda ısrar etmeleri ve imandan yüz çevirmeleri, güç ve iktidarlarını kullanarak, halkı istedikleri istikamette yönlendirmeleri sebebiyledir. Allah, kendisinin hiçbir şeye muhtaç olmadığını onlara gösterdi. Allah zengindir, övgüye, şükre lâyıktır.
Ahmet Varol : Bu, peygamberleri onlara apaçık delillerle geldiğinde onların: 'Bir insan mı bizi doğru yola iletecek?' diyerek inkâr etmeleri ve arkalarını dönmeleri yüzündendir. Allah da hiçbir şeye ihtiyacının olmadığını gösterdi. Allah bir şeye ihtiyacı olmayan, hamde lâyık olandır.
Ali Bulaç : Bu, kendilerine apaçık belgelerle elçiler geldiği halde "bizi bir beşer mi hidayete ulaştıracak?" demeleri ve bu yüzden inkâr edip saparak yüz çevirmeleri nedeniyledir. Allah da (onlara karşı) müstağni olduğunu (hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını) gösterdi. Allah Ğani'dir, Hamid'dir.
Ali Fikri Yavuz : Çünkü, onlara peygamberleri mucizelerle geliyordu da onlar: “-Bizi bir insan mı yola getirecek? deyib inkâr etmişler ve yüz çevirmişlerdi. Allah da (değil onların imanına), hiç bir şeye muhtaç olmadığını gösterdi. Allah hiç bir şeye muhtaç değildir, hamd edilmeğe lâyıktır.
Bekir Sadak : Bu, kendilerine peygamberleri belgelerle geldiginde: «Bizi dogru yola bir insan mi eristirecek?» diyerek inkar edip gercege yuz cevirmelerinden oturudur. Allah hicbir seye muhtac olmadigini ortaya koymustur. Allah mustagnidir, ovulmege layik olandir.
Celal Yıldırım : Bu böyledir. Çünkü onlara, peygamberleri açık belgelerle geldiler, onlar ise, «bir insan mı bize doğru yolu gösterip bizi ona ulaştıracak ?!» dediler de kâfir oldular ve yüz çevirdiler. Allah da müstağni olduğunu açıkladı. Allah ganiydir ve en güzel övgüye lâyıktır.
Diyanet İşleri : Bu, peygamberlerinin, onlara apaçık mucizeler getirmeleri ve onların da, “(Bizim gibi) insanlar mı bizi doğru yola iletecekmiş?” deyip de inkâr etmeleri ve yüz çevirmeleri sebebiyledir. Allah da hiçbir şeye muhtaç olmadığını göstermiştir. Allah, her bakımdan sınırsız zengindir, övgüye lâyıktır.
Diyanet İşleri (eski) : Bu, kendilerine peygamberleri belgelerle geldiğinde: 'Bizi doğru yola bir insan mı eriştirecek?' diyerek inkar edip gerçeğe yüz çevirmelerinden ötürüdür. Allah hiçbir şeye muhtaç olmadığını ortaya koymuştur. Allah müstağnidir, övülmeğe layık olandır.
Diyanet Vakfi : (O azabın sebebi) şu ki, onlara peygamberleri apaçık deliller getirmişlerdi, fakat onlar: Bir beşer mi bizi doğru yola götürecekmiş? dediler, inkâr ettiler ve yüz çevirdiler. Allah da hiçbir şeye muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, hamde lâyıktır.
Edip Yüksel : Çünkü, elçileri onlara apaçık kanıtlarla gidiyorlar ve onlar ise, 'Bize doğru yolu bir insan mı gösterecek?' diyorlardı. Böylece inkar edip yüz çeviriyorlardı. ALLAH hiç bir şeye muhtaç değildir. ALLAH Zengindir, Övülendir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Böyledir, çünkü onlara peygamberleri, açık deliller getirirlerdi, fakat onlar: «Bir insan mı bize yol gösterecek?» dediler ve yüz çevirdiler. Allah da muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, övülmeye lâyıktır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Çünkü onlara peygamberleri apaçık mucizelerle geliyorlardı da onlar: «Bizi bir insan mı yola getirecek?» deyip küfretmişler ve aksine gitmişlerdi. Allah da muhtaç olmadığını gösterdi. Öyle ya; Allah zengindir, her türlü övgüye layıktır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Çünkü onlara Peygamberleri beyyinelerle geliyordu da onlar bizi bir beşer mi yola getirecek? Deyip küfr etmişler ve aksine gitmişlerdi, Allah da müstağni olduğunu gösterdi, öyle ya Allah ganîdir hamîddir
Fizilal-il Kuran : Bunun nedeni onlara elçileri, açık deliller getirdiğinde «Bir insan mı bize yol gösterecek?» deyip inkar etmeleri, yüz çevirmeleriydi. Allah ta hiçbir şeye muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, övülmüştür.
Gültekin Onan : Bu, kendilerine apaçık belgelerle elçiler geldiği halde "Bizi bir beşer mi hidayete ulaştıracak?" demeleri ve bu yüzden küfredip yüz çevirmeleri nedeniyledir. Tanrı da (onlara karşı) müstağni olduğunu gösterdi. Tanrı ganidir, hamiddir.
Hakkı Yılmaz : "Bu cezalandırma, kendilerine elçileri açık deliller ile geldiğinde: “Bir beşer mi bize yol gösterecek?” deyip de küfretmeleri; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmeye çalışmaları ve sırt çevirmeleri nedeniyledir. Allah, muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, övülmeye en iyi lâyık olandır. "
Hasan Basri Çantay : Bu, şu hakıykat yüzündendir : Peygamberleri onlara apaçık mu'cizeler getiriyorlardı da onlar «Bizi insan mı doğru yola götürecekmiş?» demişlerdi. Bu suretle küfretmişler, arka dönmüşlerdi. Allah ise hiçbir şey'e muhtâc olmadığını göstermişdi. Allah her şeyden müstağnidir, her hamde (ancak O) lâyıkdır.
Hayrat Neşriyat : Bunun sebebi şudur: Şübhesiz onlara peygamberleri mu'cizelerle geliyorlardı da(onlar): 'Bize bir insan mı doğru yolu gösterecek?' diyorlardı. Böylece inkâr ettiler ve yüz çevirdiler; Allah da (hiçbir şeye) muhtaç olmadığını gösterdi. Çünki Allah, Ganî (hiçbir şeye muhtaç olmayan)dır, Hamîd (hamd edilmeye yegâne lâyık olan)dır.
İbni Kesir : Bunun sebebi şudur: Peygamberleri onlara apaçık deliller getiriyorlardı da onlar; bizi bir beşer mi doğru yola götürecekmiş? diyerek küfredip yüz çevirmişlerdi. Allah ise hiç bir şeye muhtaç olmadığını göstermişti. Allah; Gani'dir, Hamid'dir.
İskender Evrenosoğlu : İşte bu, onlara resûlleri beyyineler (açık deliller) getirdiği zaman: “Bir beşer mi bizi hidayete erdirecek?” demeleri sebebiyledir. Böylece inkâr ettiler ve yüz çevirdiler. Ve Allah, müstağni olduğunu (Kendisinin hiçbir şeye ve de onların îmânlarına da ihtiyacı olmadığını) gösterdi. Ve Allah; Gani'dir, Hamîd'dir.
Muhammed Esed : Böyledir, çünkü onlara elçileri hakikatin bütün kanıtları ile defalarca geldiler, ancak onlar (her defasında): "Yalnızca ölümlü insanlar mı bizim rehberimiz olacak?" şeklinde cevap verdiler. Böylece hakikati inkar ettiler ve ondan uzaklaştılar. Ama Allah (onlara) muhtaç değildi. Çünkü Allah Kendine yeterlidir, övgüye layık olandır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Şundan dolayı ki, şüphe yok onlara Peygamberleri beyyineler ile gelir olmuşlardı da onlar: «Bir beşer mi bizi doğru yola iletecek?» demişler, sonra kâfir olmuşlar ve yüz çevirmişlerdi. Allah da (onlardan) müstağni olmuştur. Ve Allah bihakkın ganîdir, hamîddir.
Ömer Öngüt : O azabın sebebi şudur: Onlara peygamberleri apaçık deliller getirmişlerdi. Onlar ise: "Bizi bir beşer mi doğru yola götürecekmiş?" dediler ve inkâr edip yüz çevirdiler. Allah da hiçbir şeye muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, hamde lâyıktır.
Şaban Piriş : Bu, peygamberleri onlara apaçık delillerle getirdiklerinde: -Bize bir insan mı yol gösterecek? demeleri sebebiyledir. Nankörlük ettiler ve yüz çevirdiler. Allah’ın ihtiyacı yoktur. Allah, zengindir, hamde layıktır.
Suat Yıldırım : Böyle oldu... Çünkü peygamberleri onlara açık açık delillerle geldiler. Fakat bunlar: "Bizim gibi bir beşer mi bize yol gösterecekmiş!" dediler. Onların nübüvvetlerini inkâr edip, sırt çevirdiler, Allah da müstağnî olduğunu açıkladı. Gerçekten Allah ganîdir, hamîddir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, bütün övgülere lâyık olan O’dur).
Süleyman Ateş : Çünkü onlara elçileri, açık deliller getirirlerdi, fakat onlar, "Bir insan mı bize yol gösterecek" deyip inkâr ettiler ve yüz çevirdiler. Allâh da (hiçbir şeye) muhtaç olmadığını gösterdi. Allâh zengindir, övülmüştür.
Tefhim-ul Kuran : Bu, kendilerine apaçık belgelerle peygamberler geldiği halde onların «bizi bir beşer mi hidayete ulaştıracak?» demeleri ve bu yüzden küfre saparak yüz çevirmeleri nedeniyledir. Allah da (onlara karşı) müstağni olduğunu (hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını) gösterdi. Allah Ğaniy'dir, Hamid'dir.
Ümit Şimşek : Çünkü peygamberleri onlara apaçık deliller getirdiğinde, 'Bize bir beşer mi yol gösterecek?' demişlerdi. Onlar inkâr edip yüz çevirdiler; oysa onların imanına Allah'ın ihtiyacı yoktu. Gerçekte Allah hiçbir şeye muhtaç değildir; bütün âlemlerin övgüleri de Ona aittir.
Yaşar Nuri Öztürk : Bu böyledir. Çünkü resulleri onlara apaçık deliller getirip dururken onlar: "Bir insan mı bize kılavuzluk edecek?!" deyip küfre saptılar ve yüz çevirdiler. Ve Allah hiçbir şeye muhtaç olmadığını gösterdi. Allah, sınırsız zenginliğin, sonsuz övgülerin sahibidir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}