ACC – accusative particle PRON – 3rd person masculine plural object pronoun حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «كأن»
يوم
ي و م | YVM
YVM
yevme
gün
(the) Day
Ye,Vav,Mim, 10,6,40,
T – accusative masculine time adverb ظرف زمان منصوب
يرونها
ر ا ي | REY
YRVNHE
yeravnehā
onu gördükleri
they see it,
Ye,Re,Vav,Nun,He,Elif, 10,200,6,50,5,1,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb PRON – subject pronoun PRON – 3rd person feminine singular object pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
لم
|
LM
lem
not
Lam,Mim, 30,40,
NEG – negative particle حرف نفي
يلبثوا
ل ب ث | LBS̃
YLBS̃VE
yelbeṧū
(dünyada) kalmamışlar
they had remained
Ye,Lam,Be,Se,Vav,Elif, 10,30,2,500,6,1,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, jussive mood PRON – subject pronoun فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إلا
|
ÎLE
illā
başka
except
,Lam,Elif, ,30,1,
RES – restriction particle أداة حصر
عشية
ع ش و | AŞV
AŞYT
ǎşiyyeten
bir akşamdan
an evening
Ayn,Şın,Ye,Te merbuta, 70,300,10,400,
N – accusative feminine indefinite noun اسم منصوب
أو
|
ÊV
ev
veya
or
,Vav, ,6,
CONJ – coordinating conjunction حرف عطف
ضحاها
ض ح و | ŽḪV
ŽḪEHE
DuHāhā
onun kuşluk vaktinden
a morning thereof.
Dad,Ha,Elif,He,Elif, 800,8,1,5,1,
N – accusative masculine noun PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun اسم منصوب و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |كَأَنَّهُمْ: onlar sanki gibidir | يَوْمَ: gün | يَرَوْنَهَا: onu gördükleri | لَمْ: | يَلْبَثُوا: (dünyada) kalmamışlar | إِلَّا: başka | عَشِيَّةً: bir akşamdan | أَوْ: veya | ضُحَاهَا: onun kuşluk vaktinden |
Kırık Meal (Harekesiz) : |كأنهم KÊNHMonlar sanki gibidir | يوم YWMgün | يرونها YRWNHEonu gördükleri | لم LM | يلبثوا YLBS̃WE(dünyada) kalmamışlar | إلا ÎLEbaşka | عشية AŞYTbir akşamdan | أو ÊWveya | ضحاها ŽḪEHEonun kuşluk vaktinden |
Kırık Meal (Okunuş) : |keennehum: onlar sanki gibidir | yevme: gün | yeravnehā: onu gördükleri | lem: | yelbeṧū: (dünyada) kalmamışlar | illā: başka | ǎşiyyeten: bir akşamdan | ev: veya | DuHāhā: onun kuşluk vaktinden |
Kırık Meal (Transcript) : |KÊNHM: onlar sanki gibidir | YVM: gün | YRVNHE: onu gördükleri | LM: | YLBS̃VE: (dünyada) kalmamışlar | ÎLE: başka | AŞYT: bir akşamdan | ÊV: veya | ŽḪEHE: onun kuşluk vaktinden |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onu gördükleri gün, bir akşamcık yaşamışa dönerler yahut da günün kuşluk çağı.
Adem Uğur : Kıyamet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti ya da kuşluk zamanı kadar kaldıklarını sanırlar.
Ahmed Hulusi : Onu gördükleri süreçte, sanki onlar (dünyada) hiç kalmamışlardır! Ancak bir Aşiyye (Güneş'in ufukta batma süresi) yahut onun battıktan sonraki kalan aydınlık süresi kadar dünyada yaşamış olduklarını sanırlar.
Ahmet Tekin : İnsanlar kıyametin kopacağı ânı gördüklerinde, dünyada sadece ikindi-akşam aralığıya da kuşluk vakti kadar kaldıklarını sanırlar.
Ahmet Varol : Onlar onu gördükleri gün sanki (dünyada) bir akşam veya kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar.
Ali Bulaç : Onu gördükleri gün, sanki, bir akşam veya bir kuşluk vaktinden başkasını yaşamamış gibidirler.
Ali Fikri Yavuz : (İnsanlar), kıyameti görecekleri gün, sanki bir akşam veya kuşluğundan başka (dünyada, yahud kabirlerde) durmamışa dönecekler.
Bekir Sadak : Kiyameti gordukleri gun dunyada ancak bir aksam yahut bir kusluk vakti kadar kalmis olduklarini sanirlar.*
Celal Yıldırım : Kıyâmet'i gördükleri gün sanki (Dünya'da) ancak bir akşam veya kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler. (Dünya'nın ömrünün uzunluğuna, Âhiretin sonsulzuğuna nisbetle insanoğlunun ömrünün ne kadar kısa olduğuna işaret ediliyor.)
Diyanet İşleri : Kıyameti gördükleri gün onlar, sanki dünyada ancak bir akşam, yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler.
Diyanet İşleri (eski) : Kıyameti gördükleri gün dünyada ancak bir akşam yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış olduklarını sanırlar.
Diyanet Vakfi : Kıyamet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti ya da kuşluk zamanı kadar kaldıklarını sanırlar.
Edip Yüksel : Onu gördükleri gün, sanki (dünyada) bir akşam veya kuşluk vakti kadar kalmışlardır
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar o kıyameti görecekleri gün sanki dünyada bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar, onu (kıyameti) görecekleri gün, sanki bir akşam veya bir kuşluğundan başka durmamışa dönecekler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onu görecekleri gün onlar, sanki bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler
Fizilal-il Kuran : Onlar onu gördükleri zaman sanki dünyada bir akşam veya onun kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar.
Gültekin Onan : Onu gördükleri gün sanki, bir akşam veya bir kuşluk vaktinden başkasını yaşamamış gibidirler.
Hakkı Yılmaz : Sonra onlar onu görecekleri gün, dünyada bir akşam veya kuşluğundan başka durmamış gibidirler.
Hasan Basri Çantay : Onlar bunu görecekleri gün sanki (günün) bir akşamından, yahud bir kuşluğundan başka durmamışlardır.
Hayrat Neşriyat : Onu görecekleri gün, sanki onlar (dünyada) bir akşam veya onun kuşluk vaktinden başka kalmamış gibidirler!
İbni Kesir : Ve onlar onu gördükleri gün; sadece bir akşam veya bir kuşluk vakti kalmış gibi olurlar.
İskender Evrenosoğlu : Sanki onlar, onu (kıyâmeti) görecekleri gün, sanki bir akşam veya kuşluk vaktinden başka (zamanları) kalmamış gibi olurlar.
Muhammed Esed : Onu anladıkları Gün (onlara, bu dünyada) bir akşamdan ya da kuşluğuyla (birlikte sona eren bir gece)den fazla kalmamışlar (gibi gelecek)!
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlar, o Kıyameti gördükleri gün sanki bir akşam veya bir kuşluk vaktinden başka kalmamış gibi olurlar.
Ömer Öngüt : Onlar o kıyameti gördükleri gün, sanki dünyada bir akşamdan veya kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar.
Şaban Piriş : Onu gördükleri gün, onlar sanki, sadece bir akşam veya bir kuşluk vakti süresince (dünyada) kalmış olurlar.
Suat Yıldırım : Onu gördükleri gün öyle gelir ki onlara; yalnız bir akşam veya bir sabah faslı durdular dünyada.
Süleyman Ateş : Onlar onu gördükleri zaman sanki (dünyâda) bir akşam veya onun kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar.
Tefhim-ul Kuran : Kendileri onu gördükleri gün, sanki onlar, bir akşam veya bir kuşluk vaktinden başkasını yaşamamış gibidirler.
Ümit Şimşek : O günü gördüklerinde sanırlar ki, dünyada ya bir gece kalmışlardır, ya da bir kuşluk vakti.
Yaşar Nuri Öztürk : Onu gördükleri gün onlar, dünyada sanki bir akşam veya onun kuşluk vaktinden başka kalmamışa dönerler.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]