» 35 / Fâtir  31:

Kuran Sırası: 35
İniş Sırası: 43
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45

 » 35 / Fâtir  Suresi: 31
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَالَّذِي (VELZ̃Y) = velleƶī :
2. أَوْحَيْنَا (ÊVḪYNE) = evHaynā : vahyettiğimiz
3. إِلَيْكَ (ÎLYK) = ileyke : sana
4. مِنَ (MN) = mine : -tan
5. الْكِتَابِ (ELKTEB) = l-kitābi : Kitap-
6. هُوَ (HV) = huve : O
7. الْحَقُّ (ELḪG) = l-Haḳḳu : gerçektir
8. مُصَدِّقًا (MṦD̃GE) = muSaddiḳan : doğrulayan
9. لِمَا (LME) = limā :
10. بَيْنَ (BYN) = beyne : kendinden öncekini
11. يَدَيْهِ (YD̃YH) = yedeyhi : kendinden öncekini
12. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
13. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
14. بِعِبَادِهِ (BABED̃H) = biǐbādihi : kullarını
15. لَخَبِيرٌ (LḢBYR) = leḣabīrun : haber alandır
16. بَصِيرٌ (BṦYR) = beSīrun : görendir
| vahyettiğimiz | sana | -tan | Kitap- | O | gerçektir | doğrulayan | | kendinden öncekini | kendinden öncekini | şüphesiz | Allah | kullarını | haber alandır | görendir |

[] [VḪY] [] [] [KTB] [] [ḪGG] [ṦD̃G] [] [BYN] [YD̃Y] [] [] [ABD̃] [ḢBR] [BṦR]
VELZ̃Y ÊVḪYNE ÎLYK MN ELKTEB HV ELḪG MṦD̃GE LME BYN YD̃YH ÎN ELLH BABED̃H LḢBYR BṦYR

velleƶī evHaynā ileyke mine l-kitābi huve l-Haḳḳu muSaddiḳan limā beyne yedeyhi inne llahe biǐbādihi leḣabīrun beSīrun
والذي أوحينا إليك من الكتاب هو الحق مصدقا لما بين يديه إن الله بعباده لخبير بصير

 » 35 / Fâtir  Suresi: 31
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والذي | VELZ̃Y velleƶī And (that) which
أوحينا و ح ي | VḪY ÊVḪYNE evHaynā vahyettiğimiz We have revealed
إليك | ÎLYK ileyke sana to you
من | MN mine -tan of
الكتاب ك ت ب | KTB ELKTEB l-kitābi Kitap- the Book,
هو | HV huve O it
الحق ح ق ق | ḪGG ELḪG l-Haḳḳu gerçektir (is) the truth
مصدقا ص د ق | ṦD̃G MṦD̃GE muSaddiḳan doğrulayan confirming
لما | LME limā what (was)
بين ب ي ن | BYN BYN beyne kendinden öncekini before it.
يديه ي د ي | YD̃Y YD̃YH yedeyhi kendinden öncekini before it.
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
الله | ELLH llahe Allah Allah
بعباده ع ب د | ABD̃ BABED̃H biǐbādihi kullarını of His slaves
لخبير خ ب ر | ḢBR LḢBYR leḣabīrun haber alandır surely, (is) All-Aware,
بصير ب ص ر | BṦR BṦYR beSīrun görendir All-Seer.

35:31 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| vahyettiğimiz | sana | -tan | Kitap- | O | gerçektir | doğrulayan | | kendinden öncekini | kendinden öncekini | şüphesiz | Allah | kullarını | haber alandır | görendir |

[] [VḪY] [] [] [KTB] [] [ḪGG] [ṦD̃G] [] [BYN] [YD̃Y] [] [] [ABD̃] [ḢBR] [BṦR]
VELZ̃Y ÊVḪYNE ÎLYK MN ELKTEB HV ELḪG MṦD̃GE LME BYN YD̃YH ÎN ELLH BABED̃H LḢBYR BṦYR

velleƶī evHaynā ileyke mine l-kitābi huve l-Haḳḳu muSaddiḳan limā beyne yedeyhi inne llahe biǐbādihi leḣabīrun beSīrun
والذي أوحينا إليك من الكتاب هو الحق مصدقا لما بين يديه إن الله بعباده لخبير بصير

[] [و ح ي] [] [] [ك ت ب] [] [ح ق ق] [ص د ق] [] [ب ي ن] [ي د ي] [] [] [ع ب د] [خ ب ر] [ب ص ر]

 » 35 / Fâtir  Suresi: 31
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والذي | VELZ̃Y velleƶī And (that) which
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,
6,1,30,700,10,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – masculine singular relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
أوحينا و ح ي | VḪY ÊVḪYNE evHaynā vahyettiğimiz We have revealed
,Vav,Ha,Ye,Nun,Elif,
,6,8,10,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
إليك | ÎLYK ileyke sana to you
,Lam,Ye,Kef,
,30,10,20,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
من | MN mine -tan of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الكتاب ك ت ب | KTB ELKTEB l-kitābi Kitap- the Book,
Elif,Lam,Kef,Te,Elif,Be,
1,30,20,400,1,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
هو | HV huve O it
He,Vav,
5,6,
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
الحق ح ق ق | ḪGG ELḪG l-Haḳḳu gerçektir (is) the truth
Elif,Lam,Ha,Gaf,
1,30,8,100,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
مصدقا ص د ق | ṦD̃G MṦD̃GE muSaddiḳan doğrulayan confirming
Mim,Sad,Dal,Gaf,Elif,
40,90,4,100,1,
N – accusative masculine indefinite (form II) active participle
اسم منصوب
لما | LME limā what (was)
Lam,Mim,Elif,
30,40,1,
P – prefixed preposition lām
REL – relative pronoun
جار ومجرور
بين ب ي ن | BYN BYN beyne kendinden öncekini before it.
Be,Ye,Nun,
2,10,50,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
يديه ي د ي | YD̃Y YD̃YH yedeyhi kendinden öncekini before it.
Ye,Dal,Ye,He,
10,4,10,5,
N – nominative feminine dual noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مرفوع والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
بعباده ع ب د | ABD̃ BABED̃H biǐbādihi kullarını of His slaves
Be,Ayn,Be,Elif,Dal,He,
2,70,2,1,4,5,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
جار ومجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لخبير خ ب ر | ḢBR LḢBYR leḣabīrun haber alandır surely, (is) All-Aware,
Lam,Hı,Be,Ye,Re,
30,600,2,10,200,
EMPH – emphatic prefix lām
N – nominative masculine singular indefinite noun
اللام لام التوكيد
اسم مرفوع
بصير ب ص ر | BṦR BṦYR beSīrun görendir All-Seer.
Be,Sad,Ye,Re,
2,90,10,200,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَالَّذِي: | أَوْحَيْنَا: vahyettiğimiz | إِلَيْكَ: sana | مِنَ: -tan | الْكِتَابِ: Kitap- | هُوَ: O | الْحَقُّ: gerçektir | مُصَدِّقًا: doğrulayan | لِمَا: | بَيْنَ: kendinden öncekini | يَدَيْهِ: kendinden öncekini | إِنَّ: şüphesiz | اللَّهَ: Allah | بِعِبَادِهِ: kullarını | لَخَبِيرٌ: haber alandır | بَصِيرٌ: görendir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |والذي WELZ̃Y | أوحينا ÊWḪYNE vahyettiğimiz | إليك ÎLYK sana | من MN -tan | الكتاب ELKTEB Kitap- | هو HW O | الحق ELḪG gerçektir | مصدقا MṦD̃GE doğrulayan | لما LME | بين BYN kendinden öncekini | يديه YD̃YH kendinden öncekini | إن ÎN şüphesiz | الله ELLH Allah | بعباده BABED̃H kullarını | لخبير LḢBYR haber alandır | بصير BṦYR görendir |
Kırık Meal (Okunuş) : |velleƶī: | evHaynā: vahyettiğimiz | ileyke: sana | mine: -tan | l-kitābi: Kitap- | huve: O | l-Haḳḳu: gerçektir | muSaddiḳan: doğrulayan | limā: | beyne: kendinden öncekini | yedeyhi: kendinden öncekini | inne: şüphesiz | llahe: Allah | biǐbādihi: kullarını | leḣabīrun: haber alandır | beSīrun: görendir |
Kırık Meal (Transcript) : |VELZ̃Y: | ÊVḪYNE: vahyettiğimiz | ÎLYK: sana | MN: -tan | ELKTEB: Kitap- | HV: O | ELḪG: gerçektir | MṦD̃GE: doğrulayan | LME: | BYN: kendinden öncekini | YD̃YH: kendinden öncekini | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | BABED̃H: kullarını | LḢBYR: haber alandır | BṦYR: görendir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Sana vahyettiğimiz kitap, gerçektir, önceki kitapların gerçekliğini bildirmededir; şüphe yok ki Allah, kullarından haberdardır ve onları görür.
Adem Uğur : Sana vahyettiğimiz kitap, kendinden öncekini (semavi kitapları) doğrulayıcı olarak gelen gerçektir. Allah, kullarının (her halinden) haberdardır, görendir.
Ahmed Hulusi : Hakikat ve Sünnetullah BİLGİSİ'nden (Kitaptan) sana vahyettiğimiz, kendinden öncekini tasdik eden olarak Hakk'ın ta kendisidir! Muhakkak ki Allâh, Esmâ'sıyla kullarının varlığında olarak Habiyr'dir, Basıyr'dir.
Ahmet Tekin : Sana vahyettiğimiz Kur’ân’ın içinde, önceki semavî kitaplara ait geçerli hükümleri tasdik eden bazı bölümler de, gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak kitap Kur’ân’ın bölümleridir. Allah elbet kullarının her halinden haberdardır. O her şeyi bilir, görür.
Ahmet Varol : Sana Kitap'tan kendinden öncekileri doğrulayıcı olarak vahyettiğimiz gerçeğin kendisidir. Şüphesiz Allah kullarından haberdardır, (onları) görmektedir.
Ali Bulaç : Kendinden öncekini doğrulayıcı olarak sana Kitap'tan vahyettiğimiz gerçeğin ta kendisidir. Şüphesiz Allah, elbette haber alandır, görendir.
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm), sana vahy ettiğimiz kitab (Kur’an) hakdır; kendisinden önce gelen kitabları (tevhid ve bazı hükümler bakımından) tasdik eder. Şüphe yok ki, Allah kullarının bütün hallerinden haberdardır, her şeyi görendir.
Bekir Sadak : Bu, sana vahyettigimiz, oncekileri dogrulayan gercek Kitap'dir. Allah suphesiz kullarindan haberdardir, gorendir.
Celal Yıldırım : Kitap'tan sana önündekini (Tevrat ve İncil'i) doğrulayarak vahyettiğimiz haktır. Şüphesiz ki Allah kullarından haberlidir (onların her halini ve düşündüklerini) görüp bilendir.
Diyanet İşleri : (Ey Muhammed!) Sana vahyettiğimiz kitap (Kur’an), kendinden öncekini tasdik eden hak kitaptır. Şüphesiz Allah (kullarından) hakkıyla haberdardır. Onları hakkıyla görür.
Diyanet İşleri (eski) : Bu, sana vahyettiğimiz, öncekileri doğrulayan gerçek Kitap'dır. Allah şüphesiz kullarından haberdardır, görendir.
Diyanet Vakfi : Sana vahyettiğimiz kitap, kendinden öncekini (semavi kitapları) doğrulayıcı olarak gelen gerçektir. Allah, kullarının (her halinden) haberdardır, görendir.
Edip Yüksel : Bu kitapta sana vahyettiklerimiz, kendisinden öncekileri doğrulayan gerçektir. ALLAH kullarından Haberdardır, Görendir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kitaplar içinde sana vahyettiğimiz kitap da kendinden öncekileri tasdik edici olmak üzere bir haktır. Şüphe yok ki, Allah, kullarının bütün hallerinden haberdardır ve her şeyi görendir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Kitaplar içinde o sana vahyettiğimiz kitap da önündekileri (kendisinden öncekileri) doğrulayıcı olmak üzere gerçeğin ta kendisidir. Muhakkak ki, Allah kullarından haberdardır, herşeyi görüp gözetendir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Kitablar içinde o sana vahyeylediğimiz kitab da önündekileri musaddık olmak üzere hak, ancak odur, her halde Allah, kullarına habîr bir basîr bulunuyor
Fizilal-il Kuran : Ey Muhammed, sana vahiy yolu ile indirdiğimiz bu Kitap daha önceki kutsal kitapları onaylayan gerçek kitaptır. Hiç şüphesiz Allah, kullarını iyi tanır ve her şeyi görür.
Gültekin Onan : Kendinden öncekini doğrulayıcı olarak sana Kitap'tan vahyettiğimiz gerçeğin ta kendisidir. Şüphesiz Tanrı, elbette haber alandır, görendir.
Hakkı Yılmaz : Ve Bizim, Kitap'tan sana, sadece içinde konu edilenleri doğrulayıcı olarak vahyettiğimiz şey, hakkın ta kendisidir. Şüphe yok ki, Allah, kullarını hakkıyla bilen ve hakkıyla görendir.
Hasan Basri Çantay : (Habîbim) sana kendisinden öncekilerin doğrusunu meydana çıkarmak üzere vahyetdiğimiz kitâb hakıykatın ta kendisidir. Herhalde Allah kullarının (bütün hallerinden) hakkıyle haberdârdır, (her şey'i) hakkıyle görendir.
Hayrat Neşriyat : (Ey Resûlüm!) Sana vahyettiğimiz Kitab, kendisinden öncekileri tasdîk edici olmak üzere gerçekten o hak olan (Kur’ân)dır. Şübhesiz ki Allah, kullarından elbette hakkıyla haberdardır, (onları) hakkıyla görendir.
İbni Kesir : Kendisinden öncekileri tasdik eden kitabdan sana vahyettiğimiz, hakkın kendisidir. Şüphesiz ki Allah, kulları için Habir'dir, Basir'dir.
İskender Evrenosoğlu : Ve sana kitaptan vahyettiğimiz, onların ellerindekini tasdik edici olarak haktır. Muhakkak ki Allah, kullarından mutlaka haberdar olandır, (onları) görendir.
Muhammed Esed : Ve (şunu bil ki,) sana vahyettiğimiz ilahi kelam, geçmiş vahiylerden bugüne kalmış ne varsa tümünü tasdik eden bir hakikattir; şüphesiz Allah kulları(nın ihtiyaçları)ndan tamamen haberdardır ve her şeyi görendir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve sana kitaptan vahyettiğimiz, kendisinden evvelkileri tasdik edici olarak haktır. Şüphe yok ki, Allah kullarından tamamıyla haberdardır ve (her şeyi) görücüdür.
Ömer Öngüt : Resulüm! Kitap'tan sana vahyettiğimiz, kendinden öncekileri tasdik edici olarak gelen gerçektir. Şüphesiz ki Allah kullarından haberdardır, görendir.
Şaban Piriş : Sana vahyettiğimiz kitap, kendinden öncekileri tasdik eden hak bir kitaptır. Allah, kullarından haberdardır, onları görür.
Suat Yıldırım : İlahî kitaplar içinde sana vahyettiğimiz bu kitap da, daha önceki kitapları tasdik eden ve gerçeğin ta kendisi olan bir kitaptır. Allah kullarının bütün yaptıklarından haberdar olup onları görmektedir.
Süleyman Ateş : Kitaptan sana vahyettiğimiz, kendinden öncekini doğrulayan gerçektir. Allâh kulların(ın her halini) haber alandır, görendir.
Tefhim-ul Kuran : Kendinden öncekini doğrulayıcı olarak sana Kitap'tan vahyettiğimiz gerçeğin ta kendisidir. Şüphesiz Allah, elbette haber alandır, görendir.
Ümit Şimşek : Sana vahyettiğimiz kitap, kendisinden öncekileri doğrulayan hakkın tâ kendisidir. Şüphesiz ki Allah kullarından haberdardır ve onları görmektedir.
Yaşar Nuri Öztürk : Kitap'tan sana vahyettiğimiz, kendinden öncekini tasdikleyici hakkın ta kendisidir. Allah, kullarından tam haberdardır, onları iyice görmektedir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}