Kırık Meal (Arapça) : |لَا : | تُبْقِي : geriye bir şey komaz | وَلَا : ve ne de | تَذَرُ : bırakmaz | Kırık Meal (Harekesiz) : |لا LE | تبقي TBGY geriye bir şey komaz | ولا WLE ve ne de | تذر TZ̃R bırakmaz | Kırık Meal (Okunuş) : |lā : | tubḳī : geriye bir şey komaz | ve lā : ve ne de | teƶeru : bırakmaz | Kırık Meal (Transcript) : |LE : | TBGY : geriye bir şey komaz | VLE : ve ne de | TZ̃R : bırakmaz | Abdulbaki Gölpınarlı : Yakar bitirir de gene bırakmaz. Adem Uğur : Hem (bütün bedeni helâk eder, hiçbir şey) bırakmaz, hem (eski hale getirip tekrar azap etmekten) vazgeçmez o. Ahmed Hulusi : (Sakar) hem aynı hâlde bırakmaz; hem de (kendi hâline) terk etmez! Ahmet Tekin : Cehennem, içine attıklarımızdan geriye hiçbir şey bırakmaz. Ne rahat bırakır, ne yakasını bırakır. Ahmet Varol : Ne (insanın bedeninden) bir şey bırakır, ne de (sürekli yakıp durmaktan) vazgeçer. Ali Bulaç : Ne alıkoyar, ne bırakır. Ali Fikri Yavuz : (İnsanların bedeninde et) bırakmaz, (kemik de) koymaz. Bekir Sadak : O, ne geri birakir ne de azabdan vazgecer. Celal Yıldırım : Ne geriye kor, ne de bırakır ? Diyanet İşleri : Geride bir şey koymaz, bırakmaz. Diyanet İşleri (eski) : O, ne geri bırakır ne de azabdan vazgeçer. Diyanet Vakfi : Hem (bütün bedeni helâk eder, hiçbir şey) bırakmaz, hem (eski hale getirip tekrar azap etmekten) vazgeçmez o. Edip Yüksel : Ne bırakır, ne de yüklenir (tam ve mükemmel), Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ne geriye bir şey kor, ne bırakır. Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ne bir parça kor, ne bırakır. Elmalılı Hamdi Yazır : Ne bakıyye kor ne bırakır Fizilal-il Kuran : Geride hiçbir şey bırakmaz, ondan hiçbir şey kurtulmaz. Gültekin Onan : Ne alıkoyar, ne bırakır. Hakkı Yılmaz : (26-30) Ben, “Kur’ân beşer sözüdür” diyen kimseyi yakında Sekar'a yaslayacağım. Bilir misin nedir Sekar? O, ortada tutmaz, yok da etmez. O, insan/deri için olağanüstü levhalar yapandır/susayandır/uzaktan görünendir/bir gösterge olandır. Sekar'ın üzerinedir “on dokuz.” Hasan Basri Çantay : Hem (bedeninden hiçbir eser) bırakmaz (hepsini helak eder), hem yine (eski haaline getirib aynı azâbı yapmakdan) vaz geçmez o, Hayrat Neşriyat : (28-29) (O,) ne (et, kemik) bırakır, ne de terk eder! (Ölmezler ki kurtulsunlar!) İnsana çok susamıştır! İbni Kesir : O, ne geri bırakır, ne de azabdan vazgeçer. İskender Evrenosoğlu : (Yakıp tüketir etinden) bakiye bırakmaz ve (ölüme de) terketmez (azapları devam eder). Muhammed Esed : O ne yaşatır, ne de (ölüme) terk eder, Ömer Nasuhi Bilmen : Ne bırakır ve ne de terkeder, Ömer Öngüt : O Sakar (insan vücudundan geriye bir şey) ne bırakır, ne de (eski haline getirip tekrar azap etmekten) vazgeçer. Şaban Piriş : O, ne geri bırakır ne de vazgeçer. Suat Yıldırım : O, içine atılanı yer, bitirir. Yine de bırakmaz, eski haline çevirip bu işi tekrar eder. Süleyman Ateş : (Geride bir şey) Komaz, bırakmaz (her şeyi yakıp yok eder). Tefhim-ul Kuran : Ne alıkoyar, ne bırakır. Ümit Şimşek : Ne iz bırakır, ne vazgeçer. Yaşar Nuri Öztürk : Ortada bir şey bırakmaz, hiçbir şeyi görmezlik etmez o.