» 46 / Ahkâf  25:

Kuran Sırası: 46
İniş Sırası: 66
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35

 » 46 / Ahkâf  Suresi: 25
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. تُدَمِّرُ (TD̃MR) = tudemmiru : yıkar mahveder
2. كُلَّ (KL) = kulle : her
3. شَيْءٍ (ŞYÙ) = şey'in : şeyi
4. بِأَمْرِ (BÊMR) = biemri : emriyle
5. رَبِّهَا (RBHE) = rabbihā : Rabbinin
6. فَأَصْبَحُوا (FÊṦBḪVE) = feeSbeHū : onlar o hale geldiler ki
7. لَا (LE) = lā :
8. يُرَىٰ (YR) = yurā : görülmez oldu
9. إِلَّا (ÎLE) = illā : başka bir şey
10. مَسَاكِنُهُمْ (MSEKNHM) = mesākinuhum : konutlarından
11. كَذَٰلِكَ (KZ̃LK) = keƶālike : işte böyle
12. نَجْزِي (NCZY) = neczī : biz cezalandırırız
13. الْقَوْمَ (ELGVM) = l-ḳavme : toplumu
14. الْمُجْرِمِينَ (ELMCRMYN) = l-mucrimīne : suç işleyen
yıkar mahveder | her | şeyi | emriyle | Rabbinin | onlar o hale geldiler ki | | görülmez oldu | başka bir şey | konutlarından | işte böyle | biz cezalandırırız | toplumu | suç işleyen |

[D̃MR] [KLL] [ŞYE] [EMR] [RBB] [ṦBḪ] [] [REY] [] [SKN] [] [CZY] [GVM] [CRM]
TD̃MR KL ŞYÙ BÊMR RBHE FÊṦBḪVE LE YR ÎLE MSEKNHM KZ̃LK NCZY ELGVM ELMCRMYN

tudemmiru kulle şey'in biemri rabbihā feeSbeHū yurā illā mesākinuhum keƶālike neczī l-ḳavme l-mucrimīne
تدمر كل شيء بأمر ربها فأصبحوا لا يرى إلا مساكنهم كذلك نجزي القوم المجرمين

 » 46 / Ahkâf  Suresi: 25
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
تدمر د م ر | D̃MR TD̃MR tudemmiru yıkar mahveder Destroying
كل ك ل ل | KLL KL kulle her every
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in şeyi thing
بأمر ا م ر | EMR BÊMR biemri emriyle by (the) command
ربها ر ب ب | RBB RBHE rabbihā Rabbinin (of) its Lord.
فأصبحوا ص ب ح | ṦBḪ FÊṦBḪVE feeSbeHū onlar o hale geldiler ki Then they became (such),
لا | LE not
يرى ر ا ي | REY YR yurā görülmez oldu is seen
إلا | ÎLE illā başka bir şey except
مساكنهم س ك ن | SKN MSEKNHM mesākinuhum konutlarından their dwellings.
كذلك | KZ̃LK keƶālike işte böyle Thus
نجزي ج ز ي | CZY NCZY neczī biz cezalandırırız We recompense
القوم ق و م | GVM ELGVM l-ḳavme toplumu the people
المجرمين ج ر م | CRM ELMCRMYN l-mucrimīne suç işleyen [the] criminals.

46:25 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

yıkar mahveder | her | şeyi | emriyle | Rabbinin | onlar o hale geldiler ki | | görülmez oldu | başka bir şey | konutlarından | işte böyle | biz cezalandırırız | toplumu | suç işleyen |

[D̃MR] [KLL] [ŞYE] [EMR] [RBB] [ṦBḪ] [] [REY] [] [SKN] [] [CZY] [GVM] [CRM]
TD̃MR KL ŞYÙ BÊMR RBHE FÊṦBḪVE LE YR ÎLE MSEKNHM KZ̃LK NCZY ELGVM ELMCRMYN

tudemmiru kulle şey'in biemri rabbihā feeSbeHū yurā illā mesākinuhum keƶālike neczī l-ḳavme l-mucrimīne
تدمر كل شيء بأمر ربها فأصبحوا لا يرى إلا مساكنهم كذلك نجزي القوم المجرمين

[د م ر] [ك ل ل] [ش ي ا] [ا م ر] [ر ب ب] [ص ب ح] [] [ر ا ي] [] [س ك ن] [] [ج ز ي] [ق و م] [ج ر م]

 » 46 / Ahkâf  Suresi: 25
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
تدمر د م ر | D̃MR TD̃MR tudemmiru yıkar mahveder Destroying
Te,Dal,Mim,Re,
400,4,40,200,
V – 3rd person feminine singular (form II) imperfect verb
فعل مضارع
كل ك ل ل | KLL KL kulle her every
Kef,Lam,
20,30,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in şeyi thing
Şın,Ye,,
300,10,,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
بأمر ا م ر | EMR BÊMR biemri emriyle by (the) command
Be,,Mim,Re,
2,,40,200,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
ربها ر ب ب | RBB RBHE rabbihā Rabbinin (of) its Lord.
Re,Be,He,Elif,
200,2,5,1,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مجرور و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فأصبحوا ص ب ح | ṦBḪ FÊṦBḪVE feeSbeHū onlar o hale geldiler ki Then they became (such),
Fe,,Sad,Be,Ha,Vav,Elif,
80,,90,2,8,6,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض من اخوات «كان» والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «اصبح»
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يرى ر ا ي | REY YR yurā görülmez oldu is seen
Ye,Re,,
10,200,,
V – 3rd person masculine singular passive imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع مبني للمجهول منصوب
إلا | ÎLE illā başka bir şey except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
مساكنهم س ك ن | SKN MSEKNHM mesākinuhum konutlarından their dwellings.
Mim,Sin,Elif,Kef,Nun,He,Mim,
40,60,1,20,50,5,40,
N – nominative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
كذلك | KZ̃LK keƶālike işte böyle Thus
Kef,Zel,Lam,Kef,
20,700,30,20,
P – prefixed preposition ka
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
جار ومجرور
نجزي ج ز ي | CZY NCZY neczī biz cezalandırırız We recompense
Nun,Cim,Ze,Ye,
50,3,7,10,
V – 1st person plural imperfect verb
فعل مضارع
القوم ق و م | GVM ELGVM l-ḳavme toplumu the people
Elif,Lam,Gaf,Vav,Mim,
1,30,100,6,40,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
المجرمين ج ر م | CRM ELMCRMYN l-mucrimīne suç işleyen [the] criminals.
Elif,Lam,Mim,Cim,Re,Mim,Ye,Nun,
1,30,40,3,200,40,10,50,
ADJ – accusative masculine plural (form IV) active participle
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |تُدَمِّرُ: yıkar mahveder | كُلَّ: her | شَيْءٍ: şeyi | بِأَمْرِ: emriyle | رَبِّهَا: Rabbinin | فَأَصْبَحُوا: onlar o hale geldiler ki | لَا: | يُرَىٰ: görülmez oldu | إِلَّا: başka bir şey | مَسَاكِنُهُمْ: konutlarından | كَذَٰلِكَ: işte böyle | نَجْزِي: biz cezalandırırız | الْقَوْمَ: toplumu | الْمُجْرِمِينَ: suç işleyen |
Kırık Meal (Harekesiz) : |تدمر TD̃MR yıkar mahveder | كل KL her | شيء ŞYÙ şeyi | بأمر BÊMR emriyle | ربها RBHE Rabbinin | فأصبحوا FÊṦBḪWE onlar o hale geldiler ki | لا LE | يرى YR görülmez oldu | إلا ÎLE başka bir şey | مساكنهم MSEKNHM konutlarından | كذلك KZ̃LK işte böyle | نجزي NCZY biz cezalandırırız | القوم ELGWM toplumu | المجرمين ELMCRMYN suç işleyen |
Kırık Meal (Okunuş) : |tudemmiru: yıkar mahveder | kulle: her | şey'in: şeyi | biemri: emriyle | rabbihā: Rabbinin | feeSbeHū: onlar o hale geldiler ki | : | yurā: görülmez oldu | illā: başka bir şey | mesākinuhum: konutlarından | keƶālike: işte böyle | neczī: biz cezalandırırız | l-ḳavme: toplumu | l-mucrimīne: suç işleyen |
Kırık Meal (Transcript) : |TD̃MR: yıkar mahveder | KL: her | ŞYÙ: şeyi | BÊMR: emriyle | RBHE: Rabbinin | FÊṦBḪVE: onlar o hale geldiler ki | LE: | YR: görülmez oldu | ÎLE: başka bir şey | MSEKNHM: konutlarından | KZ̃LK: işte böyle | NCZY: biz cezalandırırız | ELGVM: toplumu | ELMCRMYN: suç işleyen |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bir azap var ki Rabbinin emriyle her şeyi mahvedip gider, derken hepsi de helâk olup gitti, öyle bir güne erdiler ki evlerinden başka hiçbir şey görülmez oldu. İşte böylece cezâlandırırız mücrim topluluğu.
Adem Uğur : O (rüzgâr), Rabbinin emriyle her şeyi yıkar, mahveder. Nitekim (o kasırga gelince) onların evlerinden başka bir şey görülmez oldu. İşte biz suç işleyen toplumu böyle cezalandırırız.
Ahmed Hulusi : (O rüzgâr) Rabbinin emriyle her şeyi helâk edip dumura uğratır! Nitekim öyle oldular ki, geride onların meskenlerinden başka bir şey kalmamıştı! Suçlular toplumuna yaptıklarının sonucunu böyle yaşatırız!
Ahmet Tekin : 'O rüzgâr, Rabbinin icra planı dâhilinde her şeyi yıkar, mahveder.' dedi. Nihayet o kasırga gelince, sabahleyin onların evlerinden başka birşey görünmez oldu. Biz, İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsi, suçlu, günahkâr bir kavmi işte böyle cezalandırırız.
Ahmet Varol : Rabbinin emriyle her şeyi yerle bir eder.' Böylece evlerinden başka bir şeyleri görünmez oldu. İşte biz suçlular topluluğunu böyle cezalandırırız.
Ali Bulaç : Rabbinin emriyle her şeyi yerle bir eder. Böylece meskenlerinden başka, hiçbir şey(leri) görünemez duruma düştüler. İşte biz, suçlu günahkar bir kavmi böyle cezalandırırız.
Ali Fikri Yavuz : Rabbisinin emri ile herşeyi helâk edecektir.” Nihayet o hale girdiler ki, meskenlerinden başka bir şey görünmez oldu. İşte öyle mücrim (inkârcı) bir kavme, biz böyle ceza veririz.
Bekir Sadak : (24-25) O azabin, yayilarak vadilerine dogru yoneldigini gorduklerinde: «Bu yaygin bulut bize yagmur yagdiracaktir» dediler. Hud: «Hayir, o, acele beklediginiz seydir; can yakici azap veren bir ruzgardir; Rabbinin buyrugu ile her seyi yok eder» dedi. Bunun uzerine evlerinin harabelerinden baska bir sey gorunmez oldu. Biz, suclu milleti iste boyle cezalandiririz.
Celal Yıldırım : Rabbımın emriyle her şeyi yıkıp yerle bir eder,» dedi. Çok geçmeden meskenlerinin (kalıntılarından) başka bir şey görünmez oldu. İşte biz, suçlu günahkâr milletleri böyle cezalandırırız.
Diyanet İşleri : “O, Rabbimin emriyle her şeyi yerle bir eder.” Derken evlerinden başka hiçbir şeyleri görünmez hâle geldiler. İşte biz, suç işleyen toplumu böyle cezalandırırız.
Diyanet İşleri (eski) : O azabın, yayılarak vadilerine doğru yöneldiğini gördüklerinde: 'Bu yaygın bulut bize yağmur yağdıracaktır' dediler. Hud: 'Hayır, o, acele beklediğiniz şeydir; can yakıcı azap veren bir rüzgardır; Rabbinin buyruğu ile her şeyi yok eder' dedi. Bunun üzerine evlerinin harabelerinden başka bir şey görünmez oldu. Biz, suçlu milleti işte böyle cezalandırırız.
Diyanet Vakfi : O (rüzgâr), Rabbinin emriyle her şeyi yıkar, mahveder. Nitekim (o kasırga gelince) onların evlerinden başka bir şey görülmez oldu. İşte biz suç işleyen toplumu böyle cezalandırırız.
Edip Yüksel : Rabbinin emriyle herşeyi yerle bir eder. Sabahladıklarında, evlerinden başka herşey görülmez olmuştu. Suçlu topluluğu işte böyle cezalandırırız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O rüzgâr, Rabbinin emri ile herşeyi yıkar mahveder.» dedi. Nihayet helâk oldular ve evlerinden başka hiçbir şey görünmez oldu. İşte biz günahkâr kavmi böyle cezalandırırız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Rabbinin emriyle herşeyi yerle bir eder.» dedi. Derken öyle oluverdiler ki, evlerinden başka hiçbir şey görünmez oldu. İşte öyle suçlu bir topluluğa Biz böyle ceza veririz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Rabbının emriyle her şey'i tedmir eder, derken öyle oluverdiler ki meskenlerinden başka bir şey görünmez oldu, işte öyle mücrim bir kavme biz böyle ceza veririz
Fizilal-il Kuran : Rabb'inin emriyle herşeyi yıkar, mahveder. Derken onlar o hale geldiler ki evlerinden başka birşey görünmez oldu. İşte biz suç işleyen toplumu böyle cezalandırırız.
Gültekin Onan : Rabbinin buyruğuyla her şeyi yerle bir eder. Böylece meskenlerinden başka, hiçbir şey(leri) görünemez duruma düştüler. İşte biz, suçlu günahkar bir kavmi böyle cezalandırırız.
Hakkı Yılmaz : (24,25) "Sonunda onu, vadilerine doğru gelen geniş bir bulut hâlinde gördüklerinde: “Ha işte! Bu, bize yağmur getirecek bir bulut!” dediler, Hayır, aksine o, çabuklaştırmaya çalıştığınız şeyin ta kendisi; Rabbinin emriyle her şeyi yerle bir eden, içinde acıklı bir azap olan rüzgâr... Sonunda o hâle geldiler ki, konutlarından başka hiçbir şey görünmüyordu. Biz, günahkârlar topluluğunu işte böyle cezalandırırız. "
Hasan Basri Çantay : «O, Rabbinin emriyle her şey'i helak edecekdir». İşte onlar o haale geldiler ki meskenlerinden başka bir şey görünmez oldu. İşte günahkârlar güruhunu biz böyle cezalandırırız.
Hayrat Neşriyat : 'Rabbisinin emriyle herşeyi helâk edecek!' Derken o hâle geldiler ki, evlerinden başka bir şey görünmez oldu! İşte, günahkârlar topluluğunu böyle cezâlandırırız!
İbni Kesir : Rabbının emri ile her şeyi yıkar. Bunun üzerine onların meskenlerinden başka bir şey görünmez oldu. İşte biz, suçlular güruhunu böylece cezalandırırız.
İskender Evrenosoğlu : O Rabbinin emriyle herşeyi dumura uğratır (yok eder). Böylece sabahleyin onların meskenlerinden başka hiçbir şey görünmez oldu. Mücrim kavmi, işte böyle cezalandırırız.
Muhammed Esed : Her şeyi Rabbi'nin emriyle yakıp yıkacak (bir rüzgar)!" Onlar öylesine çarçabuk silinip gittiler ki geride (bomboş) evlerinden başka bir şey kalmaz oldu. Biz günaha saplanmış bir topluluğu işte böyle cezalandırırız.
Ömer Nasuhi Bilmen : «Rabbisinin emriyle her şeyi helâk eder.» Artık sabahladılar, (bir halde ki) ikametgâhlarından başka bir şey görülemez oldu. İşte günahkarlar olan bir kavmi böylece cezalandırırız.
Ömer Öngüt : Rabbinin emriyle her şeyi yıkıp yerle bir eder. Çok geçmeden o hale geldiler ki, meskenlerinin harabelerinden başka bir şey görülmez oldu. İşte biz suçlu günahkâr kavmi böyle cezalandırırız.
Şaban Piriş : O, Rabb’inin emriyle her şeyi yerle bir eder. Nitekim evlerinden başka bir şey görünmez oldu. Suçlu toplumu işte böyle cezalandırırız.
Suat Yıldırım : (24-25) Vaktâ ki, bildirilen azabı, vâdilerine doğru enlemesine yayılarak ilerleyen bir bulut halinde görünce: "Bu, dediler, bize yağmur getiren bir bulut!" Hûd: "Hayır, dedi, bu, sizin gelmesi için acele edip durduğunuz şeydir, yani can yakıcı azap taşıyan bir rüzgârdır! Rabbinin izniyle her şeyi devirip yerle bir eden bir kasırgadır." Derken hepsi helâk olup sadece meskenleri kaldı. İşte Biz, suça gömülmüş gürûhu böyle cezalandırırız.
Süleyman Ateş : Rabbinin emriyle her şeyi yıkar, mahveder. Derken onlar o hale geldiler ki konutlarından başka bir şey görülmez oldu. İşte biz, suç işleyen toplumu böyle cezâlandırırız.
Tefhim-ul Kuran : Rabbinin emriyle her şeyi yerle bir eder. Böylece meskenlerinden başka, hiçbir şey(leri) görünemez duruma düştüler. İşte biz, suçlu günahkâr bir kavmi böyle cezalandırırız.
Ümit Şimşek : 'Rabbinin emriyle herşeyi yerle bir eder.' Nitekim öyle bir helâk oldular ki, meskenlerinden başka birşey görünmez oldu. Mücrimler güruhunu Biz böyle cezalandırırız.
Yaşar Nuri Öztürk : Rabbinin emriyle her şeyi yerle bir edecek. Sonunda o hale geldiler ki, konutlarından başka hiçbir şey görünmüyordu. Suçlular topluluğunu işte böyle cezalandırırız biz.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}