» 54 / Kamer  14:

Kuran Sırası: 54
İniş Sırası: 37
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55

 » 54 / Kamer  Suresi: 14
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. تَجْرِي (TCRY) = tecrī : akıp gidiyordu
2. بِأَعْيُنِنَا (BÊAYNNE) = bieǎ'yuninā : gözlerimizin önünde
3. جَزَاءً (CZEÙ) = cezā'en : bir mükafat olmak üzere
4. لِمَنْ (LMN) = limen : kimseye
5. كَانَ (KEN) = kāne : edilen
6. كُفِرَ (KFR) = kufira : nankörlük
akıp gidiyordu | gözlerimizin önünde | bir mükafat olmak üzere | kimseye | edilen | nankörlük |

[CRY] [AYN] [CZY] [] [KVN] [KFR]
TCRY BÊAYNNE CZEÙ LMN KEN KFR

tecrī bieǎ'yuninā cezā'en limen kāne kufira
تجري بأعيننا جزاء لمن كان كفر

 » 54 / Kamer  Suresi: 14
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
تجري ج ر ي | CRY TCRY tecrī akıp gidiyordu Sailing
بأعيننا ع ي ن | AYN BÊAYNNE bieǎ'yuninā gözlerimizin önünde before Our eyes,
جزاء ج ز ي | CZY CZEÙ cezā'en bir mükafat olmak üzere a reward
لمن | LMN limen kimseye for (he) who
كان ك و ن | KVN KEN kāne edilen was
كفر ك ف ر | KFR KFR kufira nankörlük denied.

54:14 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

akıp gidiyordu | gözlerimizin önünde | bir mükafat olmak üzere | kimseye | edilen | nankörlük |

[CRY] [AYN] [CZY] [] [KVN] [KFR]
TCRY BÊAYNNE CZEÙ LMN KEN KFR

tecrī bieǎ'yuninā cezā'en limen kāne kufira
تجري بأعيننا جزاء لمن كان كفر

[ج ر ي] [ع ي ن] [ج ز ي] [] [ك و ن] [ك ف ر]

 » 54 / Kamer  Suresi: 14
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
تجري ج ر ي | CRY TCRY tecrī akıp gidiyordu Sailing
Te,Cim,Re,Ye,
400,3,200,10,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
بأعيننا ع ي ن | AYN BÊAYNNE bieǎ'yuninā gözlerimizin önünde before Our eyes,
Be,,Ayn,Ye,Nun,Nun,Elif,
2,,70,10,50,50,1,
"P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine plural noun → Eye
PRON – 1st person plural possessive pronoun"
جار ومجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
جزاء ج ز ي | CZY CZEÙ cezā'en bir mükafat olmak üzere a reward
Cim,Ze,Elif,,
3,7,1,,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
لمن | LMN limen kimseye for (he) who
Lam,Mim,Nun,
30,40,50,
P – prefixed preposition lām
REL – relative pronoun
جار ومجرور
كان ك و ن | KVN KEN kāne edilen was
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
كفر ك ف ر | KFR KFR kufira nankörlük denied.
Kef,Fe,Re,
20,80,200,
V – 3rd person masculine singular passive perfect verb
فعل ماض مبني للمجهول
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |تَجْرِي: akıp gidiyordu | بِأَعْيُنِنَا: gözlerimizin önünde | جَزَاءً: bir mükafat olmak üzere | لِمَنْ: kimseye | كَانَ: edilen | كُفِرَ: nankörlük |
Kırık Meal (Harekesiz) : |تجري TCRY akıp gidiyordu | بأعيننا BÊAYNNE gözlerimizin önünde | جزاء CZEÙ bir mükafat olmak üzere | لمن LMN kimseye | كان KEN edilen | كفر KFR nankörlük |
Kırık Meal (Okunuş) : |tecrī: akıp gidiyordu | bieǎ'yuninā: gözlerimizin önünde | cezā'en: bir mükafat olmak üzere | limen: kimseye | kāne: edilen | kufira: nankörlük |
Kırık Meal (Transcript) : |TCRY: akıp gidiyordu | BÊAYNNE: gözlerimizin önünde | CZEÙ: bir mükafat olmak üzere | LMN: kimseye | KEN: edilen | KFR: nankörlük |
Abdulbaki Gölpınarlı : Gözümüzün önünde akıp giderdi; bir mükâfattı nankörlük görene.
Adem Uğur : İnkâr edilmiş olana (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.
Ahmed Hulusi : (Tekne) gözetimimizde akıp gidiyordu. Nankörlük edilene (Nuh'a) bir ceza olmak üzere!
Ahmet Tekin : İnkâr edilen, nankörlük edilen Nûh’a bir mükâfat olmak üzere, gemiler gözlerimizin önünde, himayemizde akıp gidiyordu.
Ahmet Varol : O (gemi) inkar edilen kişiye bir mükafat olarak gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.
Ali Bulaç : Gözlerimiz önünde akıp gitmekteydi. (Kendisi ve getirdikleri) İnkâr edilmiş/nankörlük edilmiş olan (Nuh)a bir mükafaat olmak üzere.
Ali Fikri Yavuz : Öyle ki, muhafazamız altında akıb gidiyordu. Bunu, (peygamberlik nimeti) inkâr edilen Nuh’a, bir mükâfat olarak yaptık.
Bekir Sadak : (13-14) Onu, tahtadan yapilmis, mihla cakilmis bir gemiye bindirdik; inkar edilmis olan Nuh'a mukafat olarak verdigimiz gemi nezaretimiz altinda yuzuyordu.
Celal Yıldırım : Nankörlük ve inkâr edilen kimseye (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözetim ve denetimimiz altında yüzüp yol alıyordu.
Diyanet İşleri : Gemi, inkâr edilen kimseye (Nuh’a) bir mükâfat olarak gözetimimiz altında yüzüyordu.
Diyanet İşleri (eski) : (13-14) Onu, tahtadan yapılmış, mıhla çakılmış bir gemiye bindirdik; inkar edilmiş olan Nuh'a mükafat olarak verdiğimiz gemi nezaretimiz altında yüzüyordu.
Diyanet Vakfi : İnkâr edilmiş olana (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.
Edip Yüksel : Reddedilmiş olan kişiye bir ödül olarak gözetimimiz altında akıp gidiyordu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Nankörlük edilen (kulumuz)a bir mükafat olmak üzere (gemi), gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : gözetimimiz altında yürüyüp yol alıyordu, inkar ve nankörlüğe uğramış kimseye mükafat olmak üzere.
Elmalılı Hamdi Yazır : Nezaretimizle giderdi o nankörlük edilen zata bir mükâfat olarak
Fizilal-il Kuran : Mesajı inkar edilen kulumuza ödül olarak bu gemi gözetimimiz altında yüzüyordu.
Gültekin Onan : Gözlerimiz önünde akıp gitmekteydi. (Kendisi ve getirdikleri) küfredilmiş olan (Nuh)'a bir mükafaat olmak üzere.
Hakkı Yılmaz : (13,14) "Nûh'u da, iyilikbilmezlik edilen kişiye bir ödül olmak üzere, korumamız/ gözetimimiz altında akıp giden levhaları; tahtaları ve çivileri/urganları olan filika/ küçük gemi üzerinde taşıdık. "
Hasan Basri Çantay : ki (o gemi; hakkında) nankörlük edilmiş bulunan (o zât) e bir mükâfat olmak üzere, bizim gözlerimiz önünde akıb gidiyordu.
Hayrat Neşriyat : (O gemi) bizim nezâretimizde akıp gidiyordu. İnkâr edilmiş olan (Nûh)’a bir mükâfât olarak (böyle yaptık).
İbni Kesir : Küfredilmiş olana mükafat olmak üzere Bizim gözetimimizle yüzüyordu.
İskender Evrenosoğlu : (Gemi) gözlerimizin önünde yüzerek akıp gidiyordu, inkâr edilmiş olana (Hz. Nuh'a) bir mükâfat olarak.
Muhammed Esed : ve (gemi), gözlerimizin önünde akıp gitti. (Bu,) nankörce reddedilmiş olan o (Nuh) için bir ödüldü.
Ömer Nasuhi Bilmen : (13-14) Ve O'nu (Nûh'u) levhaları ve kenetleri bulunan şey üzerine yükledik. (O gemi) Bizim nezaretimiz altında akıp gidiyordu. O tekzîp edilmiş olana (Nûh aleyhisselâm'a) bir mükâfaat olarak.
Ömer Öngüt : İnkâr edilen (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, nezaretimiz altında akıp gidiyordu.
Şaban Piriş : Gözlerimizin önünde akıp gitti. İnkar edilen (Nuh’a) bir ödül olarak.
Suat Yıldırım : O kadri bilinmemiş değerli insana, bir mükâfat olarak gemi, Bizim inayetimiz altında akıp gidiyordu.
Süleyman Ateş : (Kendisine karşı) Nankörlük edilen (kulumuz)a (bizden) bir mükâfât olmak üzere (gemi), gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.
Tefhim-ul Kuran : Gözlerimiz önünde akıp gitmekteydi. (Kendisine ve getirdiklerine karşı) Küfredilip nankörlük edilmiş olan (Nuh)'a bir mükafat olmak üzere.
Ümit Şimşek : İnkârla karşılaşmış kulumuza ödül olarak, gözetimimiz altında gemi akıp gidiyordu.
Yaşar Nuri Öztürk : Akıp gidiyordu gözlerimizin önünde, bir ödül olarak nankörlüğe uğratılan kişi için.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}