» 58 / Mücâdele  3:

Kuran Sırası: 58
İniş Sırası: 105
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

 » 58 / Mücâdele  Suresi: 3
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَالَّذِينَ (VELZ̃YN) = velleƶīne : ve kimseler
2. يُظَاهِرُونَ (YƵEHRVN) = yuZāhirūne : zıhar eden(ler)
3. مِنْ (MN) = min :
4. نِسَائِهِمْ (NSEÙHM) = nisāihim : kadınlarına
5. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra da
6. يَعُودُونَ (YAVD̃VN) = yeǔdūne : dönenler
7. لِمَا (LME) = limā : şeylere
8. قَالُوا (GELVE) = ḳālū : söyledikleri
9. فَتَحْرِيرُ (FTḪRYR) = feteHrīru : hürriyete kavuşturmalıdırlar
10. رَقَبَةٍ (RGBT) = raḳabetin : bir köle
11. مِنْ (MN) = min :
12. قَبْلِ (GBL) = ḳabli : önce
13. أَنْ (ÊN) = en :
14. يَتَمَاسَّا (YTMESE) = yetemāssā : temaslarından
15. ذَٰلِكُمْ (Z̃LKM) = ƶālikum : budur
16. تُوعَظُونَ (TVAƵVN) = tūǎZūne : size öğütlenen
17. بِهِ (BH) = bihi : onunla
18. وَاللَّهُ (VELLH) = vallahu : Allah
19. بِمَا (BME) = bimā : şeyleri
20. تَعْمَلُونَ (TAMLVN) = teǎ'melūne : yaptıklarınız
21. خَبِيرٌ (ḢBYR) = ḣabīrun : haber almaktadır
ve kimseler | zıhar eden(ler) | | kadınlarına | sonra da | dönenler | şeylere | söyledikleri | hürriyete kavuşturmalıdırlar | bir köle | | önce | | temaslarından | budur | size öğütlenen | onunla | Allah | şeyleri | yaptıklarınız | haber almaktadır |

[] [ƵHR] [] [NSV] [] [AVD̃] [] [GVL] [ḪRR] [RGB] [] [GBL] [] [MSS] [] [VAƵ] [] [] [] [AML] [ḢBR]
VELZ̃YN YƵEHRVN MN NSEÙHM S̃M YAVD̃VN LME GELVE FTḪRYR RGBT MN GBL ÊN YTMESE Z̃LKM TVAƵVN BH VELLH BME TAMLVN ḢBYR

velleƶīne yuZāhirūne min nisāihim ṧumme yeǔdūne limā ḳālū feteHrīru raḳabetin min ḳabli en yetemāssā ƶālikum tūǎZūne bihi vallahu bimā teǎ'melūne ḣabīrun
والذين يظاهرون من نسائهم ثم يعودون لما قالوا فتحرير رقبة من قبل أن يتماسا ذلكم توعظون به والله بما تعملون خبير

 » 58 / Mücâdele  Suresi: 3
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والذين | VELZ̃YN velleƶīne ve kimseler And those who
يظاهرون ظ ه ر | ƵHR YƵEHRVN yuZāhirūne zıhar eden(ler) pronounce zihar
من | MN min [from]
نسائهم ن س و | NSV NSEÙHM nisāihim kadınlarına (to) their wives
ثم | S̃M ṧumme sonra da then
يعودون ع و د | AVD̃ YAVD̃VN yeǔdūne dönenler go back
لما | LME limā şeylere on what
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū söyledikleri they said,
فتحرير ح ر ر | ḪRR FTḪRYR feteHrīru hürriyete kavuşturmalıdırlar then freeing
رقبة ر ق ب | RGB RGBT raḳabetin bir köle (of) a slave
من | MN min before
قبل ق ب ل | GBL GBL ḳabli önce before
أن | ÊN en [that]
يتماسا م س س | MSS YTMESE yetemāssā temaslarından they touch each other.
ذلكم | Z̃LKM ƶālikum budur That
توعظون و ع ظ | VAƵ TVAƵVN tūǎZūne size öğütlenen you are admonished
به | BH bihi onunla to it.
والله | VELLH vallahu Allah And Allah
بما | BME bimā şeyleri of what
تعملون ع م ل | AML TAMLVN teǎ'melūne yaptıklarınız you do
خبير خ ب ر | ḢBR ḢBYR ḣabīrun haber almaktadır (is) All-Aware.

58:3 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve kimseler | zıhar eden(ler) | | kadınlarına | sonra da | dönenler | şeylere | söyledikleri | hürriyete kavuşturmalıdırlar | bir köle | | önce | | temaslarından | budur | size öğütlenen | onunla | Allah | şeyleri | yaptıklarınız | haber almaktadır |

[] [ƵHR] [] [NSV] [] [AVD̃] [] [GVL] [ḪRR] [RGB] [] [GBL] [] [MSS] [] [VAƵ] [] [] [] [AML] [ḢBR]
VELZ̃YN YƵEHRVN MN NSEÙHM S̃M YAVD̃VN LME GELVE FTḪRYR RGBT MN GBL ÊN YTMESE Z̃LKM TVAƵVN BH VELLH BME TAMLVN ḢBYR

velleƶīne yuZāhirūne min nisāihim ṧumme yeǔdūne limā ḳālū feteHrīru raḳabetin min ḳabli en yetemāssā ƶālikum tūǎZūne bihi vallahu bimā teǎ'melūne ḣabīrun
والذين يظاهرون من نسائهم ثم يعودون لما قالوا فتحرير رقبة من قبل أن يتماسا ذلكم توعظون به والله بما تعملون خبير

[] [ظ ه ر] [] [ن س و] [] [ع و د] [] [ق و ل] [ح ر ر] [ر ق ب] [] [ق ب ل] [] [م س س] [] [و ع ظ] [] [] [] [ع م ل] [خ ب ر]

 » 58 / Mücâdele  Suresi: 3
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والذين | VELZ̃YN velleƶīne ve kimseler And those who
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
6,1,30,700,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – masculine plural relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
يظاهرون ظ ه ر | ƵHR YƵEHRVN yuZāhirūne zıhar eden(ler) pronounce zihar
Ye,Zı,Elif,He,Re,Vav,Nun,
10,900,1,5,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form III) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min [from]
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
نسائهم ن س و | NSV NSEÙHM nisāihim kadınlarına (to) their wives
Nun,Sin,Elif,,He,Mim,
50,60,1,,5,40,
N – genitive feminine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ثم | S̃M ṧumme sonra da then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
يعودون ع و د | AVD̃ YAVD̃VN yeǔdūne dönenler go back
Ye,Ayn,Vav,Dal,Vav,Nun,
10,70,6,4,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لما | LME limā şeylere on what
Lam,Mim,Elif,
30,40,1,
P – prefixed preposition lām
REL – relative pronoun
جار ومجرور
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū söyledikleri they said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فتحرير ح ر ر | ḪRR FTḪRYR feteHrīru hürriyete kavuşturmalıdırlar then freeing
Fe,Te,Ha,Re,Ye,Re,
80,400,8,200,10,200,
REM – prefixed resumption particle
N – nominative masculine (form II) verbal noun
الفاء استئنافية
اسم مرفوع
رقبة ر ق ب | RGB RGBT raḳabetin bir köle (of) a slave
Re,Gaf,Be,Te merbuta,
200,100,2,400,
N – genitive feminine indefinite noun
اسم مجرور
من | MN min before
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قبل ق ب ل | GBL GBL ḳabli önce before
Gaf,Be,Lam,
100,2,30,
N – genitive noun
اسم مجرور
أن | ÊN en [that]
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
يتماسا م س س | MSS YTMESE yetemāssā temaslarından they touch each other.
Ye,Te,Mim,Elif,Sin,Elif,
10,400,40,1,60,1,
V – 3rd person masculine dual (form VI) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع منصوب والألف ضمير متصل في محل رفع فاعل
ذلكم | Z̃LKM ƶālikum budur That
Zel,Lam,Kef,Mim,
700,30,20,40,
DEM – 2nd person masculine plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
توعظون و ع ظ | VAƵ TVAƵVN tūǎZūne size öğütlenen you are admonished
Te,Vav,Ayn,Zı,Vav,Nun,
400,6,70,900,6,50,
V – 2nd person masculine plural passive imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
به | BH bihi onunla to it.
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
والله | VELLH vallahu Allah And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو عاطفة
لفظ الجلالة مرفوع
بما | BME bimā şeyleri of what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
تعملون ع م ل | AML TAMLVN teǎ'melūne yaptıklarınız you do
Te,Ayn,Mim,Lam,Vav,Nun,
400,70,40,30,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
خبير خ ب ر | ḢBR ḢBYR ḣabīrun haber almaktadır (is) All-Aware.
Hı,Be,Ye,Re,
600,2,10,200,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَالَّذِينَ: ve kimseler | يُظَاهِرُونَ: zıhar eden(ler) | مِنْ: | نِسَائِهِمْ: kadınlarına | ثُمَّ: sonra da | يَعُودُونَ: dönenler | لِمَا: şeylere | قَالُوا: söyledikleri | فَتَحْرِيرُ: hürriyete kavuşturmalıdırlar | رَقَبَةٍ: bir köle | مِنْ: | قَبْلِ: önce | أَنْ: | يَتَمَاسَّا: temaslarından | ذَٰلِكُمْ: budur | تُوعَظُونَ: size öğütlenen | بِهِ: onunla | وَاللَّهُ: Allah | بِمَا: şeyleri | تَعْمَلُونَ: yaptıklarınız | خَبِيرٌ: haber almaktadır |
Kırık Meal (Harekesiz) : |والذين WELZ̃YN ve kimseler | يظاهرون YƵEHRWN zıhar eden(ler) | من MN | نسائهم NSEÙHM kadınlarına | ثم S̃M sonra da | يعودون YAWD̃WN dönenler | لما LME şeylere | قالوا GELWE söyledikleri | فتحرير FTḪRYR hürriyete kavuşturmalıdırlar | رقبة RGBT bir köle | من MN | قبل GBL önce | أن ÊN | يتماسا YTMESE temaslarından | ذلكم Z̃LKM budur | توعظون TWAƵWN size öğütlenen | به BH onunla | والله WELLH Allah | بما BME şeyleri | تعملون TAMLWN yaptıklarınız | خبير ḢBYR haber almaktadır |
Kırık Meal (Okunuş) : |velleƶīne: ve kimseler | yuZāhirūne: zıhar eden(ler) | min: | nisāihim: kadınlarına | ṧumme: sonra da | yeǔdūne: dönenler | limā: şeylere | ḳālū: söyledikleri | feteHrīru: hürriyete kavuşturmalıdırlar | raḳabetin: bir köle | min: | ḳabli: önce | en: | yetemāssā: temaslarından | ƶālikum: budur | tūǎZūne: size öğütlenen | bihi: onunla | vallahu: Allah | bimā: şeyleri | teǎ'melūne: yaptıklarınız | ḣabīrun: haber almaktadır |
Kırık Meal (Transcript) : |VELZ̃YN: ve kimseler | YƵEHRVN: zıhar eden(ler) | MN: | NSEÙHM: kadınlarına | S̃M: sonra da | YAVD̃VN: dönenler | LME: şeylere | GELVE: söyledikleri | FTḪRYR: hürriyete kavuşturmalıdırlar | RGBT: bir köle | MN: | GBL: önce | ÊN: | YTMESE: temaslarından | Z̃LKM: budur | TVAƵVN: size öğütlenen | BH: onunla | VELLH: Allah | BME: şeyleri | TAMLVN: yaptıklarınız | ḢBYR: haber almaktadır |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve karılarına zıhâr yapıp sonra dediklerinden dönenler, karılarıyla temastan önce bir kul azat etmelidirler; bu, size, onunla öğüt almanız için bir emir ve Allah, ne yapıyorsanız hepsinden de haberdardır.
Adem Uğur : Kadınlardan zıhâr ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin karılarıyla temas etmeden önce bir köleyi hürriyete kavuşturmaları gerekir. Size öğütlenen budur. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.
Ahmed Hulusi : Kadınlarından zihar yapıp (zihar ile ayrılmak isteyip) sonra da sözlerinden dönenler (zihar ile boşamaktan vazgeçip evliliklerine dönenler), kadınları ile ilişkiye girmeden önce bir köle azât etmelidirler! İşte size öğütlenen budur. . . Allâh yaptıklarınızı (yaratanı olarak) Habiyr'dir.
Ahmet Tekin : Hanımlarından zıhar ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin, hanımlarıyla ilişkiye girmeden önce, bir köleyi esaret boyunduruğundan kurtararak hürriyete kavuşturmaları gerekir. İşte bu konuda böyle sorumluluklarınızın olduğu size hatırlatılarak uyarılıyorsunuz. Allah işlediğiniz gizli-açık bütün amellerden haberdardır.
Ahmet Varol : Hanımlarına zihâr yapıp sonra da söylediklerinden dönenler, birbirleriyle temas etmeden önce bir köleyi hürriyetine kavuşturmalıdırlar. İşte size bununla öğüt verilmektedir. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Ali Bulaç : Kadınlarına "zıhar"da bulunanlar, sonra söylediklerinden geri dönenlerin, birbirleriyle temas etmeden önce bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaları gerekir. İşte size bununla öğüt verilmektedir. Allah, yaptıklarınızı haber alandır.
Ali Fikri Yavuz : Karılarına zihâr yapanlar (nikâhlarını kendilerine haram kılanlar); sonra dediklerini geri almak için dönecek olanlar birbiriyle birleşmeden (cinsi münasebette bulunmadan) önce, (koca üzerine keffaret olarak) bir köle azad etmek vardır. İşte siz, böyle keffaret hükmü ile öğüdlenirsiniz. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
Bekir Sadak : Karilarini zihar yoluyla bosamak isteyip, sonra sozlerinden donenlerin, ailesiyle temas etmeden bir kole azad etmeleri gerekir. Size bu hususta boylece ogut verilmektedir. Allah, islediklerinizden haberdardir.
Celal Yıldırım : Karılarını (öz analarına benzetip) ziharda bulunduktan sonra sözlerinden dönenler, eşleriyle cinsel yaklaşmada bulunmadan önce bir köle azâd etmeleri gerekir. Bununla size öğüt verilir. Allah yaptıklarınızdan haberlidir.
Diyanet İşleri : Kadınlarından zıhar yaparak ayrılıp sonra da söylediklerinden dönecek olanlar, eşleriyle birbirlerine dokunmadan önce, bir köle azat etmelidirler. İşte bu hüküm ile size öğüt veriliyor. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Diyanet İşleri (eski) : Karılarını zıhar yoluyla boşamak isteyip, sonra sözlerinden dönenlerin, ailesiyle temas etmeden bir köle azad etmeleri gerekir. Size bu hususta böylece öğüt verilmektedir. Allah, işlediklerinizden haberdardır.
Diyanet Vakfi : Kadınlardan zıhâr ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin karılarıyla temas etmeden önce bir köleyi hürriyete kavuşturmaları gerekir. Size öğütlenen budur. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.
Edip Yüksel : Kadınlarını annelerine benzeterek yabancılaştırdıktan sonra sözlerinden dönenler, karılarıyla cinsel ilişkiye girmeden önce bir köleyi özgürlüğe kavuştursunlar. Size öğütlenen budur. ALLAH yaptığınız her şeyi haber alır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kadınlardan zıhâr ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin, karılarıyla temas etmeden önce bir köleyi hürriyete kavuşturmaları gerekir. Size öğütlenen budur. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Kadınlarından zihar ile ayrılmağa kalkıp da sonra dediklerini geri alacak olanların, ikisi ilişkide bulunmadan önce bir köle azad etmeleri gerekir. İşte siz bununla öğütleniyorsunuz. Allah her ne yaparsanız haberdardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve öyle kadınlarından zıhar ile ayrılmağa kalkıp da sonra dediklerini geri alacak olanlar onun için ikisi temas etmezden evvel bir kul âzad etmek lâzımdır, bunu duydunuz a işte siz bununla öğütlenirsiniz ve Allah her ne yaparsanız haberdardır.
Fizilal-il Kuran : Eşlerinden zihar ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin eşleriyle temas etmeden önce bir köleyi hürriyetine kavuşturmaları gerekir. Size öğütlenen budur. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.
Gültekin Onan : Kadınlarına 'zıhar'da bulunanlar, sonra söylediklerinden geri dönenlerin, birbirleriyle temas etmeden önce bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaları gerekir. İşte size bununla öğüt verilmektedir. Tanrı, yaptıklarınızı haber alandır.
Hakkı Yılmaz : Ve kadınlarına zıhar yapıp sonra da söylediklerinden dönenlerin, birbiriyle temastan/ilişkiden önce bir köleyi hürriyete kavuşturmaları gerekir. İşte siz, bununla öğütleniyorsunuz. Allah, yaptıklarınızdan çok iyi haberi olandır.
Hasan Basri Çantay : Kadınlarından zıhâr ile ayrılmak isteyib de sonra dediklerini geri alacaklar (için), birbiriyle temas etmezden evvel, bir köle azad etmek (lâzımdır), işte size bununla öğüt veriliyor. Allah, ne yaparsanız, hakkıyle haberdârdır.
Hayrat Neşriyat : Kadınlarına zıhar yapıp da sonra söylediklerinden dönenlere, o takdirde birbirleriyle(kadınlarıyla) temâs etmeden önce bir köle âzâd etmek (borcu vardır). İşte siz, bununla nasîhat ediliyorsunuz. Ve Allah, ne yaparsanız hakkıyla haberdâr olandır.
İbni Kesir : Karılarından zıhar ile ayrılmak isteyip de sonra dediklerini geri alanların aileleriyle temas etmeden önce bir köle azad etmeleri gerekir. Size böylece öğüt verilmektedir. Allah; yaptıklarınızdan haberdardır.
İskender Evrenosoğlu : Onlar ki, kadınlarına sırt çevirip, sonra söyledikleri şeyden geri dönerler. O taktirde temas etmeden önce bir köleyi azad etsin (serbest bıraksın). İşte size bu vaazediliyor (yapmanız gerekenler öğüt veriliyor). Ve Allah, yaptıklarınızdan haberdar olandır.
Muhammed Esed : o halde, "Sen bana annem kadar haramsın!" diyerek hanımlarından ayrılanlara ve sonra söylediklerinden geri dönenlere gelince, (onların keffareti) eşlerin tekrar birbirlerine dokunmalarından önce bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmak olacaktır. Size (burada) tavsiye edilen budur; çünkü Allah yaptığınız her şeyden tamamiyle haberdardır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve o kimseler ki, zevcelerinden müzaherette bulunurlar, sonra da dediklerinden geri dönerler, artık temas etmeden evvel bir rekabe azâd etmek lâzımdır. İşte siz bununla öğüt verilmiş olursunuz. Ve Allah her ne yaparsanız tamamen haberdardır.
Ömer Öngüt : Hanımları hakkında zıhar yapıp da sonra söylediklerinden dönenler, birbirleriyle temas etmeden önce bir köle azad etmelidirler. Size böylece öğüt verilmektedir. Allah işlediklerinizden haberdar olandır.
Şaban Piriş : Kadınlarına zıhar yapıp, sonra da söyledikleri sözden dönenlerin, karılarına yaklaşmalarından önce bir köle azad etmeleri gerekir. İşte size böyle öğüt veriliyor. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
Suat Yıldırım : Eşlerine zıhar yaparak onlardan ayrılmaya kalkıp da sonra söylediklerinden dönenlerin, eşleriyle temastan önce bir köleyi hürriyetine kavuşturmaları gerekir. İşte size emredilen budur. Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.
Süleyman Ateş : Kadınlarına zıhar edip sonra söylediklerinden dönenler, karılarıyle temaslarından önce bir köleyi hürriyete kavuşturmalıdırlar. Size öğütlenen budur. Allâh, yaptıklarınızı haber almaktadır.
Tefhim-ul Kuran : Kadınlarına «zıhar»da bulunanlar, sonra da söylediklerinden geri dönenlerin, birbirleriyle temas etmeden önce bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaları gerekir. İşte size bununla öğüt verilmektedir. Allah, yapmakta olduklarınızı haber alandır.
Ümit Şimşek : Hanımlarına zıhar yapan, sonra da sözünden vazgeçenler, onlara temas etmeden önce bir köle azad etsinler. Size verilen öğüt budur. Allah ise yaptıklarınızdan haberdardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Kadınlarına zıhar edip sonra sarf etmiş oldukları söze geri dönenler, ilişkiye girmelerinden önce, özgürlüğünü yitirmiş bir benliği özgürlüğüne kavuşturacaklardır. İşte size yöneltilen öğüt budur. Allah, yapıp etmekte olduklarınızdan gereğince haberdardır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}