» 68 / Kalem  10:

Kuran Sırası: 68
İniş Sırası: 2
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52

 » 68 / Kalem  Suresi: 10
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَا (VLE) = ve lā : ve
2. تُطِعْ (TŦA) = tuTiǎ' : ita'at etme
3. كُلَّ (KL) = kulle : hiçbirine
4. حَلَّافٍ (ḪLEF) = Hallāfin : yemin edip duran
5. مَهِينٍ (MHYN) = mehīnin : aşağılık
ve | ita'at etme | hiçbirine | yemin edip duran | aşağılık |

[] [ŦVA] [KLL] [ḪLF] [MHN]
VLE TŦA KL ḪLEF MHYN

ve lā tuTiǎ' kulle Hallāfin mehīnin
ولا تطع كل حلاف مهين

 » 68 / Kalem  Suresi: 10
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولا | VLE ve lā ve And (do) not
تطع ط و ع | ŦVA TŦA tuTiǎ' ita'at etme obey
كل ك ل ل | KLL KL kulle hiçbirine every
حلاف ح ل ف | ḪLF ḪLEF Hallāfin yemin edip duran habitual swearer
مهين م ه ن | MHN MHYN mehīnin aşağılık worthless,

68:10 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve | ita'at etme | hiçbirine | yemin edip duran | aşağılık |

[] [ŦVA] [KLL] [ḪLF] [MHN]
VLE TŦA KL ḪLEF MHYN

ve lā tuTiǎ' kulle Hallāfin mehīnin
ولا تطع كل حلاف مهين

[] [ط و ع] [ك ل ل] [ح ل ف] [م ه ن]

 » 68 / Kalem  Suresi: 10
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولا | VLE ve lā ve And (do) not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
REM – prefixed resumption particle
PRO – prohibition particle
الواو استئنافية
حرف نهي
تطع ط و ع | ŦVA TŦA tuTiǎ' ita'at etme obey
Te,Tı,Ayn,
400,9,70,
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
كل ك ل ل | KLL KL kulle hiçbirine every
Kef,Lam,
20,30,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
حلاف ح ل ف | ḪLF ḪLEF Hallāfin yemin edip duran habitual swearer
Ha,Lam,Elif,Fe,
8,30,1,80,
N – genitive masculine singular indefinite noun
اسم مجرور
مهين م ه ن | MHN MHYN mehīnin aşağılık worthless,
Mim,He,Ye,Nun,
40,5,10,50,
ADJ – genitive masculine singular indefinite adjective
صفة مجرورة
VLE TŦA KL ḪLEF MHYN

ولا تطع كل حلاف مهين

 » 68 / Kalem  Suresi: 10

: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَا: ve | تُطِعْ: ita'at etme | كُلَّ: hiçbirine | حَلَّافٍ: yemin edip duran | مَهِينٍ: aşağılık |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولا WLE ve | تطع TŦA ita'at etme | كل KL hiçbirine | حلاف ḪLEF yemin edip duran | مهين MHYN aşağılık |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve lā: ve | tuTiǎ': ita'at etme | kulle: hiçbirine | Hallāfin: yemin edip duran | mehīnin: aşağılık |
Kırık Meal (Transcript) : |VLE: ve | TŦA: ita'at etme | KL: hiçbirine | ḪLEF: yemin edip duran | MHYN: aşağılık |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve itâat etme çok yemin edenlerin, reyinde isâbet bulunmayanların hiçbirine.
Adem Uğur : Şunların hiçbirine itâat etme: Yemin edip duran, aşağılık,
Ahmed Hulusi : UYMA! Çokça yemin eden (Allâh'tan ve Sünnetullâh'tan kozalı olduğu için) basit, düşüncesiz her kişiye;
Ahmet Tekin : Durmadan, olur olmaz yeminler eden, düşünme ve temyiz kabiliyetleri kıt aşağılıklara boyun eğme.
Ahmet Varol : Sürekli yemin edip duran, aşağılık hiçbir kimseye itaat etme.
Ali Bulaç : Şunların hiçbirine itaat etme: Yemin edip duran, aşağılık,
Ali Fikri Yavuz : Bir de tanıma (haklı haksız) her çok yemin edeni, değersizi;
Bekir Sadak : (10-14) Diliyle igneleyen, kovuculuk eden, iyiligi daima onleyen, asiri giden, suc isleyen, cok yemin eden alcak zorbaya, butun bunlar disinda bir de soysuzlukla damgalanmis kimseye, mal ve ogullari vardir diye aldiris etmeyesin.
Celal Yıldırım : (10-11-12-13-14) Çok yemin eden, değersiz alçak, kusur araştırıp leke süren, ikiyüzlülük edip söz götürüp getiren, hayra hep engel olan, saldırgan olup hakları çiğneyen, günah işleyen, kaba ve şerefsiz ve sonra da soysuz olan hiçbir kimseye —mal ve oğullar sahibi de olsa— boyun eğme.
Diyanet İşleri : (10-14) Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.
Diyanet İşleri (eski) : (10-14) Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden, iyiliği daima önleyen, aşırı giden, suç işleyen, çok yemin eden alçak zorbaya, bütün bunlar dışında bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye, mal ve oğulları vardır diye aldırış etmeyesin.
Diyanet Vakfi : (10-14) (Resûlüm!) Alabildiğine yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan lâf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, mütecâviz, günaha dadanmış, kaba ve haşin, bütün bunlardan sonra bir de soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.
Edip Yüksel : Şunların hiçbirine uyma: yemin edip duran, aşağılık,
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Şunların hiçbirine boyun eğme: Yemin edip duran aşağılık,
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Tanıma şunların hiç birini; çok yemin eden o aşağılık,
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve tanıma şunların hiç birini: çok yemin edici, değersiz
Fizilal-il Kuran : Şunların hiçbirine itaat etme: Yemin edip duran aşağılık.
Gültekin Onan : Şunların hiçbirine itaat etme: Yemin edip duran, aşağılık,
Hakkı Yılmaz : (9-16) "Onlar arzu ettiler ki, sen onlara yağ çekesin, onlar da hemen sana yağ çeksinler. Çok yemin eden, aşağılık, alaycı, gammaz; arkadan çekiştiren, arabozucu, kovuculuk için gezip duran, mal ve oğulları var diye hayrı engelleyen, saldırgan, günaha batmış, kaba/obur, sonra da kötülükle damgalı şu asalakların hiçbirine itaat etme. Âhireti yalanlayan o kişi, âyetlerimiz kendisine okunduğu zaman: “Daha öncekilerin masalları” dedi. Yakında Biz onun burnunu sürteceğiz. "
Hasan Basri Çantay : (10-11-12-13) (Doğruya da, eğriye de) alabildiğine yemîn eden, izzet-i nefsi bulunmayan, (ötekini berikini) dâima ayıblayan, (gammazlıkla) lâf getirib götürmiye koşan, (insanları) hayırdan durmayıb men'eyleyen aşırı zaalim, çok günahkâr, kaba, haşin, bütün bunlardan başka da kulağı kesik (damgalı soysuz) olan her kişiyi tanıma (onlara boyun eğme)!
Hayrat Neşriyat : (10-14) (Habîbim, yâ Muhammed!) Çok yemîn eden, aşağılık (kıymetli bir görüşe sâhib olmayan), dâimâ ayıplayan (insanların arkasından dudak büken), hep koğuculuk peşinde gezen, her zaman hayra mâni' olan, haddi aşan (hakkı çiğneyen), alabildiğine günahkâr, zorba; bun(lar)dan sonra (bir de) soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğullar sâhibi oldu diye itâat etme!
İbni Kesir : Sen; yemin edip duran, izzet-i nefsi bulunmayana uyma.
İskender Evrenosoğlu : Lüzumsuz yere çok yemin edenlerin hiçbirine itaat etme.
Muhammed Esed : Ayrıca, yemin edip duran alçağa uyma,
Ömer Nasuhi Bilmen : (10-12) Ve itaat gösterme her çok yemîn edene, âdî fikirli olana. Daima kusur arayana. Lâf götürüp getirene. Hayırdan men'e çalışıp durana, haddi tecavüz edene, çok günahkâr olana.
Ömer Öngüt : Resulüm! Sakın itaat (ve iltifat) etme, alabildiğine yemin eden aşağılığa.
Şaban Piriş : Yemin edip duran alçağa itaat etme!
Suat Yıldırım : (10-16) Sakın uyma: Servet ve hanedan sahibi diye, o bol bol yemin eden, değersiz adama! O gammaz, söz gezdiren, hayrın önünü kesene, o saldırgana, günaha dadanmışa! Şerefsiz, kaba, hem de soysuz olana! Kendisine âyetlerimiz okunduğunda "Bu eski insanların masalları!" diyene, yakında onun burnunu dağlayıp damga basarız.
Süleyman Ateş : Şunların hiçbirine itâ'at etme: Yemin edip duran aşağılık,
Tefhim-ul Kuran : Şunların hiçbirine itaat etme: Yemin edip duran, aşağılık,
Ümit Şimşek : Uyma sen çok yemin edene, aşağılık kimseye,
Yaşar Nuri Öztürk : Şunların hiçbirine eğilme, uyma: Çok yemin eden, bayağı/alçak,


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}