Kırık Meal (Arapça) : |تَعْرِفُ : sezersin | فِي : | وُجُوهِهِمْ : yüzlerinde | نَضْرَةَ : sevinç ve parıltısını | النَّعِيمِ : ni'metin | Kırık Meal (Harekesiz) : |تعرف TARF sezersin | في FY | وجوههم WCWHHM yüzlerinde | نضرة NŽRT sevinç ve parıltısını | النعيم ELNAYM ni'metin | Kırık Meal (Okunuş) : |teǎ'rifu : sezersin | fī : | vucūhihim : yüzlerinde | neDrate : sevinç ve parıltısını | n-neǐymi : ni'metin | Kırık Meal (Transcript) : |TARF : sezersin | FY : | VCVHHM : yüzlerinde | NŽRT : sevinç ve parıltısını | ELNAYM : ni'metin | Abdulbaki Gölpınarlı : Tanırsın onları, yüzlerinde cennetin parlaklığı var. Adem Uğur : Onların yüzünde nimetlerin sevincini görürsün. Ahmed Hulusi : Yüzlerinde, o nimetlerin parıltısını tanırsın. Ahmet Tekin : Yüzlerinde nimet ve mutluluğun sevincini görürsün. Ahmet Varol : Nimetlerin parıltısını yüzlerinde görürsün. Ali Bulaç : Nimetin parıltılı sevincini sen onların yüzlerinde tanırsın. Ali Fikri Yavuz : Öyle ki, nimetlenmelerinin zevkini yüzlerinden tanırsın. Bekir Sadak : Onlari, yuzlerindeki nimet piriltisindan tanirsin. Celal Yıldırım : Yüzlerinde nimetin içinde bulunmanın pırıltısını tanırsın. Diyanet İşleri : Onların yüzlerinde, nimetlerin sevincini görürsün. Diyanet İşleri (eski) : Onları, yüzlerindeki nimet pırıltısından tanırsın. Diyanet Vakfi : Onların yüzünde nimetlerin sevincini görürsün. Edip Yüksel : Yüzlerinden nimetlerin sevinç ve parıltısını okursun. Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yüzlerinde nimet ve mutluluğun sevincini görürsün. Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yüzlerinde nimet ve mutluluğun parıltısını tanırsın. Elmalılı Hamdi Yazır : Yüzlerinde naîmîn revnakını tanırsın Fizilal-il Kuran : Yüzlerinde cennetin aydınlığını görürsün. Gültekin Onan : Nimetin parıltılı sevincini sen onların yüzlerinde tanırsın. Hakkı Yılmaz : (22-28) Şüphesiz ki “Ebrar/iyi adamlar”, elbette, Naim'in içindedirler, tahtlar üzerinde beklenti içindedirler. Yüzlerinde nimetin aydınlığını görürsün. Onlar, mühürlü saf bir içkiden sulanırlar. Ki onun mühürü/ neticesi misktir. Karışımı Tesnim'dendir. Yaklaştırılmışların içecekleri bir pınardandır. –Artık yarışanlar, işte bunda yarışmalıdırlar.– Hasan Basri Çantay : Öyle ki sen o ni'metin (herdem taze) güzelliğini yüzlerinde (görünce) tanırsın. Hayrat Neşriyat : Yüzlerinde, ni'metlenmiş olmanın (sevinç ve) parıltısını tanırsın! İbni Kesir : Sen, o nimetin güzelliğini yüzlerinden tanırsın. İskender Evrenosoğlu : Sen, ni'metin pırıltısını (sevincini), onların yüzlerinde görüp anlarsın. Muhammed Esed : ve yüzlerinde kutsanmışlığın parıltısını göreceksin. Ömer Nasuhi Bilmen : Onların yüzlerinde o nîmetin güzelliğini görüp anlarsın. Ömer Öngüt : Yüzlerinde nimetin ve mutluluğun sevincini görürsün. Şaban Piriş : Onları, yüzlerindeki nimet parıltısından tanırsın. Suat Yıldırım : Sen onlara bakınca yüzlerinde, cennet nimetlerinin verdiği sevinci okursun. Süleyman Ateş : Yüzlerinde ni'metin sevinç ve parıltısını sezersin. Tefhim-ul Kuran : Nimetin parıltılı sevincini sen onların yüzlerinde tanıyıverirsin. Ümit Şimşek : Nimetlerin sevincini yüzlerinden okursun. Yaşar Nuri Öztürk : Yüzlerinde nimetin sevinç parıltısını izlersin.