Süleyman Ateş Meali |
|
Andolsun Tûr'a (Mûsâ'nın vahiy aldığı Sinâ Dağı'na).(52:1) | |
Satır satır yazılmış Kitaba;(52:2) | |
Yayılmış ince deri üzerine,(52:3) | |
Ma'mur (bakımlı, şen) Ev (Ka'be'y)e,(52:4) | |
Yükseltilmiş tavana (göğe),(52:5) | |
Kaynatılmış denize (bunlara andolsun ki),(52:6) | |
Rabbinin azâbı mutlaka vuku bulacaktır;(52:7) | |
Ona engel olacak bir şey yoktur.(52:8) | |
O gün gök, bir çalkalanış çalkanır,(52:9) | |
Dağlar bir yürüyüş yürür ki!..(52:10) | |
Yalanlayanların vay haline o gün!(52:11) | |
O daldıkları bâtıl içinde oynayıp duranlar,(52:12) | |
O gün (şöyle denilerek) cehennem ateşine kakılırlar:(52:13) | |
"İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur!"(52:14) | |
"(Nasıl) Şimdi bu, büyümüymüş, yoksa siz mi görmüyor muşsunuz?"(52:15) | |
"Girin ona, ister dayanın, ister dayanmayın, sizin için birdir. Ancak yaptıklarınıza göre cezâlandırılacaksınız."(52:16) | |
Korunanlar da cennetlerde, ni'met içindedirler.(52:17) | |
Rablerinin kendilerine verdikleriyle sefâ sürerler. Rableri onları, cehennem azâbından korumuştur.(52:18) | |
"Yaptıklarınıza karşılık âfiyetle yeyin, için;"(52:19) | |
"Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak." Onları, iri gözlü hûrilerle evlendirmişizdir.(52:20) | |
Kendileri inanmış, zürriyetleri de imânda kendilerine uymuş olan kimselerin zürriyetlerini de kendilerine katmışızdır; kendi ameller(inin sevâb)ından da hiçbir şey eksiltmemişizdir. Herkes kendi kazandığına bağlıdır.(52:21) | |
Ve onlara canlarının istediği meyvadan ve etten bol bol vermişizdir.(52:22) | |
Orada bir kadeh kapışırlar ki içinde ne saçmalama var, ne de günâha sokma.(52:23) | |
Çevrelerinde de kendilerine mahsus, sedef içinde saklı inci gibi civanlar dolaşır (hizmet eder).(52:24) | |
Birbirlerine dönmüş soruyorlar:(52:25) | |
"Daha önce biz âilemiz içinde (iken sonumuzdan) korkardık." dediler.(52:26) | |
"Allâh bize lutfetti de bizi o delikçiklere işleyen azâbdan korudu."(52:27) | |
"Biz bundan önce yalnız O'na yalvarır (bizi korumasını O'ndan niyaz eder)dik. Çünkü iyilik eden, esirgeyen O'dur, O."(52:28) | |
(Ey Muhammed), Sen hatırlat, öğüt ver. Rabbinin ni'meti sayesinde sen ne kâhinsin, ne de mecnun.(52:29) | |
Yoksa onlar (senin hakkında): "Bir şâ'irdir, zamanın felâketlerine çarpılmasını gözetliyoruz" mu diyorlar?(52:30) | |
De ki: "Gözetleyin, ben de sizinle beraber gözetleyenlerdenim. (Bakalım hangimiz felâketlere çarpılacağız?)"(52:31) | |
Akılları mı bunu kendilerine emrediyor, yoksa onlar azgın bir topluluk mudur?(52:32) | |
Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar? Hayır, onlar inanmıyorlar.(52:33) | |
Doğru iseler haydi onun gibi bir söz getirsinler.(52:34) | |
Yoksa kendileri, hiçbir şey olmadan (raslantı sonucu olarak) mı yaratıldılar? Yoksa yaratanlar kendileri midir?(52:35) | |
Yoksa gökleri ve yeri mi yarattılar? Hayır, onlar düşünüp de inanmazlar.(52:36) | |
Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır? Yahut hâkim olan (her şeyi istedikleri gibi yöneten) kendileri midir?(52:37) | |
Yoksa onların, (göğe çıkıp meleklerin sözlerini ve onlara vahyedileni) dinleyecekleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse dinleyenleri, (meleklerin sözlerini dinlediklerine) açık bir delil getirsin.(52:38) | |
Yoksa kızlar O'na, oğullar size mi?(52:39) | |
Yoksa sen onlardan (vahiyleri duyurmana karşı) bir ücret istiyorsun da onlar, ağır bir borç yükü altında mı kalmışlardır?(52:40) | |
Yoksa gayb (görülmeyen bilgi) kendilerinin yanındadır da kendileri mi (oradan istediklerini) yazıyorlar?(52:41) | |
Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Asıl tuzağa düşecek olanlar, o inkâr edenlerin kendileridir.(52:42) | |
Yoksa onların Allah'tan başka bir tanrısı mı var? Allâh'ın şânı onların ortak koştuklarından yücedir.(52:43) | |
Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, (yine inatlarından): "Üst üste yığılmış bulutlardır" derler.(52:44) | |
Korkudan bayılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak onları.(52:45) | |
O gün, tuzakları kendilerine hiçbir yarar sağlamaz ve onlara yardım da edilmez.(52:46) | |
Zulmedenlere, bundan başka bir azâb da vardır. Fakat çokları bilmezler.(52:47) | |
Rabbinin hükmüne sabret, çünkü sen, gözlerimizin önündesin (korumamız altındasın), Kalktığın zaman Rabbini övgü ile an.(52:48) | |
Gecenin bir kısmında ve yıldızların ardından da O'nu tesbih et.(52:49) | |