V – 2nd person masculine singular imperative verb فعل أمر
أرأيتم
ر ا ي | REY
ÊRÊYTM
eraeytum
gördünüz mü ki
"""You see -"
,Re,,Ye,Te,Mim, ,200,,10,400,40,
INTG – prefixed interrogative alif V – 2nd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun الهمزة همزة استفهام فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
إن
|
ÎN
in
eğer (Kur'an)
if
,Nun, ,50,
COND – conditional particle حرف شرط
كان
ك و ن | KVN
KEN
kāne
ise
it is
Kef,Elif,Nun, 20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb فعل ماض
من
|
MN
min
-ndan
from
Mim,Nun, 40,50,
P – preposition حرف جر
عند
ع ن د | AND̃
AND̃
ǐndi
tarafı-
from
Ayn,Nun,Dal, 70,50,4,
N – genitive noun اسم مجرور
الله
|
ELLH
llahi
Allah
Allah
Elif,Lam,Lam,He, 1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah" لفظ الجلالة مجرور
ثم
|
S̃M
ṧumme
sonra
then
Se,Mim, 500,40,
CONJ – coordinating conjunction حرف عطف
كفرتم
ك ف ر | KFR
KFRTM
kefertum
siz de inkar etmişseniz
you disbelieve
Kef,Fe,Re,Te,Mim, 20,80,200,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
به
|
BH
bihi
onu
in it,
Be,He, 2,5,
P – prefixed preposition bi PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun جار ومجرور
من
|
MN
men
kim olabilir?
who
Mim,Nun, 40,50,
REL – relative pronoun اسم موصول
أضل
ض ل ل | ŽLL
ÊŽL
eDellu
daha sapık
(is) more astray
,Dad,Lam, ,800,30,
N – nominative masculine singular noun اسم مرفوع
ممن
|
MMN
mimmen
kimseden
than (one) who -
Mim,Mim,Nun, 40,40,50,
P – preposition REL – relative pronoun حرف جر اسم موصول
هو
|
HV
huve
o
he
He,Vav, 5,6,
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun ضمير منفصل
في
|
FY
fī
(is) in
Fe,Ye, 80,10,
P – preposition حرف جر
شقاق
ش ق ق | ŞGG
ŞGEG
şiḳāḳin
bir ayrılığa düşen
opposition
Şın,Gaf,Elif,Gaf, 300,100,1,100,
N – genitive masculine indefinite (form III) verbal noun اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |قُلْ: de ki | أَرَأَيْتُمْ: gördünüz mü ki | إِنْ: eğer (Kur'an) | كَانَ: ise | مِنْ: -ndan | عِنْدِ: tarafı- | اللَّهِ: Allah | ثُمَّ: sonra | كَفَرْتُمْ: siz de inkar etmişseniz | بِهِ: onu | مَنْ: kim olabilir? | أَضَلُّ: daha sapık | مِمَّنْ: kimseden | هُوَ: o | فِي: | شِقَاقٍ: bir ayrılığa düşen | بَعِيدٍ: uzak |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قل GLde ki | أرأيتم ÊRÊYTMgördünüz mü ki | إن ÎNeğer (Kur'an) | كان KENise | من MN-ndan | عند AND̃tarafı- | الله ELLHAllah | ثم S̃Msonra | كفرتم KFRTMsiz de inkar etmişseniz | به BHonu | من MNkim olabilir? | أضل ÊŽLdaha sapık | ممن MMNkimseden | هو HWo | في FY | شقاق ŞGEGbir ayrılığa düşen | بعيد BAYD̃uzak |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳul: de ki | eraeytum: gördünüz mü ki | in: eğer (Kur'an) | kāne: ise | min: -ndan | ǐndi: tarafı- | llahi: Allah | ṧumme: sonra | kefertum: siz de inkar etmişseniz | bihi: onu | men: kim olabilir? | eDellu: daha sapık | mimmen: kimseden | huve: o | fī: | şiḳāḳin: bir ayrılığa düşen | beǐydin: uzak |
Kırık Meal (Transcript) : |GL: de ki | ÊRÊYTM: gördünüz mü ki | ÎN: eğer (Kur'an) | KEN: ise | MN: -ndan | AND̃: tarafı- | ELLH: Allah | S̃M: sonra | KFRTM: siz de inkar etmişseniz | BH: onu | MN: kim olabilir? | ÊŽL: daha sapık | MMN: kimseden | HV: o | FY: | ŞGEG: bir ayrılığa düşen | BAYD̃: uzak |
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Kur'ân'ın Allah katından geldiğini görmüşseniz, sonra da ona kâfir olmuşsanız haber verin bana, gerçeğe tamâmıyla aykırı kalandan daha sapık kimdir ki?
Adem Uğur : De ki: Ne dersiniz, eğer o (Kur'an), Allah tarafından ise siz de onu inkâr etmişseniz o zaman (haktan) uzak bir aynlığa düşenden daha sapık kim vardır?
Ahmed Hulusi : De ki: "Düşünün bakalım, eğer (bildirilen) Allâh indîndense, siz de Onu inkâr etmişseniz, (Hakikatten) bu kadar uzak düşmüş birinden daha sapık kim olabilir!"
Ahmet Tekin : 'Hiç düşündünüz mü? Eğer bu Kur’ân Allah katından gelmişse, sonra, siz de onu inkâr etmişseniz, o zaman büsbütün haktan uzak bir muhâlefet ve düşmanlık içinde olanlardan daha başına buyruk, hak yoldan daha uzak, dalâleti, bozuk düzeni, helâki daha çok tercih eden kim olabilir?' de.
Ahmet Varol : De ki: 'Ne düşünürsünüz; eğer o (Kur'an) Allah katından ise sonra siz onu inkar etmişseniz (bu durumda) uzak bir ayrılık içinde olandan daha sapık kim olabilir?'
Ali Bulaç : De ki: "Gördünüz mü haber verin; eğer o (Kur'an) Allah katından ise, sonra siz onu inkâr etmişseniz (bu durumda) uzak bir ayrılık içinde olandan daha sapık kimdir?"
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm), de ki: “- Söyleyin bakayım, (ey kâfirler), eğer o Kur’an, Allah tarafından olub da sonra siz onu inkâr etmişseniz, hakdan çok uzak bir ayrılığa düşenden daha şaşkın kim olur?”
Bekir Sadak : De ki: «Kuran Allah katindan gelmis olup da siz de onu inkar etmisseniz, soyleyin bana, derin bir cikmazda bulunan kimseden daha sapik kim vardir?»
Celal Yıldırım : De ki: Söyler misiniz ? Eğer Bu Kur'ân Allah'tan indirilmişse, siz de O'nu inkâr etmiş bulunuyorsanız, uzak bir ayrılık içinde olan kimseden daha sapık, daha şaşkın kim vardır?
Diyanet İşleri : De ki: “Ne dersiniz? Eğer o (Kur’an) Allah katından olup da siz de onu inkâr etmişseniz, o zaman derin bir ayrılık içinde bulunan kimseden daha sapık kim olabilir?”
Diyanet İşleri (eski) : De ki: 'Kuran Allah katından gelmiş olup da siz de onu inkar etmişseniz, söyleyin bana, derin bir çıkmazda bulunan kimseden daha sapık kim vardır?'
Diyanet Vakfi : De ki: Ne dersiniz, eğer o (Kur'an), Allah tarafından ise siz de onu inkâr etmişseniz o zaman (haktan) uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim vardır?
Edip Yüksel : De ki, 'Ya o (mesaj) ALLAH'tan idiyse ve siz de onu yalanlamış iseniz? Buna karşı kesin bir tavır alandan daha sapık kim olabilir?
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ey Muhammed! De ki: «Ne dersiniz? O Kur'ân Allah tarafından gelmiş olup da sonra siz onu inkâr etmişseniz, o takdirde Hak'tan uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim olabilir?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Söyleyin bakalım! Eğer o Kur'an Allah tarafından (gelmiş olup) da sonra siz onu inkar etmişseniz o zaman uzak bir ayrılığa düşenden daha şaşkın kim olabilir?»
Elmalılı Hamdi Yazır : De ki söyleyin bakayım, eğer o Kur'an Allah tarafından da sonra siz ona küfretmiş iseniz o uzak şikaka düşenden daha şaşkın kim olur?
Fizilal-il Kuran : De ki: «Kur ân Allah katından gelmiş olup da sizde onu inkar etmişseniz, söyleyin bana derin bir çıkmazda bulunan kimseden daha sapık kim vardır?»
Gültekin Onan : De ki: "Gördünüz mü haber verin; eğer o (Kuran) Tanrı katından ise, sonra siz ona küfretmişseniz (bu durumda) uzak bir ayrılık içinde olandan daha sapık kimdir?"
Hakkı Yılmaz : De ki: “Hiç düşündünüz mü? Eğer Kur’ân, Allah katından olup da sonra siz bu gerçeği örtbas etmişseniz… Kendisi uzak bir ayrılığın içinde bulunan kimseden daha sapık kim olabilir?”
Hasan Basri Çantay : (Habîbim) de ki: «Eğer o (Kur'an) Allah nezdinden (gelmiş) de sonra siz ona küfr etmişseniz, bana haber verin, (hakdan) uzak bir muhaalefetde bulunanın ta kendisi olan (siz) den daha sapkın kimdir»?
Hayrat Neşriyat : De ki: 'Söyleyin bana! Ya (Kur’ân) Allah tarafından (gelmiş) de sonra (siz) onu inkâr etmişseniz? (O zaman haktan) uzak bir ayrılık içinde olan o kimseden daha sapık kim olabilir?'
İbni Kesir : De ki: Şayet o, Allah katından gelmiş ve siz de onu inkar etmişseniz; söyleyin bana: Derin bir çıkmazda bulunan kimseden daha sapık kim vardır?
İskender Evrenosoğlu : De ki: “Gördünüz mü? Eğer O (Kur'ân), Allah'ın indinden ise sonra da siz O'nu inkâr ettinizse, uzak bir ayrılığın içinde olandan daha çok dalâlette kim vardır?”
Muhammed Esed : De ki: Ya inkar ettiğiniz bu (vahiy), gerçekten Allah'tan ise (halinizin ne olacağını) hiç düşündünüz mü? Kendisini kötülüğe ve eğriliğe (bu kadar) çok kaptırandan daha sapık kim olabilir?"
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Bana haber veriniz! Eğer o, (Kur'an) Allah tarafından olmuş ise, sonra onu inkar etmiş iseniz, uzak bir muhalefette bulunan kimseden daha sapık kim vardır?»
Ömer Öngüt : De ki: "Gördünüz mü? Eğer o Allah katından ise, siz de onu inkâr etmişseniz, o zaman uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim olabilir?"
Şaban Piriş : De ki: -Eğer bu (Kur’an) Allah katından gelmiş; sonra da siz onu inkar etmişseniz, gördünüz mü uzak bir ayrılık içinde olandan daha sapık kim vardır?
Suat Yıldırım : Artık söyleyin bakalım: "Eğer bu Kur’ân Allah tarafından gönderilmiş de, siz bunu red ve inkâr etmişseniz, o takdirde haktan iyice uzaklaşmış olan sizlerden daha sapık kim olabilir?"
Süleyman Ateş : De ki: "Gördünüz mü, ya o (Kur'an) Allâh tarafından ise ve siz de onu inkâr etmişseniz, o zaman uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim olabilir?"
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Gördünüz mü haber verin; eğer o (Kur'an) Allah katından ise, sonra da siz ona (karşı) küfretmişseniz, (bu durumda) uzak bir ayrılık içinde olandan daha sapık kimdir?»
Ümit Şimşek : De ki: Söyleyin bana, eğer bu Kur'ân Allah katından ise ve siz de onu yalanlamış iseniz, haktan böylesine uzak düşmüş kimseden daha şaşkın kim olabilir?
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Söyleyin bakalım, o Kur'an Allah katından ise, siz de onun üstünü örttünüzse, o dönüşü olmayan kopukluğa düşenden daha sapık kim vardır?"
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]