» 50 / Kâf  3:

Kuran Sırası: 50
İniş Sırası: 34
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45

 » 50 / Kâf  Suresi: 3
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَإِذَا (ÊÎZ̃E) = eiƶā : zaman mı?
2. مِتْنَا (MTNE) = mitnā : biz öldüğümüz
3. وَكُنَّا (VKNE) = ve kunnā : ve olduğumuz
4. تُرَابًا (TREBE) = turāben : toprak
5. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : bu
6. رَجْعٌ (RCA) = rac'ǔn : bir dönüştür
7. بَعِيدٌ (BAYD̃) = beǐydun : uzak
zaman mı? | biz öldüğümüz | ve olduğumuz | toprak | bu | bir dönüştür | uzak |

[] [MVT] [KVN] [TRB] [] [RCA] [BAD̃]
ÊÎZ̃E MTNE VKNE TREBE Z̃LK RCA BAYD̃

eiƶā mitnā ve kunnā turāben ƶālike rac'ǔn beǐydun
أإذا متنا وكنا ترابا ذلك رجع بعيد

 » 50 / Kâf  Suresi: 3
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أإذا | ÊÎZ̃E eiƶā zaman mı? What! When
متنا م و ت | MVT MTNE mitnā biz öldüğümüz we die
وكنا ك و ن | KVN VKNE ve kunnā ve olduğumuz and have become
ترابا ت ر ب | TRB TREBE turāben toprak dust.
ذلك | Z̃LK ƶālike bu That
رجع ر ج ع | RCA RCA rac'ǔn bir dönüştür (is) a return
بعيد ب ع د | BAD̃ BAYD̃ beǐydun uzak "far."""

50:3 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

zaman mı? | biz öldüğümüz | ve olduğumuz | toprak | bu | bir dönüştür | uzak |

[] [MVT] [KVN] [TRB] [] [RCA] [BAD̃]
ÊÎZ̃E MTNE VKNE TREBE Z̃LK RCA BAYD̃

eiƶā mitnā ve kunnā turāben ƶālike rac'ǔn beǐydun
أإذا متنا وكنا ترابا ذلك رجع بعيد

[] [م و ت] [ك و ن] [ت ر ب] [] [ر ج ع] [ب ع د]

 » 50 / Kâf  Suresi: 3
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أإذا | ÊÎZ̃E eiƶā zaman mı? What! When
,,Zel,Elif,
,,700,1,
INTG – prefixed interrogative alif
T – time adverb
الهمزة همزة استفهام
ظرف زمان
متنا م و ت | MVT MTNE mitnā biz öldüğümüz we die
Mim,Te,Nun,Elif,
40,400,50,1,
V – 1st person plural passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول و«نا» ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
وكنا ك و ن | KVN VKNE ve kunnā ve olduğumuz and have become
Vav,Kef,Nun,Elif,
6,20,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
ترابا ت ر ب | TRB TREBE turāben toprak dust.
Te,Re,Elif,Be,Elif,
400,200,1,2,1,
"N – accusative masculine indefinite noun → Dust"
اسم منصوب
ذلك | Z̃LK ƶālike bu That
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
رجع ر ج ع | RCA RCA rac'ǔn bir dönüştür (is) a return
Re,Cim,Ayn,
200,3,70,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
بعيد ب ع د | BAD̃ BAYD̃ beǐydun uzak "far."""
Be,Ayn,Ye,Dal,
2,70,10,4,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَإِذَا: zaman mı? | مِتْنَا: biz öldüğümüz | وَكُنَّا: ve olduğumuz | تُرَابًا: toprak | ذَٰلِكَ: bu | رَجْعٌ: bir dönüştür | بَعِيدٌ: uzak |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أإذا ÊÎZ̃E zaman mı? | متنا MTNE biz öldüğümüz | وكنا WKNE ve olduğumuz | ترابا TREBE toprak | ذلك Z̃LK bu | رجع RCA bir dönüştür | بعيد BAYD̃ uzak |
Kırık Meal (Okunuş) : |eiƶā: zaman mı? | mitnā: biz öldüğümüz | ve kunnā: ve olduğumuz | turāben: toprak | ƶālike: bu | rac'ǔn: bir dönüştür | beǐydun: uzak |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊÎZ̃E: zaman mı? | MTNE: biz öldüğümüz | VKNE: ve olduğumuz | TREBE: toprak | Z̃LK: bu | RCA: bir dönüştür | BAYD̃: uzak |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ölüp bir yığın toprak olduktan sonra mı? Bu, pek uzak, pek olmayacak bir dönüş.
Adem Uğur : Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (dirileceğiz)? Bu, akla uzak bir dönüştür.
Ahmed Hulusi : "Öldükten ve toprak olduktan sonra mı (bâ's olunacağız)? O, çok uzak (dönüşü mümkün olmayan) bir geri dönüştür. "
Ahmet Tekin : 'Öldüğümüz ve toprak haline geldiğimiz zaman mı, diriltileceğiz? Bu akla yakın olmayan, alışılmıştan uzak bir geri dönüş.'
Ahmet Varol : Öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (yeniden hayata döneceğiz)? Bu, uzak bir dönüştür.
Ali Bulaç : "Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (yeniden diriltilecek mişiz)? Bu uzak bir dönüş (iddiasıdır)."
Ali Fikri Yavuz : Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakit mi (dirilecekmişiz)? Bu (Peygamberin dediği, imkândan) çok uzak bir dönüştür.”
Bekir Sadak : (2-3) Kafirler, aralarindan bir uyaricinin gelmesine sastilar da: «Bu sasilacak bir sey; oldugumuz ve toprak oldugumuz zaman dirilecek miyiz? Bu, ihtimali olmayan bir donustur» dediler.
Celal Yıldırım : (2-3) Hayır, içlerinden kendilerine uyarıcı bir peygamberin gelmesine şaştılar da, kâfirler: «Bu şaşılacak şey!» dediler. «Biz öldüğümüz ve toprağa dönüştüğümüz zaman (tekrar dirilecek miyiz) ? Bu, uzak çok uzak bir dönüş!.
Diyanet İşleri : “Öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (dirilecekmişiz)? Bu, akla uzak (imkânsız) bir dönüştür!”
Diyanet İşleri (eski) : (2-3) Kafirler, Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da: 'Bu şaşılacak bir şey; öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman dirilecek miyiz? Bu, ihtimali olmayan bir dönüştür' dediler.
Diyanet Vakfi : «Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (dirileceğiz)? Bu, akla uzak bir dönüştür.»
Edip Yüksel : 'Ölüp toprak olduktan sonra mı? Bu imkansız bir dönüştür.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakit mi (tekrar) dirileceğiz? Bu dönüş çok uzaktır.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakit ha?! Bu, çok uzak bir dönüş!»
Elmalılı Hamdi Yazır : Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakıt ha? Bu baıyd bir irca'
Fizilal-il Kuran : Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı dirileceğiz? Bu uzak bir dönüştür.
Gültekin Onan : "Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (yeniden diriltilecek mişiz)? Bu uzak bir dönüş (iddiasıdır)."
Hakkı Yılmaz : (2,3) "Ama onlar, kendilerine içlerinden uyarıcı geldiğine şaşırdılar da kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenler, “Bu, şaşılacak bir şeydir! Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakit mi? Bu, uzak bir dönüştür” dediler. "
Hasan Basri Çantay : «Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakit mi (tekrar hayâta dönecekmişiz)? Bu, (ihtimalden) uzak bir dönüşdür».
Hayrat Neşriyat : '(Biz) öldüğümüz ve bir toprak hâline geldiğimiz zaman mı (diriltileceğiz)? Bu,(akıldan) uzak bir dönüştür!'
İbni Kesir : Öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı? Bu, uzak bir dönüştür.
İskender Evrenosoğlu : “Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (yeniden diriltileceğiz)?” İşte bu, uzak (gerçekleşmesi mümkün olmayan) bir dönüştür.
Muhammed Esed : "Neden (ve nasıl olur da) biz öldükten ve toz toprak haline geldikten sonra (yeniden diriliriz)? Bu, gerçekleşmesi mümkün ve muhtemel olmayan bir dönüştür!"
Ömer Nasuhi Bilmen : «Biz öldüğümüz ve toprak kesildiğimiz zaman mı (tekrar dirileceğiz)? Bu uzak bir dönüştür.»
Ömer Öngüt : "Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (diriltileceğiz)? Bu akla uzak bir dönüştür. "
Şaban Piriş : Biz öldükten ve toprak olduktan sonra mı? Bu ne uzak bir ihtimal.
Suat Yıldırım : (2-3) Doğrusu, onlar, kendilerinden birinin, uyarıp irşad etmek için gelmesine şaşırdılar da kâfirler: "Bu, ne tuhaf şey!" dediler, "Biz ölüp de toprak olduktan sonra mı dirileceğiz? Bu, aklın alamayacağı kadar uzak bir ihtimal!"
Süleyman Ateş : "Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (tekrar bedene döneceğiz)? Bu, uzak bir dönüştür."
Tefhim-ul Kuran : «Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (yeniden diriltilecekmişiz)? Bu uzak bir dönüş (iddiasıdır).»
Ümit Şimşek : 'Ölüp de toprak olduktan sonra mı dirilecekmişiz? Ne uzak bir dönüş bu?'
Yaşar Nuri Öztürk : Ölünce mi, biz toprak olunca mı? Çok uzak bir dönüştür bu."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}