» 48 / Fetih  5:

Kuran Sırası: 48
İniş Sırası: 111
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29

 » 48 / Fetih  Suresi: 5
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. لِيُدْخِلَ (LYD̃ḢL) = liyudḣile : soksun diye
2. الْمُؤْمِنِينَ (ELMÙMNYN) = l-mu'minīne : inanan erkekleri
3. وَالْمُؤْمِنَاتِ (VELMÙMNET) = velmu'mināti : ve inanan kadınları
4. جَنَّاتٍ (CNET) = cennātin : cennetlere
5. تَجْرِي (TCRY) = tecrī : akan
6. مِنْ (MN) = min :
7. تَحْتِهَا (TḪTHE) = teHtihā : altlarından
8. الْأَنْهَارُ (ELÊNHER) = l-enhāru : ırmaklar
9. خَالِدِينَ (ḢELD̃YN) = ḣālidīne : ebedi kalacakları
10. فِيهَا (FYHE) = fīhā : içinde
11. وَيُكَفِّرَ (VYKFR) = ve yukeffira : ve örtsün diye
12. عَنْهُمْ (ANHM) = ǎnhum : onların
13. سَيِّئَاتِهِمْ (SYÙETHM) = seyyiātihim : kötülüklerini
14. وَكَانَ (VKEN) = ve kāne : ve (gerçekten)
15. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : bu
16. عِنْدَ (AND̃) = ǐnde : katında
17. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah
18. فَوْزًا (FVZE) = fevzen : bir başarıdır
19. عَظِيمًا (AƵYME) = ǎZīmen : büyük
soksun diye | inanan erkekleri | ve inanan kadınları | cennetlere | akan | | altlarından | ırmaklar | ebedi kalacakları | içinde | ve örtsün diye | onların | kötülüklerini | ve (gerçekten) | bu | katında | Allah | bir başarıdır | büyük |

[D̃ḢL] [EMN] [EMN] [CNN] [CRY] [] [TḪT] [NHR] [ḢLD̃] [] [KFR] [] [SVE] [KVN] [] [AND̃] [] [FVZ] [AƵM]
LYD̃ḢL ELMÙMNYN VELMÙMNET CNET TCRY MN TḪTHE ELÊNHER ḢELD̃YN FYHE VYKFR ANHM SYÙETHM VKEN Z̃LK AND̃ ELLH FVZE AƵYME

liyudḣile l-mu'minīne velmu'mināti cennātin tecrī min teHtihā l-enhāru ḣālidīne fīhā ve yukeffira ǎnhum seyyiātihim ve kāne ƶālike ǐnde llahi fevzen ǎZīmen
ليدخل المؤمنين والمؤمنات جنات تجري من تحتها الأنهار خالدين فيها ويكفر عنهم سيئاتهم وكان ذلك عند الله فوزا عظيما

 » 48 / Fetih  Suresi: 5
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ليدخل د خ ل | D̃ḢL LYD̃ḢL liyudḣile soksun diye That He may admit
المؤمنين ا م ن | EMN ELMÙMNYN l-mu'minīne inanan erkekleri the believing men
والمؤمنات ا م ن | EMN VELMÙMNET velmu'mināti ve inanan kadınları and the believing women
جنات ج ن ن | CNN CNET cennātin cennetlere (to) Gardens
تجري ج ر ي | CRY TCRY tecrī akan flow
من | MN min from
تحتها ت ح ت | TḪT TḪTHE teHtihā altlarından underneath them
الأنهار ن ه ر | NHR ELÊNHER l-enhāru ırmaklar the rivers
خالدين خ ل د | ḢLD̃ ḢELD̃YN ḣālidīne ebedi kalacakları (to) abide forever
فيها | FYHE fīhā içinde therein,
ويكفر ك ف ر | KFR VYKFR ve yukeffira ve örtsün diye and (to) remove
عنهم | ANHM ǎnhum onların from them
سيئاتهم س و ا | SVE SYÙETHM seyyiātihim kötülüklerini their misdeeds,
وكان ك و ن | KVN VKEN ve kāne ve (gerçekten) and is
ذلك | Z̃LK ƶālike bu that
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐnde katında with
الله | ELLH llahi Allah Allah
فوزا ف و ز | FVZ FVZE fevzen bir başarıdır a success
عظيما ع ظ م | AƵM AƵYME ǎZīmen büyük great.

48:5 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

soksun diye | inanan erkekleri | ve inanan kadınları | cennetlere | akan | | altlarından | ırmaklar | ebedi kalacakları | içinde | ve örtsün diye | onların | kötülüklerini | ve (gerçekten) | bu | katında | Allah | bir başarıdır | büyük |

[D̃ḢL] [EMN] [EMN] [CNN] [CRY] [] [TḪT] [NHR] [ḢLD̃] [] [KFR] [] [SVE] [KVN] [] [AND̃] [] [FVZ] [AƵM]
LYD̃ḢL ELMÙMNYN VELMÙMNET CNET TCRY MN TḪTHE ELÊNHER ḢELD̃YN FYHE VYKFR ANHM SYÙETHM VKEN Z̃LK AND̃ ELLH FVZE AƵYME

liyudḣile l-mu'minīne velmu'mināti cennātin tecrī min teHtihā l-enhāru ḣālidīne fīhā ve yukeffira ǎnhum seyyiātihim ve kāne ƶālike ǐnde llahi fevzen ǎZīmen
ليدخل المؤمنين والمؤمنات جنات تجري من تحتها الأنهار خالدين فيها ويكفر عنهم سيئاتهم وكان ذلك عند الله فوزا عظيما

[د خ ل] [ا م ن] [ا م ن] [ج ن ن] [ج ر ي] [] [ت ح ت] [ن ه ر] [خ ل د] [] [ك ف ر] [] [س و ا] [ك و ن] [] [ع ن د] [] [ف و ز] [ع ظ م]

 » 48 / Fetih  Suresi: 5
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ليدخل د خ ل | D̃ḢL LYD̃ḢL liyudḣile soksun diye That He may admit
Lam,Ye,Dal,Hı,Lam,
30,10,4,600,30,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb, subjunctive mood
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب
المؤمنين ا م ن | EMN ELMÙMNYN l-mu'minīne inanan erkekleri the believing men
Elif,Lam,Mim,,Mim,Nun,Ye,Nun,
1,30,40,,40,50,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) active participle
اسم منصوب
والمؤمنات ا م ن | EMN VELMÙMNET velmu'mināti ve inanan kadınları and the believing women
Vav,Elif,Lam,Mim,,Mim,Nun,Elif,Te,
6,1,30,40,,40,50,1,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative feminine plural (form IV) active participle
الواو عاطفة
اسم منصوب
جنات ج ن ن | CNN CNET cennātin cennetlere (to) Gardens
Cim,Nun,Elif,Te,
3,50,1,400,
N – genitive feminine plural indefinite noun
اسم مجرور
تجري ج ر ي | CRY TCRY tecrī akan flow
Te,Cim,Re,Ye,
400,3,200,10,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
تحتها ت ح ت | TḪT TḪTHE teHtihā altlarından underneath them
Te,Ha,Te,He,Elif,
400,8,400,5,1,
N – genitive noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مجرور و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
الأنهار ن ه ر | NHR ELÊNHER l-enhāru ırmaklar the rivers
Elif,Lam,,Nun,He,Elif,Re,
1,30,,50,5,1,200,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
خالدين خ ل د | ḢLD̃ ḢELD̃YN ḣālidīne ebedi kalacakları (to) abide forever
Hı,Elif,Lam,Dal,Ye,Nun,
600,1,30,4,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب
فيها | FYHE fīhā içinde therein,
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
ويكفر ك ف ر | KFR VYKFR ve yukeffira ve örtsün diye and (to) remove
Vav,Ye,Kef,Fe,Re,
6,10,20,80,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb, subjunctive mood
الواو عاطفة
فعل مضارع منصوب
عنهم | ANHM ǎnhum onların from them
Ayn,Nun,He,Mim,
70,50,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
سيئاتهم س و ا | SVE SYÙETHM seyyiātihim kötülüklerini their misdeeds,
Sin,Ye,,Elif,Te,He,Mim,
60,10,,1,400,5,40,
N – genitive feminine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وكان ك و ن | KVN VKEN ve kāne ve (gerçekten) and is
Vav,Kef,Elif,Nun,
6,20,1,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
ذلك | Z̃LK ƶālike bu that
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐnde katında with
Ayn,Nun,Dal,
70,50,4,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
الله | ELLH llahi Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
فوزا ف و ز | FVZ FVZE fevzen bir başarıdır a success
Fe,Vav,Ze,Elif,
80,6,7,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
عظيما ع ظ م | AƵM AƵYME ǎZīmen büyük great.
Ayn,Zı,Ye,Mim,Elif,
70,900,10,40,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |لِيُدْخِلَ: soksun diye | الْمُؤْمِنِينَ: inanan erkekleri | وَالْمُؤْمِنَاتِ: ve inanan kadınları | جَنَّاتٍ: cennetlere | تَجْرِي: akan | مِنْ: | تَحْتِهَا: altlarından | الْأَنْهَارُ: ırmaklar | خَالِدِينَ: ebedi kalacakları | فِيهَا: içinde | وَيُكَفِّرَ: ve örtsün diye | عَنْهُمْ: onların | سَيِّئَاتِهِمْ: kötülüklerini | وَكَانَ: ve (gerçekten) | ذَٰلِكَ: bu | عِنْدَ: katında | اللَّهِ: Allah | فَوْزًا: bir başarıdır | عَظِيمًا: büyük |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ليدخل LYD̃ḢL soksun diye | المؤمنين ELMÙMNYN inanan erkekleri | والمؤمنات WELMÙMNET ve inanan kadınları | جنات CNET cennetlere | تجري TCRY akan | من MN | تحتها TḪTHE altlarından | الأنهار ELÊNHER ırmaklar | خالدين ḢELD̃YN ebedi kalacakları | فيها FYHE içinde | ويكفر WYKFR ve örtsün diye | عنهم ANHM onların | سيئاتهم SYÙETHM kötülüklerini | وكان WKEN ve (gerçekten) | ذلك Z̃LK bu | عند AND̃ katında | الله ELLH Allah | فوزا FWZE bir başarıdır | عظيما AƵYME büyük |
Kırık Meal (Okunuş) : |liyudḣile: soksun diye | l-mu'minīne: inanan erkekleri | velmu'mināti: ve inanan kadınları | cennātin: cennetlere | tecrī: akan | min: | teHtihā: altlarından | l-enhāru: ırmaklar | ḣālidīne: ebedi kalacakları | fīhā: içinde | ve yukeffira: ve örtsün diye | ǎnhum: onların | seyyiātihim: kötülüklerini | ve kāne: ve (gerçekten) | ƶālike: bu | ǐnde: katında | llahi: Allah | fevzen: bir başarıdır | ǎZīmen: büyük |
Kırık Meal (Transcript) : |LYD̃ḢL: soksun diye | ELMÙMNYN: inanan erkekleri | VELMÙMNET: ve inanan kadınları | CNET: cennetlere | TCRY: akan | MN: | TḪTHE: altlarından | ELÊNHER: ırmaklar | ḢELD̃YN: ebedi kalacakları | FYHE: içinde | VYKFR: ve örtsün diye | ANHM: onların | SYÙETHM: kötülüklerini | VKEN: ve (gerçekten) | Z̃LK: bu | AND̃: katında | ELLH: Allah | FVZE: bir başarıdır | AƵYME: büyük |
Abdulbaki Gölpınarlı : Erkek ve kadın, inananları, ebedî olarak kalacakları cennetlere soksun ve kötülüklerini örtsün diye ve bu da, Allah katında pek büyük bir kutluluktur, murâda eriştir.
Adem Uğur : (Bütün bu lütuflar) mümin erkeklerle mümin kadınları, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyması, onların günahlarını örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur.
Ahmed Hulusi : İmanlı erkek ve kadınları, içinde ebedî kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokması, onlardan kötülüklerini silmesi içindir. . . İşte bu Allâh indînde aziym kurtuluştur!
Ahmet Tekin : Mü’min erkekleri ve mü’min kadınları, içinde ebedî yaşayacakları, altlarından ırmaklar akan Cennet konaklarına koymak için, onların kusurlarını silip bağışlamak için, bu fethi ihsan etti. Allah katında bu büyük bir mutluluktur.
Ahmet Varol : (Bütün bunlar) mü'min erkeklerle, mü'min kadınları içinde sonsuza kadar kalmaları üzere altından ırmaklar akan cennetlere sokması ve onların kötülüklerini örtmesi içindir. Bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur.
Ali Bulaç : (Bütün bunlar,) Mü'min erkekleri ve mü'min kadınları, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere, altından ırmaklar akan cennetlere sokması ve kötülüklerini örtüp bağışlaması içindir. İşte bu, Allah katında 'büyük kurtuluş ve mutluluk'tur.
Ali Fikri Yavuz : (Müminlerin kalblerine, Allah’ın huzur indirmesi), erkek ve kadın bütün müminleri, ebedî olarak içlerinde kalmak üzere, (ağaçları) altından ırmaklar akar cennetlere koymak ve günahlarını onlardan örtmek içindir. İşte bu, Allah katında en büyük bir zaferdir.
Bekir Sadak : Inanan erkek ve kadinlari, icinde temelli kalacaklari, iclerinden irmaklar akan cennetlere koyar, onlarin kotuluklerini orter. Allah katinda buyuk kurtulus iste budur.
Celal Yıldırım : (Bu da) Allah'ın, mü'min erkeklerle mü'min kadınları, altlarından ırmaklar akan içinde devamlı kalacakları Cennetlere sokmak ; günah ve kusurlarını örtüp bağışlamak içindir. Bu, Allah katında büyük bir kurtuluş ve başarıdır.
Diyanet İşleri : Bütün bunlar Allah’ın; inanan erkek ve kadınları, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetlere koyması, onların kötülüklerini örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir başarıdır.
Diyanet İşleri (eski) : İnanan erkek ve kadınları, içinde temelli kalacakları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar, onların kötülüklerini örter. Allah katında büyük kurtuluş işte budur.
Diyanet Vakfi : (Bütün bu lütuflar) mümin erkeklerle mümin kadınları, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyması, onların günahlarını örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur.
Edip Yüksel : Ve inanan erkeklerle inanan kadınları, içinden ırmaklar akan cennetlere ebedi kalmak üzere soksun ve onların günahlarını örtsün. Elbette bu, ALLAH'ın katında büyük bir başarıdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Mümin erkeklerle mümin kadınları, içinde ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyması, onların günahlarını örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Mü'min erkekleri ve mü'min kadınları, sonsuz olarak içinde kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere koyması ve günahlannı silip bağışlaması için. Bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur.
Elmalılı Hamdi Yazır : Mü'minleri ve mü'mineleri ebediyyen içinde kalmak üzere altından ırmaklar akar Cennetlere koymak ve kabâhatlerini taraflarından keffaretleyip örtmek için ki Allah yanında bu bir fevz-i azîm bulunuyor.
Fizilal-il Kuran : İnanan erkek ve kadınları, içinde temelli kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetlere koyar, onların kötülüklerini örter. Allah katında büyük kurtuluş budur.
Gültekin Onan : (Bütün bunlar,) İnançlı (erkek)leri ve inançlı (kadın)ları, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere, altından ırmaklar akan cennetlere sokması ve kötülüklerini örtmesi (yükeffire) içindir. İşte bu, Tanrı katında 'büyük kurtuluş ve mutluluk'tur.
Hakkı Yılmaz : (8-9,5-6) "Şüphesiz Biz, Allah'a ve Elçisi'ne iman etmeniz, O'na yardım etmeniz, O'na saygı göstermeniz ve her zaman O'nu her türlü noksanlıktan arındırmanız için; mü’min erkekler ve mü’min kadınları, içinde sürekli kalanlar olarak, altlarından ırmaklar akan cennetlere girdirmesi ve onların kötülüklerini örtmesi için –işte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur–; ve Allah hakkında kötü zanda bulunan o münâfık erkekler ve münâfık kadınları, Allah'a ortak koşan erkekleri ve ortak koşan kadınları azaplandırması için –kötülük onların üzerine olmuştur. Allah onlara gazap etmiş, onları dışlamış; rahmetinden mahrum bırakmış ve kendileri için cehennemi hazırlamıştır. Orası ne kötü bir yerdir!–; seni, şâhit, müjdeleyici ve uyarıcı olmak üzere elçi yaptık. "
Hasan Basri Çantay : (Bütün bu lûtuflar) erkek mü'minlerle kadın mü'minleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere —içlerinde ebedî ve sermedî olarak — sokmak, onların günâhlarını yarlığamak içindir. İşte bu, Allah indinde (sizin) en büyük kurtuluş (unuz) ve seâdet (iniz) dir.
Hayrat Neşriyat : Tâ ki mü’min erkeklerle mü’min kadınları, içinde ebedî olarak kalıcılar olmak üzere, altlarından ırmaklar akan Cennetlere koysun ve onların kötülüklerini kendilerinden örtsün! İşte bu, Allah katındaki büyük bir kurtuluştur!
İbni Kesir : Ta ki; mü'min erkeklerle mü'min kadınları, altlarından ırmaklar akan ve içinde ebedi kalacakları cennetlere koysun ve onların kötülüklerini örtsün. İşte Allah katında en büyük kurtuluş budur.
İskender Evrenosoğlu : Mü'min kadın ve erkekleri orada ebedî kalmak üzere altından nehirler akan cennetlere koysun ve onların günahlarını örtsün diye. İşte bu, Allah'ın indinde fevz-ül azîmdir.
Muhammed Esed : ve Allah, mümin erkek ve kadınları, mesken olarak, içinden ırmakların geçtiği bahçelere kabul etsin ve (geçmişte işledikleri kötü) fiilleri silsin; bu, Allah katında gerçekten büyük bir kurtuluştur.
Ömer Nasuhi Bilmen : Tâ ki, mü'min olan erkekleri ve imânlı olan kadınları altlarından ırmaklar akar cennetlere, içlerinde ebedî kalıcılar olmak üzere girdirsin ve onlardan günahlarını setr buyursun ve bu ise Allah indinde pek büyük bir necât olmuştur.
Ömer Öngüt : Tâ ki mümin erkeklerle mümin kadınları, içinde ebedî kalacakları ve altlarından ırmaklar akan cennetlere koysun ve onların kötülüklerini örtsün. İşte Allah katında en büyük kurtuluş budur.
Şaban Piriş : Mü’min erkekleri ve mü’min kadınları, alt kısmından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere girdirsin ve onların kötülüklerini örtsün... İşte bu, Allah katında en büyük kurtuluş ve mutluluktur.
Suat Yıldırım : Bu da, Allah’ın mümin erkekleri ve mümin kadınları içinde ebedî kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştirmesi, onların günahlarını bağışlaması içindir. Bu, Allah katında büyük bir nailiyettir, büyük bir başarıdır.
Süleyman Ateş : (Allâh işini böyle hikmetle çevirir, mü'minlerin gönüllerine huzûr verir, onlara görünmez askerleriyle yardım eder) Ki inanan erkekleri ve inanan kadınları, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere soksun, onların kötülüklerini de örtsün. Gerçekten bu, Allâh katında büyük bir başarıdır.
Tefhim-ul Kuran : (Bütün bunlar,) Mü'min erkekleri ve mü'min kadınları, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere, altından ırmaklar akan cennetlere sokması ve onların kötülüklerini örtüp bağışlaması içindir. İşte bu, Allah katında 'büyük kurtuluş ve mutluluk'tur.
Ümit Şimşek : Böylece Allah mü'min erkeklerin ve mü'min kadınların günahlarını örter ve onları, ebediyen kalmak üzere, altlarından ırmaklar akan Cennetlere yerleştirir. Bu ise Allah katında pek büyük bir bahtiyarlıktır.
Yaşar Nuri Öztürk : İnanmış erkekleri ve inanmış kadınları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokması içindir bu. Sürekli kalıcıdırlar orada. Ve onların çirkin davranışlarını örtüp gizlemesi içindir. İşte bu, Allah katında çok büyük bir kurtuluş ve eriştir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}