Yaşar Nuri Öztürk Meali |
|
Hâ, Mîm.(44:1) | |
O ayan beyan gösteren Kitap'a yemin olsun ki,(44:2) | |
Biz onu kutlu/bereketli bir gecede indirdik. Hiç kuşkusuz, biz uyarıcılarız.(44:3) | |
Hikmetlerle dolu her iş ve oluş o gecede ayırt edilir,(44:4) | |
Katımızdan bir emir olarak. Hiç kuşkusuz biz, resuller göndeririz,(44:5) | |
Senin Rabbinden bir rahmet olarak. Hiç kuşkusuz O, gereğince duyan, gereğince bilendir.(44:6) | |
Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin Rabbidir O, eğer görürcesine biliyor iseniz.(44:7) | |
Tanrı yoktur O'ndan başka! Diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbinizdir O, önceki atalarınızın da Rabbidir,(44:8) | |
İş, onların sandığı gibi değil! Bir kuşku içinde oynayıp oyalanmaktadırlar.(44:9) | |
Artık sen göğün açıkça izlenen bir duman getireceği günü gözle.(44:10) | |
İnsanları kuşatıp sarar. İnletici bir azaptır bu.(44:11) | |
"Ey Rabbimiz, kaldır bizden bu azabı. Biz gerçekten müminleriz."(44:12) | |
Nerede onlarda öğüt almak? Yemin olsun, delillerle açıklayan bir resul gelmişti onlara.(44:13) | |
Ama ondan yüz çevirdiler ve şöyle dediler: "Eğitilmiş bir mecnun!"(44:14) | |
Biz azabı biraz kaldırırız; siz eski halinize tekrar dönersiniz.(44:15) | |
Gün gelir, en büyük vuruşla vururuz biz. Şu bir gerçek ki, intikam da alırız biz!(44:16) | |
Kudretimize yemin olsun ki, onlardan önce Firavun'un kavmini de ince bir imtihana çektik de, asil ve onurlu bir resul geldi onlara.(44:17) | |
Şöyle sesleniyordu: "Ey Allah'ın kulları, bana gelin! Çünkü ben sizin için güvenilir bir resulüm."(44:18) | |
"Allah'a karşı ululuk taslamayın! Ben size apaçık bir kanıt getirmekteyim."(44:19) | |
"Ben, beni taşlamanızdan Rabbim ve Rabbinize sığındım."(44:20) | |
"Bana inanmadınızsa bari benden uzak durun!"(44:21) | |
Sonra Rabbine, "Bunlar suç işleyen bir topluluktur." diye yakardı.(44:22) | |
Bunun üzerine, Allah buyurdu: "O halde kullarımı geceleyin yola çıkar, çünkü takip edileceksiniz."(44:23) | |
"Denizi açık bırak, çünkü onlar, boğulmaya mahkûm edilmiş bir ordudur."(44:24) | |
Geriye nice bahçeler, nice pınarlar bıraktılar.(44:25) | |
Nice ekinler, nice seçkin makamlar.(44:26) | |
İçinde zevk sürdükleri nice nimetler.(44:27) | |
İşte böyle! Onlara başka bir toplumu mirasçı kıldık.(44:28) | |
Gök de ağlamadı onlar için yer de. Yüzlerine bakılmadı bile!(44:29) | |
Yemin olsun, İsrailoğullarını, rezil edici bir azaptan kurtardık.(44:30) | |
Firavun'dan kurtardık. Firavun, haddi aşanların büyüklük taslayanlarından biriydi.(44:31) | |
Yemin olsun, biz onları bir ilim sayesinde âlemlere üstün kılmıştık.(44:32) | |
Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan ayetler vermiştik.(44:33) | |
Şimdi, şunlar tutmuş diyorlar ki:(44:34) | |
"İlk ölümümüzden başkası yok! Biz diriltilecek filan değiliz!"(44:35) | |
"Eğer doğru sözlülerseniz, atalarımızı geri getirin!"(44:36) | |
Onlar mı hayırlı yoksa Tübba' halkıyla onlardan önce gelenler mi? Onları helâk ettik; çünkü onlar, suç işlemiş insanlardı.(44:37) | |
Biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri eğlenmek için yaratmadık.(44:38) | |
İkisini de, sadece gerçeği göstermek üzere yarattık. Ama onların çokları bilmiyorlar.(44:39) | |
Hiç kuşkusuz, ayrım günü, hepsinin buluşma zamanıdır/buluşma yeridir.(44:40) | |
Bir gündür ki o, dostun dosta yararı olmaz. Onlara yardım da edilmez.(44:41) | |
Allah'ın rahmet ettiği kimse müstesna. Allah Azîz'dir, Rahîm'dir.(44:42) | |
Şu bir gerçek ki zakkum ağacı,(44:43) | |
Suçluların yemeğidir.(44:44) | |
Erimiş maden misali, karınlarda kaynar.(44:45) | |
Sıcak suyun kaynaması gibi...(44:46) | |
"Tutun onu, cehennemin tam ortasına götürün!"(44:47) | |
"Sonra başının üstüne, kaynar su azabından dökün!"(44:48) | |
"Tat bakalım! Hani sen onurluydun, seçkindin."(44:49) | |
"İşte budur o kuşkulanıp durduğunuz şey."(44:50) | |
Korunup sakınanlar, güvenli bir makamdadır;(44:51) | |
Bahçelerde, pınar başlarında.(44:52) | |
İnce ipekten, parlak atlastan giymiş olarak, karşılıklı oturmaktadırlar.(44:53) | |
İşte böyle! Onları iri gözlü hurilerle de eşleştirmişizdir.(44:54) | |
Orada, güvenli bir biçimde her türlü meyveyi isterler.(44:55) | |
Orada, ilk ölüm dışında ölüm tatmazlar. Allah onları cehennem azabından korumuştur.(44:56) | |
Rabbinden bir lütuf olarak böyledir. İşte budur o büyük başarı.(44:57) | |
Biz o Kur'an'ı senin dilinle/senin diline kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alabilsinler.(44:58) | |
Artık, beklemeye geç! Çünkü onlar da beklemekteler.(44:59) | |