» 13 / Ra’d  35:

Kuran Sırası: 13
İniş Sırası: 96
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43

 » 13 / Ra’d  Suresi: 35
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. مَثَلُ (MS̃L) = meṧelu : durumu
2. الْجَنَّةِ (ELCNT) = l-cenneti : cennetin
3. الَّتِي (ELTY) = lletī : şöyledir
4. وُعِدَ (VAD̃) = vuǐde : va'dedilen
5. الْمُتَّقُونَ (ELMTGVN) = l-mutteḳūne : korunanlara
6. تَجْرِي (TCRY) = tecrī : akar
7. مِنْ (MN) = min :
8. تَحْتِهَا (TḪTHE) = teHtihā : altından
9. الْأَنْهَارُ (ELÊNHER) = l-enhāru : ırmaklar
10. أُكُلُهَا (ÊKLHE) = ukuluhā : meyvesi
11. دَائِمٌ (D̃EÙM) = dāimun : süreklidir
12. وَظِلُّهَا (VƵLHE) = ve Zilluhā : ve gölgesi de
13. تِلْكَ (TLK) = tilke : işte budur
14. عُقْبَى (AGB) = ǔḳbā : sonu
15. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimselerin
16. اتَّقَوْا (ETGVE) = tteḳav : korunan(ların)
17. وَعُقْبَى (VAGB) = ve ǔḳbā : ve sonu ise
18. الْكَافِرِينَ (ELKEFRYN) = l-kāfirīne : inkar edenlerin
19. النَّارُ (ELNER) = n-nāru : ateştir
durumu | cennetin | şöyledir | va'dedilen | korunanlara | akar | | altından | ırmaklar | meyvesi | süreklidir | ve gölgesi de | işte budur | sonu | kimselerin | korunan(ların) | ve sonu ise | inkar edenlerin | ateştir |

[MS̃L] [CNN] [] [VAD̃] [VGY] [CRY] [] [TḪT] [NHR] [EKL] [D̃VM] [ƵLL] [] [AGB] [] [VGY] [AGB] [KFR] [NVR]
MS̃L ELCNT ELTY VAD̃ ELMTGVN TCRY MN TḪTHE ELÊNHER ÊKLHE D̃EÙM VƵLHE TLK AGB ELZ̃YN ETGVE VAGB ELKEFRYN ELNER

meṧelu l-cenneti lletī vuǐde l-mutteḳūne tecrī min teHtihā l-enhāru ukuluhā dāimun ve Zilluhā tilke ǔḳbā elleƶīne tteḳav ve ǔḳbā l-kāfirīne n-nāru
مثل الجنة التي وعد المتقون تجري من تحتها الأنهار أكلها دائم وظلها تلك عقبى الذين اتقوا وعقبى الكافرين النار

 » 13 / Ra’d  Suresi: 35
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
مثل م ث ل | MS̃L MS̃L meṧelu durumu The example
الجنة ج ن ن | CNN ELCNT l-cenneti cennetin of Paradise
التي | ELTY lletī şöyledir which
وعد و ع د | VAD̃ VAD̃ vuǐde va'dedilen (is) promised
المتقون و ق ي | VGY ELMTGVN l-mutteḳūne korunanlara (to) the righteous,
تجري ج ر ي | CRY TCRY tecrī akar flows
من | MN min from
تحتها ت ح ت | TḪT TḪTHE teHtihā altından underneath it
الأنهار ن ه ر | NHR ELÊNHER l-enhāru ırmaklar the rivers.
أكلها ا ك ل | EKL ÊKLHE ukuluhā meyvesi Its food
دائم د و م | D̃VM D̃EÙM dāimun süreklidir (is) everlasting,
وظلها ظ ل ل | ƵLL VƵLHE ve Zilluhā ve gölgesi de and its shade.
تلك | TLK tilke işte budur This
عقبى ع ق ب | AGB AGB ǔḳbā sonu (is the) end
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselerin of those who
اتقوا و ق ي | VGY ETGVE tteḳav korunan(ların) (are) righteous,
وعقبى ع ق ب | AGB VAGB ve ǔḳbā ve sonu ise and (the) end
الكافرين ك ف ر | KFR ELKEFRYN l-kāfirīne inkar edenlerin (of) the disbelievers
النار ن و ر | NVR ELNER n-nāru ateştir (is) the Fire.

13:35 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

durumu | cennetin | şöyledir | va'dedilen | korunanlara | akar | | altından | ırmaklar | meyvesi | süreklidir | ve gölgesi de | işte budur | sonu | kimselerin | korunan(ların) | ve sonu ise | inkar edenlerin | ateştir |

[MS̃L] [CNN] [] [VAD̃] [VGY] [CRY] [] [TḪT] [NHR] [EKL] [D̃VM] [ƵLL] [] [AGB] [] [VGY] [AGB] [KFR] [NVR]
MS̃L ELCNT ELTY VAD̃ ELMTGVN TCRY MN TḪTHE ELÊNHER ÊKLHE D̃EÙM VƵLHE TLK AGB ELZ̃YN ETGVE VAGB ELKEFRYN ELNER

meṧelu l-cenneti lletī vuǐde l-mutteḳūne tecrī min teHtihā l-enhāru ukuluhā dāimun ve Zilluhā tilke ǔḳbā elleƶīne tteḳav ve ǔḳbā l-kāfirīne n-nāru
مثل الجنة التي وعد المتقون تجري من تحتها الأنهار أكلها دائم وظلها تلك عقبى الذين اتقوا وعقبى الكافرين النار

[م ث ل] [ج ن ن] [] [و ع د] [و ق ي] [ج ر ي] [] [ت ح ت] [ن ه ر] [ا ك ل] [د و م] [ظ ل ل] [] [ع ق ب] [] [و ق ي] [ع ق ب] [ك ف ر] [ن و ر]

 » 13 / Ra’d  Suresi: 35
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
مثل م ث ل | MS̃L MS̃L meṧelu durumu The example
Mim,Se,Lam,
40,500,30,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
الجنة ج ن ن | CNN ELCNT l-cenneti cennetin of Paradise
Elif,Lam,Cim,Nun,Te merbuta,
1,30,3,50,400,
"PN – genitive feminine proper noun → Paradise"
اسم علم مجرور
التي | ELTY lletī şöyledir which
Elif,Lam,Te,Ye,
1,30,400,10,
REL – feminine singular relative pronoun
اسم موصول
وعد و ع د | VAD̃ VAD̃ vuǐde va'dedilen (is) promised
Vav,Ayn,Dal,
6,70,4,
V – 3rd person masculine singular passive perfect verb
فعل ماض مبني للمجهول
المتقون و ق ي | VGY ELMTGVN l-mutteḳūne korunanlara (to) the righteous,
Elif,Lam,Mim,Te,Gaf,Vav,Nun,
1,30,40,400,100,6,50,
N – nominative masculine plural (form VIII) active participle
اسم مرفوع
تجري ج ر ي | CRY TCRY tecrī akar flows
Te,Cim,Re,Ye,
400,3,200,10,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
تحتها ت ح ت | TḪT TḪTHE teHtihā altından underneath it
Te,Ha,Te,He,Elif,
400,8,400,5,1,
N – genitive noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مجرور و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
الأنهار ن ه ر | NHR ELÊNHER l-enhāru ırmaklar the rivers.
Elif,Lam,,Nun,He,Elif,Re,
1,30,,50,5,1,200,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
أكلها ا ك ل | EKL ÊKLHE ukuluhā meyvesi Its food
,Kef,Lam,He,Elif,
,20,30,5,1,
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مرفوع و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
دائم د و م | D̃VM D̃EÙM dāimun süreklidir (is) everlasting,
Dal,Elif,,Mim,
4,1,,40,
N – nominative masculine indefinite active participle
اسم مرفوع
وظلها ظ ل ل | ƵLL VƵLHE ve Zilluhā ve gölgesi de and its shade.
Vav,Zı,Lam,He,Elif,
6,900,30,5,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مرفوع و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
تلك | TLK tilke işte budur This
Te,Lam,Kef,
400,30,20,
DEM – feminine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
عقبى ع ق ب | AGB AGB ǔḳbā sonu (is the) end
Ayn,Gaf,Be,,
70,100,2,,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselerin of those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
اتقوا و ق ي | VGY ETGVE tteḳav korunan(ların) (are) righteous,
Elif,Te,Gaf,Vav,Elif,
1,400,100,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وعقبى ع ق ب | AGB VAGB ve ǔḳbā ve sonu ise and (the) end
Vav,Ayn,Gaf,Be,,
6,70,100,2,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative feminine noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
الكافرين ك ف ر | KFR ELKEFRYN l-kāfirīne inkar edenlerin (of) the disbelievers
Elif,Lam,Kef,Elif,Fe,Re,Ye,Nun,
1,30,20,1,80,200,10,50,
N – genitive masculine plural active participle
اسم مجرور
النار ن و ر | NVR ELNER n-nāru ateştir (is) the Fire.
Elif,Lam,Nun,Elif,Re,
1,30,50,1,200,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |مَثَلُ: durumu | الْجَنَّةِ: cennetin | الَّتِي: şöyledir | وُعِدَ: va'dedilen | الْمُتَّقُونَ: korunanlara | تَجْرِي: akar | مِنْ: | تَحْتِهَا: altından | الْأَنْهَارُ: ırmaklar | أُكُلُهَا: meyvesi | دَائِمٌ: süreklidir | وَظِلُّهَا: ve gölgesi de | تِلْكَ: işte budur | عُقْبَى: sonu | الَّذِينَ: kimselerin | اتَّقَوْا: korunan(ların) | وَعُقْبَى: ve sonu ise | الْكَافِرِينَ: inkar edenlerin | النَّارُ: ateştir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |مثل MS̃L durumu | الجنة ELCNT cennetin | التي ELTY şöyledir | وعد WAD̃ va'dedilen | المتقون ELMTGWN korunanlara | تجري TCRY akar | من MN | تحتها TḪTHE altından | الأنهار ELÊNHER ırmaklar | أكلها ÊKLHE meyvesi | دائم D̃EÙM süreklidir | وظلها WƵLHE ve gölgesi de | تلك TLK işte budur | عقبى AGB sonu | الذين ELZ̃YN kimselerin | اتقوا ETGWE korunan(ların) | وعقبى WAGB ve sonu ise | الكافرين ELKEFRYN inkar edenlerin | النار ELNER ateştir |
Kırık Meal (Okunuş) : |meṧelu: durumu | l-cenneti: cennetin | lletī: şöyledir | vuǐde: va'dedilen | l-mutteḳūne: korunanlara | tecrī: akar | min: | teHtihā: altından | l-enhāru: ırmaklar | ukuluhā: meyvesi | dāimun: süreklidir | ve Zilluhā: ve gölgesi de | tilke: işte budur | ǔḳbā: sonu | elleƶīne: kimselerin | tteḳav: korunan(ların) | ve ǔḳbā: ve sonu ise | l-kāfirīne: inkar edenlerin | n-nāru: ateştir |
Kırık Meal (Transcript) : |MS̃L: durumu | ELCNT: cennetin | ELTY: şöyledir | VAD̃: va'dedilen | ELMTGVN: korunanlara | TCRY: akar | MN: | TḪTHE: altından | ELÊNHER: ırmaklar | ÊKLHE: meyvesi | D̃EÙM: süreklidir | VƵLHE: ve gölgesi de | TLK: işte budur | AGB: sonu | ELZ̃YN: kimselerin | ETGVE: korunan(ların) | VAGB: ve sonu ise | ELKEFRYN: inkar edenlerin | ELNER: ateştir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Çekinenlere vaat edilen cennetin örneği şu: Kıyılarından ırmaklar akar. Yemişleri ve gölgesi daimîdir. Çekinenlerin sonucu budur, kâfirlerin sonucuysa ateştir.
Adem Uğur : Takvâ sahiplerine vâdolunan cennetin özelliği (şudur): Onun zemininden ırmaklar akar. Yemişleri ve gölgesi süreklidir. İşte bu, (kötülüklerden) sakınanların (mutlu) sonudur. Kâfirlerin sonu ise ateştir.
Ahmed Hulusi : Korunanlara vadolunan CENNETİN TEMSİL (misal - benzetme) yollu anlatımı şöyledir: Altından nehirler akar. . . Yemişi de daimdir, gölgesi de. . . İşte bu takva sahiplerinin geleceğidir. . . Hakikat bilgisini inkâr edenlerin geleceği ise, o malûm ateştir.
Ahmet Tekin : Allah’a sığınıp emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlara, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, özgürce şahsiyetlerini geliştiren, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan, takvâya dayalı düzeni benimseyen mü’minlere va’dolunan Cennet, altından ırmaklar akan konaklarıyla, ürünleri ve gölgesi sürekli olan bir yere benzer. İşte bu Allah’a sığınıp emirlerine yapışanların günahlardan arınıp, azaptan korunanların, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranarak, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olanların varacağı yerdir. Allah’ı, Allah’a kulluğu ve ibadeti inkâr edenlerin, kâfirlerin, nankörlerin varacağı yer ise ateştir.
Ahmet Varol : Takva sahiplerine vaad edilen cennetin özelliği şudur: Altından ırmaklar akar. Yemişleri ve gölgesi süreklidir. İşte sakınanların sonları budur. Kâfirlerin sonları ise cehennemdir.
Ali Bulaç : Takva sahiplerine vadedilen cennet; onun altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgelikleri süreklidir. Bu korkup sakınanların (mutlu) sonudur, inkâr edenlerin sonu ise ateştir.
Ali Fikri Yavuz : Takva sahiblerine vaad olunan cennetin hâli şöyle: (ağaçları) altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgesi devamlıdır. İşte bu, Allah’dan korkup sakınanların akıbeti!...Kâfirlerin akıbeti ise ateştir.
Bekir Sadak : Allah'a karsi gelmekten sakinanlara vadedilen cennetin altindan irmaklar akar; oranin yiyecekleri ve golgeleri devamlidir. Bu, sakinanlarin elde edecegi sonuctur, inkarcilarin varacagi sonuc ise atestir.
Celal Yıldırım : Takva sahiplerine (Allah'tan korkup kötülüklerden sakınanlara) va'd olunan Cennet'in altlarından ırmaklar akar; yiyecekleri devamlıdır, gölgeleri de hep öyle.. İşte bu, Allah'tan korkup fenalıklardan sakınanların (varacakları en) mutlu sonuçtur. Kâfirlerin varacağı sonuç ise, ateştir.
Diyanet İşleri : Allah’a karşı gelmekten sakınanlara va’dolunan cennetin durumu şudur: Onun içinden ırmaklar akar, yemişleri ve gölgeleri devamlıdır. İşte bu, Allah’a karşı gelmekten sakınanların sonudur. İnkâr edenlerin sonu ise ateştir.
Diyanet İşleri (eski) : Allah'a karşı gelmekten sakınanlara vadedilen cennetin altından ırmaklar akar; oranın yiyecekleri ve gölgeleri devamlıdır. Bu, sakınanların elde edeceği sonuçtur, inkarcıların varacağı sonuç ise ateştir.
Diyanet Vakfi : Takvâ sahiplerine vâdolunan cennetin özelliği (şudur): Onun zemininden ırmaklar akar. Yemişleri ve gölgesi süreklidir. İşte bu, (kötülüklerden) sakınanların (mutlu) sonudur. Kâfirlerin sonu ise ateştir.
Edip Yüksel : Erdemlilere söz verilen cennetin örneği şudur: Altından ırmaklar akar, yemişi de süreklidir gölgesi de. Bu, erdemlilerin sonudur. Kafirlerin sonu ise ateştir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Müttakilere vaad olunan cennetin misali şöyledir: Altından ırmaklar akar durur, yemişleri süreklidir, gölgeleri de. İşte bu, takva yolunu tutanların akıbetidir. Kâfirlerin akıbeti de ateştir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Takva sahiplerine va'dolunan cennetin misali şöyledir Altından ırmaklar akar, yemişleri devamlıdır, gölgesi de... İşte bu, takva yolunu tutanların akıbetidir. Kafirlerin sonu ise ateştir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Müttekilere va'dolunan Cennetin temsili; altından ırmaklar akar, yemişleri daim, sayesi de, bu işte takva yolunu tutanların ukbası, kâfirlerin ukbası ise ateş
Fizilal-il Kuran : Kötülüklerden sakınanlara vadedilen cennet şöyledir. Oranın altından çeşitli ırmaklar akar, ağaçlarının meyvaları süreklidir, gölgeleri de. İşte kötülüklerden sakınanların sonu burasıdır. Kâfirlerin sonu ise cehennem ateşidir.
Gültekin Onan : Takva sahiplerine vadedilen cennet; onun altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgelikleri süreklidir. Bu korkup sakınanların (mutlu) sonudur, kafirlerin sonu ise ateştir.
Hakkı Yılmaz : "Allah'ın koruması altına girmiş kişilere söz verilen cennetin örneği şöyledir: Onun altından ırmaklar akar, nasiplikleri; meyveleri, renkleri, tatları ve gölgeleri süreklidir. İşte bu, Allah'ın koruması altına girmiş kişilerin âkıbetidir. Kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlerin âkıbeti de Ateş'tir. "
Hasan Basri Çantay : Takvaa saahiblerine va'd edilen cennetin sıfatı (şudur): Altından ırmaklar akar onun. Yemişleri ve gölgeleri dâimdir. İşte (fenâlıkdan) sakınanların (mes'ud) aakıbeti! Kâfirlerin sonucu ise ateşdir.
Hayrat Neşriyat : Takvâ sâhiblerine va'd olunan Cennetin misâli (şöyledir): Altından ırmaklar akar! Meyveleri devamlıdır, gölgesi de! İşte (günahlardan) sakınanların âkıbeti budur! Kâfirlerin âkıbeti ise ateştir!
İbni Kesir : Müttakilere vaad olunan cennetin içinden ırmaklar akar. Oranın yiyecekleri de, gölgeleri de ebedidir. Bu, takva sahiplerinin akıbetidir. Kafirlerin akıbeti ise ateştir.
İskender Evrenosoğlu : Muttakilere vaadolunan cennet, altından nehirler akan ve onun meyvesi ve gölgesi daimî olan (bahçe) gibidir. İşte bu, takva sahiplerinin sonudur. Kâfirlerin sonu ise ateştir.
Muhammed Esed : Allah'a karşı sorumluluk bilinci taşıyan kimselere söz verilen cennet, içinde ırmakların çağıldadığı (bahçeler) gibidir; (fakat dünyadaki bahçelerden fazla olarak) onun ürünleri ebedidir; gölgelikleri de (öyle). Allah'a karşı sorumluluk bilinci taşıyan kimselerin varacağı yer işte böyle olacaktır; hakkı inkar edenlerin varacağı yerse ateş olacak.
Ömer Nasuhi Bilmen : Muttakîlere vaadolunmuş olan cennetin vasfı, onun altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgeleri daimidir. İşte o, (cennet) ittikada bulunanların akıbetidir. Ve kâfirlerin akıbeti de ateştir.
Ömer Öngüt : Muttakilere vâdolunan cennetin misali şöyledir: Altından ırmaklar akar. Yemişleri de gölgesi de süreklidir. İşte bu, takvâ sahiplerinin âkibetidir. Kâfirlerin âkıbeti ise ateştir.
Şaban Piriş : Takva sahiplerine vaadedilen cennet şöyledir: Altından ırmaklar akar; yiyecekleri ve gölgeleri devamlıdır. Bu, muttakilerin kazanacağı sonuçtur, kafirlerin sonucu ise ateştir.
Suat Yıldırım : Müttakilere vâd olunan cennetin durumu şuna benzer: Bahçelerinin içinden ırmaklar akar: Meyveleri gibi gölgeleri de devamlıdır. İşte, haramlardan korunan müttakilerin âkıbeti! Kâfirlerin âkıbeti ise ateştir.
Süleyman Ateş : (Allâh'ın emirlerine karşı gelmekten) Korunanlara va'dedilen cennetin durumu şöyledir: Altından ırmaklar akar; yemişi de süreklidir, gölgesi de. İşte korunanların sonu budur. İnkâr edenlerin sonu da ateştir.
Tefhim-ul Kuran : Takva sahiplerine vadedilen cennet; onun altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgelikleri süreklidir. Bu korkup sakınanların (mutlu) sonudur, küfre sapanların sonu ise ateştir.
Ümit Şimşek : Takvâ sahiplerine vaad edilen Cennetin hali şöyledir: Onun altından ırmaklar akar. Yiyecekleri de, gölgesi de süreklidir. Allah'a karşı gelmekten sakınanların âkıbeti işte böyledir. Kâfirlerin sonu ise ateştir.
Yaşar Nuri Öztürk : Sakınıp korunanlara vaat edilen cennetin temsilî anlatımı şu: Altından ırmaklar akar, yemişleri de sürekli, gölgesi de. İşte korunup sakınanların son yurdu. Kâfirlerin son yurdu ise ateş...


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}