Kırık Meal (Transcript) Meali |
|
|ELMR: Elif Lam Mim Ra | TLK: şunlar | ËYET: ayetleridir | ELKTEB: Kitabın | VELZ̃Y: | ÊNZL: indirilen | ÎLYK: sana | MN: -den | RBK: Rabbin- | ELḪG: haktır | VLKN: ve fakat | ÊKS̃R: çoğu | ELNES: insanların | LE: | YÙMNVN: inanmazlar | (13:1) | |
|ELLH: Allah | ELZ̃Y: odur ki | RFA: yükseltti | ELSMEVET: gökleri | BĞYR: olmadan | AMD̃: bir direk | TRVNHE: görebileceğiniz | S̃M: sonra | ESTV: istiva etti | AL: üzerine | ELARŞ: Arş | VSḢR: ve boyun eğdirdi | ELŞMS: güneşi | VELGMR: ve ay'ı | KL: her biri | YCRY: akıp gitmektedir | LÊCL: bir süre için | MSM: belirli | YD̃BR: düzenliyor | ELÊMR: işi(ni) | YFṦL: açıklıyor | EL ËYET: ayerleri | LALKM: böylece | BLGEÙ: karşılaşacağınıza | RBKM: Rabbinizle | TVGNVN: kesin olarak inanırsınız | (13:2) | |
|VHV: ve O'dur | ELZ̃Y: ki | MD̃: uzattı | ELÊRŽ: arzı | VCAL: ve var etti | FYHE: orada | RVESY: sabit dağlar | VÊNHERE: ve ırmaklar | VMN: ve | KL: her | ELS̃MRET: meyvadan | CAL: yarattı | FYHE: orada | ZVCYN: çift (erkek-dişi) | ES̃NYN: iki | YĞŞY: örter | ELLYL: geceyi | ELNHER: gündüz(ün üzerine) | ÎN: şüphesiz | FY: | Z̃LK: bunda | L ËYET: ayetler vardır | LGVM: bir toplum için | YTFKRVN: düşünen | (13:3) | |
|VFY: ve (vardır) | ELÊRŽ: arzda | GŦA: kıt'alar | MTCEVRET: birbirine komşu | VCNET: ve bağlar(ı vardır) | MN: | ÊANEB: üzüm | VZRA: ve ekinler | VNḢYL: ve hurmalıklar | ṦNVEN: çatallı | VĞYR: ve olmadan | ṦNVEN: çatalı | YSG: (bunların hepsi) sulanır | BMEÙ: su ile | VEḪD̃: bir | VNFŽL: ama üstün yaparız | BAŽHE: birbirini | AL: üzerine | BAŽ: diğerinin | FY: | ELÊKL: ürünlerinde | ÎN: şüphesiz | FY: | Z̃LK: bunda | L ËYET: ayetler vardır | LGVM: bir toplum için | YAGLVN: aklını kullanan | (13:4) | |
|VÎN: eğer | TACB: şaşacaksan | FACB: şaşmak lazım | GVLHM: onların şu sözlerine | ÊÎZ̃E: zaman mı? | KNE: biz olduğumuz | TREBE: toprak | ÊÎNE: gerçekten biz mi? | LFY: içinde (olacağız) | ḢLG: bir yaratılış | CD̃YD̃: yeniden | ÊVLÙK: işte onlar | ELZ̃YN: kimselerdir | KFRVE: inkar eden(lerdir) | BRBHM: Rablerini | VÊVLÙK: ve onlar (bulunanlardır) | ELÊĞLEL: halkalar | FY: | ÊANEGHM: boyunlarında | VÊVLÙK: ve onlar | ÊṦḪEB: halkıdır | ELNER: ateş | HM: onlar | FYHE: orada | ḢELD̃VN: sürekli kalacaklardır | (13:5) | |
|VYSTACLVNK: ve senden acele istiyorlar | BELSYÙT: kötülüğü | GBL: önce | ELḪSNT: iyilikten | VGD̃: ve oysa | ḢLT: gelip geçti | MN: | GBLHM: onlardan önce | ELMS̃LET: benzerleri | VÎN: ve şüphesiz | RBK: Rabbin | LZ̃V: sahibidir | MĞFRT: mağfiret | LLNES: insanlar için | AL: karşı | ƵLMHM: zulümlerine | VÎN: ve şüphesiz | RBK: Rabbinin | LŞD̃YD̃: pek çetindir | ELAGEB: azabı | (13:6) | |
|VYGVL: ve diyorlar ki | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkar eden(ler) | LVLE: değil miydi? | ÊNZL: indirmeli | ALYH: ona | ËYT: bir ayet | MN: -nden | RBH: Rabbi- | ÎNME: şüphesiz | ÊNT: sen | MNZ̃R: bir uyarıcısın | VLKL: ve hepsi için vardır | GVM: toplumun | HED̃: bir yol göstericisi | (13:7) | |
|ELLH: Allah | YALM: bilir | ME: neyi | TḪML: yüklendiğini | KL: her | ÊNS̃: dişinin | VME: ve neyi | TĞYŽ: eksilttiğini | ELÊRḪEM: rahimlerin | VME: ve neyi | TZD̃ED̃: artırdığını | VKL: ve her | ŞYÙ: şey | AND̃H: onun yanında | BMGD̃ER: bir ölçü iledir | (13:8) | |
|AELM: (O) bilendir | ELĞYB: gizliyi | VELŞHED̃T: ve aşikareyi | ELKBYR: büyüktür | ELMTAEL: yücedir | (13:9) | |
|SVEÙ: birdir | MNKM: aranızdan | MN: kimse | ÊSR: gizleyen | ELGVL: sözü | VMN: ve kimse | CHR: açık (söyleyen) | BH: onu | VMN: ve kimse | HV: o | MSTḢF: gizlenendir | BELLYL: geceleyin | VSERB: ve görünendir | BELNHER: gündüzün | (13:10) | |
|LH: O(insa)nın vardır | MAGBET: izleyenler | MN: | BYN: | YD̃YH: önünden | VMN: ve | ḢLFH: arkasından | YḪFƵVNH: onu korurlar | MN: | ÊMR: emrinden | ELLH: Allah'ın | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | LE: | YĞYR: (durumlarını) değiştirmez | ME: | BGVM: bir milet | ḪT: sürece | YĞYRVE: değiştirmediği | ME: | BÊNFSHM: kendi (durumlarını) | VÎZ̃E: zaman | ÊRED̃: istediği | ELLH: Allah | BGVM: bir kavme | SVÙE: kötülük | FLE: artık yoktur | MRD̃: geri çevirecek | LH: onu | VME: zaten yoktur | LHM: onların | MN: | D̃VNH: O'ndan başka | MN: | VEL: koruyucuları | (13:11) | |
|HV: O'dur | ELZ̃Y: | YRYKM: size gösteren | ELBRG: şimşeği | ḢVFE: korku | VŦMAE: ve umud içinde | VYNŞÙ: ve yapan | ELSḪEB: bulutları | ELS̃GEL: ağır (yüklü) | (13:12) | |
|VYSBḪ: ve tesbih ederler | ELRAD̃: gök gürültüsü | BḪMD̃H: onun övgüsüyle | VELMLEÙKT: ve melekler | MN: | ḢYFTH: korkusundan | VYRSL: ve gönderir | ELṦVEAG: yıldırımlar | FYṦYB: çarpar | BHE: onlarla | MN: kimseyi | YŞEÙ: dilediği | VHM: ve onlar | YCED̃LVN: tartışmaktadırlar | FY: hakkında | ELLH: Allah | VHV: ve O'nun | ŞD̃YD̃: pek çetindir | ELMḪEL: tuzağı (cezası) | (13:13) | |
|LH: ancak O'nadır | D̃AVT: du'a | ELḪG: gerçek | VELZ̃YN: kimseler ise | YD̃AVN: du'a ettikleri | MN: | D̃VNH: O'ndan başka | LE: | YSTCYBVN: isteklerini karşılayamazlar | LHM: kendilerinin | BŞYÙ: hiçbir | ÎLE: ancak | KBESŦ: uzatan kimse gibidir | KFYH: avuçlarını | ÎL: | ELMEÙ: suya | LYBLĞ: gelsin diye | FEH: ağzına | VME: oysa | HV: o | BBELĞH: on(un ağzın)a gelmez | VME: ve (işte) | D̃AEÙ: du'ası | ELKEFRYN: kafirlerin | ÎLE: ancak | FY: | ŽLEL: boşa gider | (13:14) | |
|VLLH: ve Allah'a | YSCD̃: secde ederler | MN: olanların hepsi | FY: | ELSMEVET: göklerde | VELÊRŽ: ve yerde | ŦVAE: gönüllü | VKRHE: (veya) zoraki | VƵLELHM: ve gölgeleri de | BELĞD̃V: sabah | VEL ËṦEL: akşam | (13:15) | |
|GL: de ki | MN: kimdir? | RB: Rabbi | ELSMEVET: göklerin | VELÊRŽ: ve yerin | GL: de ki | ELLH: Allah! | GL: O halde, de | ÊFETḢZ̃TM: mi edindiniz? | MN: | D̃VNH: O'ndan başka | ÊVLYEÙ: veliler | LE: | YMLKVN: gücü olmayan | LÊNFSHM: kendilerine | NFAE: bir fayda | VLE: ve veremeyen | ŽRE: bir zarar | GL: de ki | HL: | YSTVY: bir olur mu? | ELÊAM: kör | VELBṦYR: ve gören | ÊM: yahut | HL: | TSTVY: bir olur mu? | ELƵLMET: karanlıklar | VELNVR: ve aydınlık | ÊM: yoksa | CALVE: buldular da | LLH: Allah'a | ŞRKEÙ: ortaklar | ḢLGVE: yaratan | KḢLGH: O'nun yarattığı gibi | FTŞEBH: benzer (mi) göründü | ELḢLG: bu yaratma | ALYHM: onlara | GL: de ki | ELLH: Allah'tır | ḢELG: yaratıcısı | KL: her | ŞYÙ: şeyin | VHV: ve O | ELVEḪD̃: tektir | ELGHER: kahredendir | (13:16) | |
|ÊNZL: indirdi | MN: | ELSMEÙ: gökten | MEÙ: bir su | FSELT: çağlayıp aktı | ÊVD̃YT: dereler | BGD̃RHE: kendi ölçüsünce | FEḪTML: ve taşıdı | ELSYL: sel | ZBD̃E: köpüğü | REBYE: üste çıkan | VMME: ve vardır | YVGD̃VN: yak(ıp erit)tikleri madenlerden de | ALYH: onların | FY: | ELNER: ateşte | EBTĞEÙ: yapmak için | ḪLYT: süs | ÊV: yahut | MTEA: eşya | ZBD̃: bir köpük | MS̃LH: bunun gibi | KZ̃LK: böyle | YŽRB: benzetme ile anlatır | ELLH: Allah | ELḪG: hakkı | VELBEŦL: ve batılı | FÊME: ne zaman ki | ELZBD̃: köpük | FYZ̃HB: gider | CFEÙ: yok olup | VÊME: ve | ME: şey ise | YNFA: yararlı olan | ELNES: insanlara | FYMKS̃: kalır | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | KZ̃LK: işte böyle | YŽRB: örnek verir | ELLH: Allah | ELÊMS̃EL: misaller | (13:17) | |
|LLZ̃YN: için vardır | ESTCEBVE: buyruğuna uyanlar | LRBHM: Rablerinin | ELḪSN: en güzel (karşılık) | VELZ̃YN: ve kimseler ise | LM: | YSTCYBVE: uymayan(lar) | LH: ona | LV: şayet | ÊN: | LHM: kendilerinin olsa | ME: bulunaların | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | CMYAE: hepsi | VMS̃LH: ve bir misli daha | MAH: yanında | LEFTD̃VE: fidye verirlerdi | BH: onu | ÊVLÙK: işte | LHM: onların | SVÙ: çok kötüdür | ELḪSEB: hesabı | VMÊVEHM: ve varacakları yer | CHNM: cehennemdir | VBÙS: ve ne kötü | ELMHED̃: bir yataktır | (13:18) | |
|ÊFMN: olur mu? | YALM: bilen | ÊNME: | ÊNZL: indirilenin | ÎLYK: sana | MN: -den | RBK: Rabbin- | ELḪG: hak olduğunu | KMN: kimse gibi | HV: o (kendisi) | ÊAM: kör (olan) | ÎNME: ancak | YTZ̃KR: öğüt alır | ÊVLV: sahipleri | ELÊLBEB: sağduyu | (13:19) | |
|ELZ̃YN: onlar ki | YVFVN: yerine getirirler | BAHD̃: ahdini | ELLH: Allah'ın | VLE: ve | YNGŽVN: bozmazlar | ELMYS̃EG: andlaşmayı | (13:20) | |
|VELZ̃YN: ve -kimseler | YṦLVN: destekleyen- | ME: -şeyi | ÊMR: emrettiği- | ELLH: Allah'ın | BH: onunla | ÊN: Kİ | YVṦL: desteklerler | VYḢŞVN: ve saygılı olur | RBHM: Rablerine karşı | VYḢEFVN: ve korkarlar | SVÙ: en kötü | ELḪSEB: hesaptan | (13:21) | |
|VELZ̃YN: ve onlar | ṦBRVE: sabrederler | EBTĞEÙ: arzu ederek | VCH: yüzünü (rızasını) | RBHM: Rablerinin | VÊGEMVE: ve doğrulur | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe | VÊNFGVE: ve harcarlar | MME: şeyden | RZGNEHM: rızıklandırdığımız | SRE: gizlice | VALENYT: ve alenen | VYD̃RÙVN: ve savarlar | BELḪSNT: iyilikle | ELSYÙT: kötülüğü | ÊVLÙK: işte | LHM: onlarındır | AGB: sonu | ELD̃ER: şu yurdun | (13:22) | |
|CNET: cennetlerine | AD̃N: Adn | YD̃ḢLVNHE: girerler | VMN: ve kimseler | ṦLḪ: iyi olan | MN: -ndan | ËBEÙHM: babaları- | VÊZVECHM: ve eşlerinden | VZ̃RYETHM: ve çocuklarından | VELMLEÙKT: ve melekler de | YD̃ḢLVN: girerler | ALYHM: yanlarına | MN: | KL: her | BEB: kapıdan | (13:23) | |
|SLEM: selam | ALYKM: size | BME: karşılık | ṦBRTM: sabretmenize | FNAM: ne güzel | AGB: sonu | ELD̃ER: yurdun | (13:24) | |
|VELZ̃YN: kimseler | YNGŽVN: bozan(lar) | AHD̃: verdikleri sözü | ELLH: Allah'a | MN: | BAD̃: sonra | MYS̃EGH: iyice pekiştirdikten | VYGŦAVN: ve kesenler | ME: şeyi | ÊMR: istediği | ELLH: Allah'ın | BH: onunla | ÊN: | YVṦL: bitiştirilmesini | VYFSD̃VN: ve bozgunculuk yapanlar | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | ÊVLÙK: işte | LHM: onlaradır | ELLANT: la'net | VLHM: ve Onların | SVÙ: kötü (sonucu) | ELD̃ER: yurdun | (13:25) | |
|ELLH: Allah | YBSŦ: bollaştırır | ELRZG: rızkı | LMN: kimse için | YŞEÙ: dilediği | VYGD̃R: ve kısar | VFRḪVE: ve sevindiler | BELḪYET: hayatıyle | ELD̃NYE: dünya | VME: oysa | ELḪYET: hayatı | ELD̃NYE: dünya | FY: | EL ËḢRT: ahiretin yanında | ÎLE: ancak | MTEA: bir geçimdir | (13:26) | |
|VYGVL: ve diyorlar | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkar eden(ler) | LVLE: değil miydi? | ÊNZL: indirilmeli | ALYH: ona | ËYT: bir ayet | MN: -nden | RBH: Rabbi- | GL: de ki | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | YŽL: saptırır | MN: kimseyi | YŞEÙ: dilediği | VYHD̃Y: ve iletir | ÎLYH: kendisine | MN: kimseyi | ÊNEB: yönelen | (13:27) | |
|ELZ̃YN: onlar | ËMNVE: inananlardır | VTŦMÙN: ve tatmin olanlardır | GLVBHM: gönülleri | BZ̃KR: anmakla | ELLH: Allah'ı | ÊLE: iyi bilin ki ancak | BZ̃KR: anmakla | ELLH: Allah'ı | TŦMÙN: huzur bulur | ELGLVB: gönüller | (13:28) | |
|ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | VAMLVE: ve yapanlar | ELṦELḪET: güzel işler | ŦVB: mutluluk | LHM: onlar içindir | VḪSN: ve güzel | M ËB: gelecek | (13:29) | |
|KZ̃LK: böylece | ÊRSLNEK: seni gönderdik | FY: içine | ÊMT: bir millet | GD̃: elbette | ḢLT: geçmiş bulunan | MN: | GBLHE: kendilerinden önce | ÊMM: (nice) milletler | LTTLV: okuyasın diye | ALYHM: onlara | ELZ̃Y: şeyleri | ÊVḪYNE: vahyettiğimiz | ÎLYK: sana | VHM: oysa onlar | YKFRVN: nankörlük ederler | BELRḪMN: Rahman'a | GL: de ki | HV: O | RBY: benim Rabbimdir | LE: yoktur | ÎLH: tanrı | ÎLE: başka | HV: O'ndan | ALYH: O'na | TVKLT: dayandım | VÎLYH: ve yalnız O'nadır | MTEB: tevbem/dönüşüm | (13:30) | |
|VLV: eğer olsaydı | ÊN: | GR ËNE: bir Kur'an | SYRT: yürütüldüğü | BH: kendisiyle | ELCBEL: dağların | ÊV: yahut | GŦAT: parçalandığı | BH: kendisiyle | ELÊRŽ: arzın | ÊV: yahut | KLM: konuşturulduğu | BH: kendisiyle | ELMVT: ölülerin | BL: hayır | LLH: Allah'a aittir | ELÊMR: işler | CMYAE: bütün | ÊFLM: | YYÊS: hala anlamadılar mı? | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | ÊN: | LV: şayet | YŞEÙ: dileseydi | ELLH: Allah | LHD̃: hidayet verirdi | ELNES: insanlara | CMYAE: bütün | VLE: ve | YZEL: geri durmaz | ELZ̃YN: kimselere | KFRVE: inkar eden(lere) | TṦYBHM: isabet etmesi | BME: yüzünden | ṦNAVE: yaptıkları işler | GERAT: bir bela | ÊV: yahut | TḪL: konar | GRYBE: yakınına | MN: | D̃ERHM: yurtlarının | ḪT: kadar | YÊTY: gelinceye | VAD̃: va'di | ELLH: Allah'ın | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | LE: | YḢLF: caymaz | ELMYAED̃: sözünden | (13:31) | |
|VLGD̃: ve andolsun | ESTHZÙ: alay edildi | BRSL: peygamberlerle | MN: | GBLK: senden önceki | FÊMLYT: fakat bir süre verdim | LLZ̃YN: kimselere | KFRVE: inkar eden(lere) | S̃M: sonra | ÊḢZ̃THM: onları yakaladım | FKYF: nasıl | KEN: imiş | AGEB: cezam | (13:32) | |
|ÊFMN: kimse gibi midir? | HV: o | GEÙM: duran | AL: üzerinde | KL: her | NFS: nefsin | BME: | KSBT: yaptığı işin | VCALVE: onlar koştular | LLH: Allah'a | ŞRKEÙ: ortaklar | GL: de ki | SMVHM: onları isimlendirin | ÊM: yoksa | TNBÙVNH: siz haber mi veriyorsunuz? | BME: bir şeyi | LE: | YALM: (Allah'ın) bilmediği | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | ÊM: yoksa | BƵEHR: boş | MN: | ELGVL: söz mü (söylüyorsunuz)? | BL: hayır | ZYN: süslü gösterildi | LLZ̃YN: kimselere | KFRVE: inkar eden(lere) | MKRHM: tuzakları | VṦD̃VE: ve çıkarıldılar | AN: -dan | ELSBYL: yol- | VMN: ve kimi | YŽLL: şaşırtırsa | ELLH: Allah | FME: artık olmaz! | LH: ona | MN: hiçbir | HED̃: yol gösteren | (13:33) | |
|LHM: onlar için vardır | AZ̃EB: azab | FY: | ELḪYET: hayatında | ELD̃NYE: dünya | VLAZ̃EB: ve azabı ise | EL ËḢRT: ahiret | ÊŞG: daha zordur | VME: ve yoktur | LHM: onlar için | MN: -dan | ELLH: Allah- | MN: hiçbir | VEG: koruyacak (kimse) | (13:34) | |
|MS̃L: durumu | ELCNT: cennetin | ELTY: şöyledir | VAD̃: va'dedilen | ELMTGVN: korunanlara | TCRY: akar | MN: | TḪTHE: altından | ELÊNHER: ırmaklar | ÊKLHE: meyvesi | D̃EÙM: süreklidir | VƵLHE: ve gölgesi de | TLK: işte budur | AGB: sonu | ELZ̃YN: kimselerin | ETGVE: korunan(ların) | VAGB: ve sonu ise | ELKEFRYN: inkar edenlerin | ELNER: ateştir | (13:35) | |
|VELZ̃YN: ve kimseler | ËTYNEHM: verdiğimiz | ELKTEB: Kitap | YFRḪVN: sevinirler | BME: | ÊNZL: indirilene | ÎLYK: sana | VMN: fakat (vardır) | ELÊḪZEB: kabilelerden | MN: kimseler | YNKR: inkar eden(ler) | BAŽH: onun bir kısmını | GL: de ki | ÎNME: yalnız | ÊMRT: bana emredildi | ÊN: | ÊABD̃: kulluk etmem | ELLH: Allah'a | VLE: ve | ÊŞRK: ortak koşmamam | BH: O'na | ÎLYH: O'na | ÊD̃AV: da'vet ederim | VÎLYH: ve O'nadır | M ËB: dönüşüm | (13:36) | |
|VKZ̃LK: ve işte | ÊNZLNEH: biz onu indirdik | ḪKME: bir hüküm olarak | ARBYE: arapça | VLÙN: ve eğer | ETBAT: uyarsan | ÊHVEÙHM: onların keyiflerine | BAD̃ME: sonra | CEÙK: sana gelen | MN: -den | ELALM: ilim- | ME: artık yoktur | LK: senin için | MN: | ELLH: Allah'tan | MN: hiçbir | VLY: dost | VLE: ne de | VEG: bir koruyucu | (13:37) | |
|VLGD̃: ve andolsun | ÊRSLNE: biz gönderdik | RSLE: elçiler | MN: | GBLK: senden önce | VCALNE: ve verdik | LHM: onlara | ÊZVECE: eşler | VZ̃RYT: ve çocuklar | VME: değildir | KEN: mümkün | LRSVL: hiçbir elçinin | ÊN: | YÊTY: getirmesi | B ËYT: bir ayet | ÎLE: olmadan | BÎZ̃N: izni | ELLH: Allah'ın | LKL: her | ÊCL: sürenin | KTEB: bir yazısı (vardır) | (13:38) | |
|YMḪV: siler | ELLH: Allah | ME: | YŞEÙ: dilediğini | VYS̃BT: ve (dilediğini) bırakır | VAND̃H: O'nun yanındadır | ÊM: ana | ELKTEB: Kitap | (13:39) | |
|VÎN: ya | ME: | NRYNK: sana gösteririz | BAŽ: bir kısmını | ELZ̃Y: | NAD̃HM: onları uyardığımızın | ÊV: ya da | NTVFYNK: senin canını alırız | FÎNME: şüphesiz | ALYK: sana düşen | ELBLEĞ: sadece duyurmaktır | VALYNE: ve bize düşer | ELḪSEB: hesap görmek | (13:40) | |
|ÊVLM: | YRVE: görmediler mi? | ÊNE: bizim | NÊTY: geldiğimizi | ELÊRŽ: yeryüzüne | NNGṦHE: onu eksilttiğimizi | MN: | ÊŦREFHE: uçlarından | VELLH: Allah'tır | YḪKM: hüküm veren | LE: yoktur | MAGB: iptal edecek | LḪKMH: O'nun hükmünü | VHV: ve O'nun | SRYA: çabuktur | ELḪSEB: hesabı | (13:41) | |
|VGD̃: ve kuşkusuz | MKR: tuzak kurmuştu | ELZ̃YN: kimseler | MN: | GBLHM: onlardan önceki(ler) | FLLH: fakat Allah'ındır | ELMKR: tuzaklar | CMYAE: bütün | YALM: bilir | ME: ne | TKSB: kazandığını | KL: her | NFS: nefsin | VSYALM: ve bileceklerdir | ELKFER: kafirler | LMN: kimin olacağını | AGB: sonunun | ELD̃ER: bu yurdun | (13:42) | |
|VYGVL: ve diyorlar ki | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkar eden(ler) | LST: sen değilsin | MRSLE: gönderilmiş bir elçi | GL: de ki | KF: yeter | BELLH: Allah'ın | ŞHYD̃E: şahid olması | BYNY: benimle | VBYNKM: sizin aranızda | VMN: ve bulunanların | AND̃H: yanında | ALM: bilgisi | ELKTEB: Kitap | (13:43) | |