» 25 / Furkân  29:

Kuran Sırası: 25
İniş Sırası: 42
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77

 » 25 / Furkân  Suresi: 29
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. لَقَدْ (LGD̃) = leḳad : gerçekten
2. أَضَلَّنِي (ÊŽLNY) = eDellenī : o beni saptırdı
3. عَنِ (AN) = ǎni : -den
4. الذِّكْرِ (ELZ̃KR) = ƶ-ƶikri : Zikir-
5. بَعْدَ (BAD̃) = beǎ'de : sonra
6. إِذْ (ÎZ̃) = iƶ :
7. جَاءَنِي (CEÙNY) = cā'enī : bana gelen
8. وَكَانَ (VKEN) = ve kāne : zaten
9. الشَّيْطَانُ (ELŞYŦEN) = ş-şeyTānu : şeytan
10. لِلْإِنْسَانِ (LLÎNSEN) = lilinsāni : insan için
11. خَذُولًا (ḢZ̃VLE) = ḣaƶūlen : yüzüstü bırakandır
gerçekten | o beni saptırdı | -den | Zikir- | sonra | | bana gelen | zaten | şeytan | insan için | yüzüstü bırakandır |

[] [ŽLL] [] [Z̃KR] [BAD̃] [] [CYE] [KVN] [ŞŦN] [ENS] [ḢZ̃L]
LGD̃ ÊŽLNY AN ELZ̃KR BAD̃ ÎZ̃ CEÙNY VKEN ELŞYŦEN LLÎNSEN ḢZ̃VLE

leḳad eDellenī ǎni ƶ-ƶikri beǎ'de cā'enī ve kāne ş-şeyTānu lilinsāni ḣaƶūlen
لقد أضلني عن الذكر بعد إذ جاءني وكان الشيطان للإنسان خذولا

 » 25 / Furkân  Suresi: 29
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لقد | LGD̃ leḳad gerçekten Verily,
أضلني ض ل ل | ŽLL ÊŽLNY eDellenī o beni saptırdı he led me astray
عن | AN ǎni -den from
الذكر ذ ك ر | Z̃KR ELZ̃KR ƶ-ƶikri Zikir- the Reminder
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'de sonra after
إذ | ÎZ̃ [when]
جاءني ج ي ا | CYE CEÙNY cā'enī bana gelen it (had) come to me.
وكان ك و ن | KVN VKEN ve kāne zaten And is
الشيطان ش ط ن | ŞŦN ELŞYŦEN ş-şeyTānu şeytan the Shaitaan
للإنسان ا ن س | ENS LLÎNSEN lilinsāni insan için to the man
خذولا خ ذ ل | ḢZ̃L ḢZ̃VLE ḣaƶūlen yüzüstü bırakandır "a deserter."""

25:29 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

gerçekten | o beni saptırdı | -den | Zikir- | sonra | | bana gelen | zaten | şeytan | insan için | yüzüstü bırakandır |

[] [ŽLL] [] [Z̃KR] [BAD̃] [] [CYE] [KVN] [ŞŦN] [ENS] [ḢZ̃L]
LGD̃ ÊŽLNY AN ELZ̃KR BAD̃ ÎZ̃ CEÙNY VKEN ELŞYŦEN LLÎNSEN ḢZ̃VLE

leḳad eDellenī ǎni ƶ-ƶikri beǎ'de cā'enī ve kāne ş-şeyTānu lilinsāni ḣaƶūlen
لقد أضلني عن الذكر بعد إذ جاءني وكان الشيطان للإنسان خذولا

[] [ض ل ل] [] [ذ ك ر] [ب ع د] [] [ج ي ا] [ك و ن] [ش ط ن] [ا ن س] [خ ذ ل]

 » 25 / Furkân  Suresi: 29
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لقد | LGD̃ leḳad gerçekten Verily,
Lam,Gaf,Dal,
30,100,4,
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
أضلني ض ل ل | ŽLL ÊŽLNY eDellenī o beni saptırdı he led me astray
,Dad,Lam,Nun,Ye,
,800,30,50,10,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
PRON – 1st person singular object pronoun
فعل ماض والياء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
عن | AN ǎni -den from
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
الذكر ذ ك ر | Z̃KR ELZ̃KR ƶ-ƶikri Zikir- the Reminder
Elif,Lam,Zel,Kef,Re,
1,30,700,20,200,
N – genitive masculine verbal noun
اسم مجرور
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'de sonra after
Be,Ayn,Dal,
2,70,4,
T – accusative time adverb
ظرف زمان منصوب
إذ | ÎZ̃ [when]
,Zel,
,700,
T – time adverb
ظرف زمان
جاءني ج ي ا | CYE CEÙNY cā'enī bana gelen it (had) come to me.
Cim,Elif,,Nun,Ye,
3,1,,50,10,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 1st person singular object pronoun
فعل ماض والياء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وكان ك و ن | KVN VKEN ve kāne zaten And is
Vav,Kef,Elif,Nun,
6,20,1,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
الشيطان ش ط ن | ŞŦN ELŞYŦEN ş-şeyTānu şeytan the Shaitaan
Elif,Lam,Şın,Ye,Tı,Elif,Nun,
1,30,300,10,9,1,50,
"PN – nominative masculine proper noun → Satan"
اسم علم مرفوع
للإنسان ا ن س | ENS LLÎNSEN lilinsāni insan için to the man
Lam,Lam,,Nun,Sin,Elif,Nun,
30,30,,50,60,1,50,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
خذولا خ ذ ل | ḢZ̃L ḢZ̃VLE ḣaƶūlen yüzüstü bırakandır "a deserter."""
Hı,Zel,Vav,Lam,Elif,
600,700,6,30,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |لَقَدْ: gerçekten | أَضَلَّنِي: o beni saptırdı | عَنِ: -den | الذِّكْرِ: Zikir- | بَعْدَ: sonra | إِذْ: | جَاءَنِي: bana gelen | وَكَانَ: zaten | الشَّيْطَانُ: şeytan | لِلْإِنْسَانِ: insan için | خَذُولًا: yüzüstü bırakandır |
Kırık Meal (Harekesiz) : |لقد LGD̃ gerçekten | أضلني ÊŽLNY o beni saptırdı | عن AN -den | الذكر ELZ̃KR Zikir- | بعد BAD̃ sonra | إذ ÎZ̃ | جاءني CEÙNY bana gelen | وكان WKEN zaten | الشيطان ELŞYŦEN şeytan | للإنسان LLÎNSEN insan için | خذولا ḢZ̃WLE yüzüstü bırakandır |
Kırık Meal (Okunuş) : |leḳad: gerçekten | eDellenī: o beni saptırdı | ǎni: -den | ƶ-ƶikri: Zikir- | beǎ'de: sonra | : | cā'enī: bana gelen | ve kāne: zaten | ş-şeyTānu: şeytan | lilinsāni: insan için | ḣaƶūlen: yüzüstü bırakandır |
Kırık Meal (Transcript) : |LGD̃: gerçekten | ÊŽLNY: o beni saptırdı | AN: -den | ELZ̃KR: Zikir- | BAD̃: sonra | ÎZ̃: | CEÙNY: bana gelen | VKEN: zaten | ELŞYŦEN: şeytan | LLÎNSEN: insan için | ḢZ̃VLE: yüzüstü bırakandır |
Abdulbaki Gölpınarlı : Andolsun beni Kur'ân'dan saptıran, hem de bana tebliğ edildikten sonra saptıran odur; ve Şeytan, insanı yardımcısız, hor hakir bir halde bırakıverir.
Adem Uğur : Çünkü zikir (Kur'an) bana gelmişken o, hakikaten beni ondan saptırdı. Şeytan insanı (uçuruma sürükleyip sonra) yüzüstü bırakıp rezil rüsvay eder.
Ahmed Hulusi : "Andolsun ki, gelen Zikir'den (hakikatimi hatırlatan hakikat bilgisinden) saptırdı. . . Şeytan (vehim - bilincin kendini beden kabulü) insan için hazuldur (güçsüz, ortada bırakan). "
Ahmet Tekin : 'Andolsun ki, Kur’ân bana geldikten sonra, beni, okunması ibadet olan övünç kaynağı Kur’ân’dan, şeriattan, Allah’ı zikirden ayırıp uzaklaştırarak, başıma buyruk hale getirip, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihime imkân sağladı. Şeytan, şeytan tıynetli ahlâksız azgınlar, şeytanî güçler insanı yüzüstü bırakıp rezil ediyor.'
Ahmet Varol : Andolsun o beni, bana geldikten sonra zikirden (Kur'an'dan) saptırdı. Şeytan da insanı yalnız ve yardımsız bırakır.'
Ali Bulaç : "Çünkü o, gerçekten bana geldikten sonra beni zikirden (Kur'an'dan) saptırmış oldu. Şeytan da insanı 'yapayalnız ve yardımsız" bırakandır."
Ali Fikri Yavuz : Vallahi, o sapıttı beni zikirden, (Allah’ı anmaktan ve Kur’ân ahkâmına bağlanmaktan), bana Kur’ân gelmişken... Şeytan, insanı helâke düşürendir.”
Bekir Sadak : (27-29) O gun, zalim kimse ellerini isirip: «Keski Peygamberle beraber bir yol tutsaydim, vay basima gelene; keski falancayi dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kuran'dan o saptirdi. seytan insani yalniz ve yardimcisiz birakiyor» der.
Celal Yıldırım : And olsun ki bana Kur'ân geldikten sonra o dost (dediğim kimse) beni saptırdı. Şeytan ise insanı aşağılık halde yapayalnız bırakandır.
Diyanet İşleri : “Andolsun, Kur’an bana geldikten sonra beni ondan o saptırdı. Zaten şeytan insanı yardımcısız bırakıverir.”
Diyanet İşleri (eski) : (27-29) O gün, zalim kimse ellerini ısırıp: 'Keşke Peygamberle beraber bir yol tutsaydım, vay başıma gelene; keşke falancayı dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kuran'dan o saptırdı. Şeytan insanı yalnız ve yardımcısız bırakıyor' der.
Diyanet Vakfi : Çünkü zikir (Kur'an) bana gelmişken o, hakikaten beni ondan saptırdı. Şeytan insanı (uçuruma sürükleyip sonra) yüzüstü bırakıp rezil rüsvay eder.
Edip Yüksel : 'Beni, bana ulaşan mesajdan saptırdı. Gerçekten, şeytan insanı yarı yolda bırakır.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Çünkü zikir (Kur'ân) bana gelmişken o, hakikaten beni ondan saptırdı.» Şeytan insanı (uçuruma sürükleyip sonra) yapayalnız ve yardımcısız bırakmaktadır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bana geldikten sonra Kur'an, vallahi o beni saptırdı.» Öyle ya şeytan insanı yapayalnız, yardımsız bırakır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Vallahi o sapıttı beni zikirden, bana gelmiş iken, öyle ya Şeytan insana çok hızlânkâr bulunuyor
Fizilal-il Kuran : Bana Kur'anın mesajı geldikten sonra o beni Allah'ı anmaktan alıkoydu. Zaten şeytan, insanı ayarttıktan sonra yüzüstü bırakır.
Gültekin Onan : "Çünkü o, gerçekten bana geldikten sonra beni zikirden (Kuran'dan) saptırmış oldu. Şeytan da insanı 'yapayalnız ve yardımsız' bırakandır."
Hakkı Yılmaz : (27-29) "Ve o gün, şirk koşmak sûretiyle yanlış; kendi zararına iş yapan o kimse ellerini ısırarak; “Eyvah, keşke elçi ile beraber bir yol tutsaydım! Eyvah, keşke falancayı iz bırakan bir önder edinmeseydim. Hiç şüphesiz bana geldikten sonra, beni Öğüt'ten/Kitap'tan o saptırdı. Ve şeytan, insan için bir rezil edenmiş!” der. "
Hasan Basri Çantay : «Andolsun ki beni zikirden, hem o (bir devlet gibi) bana (Allah tarafından) geldikden sonra, o sapdırdı. Şeytan insanı (başına bir belâ gelince) yapayalınız ve yardımsız bırakandır».
Hayrat Neşriyat : 'Yemîn olsun ki, (o) bana geldikten sonra beni Zikir’den (Kur’ân’dan), saptırdı.' Şeytan ise, insanı (işte o gün, böyle) yardımsız bırakır.
İbni Kesir : Andolsun ki; bana gelen zikirden beni, o saptırdı. Şeytan; insanı yapayalnız ve yardımsız bırakandır.
İskender Evrenosoğlu : Andolsun ki; bana zikir (Kur'ân'daki ilim) geldikten sonra beni zikirden saptırdı ve şeytan, insana yardımı engelleyendir.
Muhammed Esed : Gerçekte, bana uyarıcı, hatırlatıcı mesaj geldikten sonra, beni (Allah'ı) hatırlamaktan o uzaklaştırdı!" Zaten, Şeytan (işte böyle) yalnız ve çaresiz bırakır insanı.
Ömer Nasuhi Bilmen : «Andolsun ki, beni zikirden sapıttırdı, (o zikir) bana geldikten sonra ve şeytan insan için yardımcı olmayıp (onu) zelilâne bir halde terkeder olmuştur.»
Ömer Öngüt : “Andolsun ki beni zikirden, bana Kur'an gelmişken o saptırdı. Şeytan insanı yapayalnız ve yardımcısız bırakıyor. ”
Şaban Piriş : Andolsun ki bana gelen zikir’den beni o saptırdı. Şeytan, insanı yapayalnız bırakıp, rezil ediyor.
Suat Yıldırım : (27-29) O gün zalim, parmaklarını ısırır "Eyvah! der, keşke o Peygamberle birlikte yol tutsaydım. Eyvah! Keşke falanı dost edinmeseydim! Vallahi bana gelen öğütten (Kur’ân’dan) beni o uzaklaştırdı. Zaten şeytan, insanı (işte böyle uçuruma sürükleyip sonra da) yüzüstü, yalnız bırakır."
Süleyman Ateş : O beni, bana gelen Zikirden saptırdı. Zaten şeytân, insanı yapayalnız ve yardımcısız bırakır."
Tefhim-ul Kuran : «Çünkü o, gerçekten bana gelmiş bulunduktan sonra beni zikirden (Kur'an'dan) saptırmış oldu. Şeytan da insanı 'yapayalnız ve yardımsız' bırakandır.»
Ümit Şimşek : 'Bana gelen öğütten o beni uzaklaştırdı.' İşte, Şeytan insanı böyle ortada bırakıverir.
Yaşar Nuri Öztürk : "Zikir/Kur'an bana geldikten sonra, o saptırdı beni ondan. Şeytan, insan için bir rezil edicidir."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}