» 25 / Furkân  15:

Kuran Sırası: 25
İniş Sırası: 42
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77

 » 25 / Furkân  Suresi: 15
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قُلْ (GL) = ḳul : de ki
2. أَذَٰلِكَ (ÊZ̃LK) = eƶālike : bu mu?
3. خَيْرٌ (ḢYR) = ḣayrun : daha iyi
4. أَمْ (ÊM) = em : yoksa
5. جَنَّةُ (CNT) = cennetu : cennet (mi?)
6. الْخُلْدِ (ELḢLD̃) = l-ḣuldi : ebedi
7. الَّتِي (ELTY) = lletī :
8. وُعِدَ (VAD̃) = vuǐde : va'dedilen
9. الْمُتَّقُونَ (ELMTGVN) = l-mutteḳūne : muttakilere
10. كَانَتْ (KENT) = kānet : olan
11. لَهُمْ (LHM) = lehum : onlar için
12. جَزَاءً (CZEÙ) = cezā'en : mükafat
13. وَمَصِيرًا (VMṦYRE) = ve meSīran : ve varış yeri
de ki | bu mu? | daha iyi | yoksa | cennet (mi?) | ebedi | | va'dedilen | muttakilere | olan | onlar için | mükafat | ve varış yeri |

[GVL] [] [ḢYR] [] [CNN] [ḢLD̃] [] [VAD̃] [VGY] [KVN] [] [CZY] [ṦYR]
GL ÊZ̃LK ḢYR ÊM CNT ELḢLD̃ ELTY VAD̃ ELMTGVN KENT LHM CZEÙ VMṦYRE

ḳul eƶālike ḣayrun em cennetu l-ḣuldi lletī vuǐde l-mutteḳūne kānet lehum cezā'en ve meSīran
قل أذلك خير أم جنة الخلد التي وعد المتقون كانت لهم جزاء ومصيرا

 » 25 / Furkân  Suresi: 15
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قل ق و ل | GVL GL ḳul de ki Say,
أذلك | ÊZ̃LK eƶālike bu mu? """Is that"
خير خ ي ر | ḢYR ḢYR ḣayrun daha iyi better
أم | ÊM em yoksa or
جنة ج ن ن | CNN CNT cennetu cennet (mi?) Garden
الخلد خ ل د | ḢLD̃ ELḢLD̃ l-ḣuldi ebedi (of) Eternity,
التي | ELTY lletī which
وعد و ع د | VAD̃ VAD̃ vuǐde va'dedilen is promised
المتقون و ق ي | VGY ELMTGVN l-mutteḳūne muttakilere (to) the righteous?
كانت ك و ن | KVN KENT kānet olan It will be
لهم | LHM lehum onlar için for them
جزاء ج ز ي | CZY CZEÙ cezā'en mükafat a reward
ومصيرا ص ي ر | ṦYR VMṦYRE ve meSīran ve varış yeri and destination.

25:15 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

de ki | bu mu? | daha iyi | yoksa | cennet (mi?) | ebedi | | va'dedilen | muttakilere | olan | onlar için | mükafat | ve varış yeri |

[GVL] [] [ḢYR] [] [CNN] [ḢLD̃] [] [VAD̃] [VGY] [KVN] [] [CZY] [ṦYR]
GL ÊZ̃LK ḢYR ÊM CNT ELḢLD̃ ELTY VAD̃ ELMTGVN KENT LHM CZEÙ VMṦYRE

ḳul eƶālike ḣayrun em cennetu l-ḣuldi lletī vuǐde l-mutteḳūne kānet lehum cezā'en ve meSīran
قل أذلك خير أم جنة الخلد التي وعد المتقون كانت لهم جزاء ومصيرا

[ق و ل] [] [خ ي ر] [] [ج ن ن] [خ ل د] [] [و ع د] [و ق ي] [ك و ن] [] [ج ز ي] [ص ي ر]

 » 25 / Furkân  Suresi: 15
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قل ق و ل | GVL GL ḳul de ki Say,
Gaf,Lam,
100,30,
V – 2nd person masculine singular imperative verb
فعل أمر
أذلك | ÊZ̃LK eƶālike bu mu? """Is that"
,Zel,Lam,Kef,
,700,30,20,
INTG – prefixed interrogative alif
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
الهمزة همزة استفهام
اسم اشارة
خير خ ي ر | ḢYR ḢYR ḣayrun daha iyi better
Hı,Ye,Re,
600,10,200,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
أم | ÊM em yoksa or
,Mim,
,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
جنة ج ن ن | CNN CNT cennetu cennet (mi?) Garden
Cim,Nun,Te merbuta,
3,50,400,
"N – nominative feminine noun → Paradise"
اسم مرفوع
الخلد خ ل د | ḢLD̃ ELḢLD̃ l-ḣuldi ebedi (of) Eternity,
Elif,Lam,Hı,Lam,Dal,
1,30,600,30,4,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
التي | ELTY lletī which
Elif,Lam,Te,Ye,
1,30,400,10,
REL – feminine singular relative pronoun
اسم موصول
وعد و ع د | VAD̃ VAD̃ vuǐde va'dedilen is promised
Vav,Ayn,Dal,
6,70,4,
V – 3rd person masculine singular passive perfect verb
فعل ماض مبني للمجهول
المتقون و ق ي | VGY ELMTGVN l-mutteḳūne muttakilere (to) the righteous?
Elif,Lam,Mim,Te,Gaf,Vav,Nun,
1,30,40,400,100,6,50,
N – nominative masculine plural (form VIII) active participle
اسم مرفوع
كانت ك و ن | KVN KENT kānet olan It will be
Kef,Elif,Nun,Te,
20,1,50,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
لهم | LHM lehum onlar için for them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
جزاء ج ز ي | CZY CZEÙ cezā'en mükafat a reward
Cim,Ze,Elif,,
3,7,1,,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
ومصيرا ص ي ر | ṦYR VMṦYRE ve meSīran ve varış yeri and destination.
Vav,Mim,Sad,Ye,Re,Elif,
6,40,90,10,200,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قُلْ: de ki | أَذَٰلِكَ: bu mu? | خَيْرٌ: daha iyi | أَمْ: yoksa | جَنَّةُ: cennet (mi?) | الْخُلْدِ: ebedi | الَّتِي: | وُعِدَ: va'dedilen | الْمُتَّقُونَ: muttakilere | كَانَتْ: olan | لَهُمْ: onlar için | جَزَاءً: mükafat | وَمَصِيرًا: ve varış yeri |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قل GL de ki | أذلك ÊZ̃LK bu mu? | خير ḢYR daha iyi | أم ÊM yoksa | جنة CNT cennet (mi?) | الخلد ELḢLD̃ ebedi | التي ELTY | وعد WAD̃ va'dedilen | المتقون ELMTGWN muttakilere | كانت KENT olan | لهم LHM onlar için | جزاء CZEÙ mükafat | ومصيرا WMṦYRE ve varış yeri |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳul: de ki | eƶālike: bu mu? | ḣayrun: daha iyi | em: yoksa | cennetu: cennet (mi?) | l-ḣuldi: ebedi | lletī: | vuǐde: va'dedilen | l-mutteḳūne: muttakilere | kānet: olan | lehum: onlar için | cezā'en: mükafat | ve meSīran: ve varış yeri |
Kırık Meal (Transcript) : |GL: de ki | ÊZ̃LK: bu mu? | ḢYR: daha iyi | ÊM: yoksa | CNT: cennet (mi?) | ELḢLD̃: ebedi | ELTY: | VAD̃: va'dedilen | ELMTGVN: muttakilere | KENT: olan | LHM: onlar için | CZEÙ: mükafat | VMṦYRE: ve varış yeri |
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Bu mu daha hayırlıdır, yoksa çekinenlere vaadedilen ebedîlik cenneti mi? Bu, onlara bir mükâfattır ve dönüp varacakları yer.
Adem Uğur : De ki: Bu mu daha iyi, yoksa takvâ sahiplerine vâdedilen ebedilik cenneti mi? Orası, onlar için bir mükâfat ve (huzura kavuşacakları) bir varış yeridir.
Ahmed Hulusi : De ki: "Bu mu daha hayırlıdır yoksa korunmuşlara vadolunan sonsuzluk cenneti mi? (O cennet) onlar için bir ceza (yaşamlarının getirisi) ve (hakikatlerine) dönüş yeridir. "
Ahmet Tekin : 'Bu mu, daha iyi yoksa takvâ sahiplerine, Allah’a sığınanlara, emirlerine yapışanlara, günahlardan arınıp azaptan korunanlara, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlere va’dedilen ebedîlik cenneti mi? Orası onlar için bir mükâfat ve güzel bir nihaî dönüş yeridir.' de.
Ahmet Varol : De ki: 'Bu mu daha hayırlıdır yoksa takva sahiplerine vaadedilen sonsuzluk cenneti mi? Orası onlar için bir mükafat ve dönüş yeridir.'
Ali Bulaç : De ki: "Bu mu daha hayırlı, yoksa takva sahiplerine va'dedilen ebedi cennet mi? Ki onlar için bir mükafat ve son duraktır."
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm, o Mekke kâfirlerine) de ki: “- Bu ateş mi hayırlı, yoksa takva sahiblerine vaad olunan ebedilik cenneti mi? O cennet ki, kendilerine bir mükâfat ve bir dönüş yeri bulunuyor.
Bekir Sadak : De ki: «Bu mu iyidir, yoksa Allah'a karsi gelmekten sakinanlara mukafat ve gidilecek yer olarak soz verilen ebedi cennet mi daha iyidir?»
Celal Yıldırım : De ki: «Bu mu hayırlıdır, yoksa muttakilere (Allah'tan korkup küfürden, azgınlıktan, haramdan sakınanlara) va'dedilen sonsuz Cennet mi daha hayırlıdır ? Onlar için bir mükâfat, sonunda varacakları (mutlu) bir yer bulunuyordun
Diyanet İşleri : De ki: “Bu mu daha hayırlıdır, yoksa Allah’a karşı gelmekten sakınanlara va’dedilen ebedîlik cenneti mi?” Orası onlar için bir mükâfat ve varılacak bir yerdir.
Diyanet İşleri (eski) : De ki: 'Bu mu iyidir, yoksa Allah'a karşı gelmekten sakınanlara mükafat ve gidilecek yer olarak söz verilen ebedi cennet mi daha iyidir?'
Diyanet Vakfi : De ki: Bu mu daha iyi, yoksa takvâ sahiplerine vâdedilen ebedilik cenneti mi? Orası, onlar için bir mükâfat ve (huzura kavuşacakları) bir varış yeridir.
Edip Yüksel : De ki, 'Bu mu, yoksa erdemlilere bir karşılık ve dönüş yeri olarak söz verilmiş ebedi cennet mi daha iyi?'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki: Bu mu daha iyi, yoksa takva sahiplerine vaad olunan ebedilik cenneti mi? Çünkü orası, onlar için bir mükafattır ve bir varış yeridir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «O mu daha hayırlı, yoksa takva sahiplerine va'dolunan sonsuzluk cenneti mi?» O, kendilerine bir mükafat ve varacakları yer olarak hazırlanmıştır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ya o mı hayırlı, yoksa müttekilere va'dolunan Huld Cenneti mi? Ki kendilerine bir mükâfat, ve âkıbet varacakları bir me'va bulunuyor
Fizilal-il Kuran : De ki; «Bu mu iyidir, yoksa Allah'tan korkanlara vaadedilen, onlar için ödül ve barınak olarak hazırlanan ebedi cennet mi?»
Gültekin Onan : De ki: "Bu mu daha hayırlı, yoksa takva sahiplerine vaadedilen ebedi cennet mi? Ki onlar için bir mükafat ve son duraktır."
Hakkı Yılmaz : De ki: “Karşılık ve gidilecek bir yer olarak bu mu daha iyidir yoksa Allah'ın koruması altına girmiş kişilere söz verilen sonsuzluk cenneti mi?”
Hasan Basri Çantay : De ki: «Bu mu hayırlı, yoksa muttakıylere va'd olunan ebedîlik cenneti mi? Ki bu, onlar için bir mükâfat, bir merci'dir.
Hayrat Neşriyat : De ki: '(Başınıza gelmesi muhakkak olan) bu (netîce) mi hayırlıdır, yoksa takvâ sâhiblerine va'd edilen (ni'metleri aslâ kesilmeyecek olan) Huld Cenneti mi? (Orası) onlar için bir mükâfât ve bir varış yeridir.'
İbni Kesir : De ki: Bu mu daha hayırlıdır, yoksa müttakilere vaad olunan ebedi cennet mi? Ki bu, onlar için bir mükafat ve son duraktır.
İskender Evrenosoğlu : De ki: “Bu mu daha hayırlıdır, yoksa muttakilere (takva sahiplerine) vaadedilen, onlar için bir ceza (mükâfat) ve dönüş yeri olan “Cenneti Huld”mu (ebedî cennet mi)?
Muhammed Esed : De ki: "(Şimdi söyleyin,) bu mu daha hayırlı, yoksa Allah'a karşı sorumluluk bilinci taşıyanlara bir mükafat ve yerleşme yeri olarak vaad edilen ebedi cennet mi?
Ömer Nasuhi Bilmen : Dedi ki: «Ya bu mu daha hayırlıdır, yoksa muttakîler için vaadedilmiş olan Huld cenneti mi ki, onlar için bir mükâfaat ve bir varılacak yer olmuştur.»
Ömer Öngüt : De ki: “Bu mu daha hayırlıdır, yoksa muttakilere vaad olunan Huld cenneti mi?” Orası onlar için bir mükâfattır ve bir varış yeridir.
Şaban Piriş : -Bu mu hayırlı, yoksa takva sahiplerine söz verilen ebedi cennet mi? Orası onlar için bir ödül ve son duraktır, de!
Suat Yıldırım : De ki: "Bu mu iyi, yoksa takvâ ehline vâd olunan ebedî cennet mi?" Orası onlar için bir mükâfat ve pek güzel bir âkıbettir.
Süleyman Ateş : De ki: "Bu mu iyi, yoksa korunanlara va'dedilen ebedi cennet mi? O da onların mükâfât ve sonucudur!"
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Bu mu daha hayırlı, yoksa takva sahiplerine va'dedilen ebedi cennet mi? Ki onlar için bir mükâfat ve son duraktır.»
Ümit Şimşek : De ki: Bu mu daha hayırlı, yoksa takvâ sahiplerine vaad edilen ebedî Cennet mi? Bu onların ödülü ve varacakları yerleridir.
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Bu mu daha iyi, yoksa korunanlara vaat edilen o sonsuzluk cenneti mi? O cennet de bu korunanların ödülü ve dönüş yeridir."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}