» 25 / Furkân  17:

Kuran Sırası: 25
İniş Sırası: 42
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77

 » 25 / Furkân  Suresi: 17
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَيَوْمَ (VYVM) = ve yevme : ve gün
2. يَحْشُرُهُمْ (YḪŞRHM) = yeHşuruhum : onları toplayacağı
3. وَمَا (VME) = ve mā : şeyleri
4. يَعْبُدُونَ (YABD̃VN) = yeǎ'budūne : taptıkları
5. مِنْ (MN) = min :
6. دُونِ (D̃VN) = dūni : başka
7. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'tan
8. فَيَقُولُ (FYGVL) = fe yeḳūlu : der ki
9. أَأَنْتُمْ (ÊÊNTM) = eentum : siz mi?
10. أَضْلَلْتُمْ (ÊŽLLTM) = eDleltum : saptırdınız
11. عِبَادِي (ABED̃Y) = ǐbādī : kullarımı
12. هَٰؤُلَاءِ (HÙLEÙ) = hā'ulā'i : bu
13. أَمْ (ÊM) = em : yoksa
14. هُمْ (HM) = hum : kendileri (mi)
15. ضَلُّوا (ŽLVE) = Dellū : sapıttılar
16. السَّبِيلَ (ELSBYL) = s-sebīle : yolu
ve gün | onları toplayacağı | şeyleri | taptıkları | | başka | Allah'tan | der ki | siz mi? | saptırdınız | kullarımı | bu | yoksa | kendileri (mi) | sapıttılar | yolu |

[YVM] [ḪŞR] [] [ABD̃] [] [D̃VN] [] [GVL] [] [ŽLL] [ABD̃] [] [] [] [ŽLL] [SBL]
VYVM YḪŞRHM VME YABD̃VN MN D̃VN ELLH FYGVL ÊÊNTM ÊŽLLTM ABED̃Y HÙLEÙ ÊM HM ŽLVE ELSBYL

ve yevme yeHşuruhum ve mā yeǎ'budūne min dūni llahi fe yeḳūlu eentum eDleltum ǐbādī hā'ulā'i em hum Dellū s-sebīle
ويوم يحشرهم وما يعبدون من دون الله فيقول أأنتم أضللتم عبادي هؤلاء أم هم ضلوا السبيل

 » 25 / Furkân  Suresi: 17
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ويوم ي و م | YVM VYVM ve yevme ve gün And (the) Day
يحشرهم ح ش ر | ḪŞR YḪŞRHM yeHşuruhum onları toplayacağı He will gather them
وما | VME ve mā şeyleri and what
يعبدون ع ب د | ABD̃ YABD̃VN yeǎ'budūne taptıkları they worship
من | MN min besides Allah
دون د و ن | D̃VN D̃VN dūni başka besides Allah
الله | ELLH llahi Allah'tan besides Allah
فيقول ق و ل | GVL FYGVL fe yeḳūlu der ki and He will say,
أأنتم | ÊÊNTM eentum siz mi? """Did you"
أضللتم ض ل ل | ŽLL ÊŽLLTM eDleltum saptırdınız [you] mislead
عبادي ع ب د | ABD̃ ABED̃Y ǐbādī kullarımı My slaves
هؤلاء | HÙLEÙ hā'ulā'i bu these
أم | ÊM em yoksa or
هم | HM hum kendileri (mi) they
ضلوا ض ل ل | ŽLL ŽLVE Dellū sapıttılar went astray
السبيل س ب ل | SBL ELSBYL s-sebīle yolu "(from) the way?"""

25:17 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve gün | onları toplayacağı | şeyleri | taptıkları | | başka | Allah'tan | der ki | siz mi? | saptırdınız | kullarımı | bu | yoksa | kendileri (mi) | sapıttılar | yolu |

[YVM] [ḪŞR] [] [ABD̃] [] [D̃VN] [] [GVL] [] [ŽLL] [ABD̃] [] [] [] [ŽLL] [SBL]
VYVM YḪŞRHM VME YABD̃VN MN D̃VN ELLH FYGVL ÊÊNTM ÊŽLLTM ABED̃Y HÙLEÙ ÊM HM ŽLVE ELSBYL

ve yevme yeHşuruhum ve mā yeǎ'budūne min dūni llahi fe yeḳūlu eentum eDleltum ǐbādī hā'ulā'i em hum Dellū s-sebīle
ويوم يحشرهم وما يعبدون من دون الله فيقول أأنتم أضللتم عبادي هؤلاء أم هم ضلوا السبيل

[ي و م] [ح ش ر] [] [ع ب د] [] [د و ن] [] [ق و ل] [] [ض ل ل] [ع ب د] [] [] [] [ض ل ل] [س ب ل]

 » 25 / Furkân  Suresi: 17
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ويوم ي و م | YVM VYVM ve yevme ve gün And (the) Day
Vav,Ye,Vav,Mim,
6,10,6,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
يحشرهم ح ش ر | ḪŞR YḪŞRHM yeHşuruhum onları toplayacağı He will gather them
Ye,Ha,Şın,Re,He,Mim,
10,8,300,200,5,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وما | VME ve mā şeyleri and what
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
يعبدون ع ب د | ABD̃ YABD̃VN yeǎ'budūne taptıkları they worship
Ye,Ayn,Be,Dal,Vav,Nun,
10,70,2,4,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min besides Allah
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
دون د و ن | D̃VN D̃VN dūni başka besides Allah
Dal,Vav,Nun,
4,6,50,
N – genitive noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah'tan besides Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
فيقول ق و ل | GVL FYGVL fe yeḳūlu der ki and He will say,
Fe,Ye,Gaf,Vav,Lam,
80,10,100,6,30,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
الفاء عاطفة
فعل مضارع
أأنتم | ÊÊNTM eentum siz mi? """Did you"
,,Nun,Te,Mim,
,,50,400,40,
INTG – prefixed interrogative alif
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
الهمزة همزة استفهام
ضمير منفصل
أضللتم ض ل ل | ŽLL ÊŽLLTM eDleltum saptırdınız [you] mislead
,Dad,Lam,Lam,Te,Mim,
,800,30,30,400,40,
V – 2nd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
عبادي ع ب د | ABD̃ ABED̃Y ǐbādī kullarımı My slaves
Ayn,Be,Elif,Dal,Ye,
70,2,1,4,10,
N – nominative masculine plural noun
PRON – 1st person singular possessive pronoun
اسم مرفوع والياء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
هؤلاء | HÙLEÙ hā'ulā'i bu these
He,,Lam,Elif,,
5,,30,1,,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
أم | ÊM em yoksa or
,Mim,
,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
هم | HM hum kendileri (mi) they
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
ضلوا ض ل ل | ŽLL ŽLVE Dellū sapıttılar went astray
Dad,Lam,Vav,Elif,
800,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
السبيل س ب ل | SBL ELSBYL s-sebīle yolu "(from) the way?"""
Elif,Lam,Sin,Be,Ye,Lam,
1,30,60,2,10,30,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَيَوْمَ: ve gün | يَحْشُرُهُمْ: onları toplayacağı | وَمَا: şeyleri | يَعْبُدُونَ: taptıkları | مِنْ: | دُونِ: başka | اللَّهِ: Allah'tan | فَيَقُولُ: der ki | أَأَنْتُمْ: siz mi? | أَضْلَلْتُمْ: saptırdınız | عِبَادِي: kullarımı | هَٰؤُلَاءِ: bu | أَمْ: yoksa | هُمْ: kendileri (mi) | ضَلُّوا: sapıttılar | السَّبِيلَ: yolu |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ويوم WYWM ve gün | يحشرهم YḪŞRHM onları toplayacağı | وما WME şeyleri | يعبدون YABD̃WN taptıkları | من MN | دون D̃WN başka | الله ELLH Allah'tan | فيقول FYGWL der ki | أأنتم ÊÊNTM siz mi? | أضللتم ÊŽLLTM saptırdınız | عبادي ABED̃Y kullarımı | هؤلاء HÙLEÙ bu | أم ÊM yoksa | هم HM kendileri (mi) | ضلوا ŽLWE sapıttılar | السبيل ELSBYL yolu |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve yevme: ve gün | yeHşuruhum: onları toplayacağı | ve mā: şeyleri | yeǎ'budūne: taptıkları | min: | dūni: başka | llahi: Allah'tan | fe yeḳūlu: der ki | eentum: siz mi? | eDleltum: saptırdınız | ǐbādī: kullarımı | hā'ulā'i: bu | em: yoksa | hum: kendileri (mi) | Dellū: sapıttılar | s-sebīle: yolu |
Kırık Meal (Transcript) : |VYVM: ve gün | YḪŞRHM: onları toplayacağı | VME: şeyleri | YABD̃VN: taptıkları | MN: | D̃VN: başka | ELLH: Allah'tan | FYGVL: der ki | ÊÊNTM: siz mi? | ÊŽLLTM: saptırdınız | ABED̃Y: kullarımı | HÙLEÙ: bu | ÊM: yoksa | HM: kendileri (mi) | ŽLVE: sapıttılar | ELSBYL: yolu |
Abdulbaki Gölpınarlı : O gün, onları da, Allah'tan başka kulluk ettiklerini de toplayacak da siz misiniz diyecek, kullarımı doğru yoldan saptıranlar, yoksa onlar mı doğru yoldan sapıttılar?
Adem Uğur : O gün Rabbin onları ve Allah'tan başka taptıkları şeyleri toplar da, der ki: Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldan çıktılar?
Ahmed Hulusi : Onları ve Allâh dûnundaki tapındıklarını haşredeceği süreçte der ki: "Benim kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa onlar mı (derûnlarındaki hakikatlerine ulaştıran) yoldan saptılar?"
Ahmet Tekin : Rabbinin, onları ve Allah’ı bırakıp, kulları durumundakilerden taptıkları şeyleri topladığı gün: 'Şu kullarımı, başlarına buyruk hale getirerek, hak yoldan uzaklaşmalarına, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerine siz mi imkân sağladınız, yoksa kendileri mi başlarına buyruk hale gelerek, doğru yoldan uzaklaşıp dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih ettiler.' der.
Ahmet Varol : O gün onları ve Allah'tan başka taptıklarını toplayıp der ki: 'Siz mi şu kullarımı saptırdınız yoksa kendileri mi yoldan saptılar?'
Ali Bulaç : Onları ve Allah'tan başka taptıklarını bir araya getirip toplayacağı ve: "Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldan saptılar?" diyeceği gün;
Ali Fikri Yavuz : Allah, müşrikleri (kıyamette hesaba çekmek için), Allah’dan başka taptıkları şeylerle bir araya toplayıp da putlara: “- Siz mi, şu kullarımı saptırdınız, yoksa kendileri mi yollarını şaşırdılar?” diyeceği gün,
Bekir Sadak : O gun Rabbin onlari ve Allah'i birakip da taptiklari seyleri toplar ve: «Bu kullarimi siz mi saptirdiniz, yoksa kendi kendilerine mi yoldan saptilar? der.
Celal Yıldırım : Onları ve Allah'ı bırakıp taptıkları şeyleri kaldırıp (hesap alanına) toplayacağı gün (Allah) onlara : Siz mi şu kullarımı saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldan saptılar? der.
Diyanet İşleri : Rabbinin, onları ve Allah’ı bırakıp da taptıkları şeyleri bir araya getireceği ve (taptıklarına), “Siz mi saptırdınız benim şu kullarımı, yoksa onlar kendileri mi yoldan saptılar” diyeceği günü hatırla.
Diyanet İşleri (eski) : O gün Rabbin onları ve Allah'ı bırakıp da taptıkları şeyleri toplar ve: 'Bu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendi kendilerine mi yoldan saptılar?' der.
Diyanet Vakfi : O gün Rabbin onları ve Allah'tan başka taptıkları şeyleri toplar da, der ki: Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldan çıktılar?
Edip Yüksel : Onları ve onların ALLAH'tan başka taptıklarını topladığı gün, 'Bu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa onlar mı yolu saptılar?' der.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Hele o gün Rabbin onları Allah'tan başka taptıkları şeylerle toplar da, der ki: «Siz mi saptırdınız şu kullarımı, yoksa kendileri mi yolu kaybettiler?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hele onları ve Allah'tan başka taptıkları şeyleri bir araya toplayıp: «Siz mi saptırdınız kullarımı, yoksa kendileri mi yoldan saptılar?» diyeceği gün,
Elmalılı Hamdi Yazır : Hele o gün ki onları Allahdan başka taptıkları şeylerle haşredip de siz mi saptırdınız kullarımı yoksa kendileri mi yolu gaib ettiler diyeceği gün?
Fizilal-il Kuran : Rabb'in, müşrikler ile onların Allah'ı bir yana bırakarak taptıkları düzmece ilahlarını biraraya topladığı gün, düzmece ilahlara «Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldan çıktılar?» der.
Gültekin Onan : Onları ve Tanrı'dan başka taptıklarını bir araya getirip toplayacağı ve: "Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldan saptılar?" diyeceği gün;
Hakkı Yılmaz : Ve o gün Rabbin, onları ve onların Allah'ın astlarından taptıkları şeyleri toplar da, “Siz mi saptırdınız şu kullarımı, yoksa kendileri mi o yolu kaybettiler?” der.
Hasan Basri Çantay : (Rabbin) onları da, Allahdan gayri tapdıklarını da (mahşerde) bir araya toplayıb da: «Siz mi şu kullarımı sapdırdınız, yoksa kendileri mi yolu sapıtdılar?» diyeceği gün.
Hayrat Neşriyat : (Rabbin) onları ve Allah’dan başka tapmakta oldukları şeyleri toplayacağı gün, (o tapılanlara) der ki: 'Bu kullarımı siz mi dalâlete düşürdünüz, yoksa onlar kendileri mi yoldan saptılar?'
İbni Kesir : O gün Rabbın onları ve Allah'tan başka taptıklarını bir araya toplar ve: Bu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldan saptılar? der.
İskender Evrenosoğlu : Ve o gün, onları ve Allah'tan başka taptıkları şeyleri haşredecek (toplayacak) sonra da onlara şöyle diyecek: “Bu kullarımı, siz mi dalâlete düşürdünüz yoksa onlar mı dalâlet yolunda kaldılar?”
Muhammed Esed : Fakat (Rabbinin birliğini unutan kimselere gelince,) o Gün (Rabbin) onları ve onların Allah yerine kul köle oldukları varlıkları bir araya toplayacak ve (kendilerine tanrısal nitelikler yakıştırılan bu varlıklara): "Bu kullarımı siz mi yoldan çıkardınız, yoksa onların kendileri mi doğru yoldan ayrıldılar?" diye soracak.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve o gün ki, onları ve Allah'tan gayrı kendilerine ibadet ettiklerini haşreder de der ki: «Şu kullarımı siz mi sapıttırdınız, yoksa onlar mı yolu kaybettiler?»
Ömer Öngüt : O gün Rabbin onları ve Allah'ı bırakıp da taptıkları şeyleri toplar ve: “Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldan çıktılar?” diye sorar.
Şaban Piriş : O gün Rabbin, onları ve Allah’tan başka kulluk ettiklerini bir araya toplar ve şöyle der: -Şu kullarımı siz mi saptırdınız yoksa kendileri mi yoldan saptılar?
Suat Yıldırım : Gün gelir, Allah müşriklerle, onların Allah’tan başka ibadet ettikleri putlarını diriltip bir araya toplar ve şöyle buyurur:"Siz mi saptırdınız bu kullarımı, yoksa kendileri mi yoldan çıktılar?"
Süleyman Ateş : (Rabbin), onları ve Allah'tan başka taptıklarını biraraya toplayacağı gün, (tapılanlara) der ki: "Bu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yolu sapıttılar?"
Tefhim-ul Kuran : Onları ve Allah'tan başka taptıklarını bir araya getirip toplayacağı ve: «Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yolu sapıttılar» diyeceği gün;
Ümit Şimşek : Onları ve Allah'tan başka ibadet ettiklerini topladığı gün, Allah sorar: 'Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa onların kendileri mi yollarını şaşırdılar?'
Yaşar Nuri Öztürk : Onları ve Allah dışındaki taptıklarını haşredeceği gün şöyle sorar: "Şu kullarımı siz mi saptırdınız yoksa onlar mı yoldan çıktılar?"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}