» 45 / Câsiye  23:

Kuran Sırası: 45
İniş Sırası: 65
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37

 » 45 / Câsiye  Suresi: 23
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَفَرَأَيْتَ (ÊFRÊYT) = eferaeyte : gördün mü?
2. مَنِ (MN) = meni : kimseyi
3. اتَّخَذَ (ETḢZ̃) = tteḣaƶe : edinen
4. إِلَٰهَهُ (ÎLHH) = ilāhehu : tanrı
5. هَوَاهُ (HVEH) = hevāhu : keyfini
6. وَأَضَلَّهُ (VÊŽLH) = ve eDellehu : ve saptırdığı
7. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah'ın
8. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : -ye göre
9. عِلْمٍ (ALM) = ǐlmin : bir bilgi-
10. وَخَتَمَ (VḢTM) = ve ḣateme : ve mühürlediği
11. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : üzerini
12. سَمْعِهِ (SMAH) = sem'ǐhi : kulağının
13. وَقَلْبِهِ (VGLBH) = ve ḳalbihi : ve kalbini
14. وَجَعَلَ (VCAL) = ve ceǎle : ve çektiği
15. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : üstüne
16. بَصَرِهِ (BṦRH) = beSarihi : gözünün
17. غِشَاوَةً (ĞŞEVT) = ğişāveten : perde
18. فَمَنْ (FMN) = femen : şimdi kim?
19. يَهْدِيهِ (YHD̃YH) = yehdīhi : ona doğru yolu gösterecek
20. مِنْ (MN) = min :
21. بَعْدِ (BAD̃) = beǎ'di : sonra
22. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'tan
23. أَفَلَا (ÊFLE) = efelā :
24. تَذَكَّرُونَ (TZ̃KRVN) = teƶekkerūne : düşünmüyor musunuz?
gördün mü? | kimseyi | edinen | tanrı | keyfini | ve saptırdığı | Allah'ın | -ye göre | bir bilgi- | ve mühürlediği | üzerini | kulağının | ve kalbini | ve çektiği | üstüne | gözünün | perde | şimdi kim? | ona doğru yolu gösterecek | | sonra | Allah'tan | | düşünmüyor musunuz? |

[REY] [] [EḢZ̃] [ELH] [HVY] [ŽLL] [] [] [ALM] [ḢTM] [] [SMA] [GLB] [CAL] [] [BṦR] [ĞŞV] [] [HD̃Y] [] [BAD̃] [] [] [Z̃KR]
ÊFRÊYT MN ETḢZ̃ ÎLHH HVEH VÊŽLH ELLH AL ALM VḢTM AL SMAH VGLBH VCAL AL BṦRH ĞŞEVT FMN YHD̃YH MN BAD̃ ELLH ÊFLE TZ̃KRVN

eferaeyte meni tteḣaƶe ilāhehu hevāhu ve eDellehu llahu ǎlā ǐlmin ve ḣateme ǎlā sem'ǐhi ve ḳalbihi ve ceǎle ǎlā beSarihi ğişāveten femen yehdīhi min beǎ'di llahi efelā teƶekkerūne
أفرأيت من اتخذ إلهه هواه وأضله الله على علم وختم على سمعه وقلبه وجعل على بصره غشاوة فمن يهديه من بعد الله أفلا تذكرون

 » 45 / Câsiye  Suresi: 23
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أفرأيت ر ا ي | REY ÊFRÊYT eferaeyte gördün mü? Have you seen
من | MN meni kimseyi (he) who
اتخذ ا خ ذ | EḢZ̃ ETḢZ̃ tteḣaƶe edinen takes
إلهه ا ل ه | ELH ÎLHH ilāhehu tanrı (as) his god
هواه ه و ي | HVY HVEH hevāhu keyfini his desire
وأضله ض ل ل | ŽLL VÊŽLH ve eDellehu ve saptırdığı and Allah lets him go astray
الله | ELLH llahu Allah'ın and Allah lets him go astray
على | AL ǎlā -ye göre knowingly,
علم ع ل م | ALM ALM ǐlmin bir bilgi- knowingly,
وختم خ ت م | ḢTM VḢTM ve ḣateme ve mühürlediği and He sets a seal
على | AL ǎlā üzerini upon
سمعه س م ع | SMA SMAH sem'ǐhi kulağının his hearing
وقلبه ق ل ب | GLB VGLBH ve ḳalbihi ve kalbini and his heart
وجعل ج ع ل | CAL VCAL ve ceǎle ve çektiği and puts
على | AL ǎlā üstüne over
بصره ب ص ر | BṦR BṦRH beSarihi gözünün his vision
غشاوة غ ش و | ĞŞV ĞŞEVT ğişāveten perde a veil?
فمن | FMN femen şimdi kim? Then who
يهديه ه د ي | HD̃Y YHD̃YH yehdīhi ona doğru yolu gösterecek will guide him
من | MN min after
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di sonra after
الله | ELLH llahi Allah'tan Allah?
أفلا | ÊFLE efelā Then will not
تذكرون ذ ك ر | Z̃KR TZ̃KRVN teƶekkerūne düşünmüyor musunuz? you receive admonition?

45:23 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

gördün mü? | kimseyi | edinen | tanrı | keyfini | ve saptırdığı | Allah'ın | -ye göre | bir bilgi- | ve mühürlediği | üzerini | kulağının | ve kalbini | ve çektiği | üstüne | gözünün | perde | şimdi kim? | ona doğru yolu gösterecek | | sonra | Allah'tan | | düşünmüyor musunuz? |

[REY] [] [EḢZ̃] [ELH] [HVY] [ŽLL] [] [] [ALM] [ḢTM] [] [SMA] [GLB] [CAL] [] [BṦR] [ĞŞV] [] [HD̃Y] [] [BAD̃] [] [] [Z̃KR]
ÊFRÊYT MN ETḢZ̃ ÎLHH HVEH VÊŽLH ELLH AL ALM VḢTM AL SMAH VGLBH VCAL AL BṦRH ĞŞEVT FMN YHD̃YH MN BAD̃ ELLH ÊFLE TZ̃KRVN

eferaeyte meni tteḣaƶe ilāhehu hevāhu ve eDellehu llahu ǎlā ǐlmin ve ḣateme ǎlā sem'ǐhi ve ḳalbihi ve ceǎle ǎlā beSarihi ğişāveten femen yehdīhi min beǎ'di llahi efelā teƶekkerūne
أفرأيت من اتخذ إلهه هواه وأضله الله على علم وختم على سمعه وقلبه وجعل على بصره غشاوة فمن يهديه من بعد الله أفلا تذكرون

[ر ا ي] [] [ا خ ذ ] [ا ل ه] [ه و ي] [ض ل ل] [] [] [ع ل م] [خ ت م] [] [س م ع] [ق ل ب] [ج ع ل] [] [ب ص ر] [غ ش و] [] [ه د ي] [] [ب ع د] [] [] [ذ ك ر]

 » 45 / Câsiye  Suresi: 23
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أفرأيت ر ا ي | REY ÊFRÊYT eferaeyte gördün mü? Have you seen
,Fe,Re,,Ye,Te,
,80,200,,10,400,
INTG – prefixed interrogative alif
SUP – prefixed supplemental particle
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
الهمزة همزة استفهام
الفاء زائدة
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN meni kimseyi (he) who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
اتخذ ا خ ذ | EḢZ̃ ETḢZ̃ tteḣaƶe edinen takes
Elif,Te,Hı,Zel,
1,400,600,700,
V – 3rd person masculine singular (form VIII) perfect verb
فعل ماض
إلهه ا ل ه | ELH ÎLHH ilāhehu tanrı (as) his god
,Lam,He,He,
,30,5,5,
N – accusative masculine singular noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
هواه ه و ي | HVY HVEH hevāhu keyfini his desire
He,Vav,Elif,He,
5,6,1,5,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وأضله ض ل ل | ŽLL VÊŽLH ve eDellehu ve saptırdığı and Allah lets him go astray
Vav,,Dad,Lam,He,
6,,800,30,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الله | ELLH llahu Allah'ın and Allah lets him go astray
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
على | AL ǎlā -ye göre knowingly,
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
علم ع ل م | ALM ALM ǐlmin bir bilgi- knowingly,
Ayn,Lam,Mim,
70,30,40,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
وختم خ ت م | ḢTM VḢTM ve ḣateme ve mühürlediği and He sets a seal
Vav,Hı,Te,Mim,
6,600,400,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
على | AL ǎlā üzerini upon
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
سمعه س م ع | SMA SMAH sem'ǐhi kulağının his hearing
Sin,Mim,Ayn,He,
60,40,70,5,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وقلبه ق ل ب | GLB VGLBH ve ḳalbihi ve kalbini and his heart
Vav,Gaf,Lam,Be,He,
6,100,30,2,5,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive feminine singular noun → Heart
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun"
الواو عاطفة
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وجعل ج ع ل | CAL VCAL ve ceǎle ve çektiği and puts
Vav,Cim,Ayn,Lam,
6,3,70,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
على | AL ǎlā üstüne over
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
بصره ب ص ر | BṦR BṦRH beSarihi gözünün his vision
Be,Sad,Re,He,
2,90,200,5,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
غشاوة غ ش و | ĞŞV ĞŞEVT ğişāveten perde a veil?
Ğayn,Şın,Elif,Vav,Te merbuta,
1000,300,1,6,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
فمن | FMN femen şimdi kim? Then who
Fe,Mim,Nun,
80,40,50,
REM – prefixed resumption particle
REL – relative pronoun
الفاء استئنافية
اسم موصول
يهديه ه د ي | HD̃Y YHD̃YH yehdīhi ona doğru yolu gösterecek will guide him
Ye,He,Dal,Ye,He,
10,5,4,10,5,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN min after
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di sonra after
Be,Ayn,Dal,
2,70,4,
N – genitive noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah'tan Allah?
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
أفلا | ÊFLE efelā Then will not
,Fe,Lam,Elif,
,80,30,1,
INTG – prefixed interrogative alif
SUP – prefixed supplemental particle
NEG – negative particle
الهمزة همزة استفهام
الفاء زائدة
حرف نفي
تذكرون ذ ك ر | Z̃KR TZ̃KRVN teƶekkerūne düşünmüyor musunuz? you receive admonition?
Te,Zel,Kef,Re,Vav,Nun,
400,700,20,200,6,50,
V – 2nd person masculine plural (form V) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَفَرَأَيْتَ: gördün mü? | مَنِ: kimseyi | اتَّخَذَ: edinen | إِلَٰهَهُ: tanrı | هَوَاهُ: keyfini | وَأَضَلَّهُ: ve saptırdığı | اللَّهُ: Allah'ın | عَلَىٰ: -ye göre | عِلْمٍ: bir bilgi- | وَخَتَمَ: ve mühürlediği | عَلَىٰ: üzerini | سَمْعِهِ: kulağının | وَقَلْبِهِ: ve kalbini | وَجَعَلَ: ve çektiği | عَلَىٰ: üstüne | بَصَرِهِ: gözünün | غِشَاوَةً: perde | فَمَنْ: şimdi kim? | يَهْدِيهِ: ona doğru yolu gösterecek | مِنْ: | بَعْدِ: sonra | اللَّهِ: Allah'tan | أَفَلَا: | تَذَكَّرُونَ: düşünmüyor musunuz? |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أفرأيت ÊFRÊYT gördün mü? | من MN kimseyi | اتخذ ETḢZ̃ edinen | إلهه ÎLHH tanrı | هواه HWEH keyfini | وأضله WÊŽLH ve saptırdığı | الله ELLH Allah'ın | على AL -ye göre | علم ALM bir bilgi- | وختم WḢTM ve mühürlediği | على AL üzerini | سمعه SMAH kulağının | وقلبه WGLBH ve kalbini | وجعل WCAL ve çektiği | على AL üstüne | بصره BṦRH gözünün | غشاوة ĞŞEWT perde | فمن FMN şimdi kim? | يهديه YHD̃YH ona doğru yolu gösterecek | من MN | بعد BAD̃ sonra | الله ELLH Allah'tan | أفلا ÊFLE | تذكرون TZ̃KRWN düşünmüyor musunuz? |
Kırık Meal (Okunuş) : |eferaeyte: gördün mü? | meni: kimseyi | tteḣaƶe: edinen | ilāhehu: tanrı | hevāhu: keyfini | ve eDellehu: ve saptırdığı | llahu: Allah'ın | ǎlā: -ye göre | ǐlmin: bir bilgi- | ve ḣateme: ve mühürlediği | ǎlā: üzerini | sem'ǐhi: kulağının | ve ḳalbihi: ve kalbini | ve ceǎle: ve çektiği | ǎlā: üstüne | beSarihi: gözünün | ğişāveten: perde | femen: şimdi kim? | yehdīhi: ona doğru yolu gösterecek | min: | beǎ'di: sonra | llahi: Allah'tan | efelā: | teƶekkerūne: düşünmüyor musunuz? |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊFRÊYT: gördün mü? | MN: kimseyi | ETḢZ̃: edinen | ÎLHH: tanrı | HVEH: keyfini | VÊŽLH: ve saptırdığı | ELLH: Allah'ın | AL: -ye göre | ALM: bir bilgi- | VḢTM: ve mühürlediği | AL: üzerini | SMAH: kulağının | VGLBH: ve kalbini | VCAL: ve çektiği | AL: üstüne | BṦRH: gözünün | ĞŞEVT: perde | FMN: şimdi kim? | YHD̃YH: ona doğru yolu gösterecek | MN: | BAD̃: sonra | ELLH: Allah'tan | ÊFLE: | TZ̃KRVN: düşünmüyor musunuz? |
Abdulbaki Gölpınarlı : Gördün mü dileğini mâbûd edineni ve hâlini bildiği halde Allah tarafından sapıklığa terkedileni ve onun kulağını ve kalbini mühürlemiştir ve gözüne de perde çekmiştir; artık Allah'tan sonra kim doğru yolu gösterebilir ona? Hâlâ mı öğüt ve ibret almazsınız?
Adem Uğur : Hevâ ve hevesini tanrı edinen ve Allah'ın (kendi katındaki) bir bilgiye göre saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünün üstüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâla ibret almayacak mısınız?
Ahmed Hulusi : Hevâsını tanrı edinen; (bu yüzden) Allâh'ın onu bilgisi (kabulü) doğrultusunda saptırdığı, algılaması ve hakikati hissedişini kilitlediği, görüşüne perde koyduğu kimseyi gördün mü? Allâh'ın bu uygulamasından sonra onu kim hakikate erdirebilir ki! Hâlâ düşünüp değerlendirmez misiniz?
Ahmet Tekin : Şahsî arzu ve ihtiraslarını, kendisine ilâh haline getireni; hür iradeye, özgürce seçme hakkına sahipken, sana ve Kur’ân’a itibar etmeyeceğini bildiği için, Allah’ın hak yoldan uzaklaşmasına, dalâleti tercihine özgürlük tanıdığı, kulaklarını duyarsız, kalbini, kafasını anlayışsız hale getirdiği, gözlerine perde çektiği, basiretini bağladığı kimseyi görmüyor musun? Allah’ın dışında kim onu doğru yola iletebilir? Hâlâ öğüt almayacak mısınız?
Ahmet Varol : Arzularını kendine ilah edinmiş ve Allah'ın kendisini bir bilgi üzere saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünün üstüne de bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık onu Allah'tan sonra kim doğru yola iletebilir? Yine de düşünmüyor musunuz?
Ali Bulaç : Şimdi sen, kendi hevasını ilah edinen ve Allah'ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Allah'tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp düşünmüyor musunuz?
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm), şimdi o kimseyi gördün ya: (Hidayeti bırakıb keyfine taparcasına) zevkini kendisine ilah edinmiş, Allah’da (sapıklığını bildiği) bir ilim üzerine onu şaşırtmış, kulağını ve kalbini mühürleyib gözüne de bir perde çekmiştir. Artık onu Allah’dan başka kim yola getirir? Hâlâ düşünmez misiniz?
Bekir Sadak : Heva ve hevesini tanri edinen, bilgisi oldugu halde Allah'in sasirttigi, kulagini ve kalbini muhurledigi, gozunu perdeledigi kimseyi gordun mu? Onu Allah'tan baska kim dogru yola eristirebilir? Ey insanlar! Anlamaz misiniz?
Celal Yıldırım : Kendi hevesini ilâh edinen ; Allah'ın, (durumunu) bildiği için saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği; gözünün üstüne bir perde gerdiği kimseye ne dersin ? Allah'tan sonra kim onu doğru yola çıkarabilir ? Artık iyice düşünmez misiniz ?
Diyanet İşleri : Nefsinin arzusunu ilâh edinen, Allah’ın; (hâlini) bildiği için saptırdığı ve kulağını ve kalbini mühürlediği, gözüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah’tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?
Diyanet İşleri (eski) : Heva ve hevesini tanrı edinen, bilgisi olduğu halde Allah'ın şaşırttığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünü perdelediği kimseyi gördün mü? Onu Allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Ey insanlar! Anlamaz mısınız?
Diyanet Vakfi : Hevâ ve hevesini tanrı edinen ve Allah'ın (kendi katındaki) bir bilgiye göre saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünün üstüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâla ibret almayacak mısınız?
Edip Yüksel : Egosunu tanrı edinen kimseye dikkat ettin mi? Nitekim ALLAH onu bilerek saptırmış, işitme duyusunu ve beynini mühürlemiş ve görüşüne perde koymuştur. ALLAH'tan başka kim onu doğruya iletebilir? Öğüt almaz mısınız?
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Ey Muhammed!) Hevâ ve hevesini kendine ilâh edinen, Allah'ın kendi ilmi dahilinde saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürleyip gözüne perde çektiği kimseyi görüyor musun? Şimdi onu Allah'tan başka kim hidâyete erdirebilir? Hala düşünmez misiniz?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Tanrısını hevesi edinen ve Allah'ın durumunu bilerek kendisini şaşırttığı, kulağını ve kalbini mühürleyip gözüne de perde çektiği kimseye şimdi bir baksana! Artık onu Allah'tan sonra kim yola getirebilir. Hala düşünmez misiniz?
Elmalılı Hamdi Yazır : Ya şimdi baksan a o kimseye ki ilâhını hevası ittihaz etmiş, Allah da onu bir ılm üzerine şaşırtmış, kulağını ve kalbini mühürleyip gözüne de bir perde çekmiştir, artık onu Allahdan sonra kim yola getirir? Hâlâ da düşünmezmisiniz?
Fizilal-il Kuran : Ey Muhammed! Heva ve hevesini tanrı edinen Allah'ın bir bilgiye dayalı olarak şaşırttığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünü perdelediği kimseyi gördün mü? Onu Allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hala anlamıyor musunuz?
Gültekin Onan : Şimdi sen, kendi hevasını tanrı edinen ve Tanrı'nın bir ilim üzere kendisini saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Tanrı'dan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp düşünmüyor musunuz?
Hakkı Yılmaz : Peki sen, kendi boş-iğreti arzusunu ilâh edinen ve Allah'ın bir bilgi üzere kendisini saptırdığı, kulağı ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü/ hiç düşündün mü? Artık Allah'tan sonra ona kim doğru yol kılavuzluğu yapacaktır? Yine de öğüt alıp düşünmüyor musunuz?”
Hasan Basri Çantay : Şimdi bana haber ver: Hevaa (ve heves) ini Tanrısı edinmiş, kendini, bir ilim üzerine, Allah şaşırtmış, kulağını, kalbini mühürlemiş, gözüne de bir perde germiş bir adama Allahdan başka kim hidâyet edebilir? Haalâ iyi düşünmeyecek misiniz?
Hayrat Neşriyat : İşte (nefsinin) arzusunu kendisine ilâh edinen ve Allah’ın (ezelî olan) bir ilim üzere(küfürlerindeki inadları yüzünden) dalâlete attığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünün üzerine de bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Peki onu, Allah’dan sonra kim hidâyete erdirebilir? Hiç ibret almıyor musunuz?
İbni Kesir : Gördün mü, o kimseyi ki; heva ve hevesini kendisine tanrı edinmiş, bilgisi olduğu halde Allah onu şaşırtmış, kulağını, kalbini mühürlemiş ve gözüne perde koymuştur? Allah'tan sonra onu kim hidayete eriştirebilir? Hala düşünmeyecek misiniz?
İskender Evrenosoğlu : Hevasını kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasız ilmi) üzere dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine gışavet (perde) çekti. Bu durumda Allah'tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?
Muhammed Esed : Kendi arzu ve özlemlerini tanrı edinen ve (bunun üzerine) Allah'ın, (zihninin hidayete kapalı olduğunu) bilerek saptırdığı, kulaklarını ve kalbini mühürlediği ve gözlerinin üzerine bir perde çektiği (insan)ı, hiç düşündün mü? Allah(ın onu terk etmesin)den sonra kim ona doğru yolu gösterebilir? O halde, hiç düşünüp ders çıkarmaz mısınız?
Ömer Nasuhi Bilmen : Gördün mü o kimseyi ki kendi hevâsını kendisine tanrı edinmiş ve onu Allah bir bilgi üzerine şaşırtmış ve kulağı ve kalbi üzerine mühür basmış ve gözü üzerine bir perde kılmış? Artık ona Allah'tan sonra kim hidâyet edebilir? Hâlâ düşünmez misiniz?
Ömer Öngüt : Nefsinin hevâ ve hevesini kendine ilâh edinen, Allah'ın da dalâleti hak ettiğini bilerek saptırdığı; kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözüne perde çektiği kimseyi gördün mü? Onu Allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâlâ ibret almayacak mısınız?
Şaban Piriş : Şu heva ve hevesini ilah edineni gördün mü? Allah onu bir bilgi üzerinde sapıklıkta bırakmıştır. Kulağını ve kalbini mühürlemiş, gözüne de perde çekmiştir. Allah’tan sonra kim onu doğru yola çıkarabilir? Hiç düşünmüyor musunuz?
Suat Yıldırım : Baksana kendi heva ve hevesini ilah edinen, ilmi olduğu halde Allah’ın kendisini şaşırtıp, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözlerine de perde çektiği kimsenin haline! Hakkı görmemekte ve azgınlıkta ısrar etmesi sebebiyle Allah’ın şaşırttığı bu kimseyi kim yola getirebilir? Düşünmüyor musunuz?
Süleyman Ateş : Keyfini tanrı edinen ve Allâh'ın bir bilgiye göre saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünün üstüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi ona Allah'tan sonra kim doğru yolu gösterecek? Düşünmüyor musunuz?
Tefhim-ul Kuran : Şimdi sen, kendi hevasını ilah edinen ve Allah'ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı, kulağı ve kalbi üzerine mühür vurduğu ve gözü üstüne de bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Allah'tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp düşünmüyor musunuz?
Ümit Şimşek : Gördün mü heveslerini tanrılaştıranı? Allah onu bilgiyle saptırmış, kulağını ve kalbini mühürlemiş, gözlerini de perdelemiştir. Allah'tan sonra artık ona kim yol gösterebilir? Hiç düşünmüyor musunuz?
Yaşar Nuri Öztürk : Kendisinin ilahı olarak kendi duygu ve arzusunu almış kişiyi gördün mü? Allah onu bir ilim üzerine saptırmış, kulağı ve kalbi üzerine mühür basmış, gözünün üstüne de bir perde çekmiştir. Allah'tan sonra ona kim kılavuzluk edecektir. Hâlâ düşünüp ibret almıyor musunuz?


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}