» 45 / Câsiye  32:

Kuran Sırası: 45
İniş Sırası: 65
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37

 » 45 / Câsiye  Suresi: 32
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِذَا (VÎZ̃E) = ve iƶā : ve zaman
2. قِيلَ (GYL) = ḳīle : dendiği
3. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
4. وَعْدَ (VAD̃) = veǎ'de : va'di
5. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
6. حَقٌّ (ḪG) = Haḳḳun : gerçektir
7. وَالسَّاعَةُ (VELSEAT) = ve ssāǎtu : ve sa'atte
8. لَا (LE) = lā : yoktur
9. رَيْبَ (RYB) = raybe : şüphe
10. فِيهَا (FYHE) = fīhā : onda
11. قُلْتُمْ (GLTM) = ḳultum : demiştiniz
12. مَا (ME) = mā :
13. نَدْرِي (ND̃RY) = nedrī : bilmiyoruz
14. مَا (ME) = mā : nedir
15. السَّاعَةُ (ELSEAT) = s-sāǎtu : Sa'at
16. إِنْ (ÎN) = in : (hayır)
17. نَظُنُّ (NƵN) = neZunnu : sanıyoruz ki
18. إِلَّا (ÎLE) = illā : sadece
19. ظَنًّا (ƵNE) = Zennen : bir kuruntudur
20. وَمَا (VME) = ve mā : ve değiliz
21. نَحْنُ (NḪN) = neHnu : biz
22. بِمُسْتَيْقِنِينَ (BMSTYGNYN) = bimusteyḳinīne : inananlardan
ve zaman | dendiği | şüphesiz | va'di | Allah'ın | gerçektir | ve sa'atte | yoktur | şüphe | onda | demiştiniz | | bilmiyoruz | nedir | Sa'at | (hayır) | sanıyoruz ki | sadece | bir kuruntudur | ve değiliz | biz | inananlardan |

[] [GVL] [] [VAD̃] [] [ḪGG] [SVA] [] [RYB] [] [GVL] [] [D̃RY] [] [SVA] [] [ƵNN] [] [ƵNN] [] [] [YGN]
VÎZ̃E GYL ÎN VAD̃ ELLH ḪG VELSEAT LE RYB FYHE GLTM ME ND̃RY ME ELSEAT ÎN NƵN ÎLE ƵNE VME NḪN BMSTYGNYN

ve iƶā ḳīle inne veǎ'de llahi Haḳḳun ve ssāǎtu raybe fīhā ḳultum nedrī s-sāǎtu in neZunnu illā Zennen ve mā neHnu bimusteyḳinīne
وإذا قيل إن وعد الله حق والساعة لا ريب فيها قلتم ما ندري ما الساعة إن نظن إلا ظنا وما نحن بمستيقنين

 » 45 / Câsiye  Suresi: 32
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | VÎZ̃E ve iƶā ve zaman And when
قيل ق و ل | GVL GYL ḳīle dendiği it was said,
إن | ÎN inne şüphesiz """Indeed"
وعد و ع د | VAD̃ VAD̃ veǎ'de va'di (the) Promise
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah
حق ح ق ق | ḪGG ḪG Haḳḳun gerçektir (is) true
والساعة س و ع | SVA VELSEAT ve ssāǎtu ve sa'atte and the Hour -
لا | LE yoktur (there is) no
ريب ر ي ب | RYB RYB raybe şüphe doubt
فيها | FYHE fīhā onda about it,
قلتم ق و ل | GVL GLTM ḳultum demiştiniz you said,
ما | ME """Not"
ندري د ر ي | D̃RY ND̃RY nedrī bilmiyoruz we know
ما | ME nedir what
الساعة س و ع | SVA ELSEAT s-sāǎtu Sa'at the Hour (is).
إن | ÎN in (hayır) Not
نظن ظ ن ن | ƵNN NƵN neZunnu sanıyoruz ki we think
إلا | ÎLE illā sadece except
ظنا ظ ن ن | ƵNN ƵNE Zennen bir kuruntudur an assumption,
وما | VME ve mā ve değiliz and not
نحن | NḪN neHnu biz we
بمستيقنين ي ق ن | YGN BMSTYGNYN bimusteyḳinīne inananlardan "(are) convinced."""

45:32 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve zaman | dendiği | şüphesiz | va'di | Allah'ın | gerçektir | ve sa'atte | yoktur | şüphe | onda | demiştiniz | | bilmiyoruz | nedir | Sa'at | (hayır) | sanıyoruz ki | sadece | bir kuruntudur | ve değiliz | biz | inananlardan |

[] [GVL] [] [VAD̃] [] [ḪGG] [SVA] [] [RYB] [] [GVL] [] [D̃RY] [] [SVA] [] [ƵNN] [] [ƵNN] [] [] [YGN]
VÎZ̃E GYL ÎN VAD̃ ELLH ḪG VELSEAT LE RYB FYHE GLTM ME ND̃RY ME ELSEAT ÎN NƵN ÎLE ƵNE VME NḪN BMSTYGNYN

ve iƶā ḳīle inne veǎ'de llahi Haḳḳun ve ssāǎtu raybe fīhā ḳultum nedrī s-sāǎtu in neZunnu illā Zennen ve mā neHnu bimusteyḳinīne
وإذا قيل إن وعد الله حق والساعة لا ريب فيها قلتم ما ندري ما الساعة إن نظن إلا ظنا وما نحن بمستيقنين

[] [ق و ل] [] [و ع د] [] [ح ق ق] [س و ع] [] [ر ي ب] [] [ق و ل] [] [د ر ي] [] [س و ع] [] [ظ ن ن] [] [ظ ن ن] [] [] [ي ق ن]

 » 45 / Câsiye  Suresi: 32
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | VÎZ̃E ve iƶā ve zaman And when
Vav,,Zel,Elif,
6,,700,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
T – time adverb
الواو عاطفة
ظرف زمان
قيل ق و ل | GVL GYL ḳīle dendiği it was said,
Gaf,Ye,Lam,
100,10,30,
V – 3rd person masculine singular passive perfect verb
فعل ماض مبني للمجهول
إن | ÎN inne şüphesiz """Indeed"
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
وعد و ع د | VAD̃ VAD̃ veǎ'de va'di (the) Promise
Vav,Ayn,Dal,
6,70,4,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
حق ح ق ق | ḪGG ḪG Haḳḳun gerçektir (is) true
Ha,Gaf,
8,100,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
والساعة س و ع | SVA VELSEAT ve ssāǎtu ve sa'atte and the Hour -
Vav,Elif,Lam,Sin,Elif,Ayn,Te merbuta,
6,1,30,60,1,70,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative feminine noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
لا | LE yoktur (there is) no
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
ريب ر ي ب | RYB RYB raybe şüphe doubt
Re,Ye,Be,
200,10,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
فيها | FYHE fīhā onda about it,
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
قلتم ق و ل | GVL GLTM ḳultum demiştiniz you said,
Gaf,Lam,Te,Mim,
100,30,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
ما | ME """Not"
Mim,Elif,
40,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
ندري د ر ي | D̃RY ND̃RY nedrī bilmiyoruz we know
Nun,Dal,Re,Ye,
50,4,200,10,
V – 1st person plural imperfect verb
فعل مضارع
ما | ME nedir what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
الساعة س و ع | SVA ELSEAT s-sāǎtu Sa'at the Hour (is).
Elif,Lam,Sin,Elif,Ayn,Te merbuta,
1,30,60,1,70,400,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
إن | ÎN in (hayır) Not
,Nun,
,50,
NEG – negative particle
حرف نفي
نظن ظ ن ن | ƵNN NƵN neZunnu sanıyoruz ki we think
Nun,Zı,Nun,
50,900,50,
V – 1st person plural imperfect verb
فعل مضارع
إلا | ÎLE illā sadece except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
ظنا ظ ن ن | ƵNN ƵNE Zennen bir kuruntudur an assumption,
Zı,Nun,Elif,
900,50,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
وما | VME ve mā ve değiliz and not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
نحن | NḪN neHnu biz we
Nun,Ha,Nun,
50,8,50,
PRON – 1st person plural personal pronoun
ضمير منفصل
بمستيقنين ي ق ن | YGN BMSTYGNYN bimusteyḳinīne inananlardan "(are) convinced."""
Be,Mim,Sin,Te,Ye,Gaf,Nun,Ye,Nun,
2,40,60,400,10,100,50,10,50,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine plural (form X) active participle
جار ومجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِذَا: ve zaman | قِيلَ: dendiği | إِنَّ: şüphesiz | وَعْدَ: va'di | اللَّهِ: Allah'ın | حَقٌّ: gerçektir | وَالسَّاعَةُ: ve sa'atte | لَا: yoktur | رَيْبَ: şüphe | فِيهَا: onda | قُلْتُمْ: demiştiniz | مَا: | نَدْرِي: bilmiyoruz | مَا: nedir | السَّاعَةُ: Sa'at | إِنْ: (hayır) | نَظُنُّ: sanıyoruz ki | إِلَّا: sadece | ظَنًّا: bir kuruntudur | وَمَا: ve değiliz | نَحْنُ: biz | بِمُسْتَيْقِنِينَ: inananlardan |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإذا WÎZ̃E ve zaman | قيل GYL dendiği | إن ÎN şüphesiz | وعد WAD̃ va'di | الله ELLH Allah'ın | حق ḪG gerçektir | والساعة WELSEAT ve sa'atte | لا LE yoktur | ريب RYB şüphe | فيها FYHE onda | قلتم GLTM demiştiniz | ما ME | ندري ND̃RY bilmiyoruz | ما ME nedir | الساعة ELSEAT Sa'at | إن ÎN (hayır) | نظن NƵN sanıyoruz ki | إلا ÎLE sadece | ظنا ƵNE bir kuruntudur | وما WME ve değiliz | نحن NḪN biz | بمستيقنين BMSTYGNYN inananlardan |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve iƶā: ve zaman | ḳīle: dendiği | inne: şüphesiz | veǎ'de: va'di | llahi: Allah'ın | Haḳḳun: gerçektir | ve ssāǎtu: ve sa'atte | : yoktur | raybe: şüphe | fīhā: onda | ḳultum: demiştiniz | : | nedrī: bilmiyoruz | : nedir | s-sāǎtu: Sa'at | in: (hayır) | neZunnu: sanıyoruz ki | illā: sadece | Zennen: bir kuruntudur | ve mā: ve değiliz | neHnu: biz | bimusteyḳinīne: inananlardan |
Kırık Meal (Transcript) : |VÎZ̃E: ve zaman | GYL: dendiği | ÎN: şüphesiz | VAD̃: va'di | ELLH: Allah'ın | ḪG: gerçektir | VELSEAT: ve sa'atte | LE: yoktur | RYB: şüphe | FYHE: onda | GLTM: demiştiniz | ME: | ND̃RY: bilmiyoruz | ME: nedir | ELSEAT: Sa'at | ÎN: (hayır) | NƵN: sanıyoruz ki | ÎLE: sadece | ƵNE: bir kuruntudur | VME: ve değiliz | NḪN: biz | BMSTYGNYN: inananlardan |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve size, şüphe yok ki Allah'ın vaadi gerçektir ve kıyâmette şüphe yoktur dendi mi, kıyâmet nedir derdiniz, bilmiyoruz ki, ancak bir zanda bulunmadayız ve biz, iyiden iyiye bilmedik, anlamadık ki.
Adem Uğur : Allah'ın vâdi gerçektir, kıyamet gününde şüphe yoktur dendiği zaman: Kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz onun bir tahminden ibaret olduğunu sanıyoruz, (onun hakkında) kesin bir bilgi elde etmiş değiliz, demiştiniz.
Ahmed Hulusi : "Allâh vaadi haktır ve O Saat (hakikatin ortaya çıkacağı süreç) ki, onda şüphe yoktur" denildiğinde: "O Saat nedir, bilmiyoruz. . . Sadece bir zan olduğunu düşünüyoruz ve buna yakînimiz yok!" demiştiniz.
Ahmet Tekin : Onlara: 'Diriltilme, hesap ve ceza ile ilgili Allah’ın va’di haktır, doğrudur. Kıyametin kopacağı ânın geleceğinde ve hesap sorulacağında şüphe yoktur.' denildiğinde: 'Kıyamet nedir, bilmiyoruz. Yalnızca bir düşünceden, bir tasavvurdan ibaret sanıyoruz. Bu hususta ilme, delile dayanan kesin bir bilgiye, inanca sahip değiliz.' demiştiniz.
Ahmet Varol : 'Allah'ın vaadi gerçektir ve kıyamet(in geleceğin)de şüphe yoktur' dendiği zaman da: 'Biz kıyamet nedir bilmiyoruz. Sadece bir zanda bulunuyoruz ve kesin bir bilgiye dayanarak inanıyor değiliz' demiştiniz.
Ali Bulaç : "Gerçekten Allah'ın va'di haktır, kıyamet saatinde hiçbir kuşku yoktur" denildiği zaman, siz: "Kıyamet saati de neymiş, biz bilmiyoruz; biz yalnızca bir zan (ve tahmin)de bulunup zannediyoruz; biz, kesin bir bilgiyle inanmakta olanlar değiliz" demiştiniz.
Ali Fikri Yavuz : Hem (size ey kâfirler): “- Allah’ın (ölüleri dirilteceğine dair) vaadi hakdır ve kıyametin kopmasında şübhe yoktur.” denildiğinde, demiştiniz ki: Bilmiyoruz, kıyametin kopması nedir? Ancak bir zandan ibaret olduğuna kaniyiz; ve biz yakinen inananlar değiliz.
Bekir Sadak : «Dogrusu Allah'in verdigi soz gercektir, kiyamet saati suphe goturmez» dendigi zaman: «Kiyametin ne oldugunu bilmiyoruz, yalniz yoktur saniyoruz, buna dair kesin bir bilgi elde etmis degiliz» derdiniz.
Celal Yıldırım : Allah'ın va'di (verdiği söz) mutlaka hakktır; Kıyâmet'in kopacağında hiç şüphe yoktur, denilince de, «biz, Kıyâmet'in kopuşu nedir bilmiyoruz, sadece zan ve tahminde bulunuyoruz ; bizim bu konuda kesin bilgimiz yoktur,» diye cevap verdiniz.
Diyanet İşleri : “Şüphesiz, Allah’ın va’di gerçektir, kıyamet hakkında hiçbir şüphe yoktur” dendiği zaman ise; “Kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz, sadece zannediyoruz. Biz bu konuda kesin kanaat sahibi değiliz” demiştiniz.
Diyanet İşleri (eski) : 'Doğrusu Allah'ın verdiği söz gerçektir, kıyamet saati şüphe götürmez' dendiği zaman: 'Kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz, yalnız yoktur sanıyoruz, buna dair kesin bir bilgi elde etmiş değiliz' derdiniz.
Diyanet Vakfi : «Allah'ın vâdi gerçektir, kıyamet gününde şüphe yoktur» dendiği zaman: Kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz onun bir tahminden ibaret olduğunu sanıyoruz; (onun hakkında) kesin bir bilgi elde etmiş değiliz, demiştiniz.
Edip Yüksel : Kendilerine ALLAH'ın sözünün bir gerçek ve Saat'in kesinleşmesi kaçınılmaz bir olay olduğu söylendiğinde siz, 'Saat'in ne olduğunu bilmeyiz! Biz sadece çeşitli sanılara sahibiz ve bu konuda kesin bir bilgi elde etmiş değiliz,' derdiniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah'ın vaadi gerçektir. «O kıyâmetin geleceğinde şüphe yoktur.» denildiğinde «Kıyamet nedir bilmiyoruz. Yalnız bir zandan ibârettir sanıyoruz. Fakat bu hususta kesin bir bilgimiz yok.» derdiniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hem «Allah'ın va'di gerçektir ve o kıyametin geleceğinden şüphe yoktur.» denildiğinde, demiştiniz ki: «Kıyamet nedir, bilmiyoruz. Yalnız bir zandan ibaret sanıyoruz, fakat biz bu hususta kesin bir bilgi edinmiş değiliz!»
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem Allahın va'dı haktır ve o saatın geleceğinde şübhe yoktur denildiğinde demiştiniz ki: bilmiyoruz saat nedir? Yalnız bir zandır zannediyoruz fakat biz yakîn edinmiş değiliz
Fizilal-il Kuran : Allah’ın vaadi haktır. Ve kıyamet günü şüphe götürmez denildiği zaman siz demiştiniz ki: “Kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz. Ancak birtakım tahminlerde bulunuyoruz. Onun hakkında kesin bir bilgi elde etmiş değiliz.”
Gültekin Onan : "Gerçekten Tanrı'nın vaadi haktır, kıyamet saatinde hiçbir kuşku yoktur" denildiği zaman, siz: "Kıyamet saati de neymiş, biz bilmiyoruz; biz yalnızca bir zan (ve tahmin)de bulunup zannediyoruz; biz, kesin bir bilgiyle inanmakta olanlar değiliz" demiştiniz.
Hakkı Yılmaz : (31,32) "Şu kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan şu kimselere gelince de, “Peki size âyetlerim okunmadı mı da siz büyüklük tasladınız ve günah işleyen bir toplum oldunuz? Ve ‘Allah'ın sözü kesinlikle gerçektir; ve kıyâmet anına gelince, onda kuşku yoktur’ denildiğinde, ‘Kıyâmet anının ne olduğunu bilmiyoruz, yalnızca biz, sadece zannediyoruz, kesin bir bilgi edinmiş değiliz’ dediniz. "
Hasan Basri Çantay : (Ey kâfirler, size:) «Şübhesiz Allahın va'di hakdır. O saattin geleceğin) de asla şübhe yokdur» denildiği zaman siz «O saat de neymiş, bilmiyoruz. Tereddüdden başka bir zamanda bulunmuyoruz. Biz (onun muhakkak geleceğine) kat'î inan ve bilgi besleyenler değiliz» dediniz.
Hayrat Neşriyat : Hem (size): 'Şübhesiz ki Allah’ın va'di haktır; kıyâmet(in geleceği) ki onda hiç şübhe yoktur!' denildiği zaman: 'Kıyâmet nedir, bilmiyoruz; sâdece bir zan(dan ibâret)olduğunu sanıyoruz; zâten biz (onun geleceğine) kat'î olarak inanıcılar değiliz!' demiştiniz.
İbni Kesir : Allah'ın vaadi haktır ve kıyamet günü hakkında hiç şüphe yoktur, denildiği zaman; siz demiştiniz ki: Kıyamet nedir? bilmiyoruz, ancak bir takım tahminlerde bulunuyoruz. Onun hakkında kesin bir bilgi elde etmiş değiliz.
İskender Evrenosoğlu : Ve: “Allah'ın vaadi ve hakkında şüphe olmayan o saat (kıyâmet) haktır.” denildiği zaman siz: “Biz o saat (kıyâmet) nedir bilmeyiz? Sadece bir zan olduğunu sanıyoruz. Ve biz, yakîn sahibi değiliz.” dediniz.
Muhammed Esed : Çünkü "Bakın, Allah'ın vaadi her zaman gerçekleşir ve Son Saat(in gelişi) hakkında hiçbir şüphe olamaz" denildiğinde siz şu cevabı verirdiniz: "Son Saat'in ne olduğunu bilmiyoruz, onun boş bir zandan başka bir şey olmadığını düşünüyoruz ve (sonuçta) ona kani olmuş değiliz!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve şüphe yok ki, «Allah'ın vaadi haktır ve o Kıyamette bir şüphe yoktur» denildiği zaman siz dediniz ki, «Kıyamet nedir? Biz (bunu) bir zandan başka bir şey sanmıyoruz ve biz (bu hususta) yakîn edinmişler değiliz.»
Ömer Öngüt : Size: "Allah'ın vaadi haktır, kıyamet gününde şüphe yoktur. " denildiği zaman: "Kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz, yalnız yoktur sanıyoruz, hakkında kesin bir bilgi elde etmiş değiliz. " demiştiniz.
Şaban Piriş : Allah’ın verdiği söz haktır ve kıyametin kopacağında şüphe yoktur, denildiği zaman: -Kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz. Yalnız olmadığını sanıyoruz. Bu konuda kesin bir bilgi sahibi değiliz.
Suat Yıldırım : Size: "Allah’ın vâdi gerçektir, kıyamet (dirilme) saati mutlaka gelecektir" denildiğinde siz: "Kıyamet neymiş bilmeyiz, biz olsa olsa bir zan ve tahminde bulunabiliriz, ama biz kesin bir tarzda ona inanmayız." demiştiniz.
Süleyman Ateş : "Allâh'ın va'di gerçektir, (Duruşma) sâ'at(inin geleceğin)de şüphe yoktur" dendiği zaman: "Sâ'at nedir, bilmiyoruz, (onu) sadece (bir kuruntu) sanıyoruz biz ona inanmıyoruz" demiştiniz ha?!"
Tefhim-ul Kuran : «Gerçekten Allah'ın va'di haktır, kıyamet saatinde hiçbir kuşku yoktur» denildiği zaman, siz: «Kıyamet saati de neymiş, biz bilmiyoruz; biz yalnızca bir zan (ve tahmin)de bulunup zannediyoruz; biz, kesin bir bilgiyle inanmakta olanlar değiliz» demiştiniz.
Ümit Şimşek : 'Allah'ın vaadi gerçektir; kıyametin geleceğinde de hiçbir kuşku yoktur' dendiğinde, siz dediniz ki: 'Kıyamet neymiş, biz bilmeyiz. Biz onu bir tahminden ibaret sanıyoruz; kesin bir bilgi sahibi değiliz.'
Yaşar Nuri Öztürk : Hani, size, "Hiç kuşkusuz, Allah'ın vaadi haktır, kıyamet saatinde de şüphe yoktur" dendiğinde, siz şöyle demiştiniz: "Saat nedir, bilmiyoruz. Sadece birşeyler var sanıyoruz; kesin bir bilgimiz olmadığı için inanmıyoruz."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}