» 33 / Ahzâb  60:

Kuran Sırası: 33
İniş Sırası: 90
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73

 » 33 / Ahzâb  Suresi: 60
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. لَئِنْ (LÙN) = lein : andolsun eğer
2. لَمْ (LM) = lem :
3. يَنْتَهِ (YNTH) = yentehi : vazgeçmezlerse
4. الْمُنَافِقُونَ (ELMNEFGVN) = l-munāfiḳūne : iki yüzlüler
5. وَالَّذِينَ (VELZ̃YN) = velleƶīne : ve
6. فِي (FY) = fī : bulunanlar
7. قُلُوبِهِمْ (GLVBHM) = ḳulūbihim : kalblerinde
8. مَرَضٌ (MRŽ) = meraDun : bir hastalık
9. وَالْمُرْجِفُونَ (VELMRCFVN) = velmurcifūne : kötü haberler yayanlar
10. فِي (FY) = fī :
11. الْمَدِينَةِ (ELMD̃YNT) = l-medīneti : şehirde
12. لَنُغْرِيَنَّكَ (LNĞRYNK) = lenuğriyenneke : seni üstüne süreriz
13. بِهِمْ (BHM) = bihim : onların
14. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
15. لَا (LE) = lā :
16. يُجَاوِرُونَكَ (YCEVRVNK) = yucāvirūneke : senin yanında kalamazlar
17. فِيهَا (FYHE) = fīhā : orada
18. إِلَّا (ÎLE) = illā : dışında
19. قَلِيلًا (GLYLE) = ḳalīlen : az bir zaman
andolsun eğer | | vazgeçmezlerse | iki yüzlüler | ve | bulunanlar | kalblerinde | bir hastalık | kötü haberler yayanlar | | şehirde | seni üstüne süreriz | onların | sonra | | senin yanında kalamazlar | orada | dışında | az bir zaman |

[] [] [NHY] [NFG] [] [] [GLB] [MRŽ] [RCF] [] [MD̃N] [ĞRV] [] [] [] [CVR] [] [] [GLL]
LÙN LM YNTH ELMNEFGVN VELZ̃YN FY GLVBHM MRŽ VELMRCFVN FY ELMD̃YNT LNĞRYNK BHM S̃M LE YCEVRVNK FYHE ÎLE GLYLE

lein lem yentehi l-munāfiḳūne velleƶīne ḳulūbihim meraDun velmurcifūne l-medīneti lenuğriyenneke bihim ṧumme yucāvirūneke fīhā illā ḳalīlen
لئن لم ينته المنافقون والذين في قلوبهم مرض والمرجفون في المدينة لنغرينك بهم ثم لا يجاورونك فيها إلا قليلا

 » 33 / Ahzâb  Suresi: 60
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لئن | LÙN lein andolsun eğer If
لم | LM lem (do) not
ينته ن ه ي | NHY YNTH yentehi vazgeçmezlerse cease
المنافقون ن ف ق | NFG ELMNEFGVN l-munāfiḳūne iki yüzlüler the hypocrites
والذين | VELZ̃YN velleƶīne ve and those who
في | FY bulunanlar in
قلوبهم ق ل ب | GLB GLVBHM ḳulūbihim kalblerinde their hearts
مرض م ر ض | MRŽ MRŽ meraDun bir hastalık (is) a disease
والمرجفون ر ج ف | RCF VELMRCFVN velmurcifūne kötü haberler yayanlar and those who spread rumors
في | FY in
المدينة م د ن | MD̃N ELMD̃YNT l-medīneti şehirde the city,
لنغرينك غ ر و | ĞRV LNĞRYNK lenuğriyenneke seni üstüne süreriz We will let you overpower them,
بهم | BHM bihim onların We will let you overpower them,
ثم | S̃M ṧumme sonra then
لا | LE not
يجاورونك ج و ر | CVR YCEVRVNK yucāvirūneke senin yanında kalamazlar they will remain your neighbors
فيها | FYHE fīhā orada therein
إلا | ÎLE illā dışında except
قليلا ق ل ل | GLL GLYLE ḳalīlen az bir zaman (for) a little,

33:60 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

andolsun eğer | | vazgeçmezlerse | iki yüzlüler | ve | bulunanlar | kalblerinde | bir hastalık | kötü haberler yayanlar | | şehirde | seni üstüne süreriz | onların | sonra | | senin yanında kalamazlar | orada | dışında | az bir zaman |

[] [] [NHY] [NFG] [] [] [GLB] [MRŽ] [RCF] [] [MD̃N] [ĞRV] [] [] [] [CVR] [] [] [GLL]
LÙN LM YNTH ELMNEFGVN VELZ̃YN FY GLVBHM MRŽ VELMRCFVN FY ELMD̃YNT LNĞRYNK BHM S̃M LE YCEVRVNK FYHE ÎLE GLYLE

lein lem yentehi l-munāfiḳūne velleƶīne ḳulūbihim meraDun velmurcifūne l-medīneti lenuğriyenneke bihim ṧumme yucāvirūneke fīhā illā ḳalīlen
لئن لم ينته المنافقون والذين في قلوبهم مرض والمرجفون في المدينة لنغرينك بهم ثم لا يجاورونك فيها إلا قليلا

[] [] [ن ه ي] [ن ف ق] [] [] [ق ل ب] [م ر ض] [ر ج ف] [] [م د ن] [غ ر و] [] [] [] [ج و ر] [] [] [ق ل ل]

 » 33 / Ahzâb  Suresi: 60
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لئن | LÙN lein andolsun eğer If
Lam,,Nun,
30,,50,
EMPH – emphatic prefix lām
COND – conditional particle
اللام لام التوكيد
حرف شرط
لم | LM lem (do) not
Lam,Mim,
30,40,
NEG – negative particle
حرف نفي
ينته ن ه ي | NHY YNTH yentehi vazgeçmezlerse cease
Ye,Nun,Te,He,
10,50,400,5,
V – 3rd person masculine singular (form VIII) imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
المنافقون ن ف ق | NFG ELMNEFGVN l-munāfiḳūne iki yüzlüler the hypocrites
Elif,Lam,Mim,Nun,Elif,Fe,Gaf,Vav,Nun,
1,30,40,50,1,80,100,6,50,
N – nominative masculine plural (form III) active participle
اسم مرفوع
والذين | VELZ̃YN velleƶīne ve and those who
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
6,1,30,700,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – masculine plural relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
في | FY bulunanlar in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
قلوبهم ق ل ب | GLB GLVBHM ḳulūbihim kalblerinde their hearts
Gaf,Lam,Vav,Be,He,Mim,
100,30,6,2,5,40,
"N – genitive feminine plural noun → Heart
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun"
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
مرض م ر ض | MRŽ MRŽ meraDun bir hastalık (is) a disease
Mim,Re,Dad,
40,200,800,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
والمرجفون ر ج ف | RCF VELMRCFVN velmurcifūne kötü haberler yayanlar and those who spread rumors
Vav,Elif,Lam,Mim,Re,Cim,Fe,Vav,Nun,
6,1,30,40,200,3,80,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine plural (form IV) active participle
الواو عاطفة
اسم مرفوع
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
المدينة م د ن | MD̃N ELMD̃YNT l-medīneti şehirde the city,
Elif,Lam,Mim,Dal,Ye,Nun,Te merbuta,
1,30,40,4,10,50,400,
"PN – genitive feminine proper noun → Medinah"
اسم علم مجرور
لنغرينك غ ر و | ĞRV LNĞRYNK lenuğriyenneke seni üstüne süreriz We will let you overpower them,
Lam,Nun,Ğayn,Re,Ye,Nun,Kef,
30,50,1000,200,10,50,20,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 1st person plural (form IV) imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بهم | BHM bihim onların We will let you overpower them,
Be,He,Mim,
2,5,40,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
ثم | S̃M ṧumme sonra then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يجاورونك ج و ر | CVR YCEVRVNK yucāvirūneke senin yanında kalamazlar they will remain your neighbors
Ye,Cim,Elif,Vav,Re,Vav,Nun,Kef,
10,3,1,6,200,6,50,20,
V – 3rd person masculine plural (form III) imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فيها | FYHE fīhā orada therein
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
إلا | ÎLE illā dışında except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
قليلا ق ل ل | GLL GLYLE ḳalīlen az bir zaman (for) a little,
Gaf,Lam,Ye,Lam,Elif,
100,30,10,30,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |لَئِنْ: andolsun eğer | لَمْ: | يَنْتَهِ: vazgeçmezlerse | الْمُنَافِقُونَ: iki yüzlüler | وَالَّذِينَ: ve | فِي: bulunanlar | قُلُوبِهِمْ: kalblerinde | مَرَضٌ: bir hastalık | وَالْمُرْجِفُونَ: kötü haberler yayanlar | فِي: | الْمَدِينَةِ: şehirde | لَنُغْرِيَنَّكَ: seni üstüne süreriz | بِهِمْ: onların | ثُمَّ: sonra | لَا: | يُجَاوِرُونَكَ: senin yanında kalamazlar | فِيهَا: orada | إِلَّا: dışında | قَلِيلًا: az bir zaman |
Kırık Meal (Harekesiz) : |لئن LÙN andolsun eğer | لم LM | ينته YNTH vazgeçmezlerse | المنافقون ELMNEFGWN iki yüzlüler | والذين WELZ̃YN ve | في FY bulunanlar | قلوبهم GLWBHM kalblerinde | مرض MRŽ bir hastalık | والمرجفون WELMRCFWN kötü haberler yayanlar | في FY | المدينة ELMD̃YNT şehirde | لنغرينك LNĞRYNK seni üstüne süreriz | بهم BHM onların | ثم S̃M sonra | لا LE | يجاورونك YCEWRWNK senin yanında kalamazlar | فيها FYHE orada | إلا ÎLE dışında | قليلا GLYLE az bir zaman |
Kırık Meal (Okunuş) : |lein: andolsun eğer | lem: | yentehi: vazgeçmezlerse | l-munāfiḳūne: iki yüzlüler | velleƶīne: ve | : bulunanlar | ḳulūbihim: kalblerinde | meraDun: bir hastalık | velmurcifūne: kötü haberler yayanlar | : | l-medīneti: şehirde | lenuğriyenneke: seni üstüne süreriz | bihim: onların | ṧumme: sonra | : | yucāvirūneke: senin yanında kalamazlar | fīhā: orada | illā: dışında | ḳalīlen: az bir zaman |
Kırık Meal (Transcript) : |LÙN: andolsun eğer | LM: | YNTH: vazgeçmezlerse | ELMNEFGVN: iki yüzlüler | VELZ̃YN: ve | FY: bulunanlar | GLVBHM: kalblerinde | MRŽ: bir hastalık | VELMRCFVN: kötü haberler yayanlar | FY: | ELMD̃YNT: şehirde | LNĞRYNK: seni üstüne süreriz | BHM: onların | S̃M: sonra | LE: | YCEVRVNK: senin yanında kalamazlar | FYHE: orada | ÎLE: dışında | GLYLE: az bir zaman |
Abdulbaki Gölpınarlı : Münâfıklarla gönüllerinde hastalık olanlar ve Medîne'de kötü haberler yayanlar, bu işten vazgeçmezlerse andolsun ki sana, onlara karşı bir kuvvet veririz de sonra artık orada pek az bir müddet komşu olabilirler sana.
Adem Uğur : Andolsun, iki yüzlüler, kalplerinde hastalık bulunanlar (fuhuş düşüncesi taşıyanlar), şehirde kötü haber yayanlar (bu hallerinden) vazgeçmezlerse, seni onlara musallat ederiz (onlarla savaşmanı ve onları şehirden sürüp çıkarmanı sana emrederiz); sonra orada, senin yanında ancak az bir zaman kalabilirler.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki ikiyüzlüler, sağlıksız düşünenler ve Medine'deki dedikodu yayanlar eğer vazgeçmezler ise, kesinlikle seni onlara salarız. . . Sonra orada sana az komşuluk yapmış olurlar.
Ahmet Tekin : Andolsun ki, müslüman görünerek İslâm’a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münâfıklar, iki yüzlüler, kalpleri kararmış, akıllarından zoru olan hasta ruhlular, Medine’de pis dedikodular yapanlar, kötü, bozguncu haberler yayarak halkın inancını sarsanlar, morallerini bozanlar, bu hallerini düzeltmezler, bu yaptıklarından vazgeçmezlerse, elbette seni onlara saldırmaya teşvik ederiz, savaşmanı, onları şehirden çıkarıp sürmeni emrederiz. Sonra kısa bir müddetin dışında, sana komşu olarak bile o bölgede kalamazlar.
Ahmet Varol : Andolsun eğer, münafıklar, kalplerinde hastalık olanlar ve şehirde kötü haberler yayanlar (yaptıklarından) vazgeçmezlerse seni üzerlerine musallat ederiz. Sonra orada senin yanında ancak az bir süre kalabilirler.
Ali Bulaç : Andolsun, eğer münafıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve şehirde kışkırtıcılık yapan (yalan haber yayan)lar (bu tutumlarına) bir son vermeyecek olurlarsa, gerçekten seni onlara saldırtırız, sonra orada seninle pek az (bir süre) komşu kalabilirler.
Ali Fikri Yavuz : Celâlim hakkı için, eğer münafıklarla kalblerinde şehvet hastalığı bulunanlar ve şehirde müminlerin ayıblarını arayıb yayanlar, (fenalıklarından) vazgeçmezlerse, muhakkak seni onlara musallat ederiz. Sonra seninle o şehirde (Medine’de) az bir zamandan fazla komşu olamazlar;
Bekir Sadak : Ikiyuzluler, kalblerinde fesat bulunanlar, sehirde bozguncu haberler yayanlar, eger bundan vazgecmezlerse, and olsun ki, seni onlarla mucadeleye davet ederiz; sonra cevrende az bir zamandan fazla kalamazlar.
Celal Yıldırım : Münafıklar, kalblerinde (fitne ve fesâd gibi) hastalık bulunanlar ve Medine'de olmadık fena haberleri yayanlar, eğer bu huylarından vazgeçmezlerse, and olsun ki, seni üzerlerine caydırıcı olarak göndeririz, sonra da Medine'de senin komşuluğunda pek az bir süre kalabilirler.
Diyanet İşleri : (60-61) Andolsun, eğer münafıklar, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ve Medine’de kötü haberler yayıp ortalığı karıştıranlar (tuttukları yoldan) vazgeçmezlerse, elbette seni onların üzerine gitmeye teşvik edeceğiz. Onlar da (bundan sonra) orada lânete uğramış kimseler olarak seninle pek az süre komşu kalacaklardır. Nerede bulunurlarsa, yakalanırlar ve yaman bir şekilde öldürülürler.
Diyanet İşleri (eski) : İkiyüzlüler, kalblerinde fesat bulunanlar, şehirde bozguncu haberler yayanlar, eğer bundan vazgeçmezlerse, and olsun ki, seni onlarla mücadeleye davet ederiz; sonra çevrende az bir zamandan fazla kalamazlar.
Diyanet Vakfi : Andolsun, iki yüzlüler, kalplerinde hastalık bulunanlar (fuhuş düşüncesi taşıyanlar), şehirde kötü haber yayanlar (bu hallerinden) vazgeçmezlerse, seni onlara musallat ederiz (onlarla savaşmanı ve onları şehirden sürüp çıkarmanı sana emrederiz); sonra orada, senin yanında ancak az bir zaman kalabilirler.
Edip Yüksel : İkiyüzlüler, kalplerinde hastalık bulunanlar ve kentteki saldırganlar (size karşı olan saldırılarına) son vermezlerse seni onlara musallat ederiz; sonra orada, senin çevrende kısa bir süre kalabilirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Andolsun ki, eğer münafıklar ve kalblerinde bir hastalık olanlar ve Medine'de dedikodu yapanlar, bu yaptıklarından vazgeçmezlerse, mutlaka seni onlara musallat ederiz. Sonra seninle orada az bir zamandan fazla komşu kalamazlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Andolsun ki, eğer o münafıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve şehirde yalan haberler yapıp tahrikte bulunanlar vazgeçmezlerse, mutlaka seni kendilerine musallat kılarız sonra orada çevrene pek az yanaşabilirler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Celâlim hakkı için eğer vazgeçmezlerse o münafıklar, kalblerinde maraz bulunanlar ve şehirde erâcif neşr eden, tahrikât yapanlar, mutlak ve muhakkak seni kendilerine musallat kılarız, sonra orada cıvarına pek az yanaşabilirler
Fizilal-il Kuran : İki yüzlüler, kalplerinde fesat bulunanlar, şehirde bozguncu haberler yayanlar, eğer bundan vazgeçmezlerse, andolsun ki seni onlarla mücadeleye davet ederiz; sonra çevrende az bir zamandan fazla kalamazlar.
Gültekin Onan : Andolsun, eğer münafıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve şehirde kışkırtıcılık yapan (yalan haber yayan)lar (bu tutumlarına) bir son vermeyecek olurlarsa, gerçekten seni onlara saldırtırız, sonra orada seninle pek az (bir süre) komşu kalabilirler.
Hakkı Yılmaz : (60-62) "Andolsun ki eğer o münâfıklar ve kalplerinde bir hastalık olan; zihniyeti bozuk şu kimseler ve Medîne'de ortalığı karıştıranlar, bu yaptıklarından vaz geçmezlerse, kesinlikle seni onlara, onlar dışlanarak musallat ederiz. Sonra onlar, seninle orada az bir zamandan fazla komşu kalamazlar; Allah'ın önceki geçen kimseler hakkındaki uygulaması olarak nerede bulunurlarsa yakalanırlar ve acımadan, kıyasıya öldürülürler. Ve sen Allah'ın yasası/uygulaması için asla bir değişiklik bulmayacaksın! "
Hasan Basri Çantay : Andolsun, eğer münafıklar, vicdanlarında bir maraz bulunanlar, şehirde fena haberler yayanlar (bu hallerinden) vaz geçmezler) se mutlak ve muhakkak seni kendilerine musallat ederiz. Sonra orada seninle az bir (zamandan fazla) komşu olamazlar.
Hayrat Neşriyat : Celâlim hakkı için, eğer münâfıklar ve kalblerinde bir hastalık bulunanlar ve Medîne’de yalan haber yayanlar (yahudiler, bu yaptıklarından) vazgeçmezlerse, seni onlara mutlaka musallat ederiz; sonra orada (Medîne’de) ancak pek az (bir süre) sana komşu kalabilirler!
İbni Kesir : Andolsun ki münafıklar, kalblerinde hastalık bulunanlar, şehirde bozguncu haberler yayanlar, buna son vermezlerse; muhakkak seni onlarla mücadeleye çağırırız da sonra çevrende az bir zamandan fazla kalamazlar.
İskender Evrenosoğlu : Eğer münafıklar ve kalplerinde maraz (hastalık) bulunanlar ve şehirde yalan ve kötü haber yayanlar vazgeçmezlerse, elbette seni mutlaka onlara saldırtırız. Sonra az bir (zaman) hariç, orada sana komşu olamazlar (orada kalamazlar).
Muhammed Esed : İşte böyle, eğer ikiyüzlüler, kalplerinde hastalık olanlar ve yalan haberler yayarak (Peygamber'in) kent(in)de huzursuzluk çıkaranlar (düşmanca hareketlerinden) vazgeçmezlerse (ey Muhammed,) onlar üzerinde üstünlük kurmanı sağlarız, o zaman bu (kentte) sana çok az bir süre komşu kalacaklardır:
Ömer Nasuhi Bilmen : Andolsun ki, eğer münafıklar ve kalplerinde bir maraz bulunan kimseler ve şehirde fena haberler yayanlar, (bu hallerine) nihâyet vermezlerse elbette seni onların üzerlerine musallat ederiz. Sonra sana orada ancak pek az komşu olabilirler.
Ömer Öngüt : Andolsun ki münafıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve Medine'de yalan haber yayanlar vazgeçmezlerse, seni onlara musallat ederiz. Sonra orada, senin yanında ancak az bir zaman kalabilirler.
Şaban Piriş : Münafıklar, kalplerinde hastalık olanlar ve Medine’de bozguncu, asılsız haber yayanlar eğer buna son vermezlerse, seni onların üzerine göndeririz, sonra orada seninle komşulukları fazla sürmez.
Suat Yıldırım : (60-61) Münafıklar, kalplerinde bir hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar ve şehirde müminlerin kusurlarını arayarak kötü haber yayanlar, bu hallerinden vazgeçmezlerse, Biz onlara karşı sana emir ve hakimiyet veririz de sonra orada ancak az bir zaman sana komşuluk edebilirler. Lânetlenirler, nerede rastlanırlarsa yakalanıp öldürülürler.
Süleyman Ateş : Andolsun, iki yüzlüler, kalblerinde hastalık bulunanlar, şehirde kötü haberler yayanlar (bu yaptıklarından) vazgeçmezlerse seni onların üstüne süreriz (onlarla savaşmanı ve onları şehirden sürüp çıkarmanı sana emrederiz); sonra orada, senin yanında ancak az bir zaman kalabilirler.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, eğer münafıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve şehirde kışkırtıcı yapan (yalan haber yayan)lar (bu tutumlarına) bir son vermeyecek olurlarsa, gerçekten seni onlara saldırtırız, sonra orada seninle pek az (bir süre) komşu kalabilirler.
Ümit Şimşek : Münafıklar ile kalplerinde fesat bulunanlar ve yalan haberlerle şehirde ortalığı karıştıranlar eğer bu hareketlerinden vazgeçmezlerse, Biz seni onların üzerine göndeririz de, pek azı müstesna, artık orada sana komşuluk edemezler.
Yaşar Nuri Öztürk : İkiyüzlüler, kalplerinde maraz bulunanlar, şehirde çirkin haberler yayanlar, bu yaptıklarına son vermezlerse, seni onların üzerine gitmeye elbette teşvik edeceğiz. Bundan sonra onlar, orada senin yakınında, çok az kalabilirler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}