Ahmed Hulusi Meali |
|
El Hakka (ölümle birlikte ortaya çıkacak mutlak hakikat)!(69:1) | |
Nedir El Hakka?(69:2) | |
El Hakka'yı sana bildiren nedir?(69:3) | |
Semud ve Ad, o Karia'yı (ölüm sonrası yaşanacak sonsuz yaşamı) yalanladılar.(69:4) | |
Semud'a gelince, yüksek sesli depremle helâk edildiler!(69:5) | |
Ad'a gelince, şiddetli bir kasırgayla helâk edildiler!(69:6) | |
Onu (kasırgayı) onlara, yedi gece ve sekiz gün musallat etti! O toplumu orada içi boş hurma kütükleri gibi yere yıkılmış görürsün!(69:7) | |
Onlardan geriye kalan ne görüyorsun?(69:8) | |
Firavun, ondan öncekiler ve helâk olmuş şehirler, hep o hatayı yapanlar!(69:9) | |
Rablerinin Rasûlüne âsi oldular da (Rableri) onları şiddetle yakalayıverdi!(69:10) | |
Muhakkak ki o su, kontrol dışı yükseldiğinde, sizi akıp gidenin içinde biz taşıdık!(69:11) | |
Onu, sizin için bir hatırlatma ve iyi algılayan kulak da onu iyi kavrasın diye (naklettik)!(69:12) | |
Sur'a (sûretlere - o anki bedenlere) nefha-i vahide (tek bir üfürüş) üflendiğinde (bilinçler hakikatlerini bedensiz fark ettiklerinde). . .(69:13) | |
Arz (bedenler) ve dağlar (benlikler) kaldırılıp da tek darbeyle darmadağın edildiklerinde;(69:14) | |
İşte o süreçte, o vâkı'a (herkesin mutlak hakikati fark edip yaşaması) oluşmuştur!(69:15) | |
O semâ (benlik bilinci) yarılmıştır! O süreçte o, göçmüştür!(69:16) | |
Melek de onun etrafındadır! Rabbinin arşını ise o süreçte onların (mahlûkatın) üstünde (boyutsal üstünde - derûnî yüceliğinde) bulunan sekiz (kuvve) taşır.(69:17) | |
O süreçte, hiçbir gizliniz gizli kalmaksızın arz olunursunuz (apaçık ortada olursunuz)!(69:18) | |
Kitabı (yaşam bilgi kayıtları) sağından oluşmuş olana gelince; o şöyle der: "İşte alın, okuyun bilgilerimi!"(69:19) | |
"Gerçekten ben, yaptıklarımın sonucuna kavuşacağımı düşünüyordum!"(69:20) | |
Artık o, mutlu bir seyir içindedir;(69:21) | |
Âli (yüce) bir cennette!(69:22) | |
Onun yaptıklarının getirisi nimetler, elinin altındadır!(69:23) | |
Geçmişinizde yaptıklarınızın sonucu olarak şimdi afiyetle yeyip için!(69:24) | |
Yaşam bilgisi kayıtları (kitabı) solundan oluşmuş olana gelince; o da şöyle der: "Keşke bana kayıtlarım hiç verilmeseydi!"(69:25) | |
"Hesabımı (yaptıklarımın sonucunun ne olduğunu) hiç bilmeseydim!"(69:26) | |
"Keşke (bu aşamaya gelinmeden) iş bitmiş olsaydı!"(69:27) | |
"Servetim bana hiçbir fayda sağlamadı!"(69:28) | |
"Bütün gücüm de yok olup gitti. "(69:29) | |
"Tutun da bağlayın onu!"(69:30) | |
"Sonra Cahîm'e (cehenneme) atın onu!"(69:31) | |
"Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincir içine sokun onu;"(69:32) | |
"Çünkü o, Esmâ'sıyla hakikati olan Aziym Allâh'a iman etmiyordu!"(69:33) | |
"Yoksulları doyurmak konusunda hiç çabası yoktu (cimriydi)!"(69:34) | |
"İşte bu süreçte onun hiçbir candan dostu yoktur. "(69:35) | |
"İrinli artıklardan başka yiyecekleri olmaz;"(69:36) | |
"Suçlular sadece onu yer!"(69:37) | |
Yemin olsun görmekte olduklarınıza,(69:38) | |
Ve görmediklerinize!(69:39) | |
Muhakkak ki O, Keriym bir Rasûlün kavlidir (sözüdür).(69:40) | |
O bir şair sözü değildir. . . İmanınız çok kısıtlı!(69:41) | |
Bir kâhin sözü de değildir. . . Hatırlayıp düşünmeniz de çok kısıtlı!(69:42) | |
Rabb-ül âlemîn'den bir tenzîldir (tafsile indirme)!(69:43) | |
Uydurup bize atfetseydi;(69:44) | |
Elbette O'ndan sağ elini (gücünü) alırdık.(69:45) | |
Sonra, elbette O'nun şah damarını (aort) keserdik!(69:46) | |
Sizden hiçbir kimse de buna engel olamazdınız.(69:47) | |
Muhakkak ki O (Kur'ân), korunmak isteyenler için düşündürücü hatırlatmadır!(69:48) | |
Muhakkak ki biz, yalanlayanlarınızı elbette biliyoruz.(69:49) | |
Muhakkak ki O (kıyamet süreci), hakikat bilgisini inkâr edenler için elbette büyük pişmanlıktır!(69:50) | |
Muhakkak ki O (kıyamet süreci), elbette Hakk-el Yakîn'dir (hakikatin en açık seçik yaşantısıdır)!(69:51) | |
Öyleyse, ismi Aziym olan Rabbin namına (Esmâ'sına kullukla) işlevine devam ederek O'nu tespih etmiş ol!(69:52) | |