Ali Fikri Yavuz Meali |
|
(Vukuu bir gerçek olan) o kıyamet!...(69:1) | |
Nedir o kıyamet?(69:2) | |
Kıyameti, sana hangi şey bildirdi? (Sen, künhünü bilemezsin).(69:3) | |
(Salih’in kavmi) Semûd ve (Hûd’un kavmi) Âd, o kıyamete inanmadı.(69:4) | |
Amma Semûd, azgınlıkları sebebiyle (korkunç bir ses ve sarsıntı ile) helâk edildiler.(69:5) | |
Âd Kavmine gelince; onlar da kasıp kavuran şiddetli bir rüzgâr ile helâk edildiler.(69:6) | |
Allah o fırtınayı, üzerlerine yedi gece ve sekiz gün arka arkaya musallat etti. (Orada bulunaydın) bu kavmin o fırtınada yıkılıp kaldığını görürdün; sanki onlar, içleri kof hurma kütükleri idiler.(69:7) | |
Şimdi onlardan, görüyor musun bir geri kalan?(69:8) | |
Firavun da, ondan öncekiler de, Lût kavminin kasabalar halkı da, hep o hatayı (şirk ve isyanı) işlediler.(69:9) | |
Böylece Rablerinin peygamberine isyan ettiler. Bunun üzerine gittikçe artan şiddetli bir azap kendilerini yakalayıverdi.(69:10) | |
Gerçekten biz, (Nûh zamanında) su taştığı vakit, sizi (varlığınıza sebep olan atalarınızı) gemide biz taşıdık;(69:11) | |
Onu (müminleri kurtarıp da kâfirleri boğmamızı) size bir ibret yapalım ve onu belleyip saklıyan kulaklar saklasın diye...(69:12) | |
Çünkü Sûr’a ilk üfürülüş üfürüldüğü,(69:13) | |
Yer ve dağlar kaldırılıp da bir çarpılış çarpıldıkları zaman,(69:14) | |
İşte o gün, kıyamet kopmuştur.(69:15) | |
Gök de yarılmış; o gün, o da sarkmıştır.(69:16) | |
Melekler de semânın etrafındadırlar. O gün Rabbinin arşını, üstlerinde (boyunlarında) sekiz melek taşır.(69:17) | |
O gün (hesap için Allah’a) arz olunursunuz; öyle ki, gizli bir haliniz kalmaz.(69:18) | |
İşte o vakit, kitabı sağ eline verilmiş olan kimse der ki: “- Gelin, kitabımı okuyun.(69:19) | |
Çünkü ben, hesabıma kavuşacağımı sezmiştim.”(69:20) | |
Artık, hoşnud (ve razı olduğu) hayatta,(69:21) | |
Yüksek bir cennettedir.(69:22) | |
(Meyvelerinin) devşirilmeleri yakından...(69:23) | |
(Allah, onlara şöyle buyurur): “- Yeyin, için, âfiyet olsun; (dünyadaki) geçmiş günlerde takdim ettiğiniz salih amellere karşılık olarak.”(69:24) | |
Kitabı sol eline verilmiş olan ise, der ki: “- Eyvah! Keşke kitabım bana verilmeseydi...(69:25) | |
Hesabımın da ne olduğunu bilmeseydim.(69:26) | |
Ne olurdu, o ölüm kat’î olaydı (da bir daha dirilmeseydim!)(69:27) | |
Malım bana bir fayda vermedi.(69:28) | |
Bütün saltanatım (varım-yoğum) benden ayrılıp mahvoldu.”(69:29) | |
(Allah şöyle buyurur): “- Tutun onu, hemen bağlayın onu.(69:30) | |
Sonra onu cehenneme atın.(69:31) | |
Sonra, boyu yetmiş arşın bir zincirde, onu oraya sürün.”(69:32) | |
Çünkü o, yüce Allah’a iman etmiyordu.(69:33) | |
Yoksulların yiyeceğine hiç bakmıyor, teşvik etmiyordu.(69:34) | |
Bugün de ona, burada (yardım edecek) bir yakın yok;(69:35) | |
Cehennemliklerin irininden başka bir yiyecek de yok...(69:36) | |
Onu, ancak kâfirler yer.(69:37) | |
Artık kasem ederim, gördüklerinize;(69:38) | |
Ve görmediklerinize...(69:39) | |
Şüphesiz o Kur’an, kerîm bir peygamberin (Allah’dan) getirdiği sözdür.(69:40) | |
O, bir şair sözü değildir. Siz, pek az inanıp tasdik ediyorsunuz.(69:41) | |
Bir kâhin sözü de değildir. Siz pek az düşünüyorsunuz.(69:42) | |
O, âlemlerin Rabbinden indirilmedir.(69:43) | |
Eğer o Peygamber, bazı sözler uydurup bize isnad etmeğe kalkışsaydı,(69:44) | |
Elbette biz O’nu kuvvetle yakalar ve O’ndan intikam alırdık.(69:45) | |
Sonra da muhakkak O’nun kalb damarlarını keserdik, (boynunu vururduk).(69:46) | |
O vakit, sizden hiç biriniz O’na siper de olamazdınız.(69:47) | |
Gerçekten o Kur’an, takva sahipleri için bir öğüddür.(69:48) | |
Doğrusu, biz de biliyoruz ki, sizden inanmıyanlar var.(69:49) | |
Muhakkak ki, o Kur’an, kâfirler için bir pişmanlıktır, (kıyamet günü, Kur’ân’a iman etmediklerinin nedametini çekeceklerdir).(69:50) | |
Muhakkak o Kur’an, şüphe götürmez bir gerçektir.(69:51) | |
O halde (Ey Kerîm Rasûl), yüce Rabbini ismiyle tesbih et...(69:52) | |