N – nominative masculine noun PRON – 1st person singular possessive pronoun اسم مرفوع والياء المحذوفة ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إنهن
|
ÎNHN
innehunne
şüphesiz onlar
Indeed, they
,Nun,He,Nun, ,50,5,50,
ACC – accusative particle PRON – 3rd person feminine plural object pronoun حرف نصب و«هن» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
أضللن
ض ل ل | ŽLL
ÊŽLLN
eDlelne
şaşırttılar
have led astray
,Dad,Lam,Lam,Nun, ,800,30,30,50,
V – 3rd person feminine plural (form IV) perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والنون ضمير متصل في محل رفع فاعل
كثيرا
ك ث ر | KS̃R
KS̃YRE
keṧīran
birçoğunu
many
Kef,Se,Ye,Re,Elif, 20,500,10,200,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun اسم منصوب
من
|
MN
mine
-dan
among
Mim,Nun, 40,50,
P – preposition حرف جر
الناس
ن و س | NVS
ELNES
n-nāsi
insanlar-
the mankind.
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin, 1,30,50,1,60,
N – genitive masculine plural noun اسم مجرور
فمن
|
FMN
femen
artık kim
So whoever
Fe,Mim,Nun, 80,40,50,
REM – prefixed resumption particle REL – relative pronoun الفاء استئنافية اسم موصول
تبعني
ت ب ع | TBA
TBANY
tebiǎnī
bana uyarsa
follows me
Te,Be,Ayn,Nun,Ye, 400,2,70,50,10,
V – 3rd person masculine singular perfect verb PRON – 1st person singular object pronoun فعل ماض والياء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فإنه
|
FÎNH
feinnehu
şüphsiz o
then indeed, he
Fe,,Nun,He, 80,,50,5,
REM – prefixed resumption particle ACC – accusative particle PRON – 3rd person masculine singular object pronoun الفاء استئنافية حرف نصب والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
مني
|
MNY
minnī
bendendir
(is) of me,
Mim,Nun,Ye, 40,50,10,
P – preposition PRON – 1st person singular object pronoun جار ومجرور
ومن
|
VMN
ve men
ve kim
and whoever
Vav,Mim,Nun, 6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) REL – relative pronoun الواو عاطفة اسم موصول
عصاني
ع ص ي | AṦY
AṦENY
ǎSānī
bana karşı gelirse
disobeys me,
Ayn,Sad,Elif,Nun,Ye, 70,90,1,50,10,
V – 3rd person masculine singular perfect verb PRON – 1st person singular object pronoun فعل ماض والياء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فإنك
|
FÎNK
feinneke
şüphesiz sen
then indeed, You
Fe,,Nun,Kef, 80,,50,20,
REM – prefixed resumption particle ACC – accusative particle PRON – 2nd person masculine singular object pronoun الفاء استئنافية حرف نصب والكاف ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
غفور
غ ف ر | ĞFR
ĞFVR
ğafūrun
bağışlayansın
(are) Oft-Forgiving,
Ğayn,Fe,Vav,Re, 1000,80,6,200,
N – nominative masculine singular indefinite noun اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |رَبِّ: Rabbim | إِنَّهُنَّ: şüphesiz onlar | أَضْلَلْنَ: şaşırttılar | كَثِيرًا: birçoğunu | مِنَ: -dan | النَّاسِ: insanlar- | فَمَنْ: artık kim | تَبِعَنِي: bana uyarsa | فَإِنَّهُ: şüphsiz o | مِنِّي: bendendir | وَمَنْ: ve kim | عَصَانِي: bana karşı gelirse | فَإِنَّكَ: şüphesiz sen | غَفُورٌ: bağışlayansın | رَحِيمٌ: esirgeyensin |
Kırık Meal (Harekesiz) : |رب RBRabbim | إنهن ÎNHNşüphesiz onlar | أضللن ÊŽLLNşaşırttılar | كثيرا KS̃YREbirçoğunu | من MN-dan | الناس ELNESinsanlar- | فمن FMNartık kim | تبعني TBANYbana uyarsa | فإنه FÎNHşüphsiz o | مني MNYbendendir | ومن WMNve kim | عصاني AṦENYbana karşı gelirse | فإنك FÎNKşüphesiz sen | غفور ĞFWRbağışlayansın | رحيم RḪYMesirgeyensin |
Kırık Meal (Okunuş) : |rabbi: Rabbim | innehunne: şüphesiz onlar | eDlelne: şaşırttılar | keṧīran: birçoğunu | mine: -dan | n-nāsi: insanlar- | femen: artık kim | tebiǎnī: bana uyarsa | feinnehu: şüphsiz o | minnī: bendendir | ve men: ve kim | ǎSānī: bana karşı gelirse | feinneke: şüphesiz sen | ğafūrun: bağışlayansın | raHīmun: esirgeyensin |
Kırık Meal (Transcript) : |RB: Rabbim | ÎNHN: şüphesiz onlar | ÊŽLLN: şaşırttılar | KS̃YRE: birçoğunu | MN: -dan | ELNES: insanlar- | FMN: artık kim | TBANY: bana uyarsa | FÎNH: şüphsiz o | MNY: bendendir | VMN: ve kim | AṦENY: bana karşı gelirse | FÎNK: şüphesiz sen | ĞFVR: bağışlayansın | RḪYM: esirgeyensin |
Abdulbaki Gölpınarlı : Rabbim, şüphe yok ki onlar, insanların çoğunu doğru yoldan saptırdılar. Artık kim bana uyarsa o bendendir ve bana isyân edene gelince: Şüphe yok ki sen, suçları örtersin, rahîmsin.
Adem Uğur : Çünkü, onlar (putlar), insanlardan birçoğunun sapmasına sebep oldular, Rabbim. Şimdi kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, artık sen gerçekten çok bağışlayan, pek esirgeyensin.
Ahmed Hulusi : "Rabbim. . . Muhakkak ki onlar (tanrı edinilenler) insanlardan pek çoğunu saptırdılar. . . (Artık) kim bana tâbi olur ise, muhakkak ki o bendendir. . . Kim de bana isyan eder ise, muhakkak ki sen Ğafûr'sun, Rahıym'sin. "
Ahmet Tekin : 'Rabbim, bu putlar insanların birçoğunu başına buyruk hale getirerek, hak yoldan uzaklaşmalarına, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerine imkân sağladılar. Kim bana tâbî olursa, o bendendir. Kim de, bana âsî olursa, bilsin ki, Allah çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir.' diyordu.
Ahmet Varol : Rabbim! Gerçekten onlar insanlardan çoğunu saptırdılar. Artık kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, şüphesiz sen bağışlayansın, rahmet edensin.
Ali Bulaç : "Rabbim, gerçekten onlar insanlardan birçoğunu şaşırtıp saptırdı. Bundan böyle kim bana uyarsa, artık o bendendir, kim bana isyan ederse elbette Sen, bağışlayansın, esirgeyensin."
Ali Fikri Yavuz : Rabbim! Çünkü o putlar, insanlardan bir çoğunu şaşırttılar. Artık bundan sonra kim bana tabi olur, izimde giderse, işte o bendendir. Kim de bana isyan ederse, tevbe ettiği takdirde, muhakkak ki sen çok bağışlayıcı, çok merhamet edicisin.
Bekir Sadak : «ORabbim! O putlar cok insanlari saptirdi; bana uyan bendendir, bana karsi gelen kimseyi Sana birakirim; Sen bagislarsin, merhamet edersin.»
Celal Yıldırım : «Rabbim! O putlar insanlardan bir çoğunu saptırdılar. Artık kim bana uyarsa, şüphesiz ki o bendendir ; kim de bana karşı gelirse, şüphe yok ki sen çok bağışlayan ve çok merhamet edensin.»
Diyanet İşleri : “Rabbim! Çünkü o putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Artık kim bana uyarsa, o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, şüphesiz sen çok bağışlayan, çok merhamet edensin.”
Diyanet İşleri (eski) : 'Rabbim! O putlar çok insanları saptırdı; bana uyan bendendir, bana karşı gelen kimseyi Sana bırakırım; Sen bağışlarsın, merhamet edersin.'
Diyanet Vakfi : «Çünkü, onlar (putlar), insanlardan birçoğunun sapmasına sebep oldular, Rabbim. Şimdi kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, artık sen gerçekten çok bağışlayan, pek esirgeyensin.»
Edip Yüksel : 'Rabbim, onlar, insanlardan bir çoğunu saptırdılar. Beni izleyenler bendendir. Bana karşı gelenlere gelince, elbette sen Bağışlayansın, Rahimsin.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Rabbim! Çünkü onlar (putlar) insanlardan birçoğunun sapmasına sebep oldular. Şimdi kim bana uyarsa, o bendendir; kim bana karşı gelirse, artık sen gerçekten çok bağışlayan ve çok merhamet edensin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Rabbim, çünkü onlar, insanlardan bir çoğunu şaşırttılar. Bundan böyle kim benim izimce gelirse, işte o bendendir; kim bana karşı gelirse artık Sen bağışlayan, merhamet edensin!
Elmalılı Hamdi Yazır : Rabbım!. Çünkü onlar insanlardan bir çoğunu şaşırtırlar, bundan böyle izimce gelirse işte o bendendir, kim de bana ısyan ederse artık sen gafursun, rahîmsin
Fizilal-il Kuran : Ey Rabbim, o putlar çoğu insanı yoldan çıkardı. Bundan böyle kim bana uyarsa bendendir, kim bana karşı çıkarsa, hiç kuşkusuz sen bağışlayıcısın, merhametlisin.
Gültekin Onan : "Rabbim gerçekten onlar insanlardan birçoğunu şaşırtıp saptırdı. Bundan böyle kim bana uyarsa, artık o bendendir, kim bana isyan ederse elbette Sen, bağışlayansın, esirgeyensin."
Hakkı Yılmaz : (35-41) "Ve hani bir zaman İbrâhîm: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl! Beni ve oğullarımı putlara tapmamızdan uzak tut! Rabbim! Şüphesiz putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Şimdi kim bana uyarsa, artık o, şüphesiz bendendir; kim bana karşı gelirse… Artık Sen şüphesiz çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. Rabbimiz! Şüphesiz ben çocuklarımdan bir bölümünü salâtı ikame etmeleri [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaları-ayakta tutmaları] için, Senin dokunulmazlaşmış Ev'inin yanında, ekinsiz bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Verdiğin nimetlerin karşılığını ödemeleri için artık Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir. Ve onları bazı meyvelerden rızıklandır. Rabbimiz! Şüphesiz Sen bizim gizlediğimiz şeyleri ve açığa vurduğumuz şeyleri bilirsin. –Ve yerde ve gökte, hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz.– Tüm övgüler, ihtiyarlık hâlimde bana İsmâîl'i ve İshâk'ı lütfeden Allah'adır; başkası övülemez. Şüphesiz ki Rabbim duamı çok iyi işitendir. Rabbim! Beni salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta tutan] biri kıl! Soyumdan da. Rabbimiz! Duamı da kabul et! Rabbimiz! Hesabın kurulduğu günde benim için, anam-babam için ve mü’minler için bağışlamada bulun!” demişti. "
Hasan Basri Çantay : «Rabbim, çünkü onlar insanlardan bir çoğunu başdan çıkardılar. Bundan sonra kim bana uyarsa işte o, bendendir. Kim de bana karşı gelirse... Hakıykat, sen çok yarlığayıcı, çok esirgeyicisin».
Hayrat Neşriyat : 'Rabbim! Çünki onlar (o putlar), insanlardan birçoğunu dalâlete düşürdüler. Bundan sonra kim bana tâbi' olursa, artık muhakkak o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, artık şübhesiz ki sen, Gafûr (çok bağışlayan)sın, Rahîm (çok merhamet eden)sin.'
İbni Kesir : Rabbım; çünkü onlar insanlardan bir çoğunu baştan çıkardılar. Bundan sonra bana uyan bendendir. Bana karşı gelen kimseyi de Sana havale ederim. Muhakkak ki Sen; Gafur, Rahim'sin.
İskender Evrenosoğlu : Rabbim gerçekten onlar (putlar), insanların çoğunu dalâlete düşürdüler. Artık kim bana tâbî olursa, bu sebeple o mutlaka bendendir. Ve kim bana asi olursa, o zaman muhakkak ki; Sen Gafur'sun, Rahîm'sin.
Muhammed Esed : Çünkü, ey Rabbim, bu (tapınma nesneleri) gerçekten, insanlardan pek çoğunu yoldan çıkardı! "Bunun içindir ki, (yalnızca tebliğ ettiğim dinde) bana uyan kimse gerçekten bendendir; bana baş kaldırana gelince, şüphesiz Sen çok acıyan, esirgeyen gerçek bağışlayıcısın!
Ömer Nasuhi Bilmen : «Ey Rabbim! Muhakkak ki onlar nâstan birçoklarını idlâl ettiler. İmdi her kim bana tâbi olursa şüphe yok ki, o bendendir ve kim bana âsi olursa, artık muhakkak ki, Sen çok yarlığayıcısın, çok esirgeyicisin.»
Ömer Öngüt : “Ey Rabbim! Çünkü o putlar insanlardan bir çoğunu saptırdılar. Bana uyan bendendir. Bana karşı gelen kimseyi sana havale ederim, şüphesiz ki sen çok bağışlayan çok merhamet edensin. ”
Şaban Piriş : Rabbim! Onlar çok insanları saptırdı; Kim bana uyarsa o bendendir. Kim bana isyan ederse.. Sen bağışlarsın, merhamet edersin.
Suat Yıldırım : "Ya Rabbî! Doğrusu onlar (putlar) insanların birçoğunu saptırdılar. Artık bundan sonra kim bana tâbi olursa, o bendendir. Kim de bana karşı gelirse o da Sen’in merhametine kalmıştır, şüphesiz Sen gafursun, rahîmsin."
Süleyman Ateş : "Rabbim, onlar insanlardan birçoğunu şaşırttılar. Artık bundan böyle kim bana uyarsa o bendendir, kim bana karşı gelirse (o da senin merhametine kalmıştır), şüphesiz sen bağışlayan, esirgeyensin."
Tefhim-ul Kuran : «Rabbim, gerçekten onlar insanlardan birçoğunu şaşırtıp saptırdı. Bundan böyle kim bana uyarsa, artık o bendendir, kim de bana isyan ederse kuşkusuz Sen, bağışlayansın, esirgeyensin.»
Ümit Şimşek : 'Yâ Rabbi, onlar insanların birçoğunu saptırdı. Kim bana uyarsa, o bendendir. Kim bana karşı gelirse, şüphesiz ki Sen çok bağışlayıcı, çok merhamet edicisin.
Yaşar Nuri Öztürk : "Rabbim, onlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Artık beni izleyen bendendir. Bana isyan edene gelince, onun hakkında sen Gafûr ve Rahîm'sin.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]