» 14 / Ibrahim  42:

Kuran Sırası: 14
İniş Sırası: 72
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52

 » 14 / Ibrahim  Suresi: 42
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَا (VLE) = ve lā :
2. تَحْسَبَنَّ (TḪSBN) = teHsebenne : sanma
3. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah'ı
4. غَافِلًا (ĞEFLE) = ğāfilen : gafil
5. عَمَّا (AME) = ǎmmā : şeylerden
6. يَعْمَلُ (YAML) = yeǎ'melu : yaptığı
7. الظَّالِمُونَ (ELƵELMVN) = Z-Zālimūne : zalimlerin
8. إِنَّمَا (ÎNME) = innemā : muhakkak O
9. يُؤَخِّرُهُمْ (YÙḢRHM) = yu'eḣḣiruhum : ertelemektedir
10. لِيَوْمٍ (LYVM) = liyevmin : bir güne
11. تَشْخَصُ (TŞḢṦ) = teşḣaSu : (dehşetten) donup kalacağı
12. فِيهِ (FYH) = fīhi : onda
13. الْأَبْصَارُ (ELÊBṦER) = l-ebSāru : gözlerin
| sanma | Allah'ı | gafil | şeylerden | yaptığı | zalimlerin | muhakkak O | ertelemektedir | bir güne | (dehşetten) donup kalacağı | onda | gözlerin |

[] [ḪSB] [] [ĞFL] [] [AML] [ƵLM] [] [EḢR] [YVM] [ŞḢṦ] [] [BṦR]
VLE TḪSBN ELLH ĞEFLE AME YAML ELƵELMVN ÎNME YÙḢRHM LYVM TŞḢṦ FYH ELÊBṦER

ve lā teHsebenne llahe ğāfilen ǎmmā yeǎ'melu Z-Zālimūne innemā yu'eḣḣiruhum liyevmin teşḣaSu fīhi l-ebSāru
ولا تحسبن الله غافلا عما يعمل الظالمون إنما يؤخرهم ليوم تشخص فيه الأبصار

 » 14 / Ibrahim  Suresi: 42
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولا | VLE ve lā And (do) not
تحسبن ح س ب | ḪSB TḪSBN teHsebenne sanma think
الله | ELLH llahe Allah'ı (that) Allah
غافلا غ ف ل | ĞFL ĞEFLE ğāfilen gafil (is) unaware
عما | AME ǎmmā şeylerden of what
يعمل ع م ل | AML YAML yeǎ'melu yaptığı do
الظالمون ظ ل م | ƵLM ELƵELMVN Z-Zālimūne zalimlerin the wrongdoers.
إنما | ÎNME innemā muhakkak O Only
يؤخرهم ا خ ر | EḢR YÙḢRHM yu'eḣḣiruhum ertelemektedir He gives them respite
ليوم ي و م | YVM LYVM liyevmin bir güne to a Day
تشخص ش خ ص | ŞḢṦ TŞḢṦ teşḣaSu (dehşetten) donup kalacağı will stare
فيه | FYH fīhi onda in it
الأبصار ب ص ر | BṦR ELÊBṦER l-ebSāru gözlerin the eyes.

14:42 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| sanma | Allah'ı | gafil | şeylerden | yaptığı | zalimlerin | muhakkak O | ertelemektedir | bir güne | (dehşetten) donup kalacağı | onda | gözlerin |

[] [ḪSB] [] [ĞFL] [] [AML] [ƵLM] [] [EḢR] [YVM] [ŞḢṦ] [] [BṦR]
VLE TḪSBN ELLH ĞEFLE AME YAML ELƵELMVN ÎNME YÙḢRHM LYVM TŞḢṦ FYH ELÊBṦER

ve lā teHsebenne llahe ğāfilen ǎmmā yeǎ'melu Z-Zālimūne innemā yu'eḣḣiruhum liyevmin teşḣaSu fīhi l-ebSāru
ولا تحسبن الله غافلا عما يعمل الظالمون إنما يؤخرهم ليوم تشخص فيه الأبصار

[] [ح س ب] [] [غ ف ل] [] [ع م ل] [ظ ل م] [] [ا خ ر] [ي و م] [ش خ ص] [] [ب ص ر]

 » 14 / Ibrahim  Suresi: 42
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولا | VLE ve lā And (do) not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
تحسبن ح س ب | ḪSB TḪSBN teHsebenne sanma think
Te,Ha,Sin,Be,Nun,
400,8,60,2,50,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
فعل مضارع والنون للتوكيد
الله | ELLH llahe Allah'ı (that) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
غافلا غ ف ل | ĞFL ĞEFLE ğāfilen gafil (is) unaware
Ğayn,Elif,Fe,Lam,Elif,
1000,1,80,30,1,
N – accusative masculine indefinite active participle
اسم منصوب
عما | AME ǎmmā şeylerden of what
Ayn,Mim,Elif,
70,40,1,
P – preposition
REL – relative pronoun
حرف جر
اسم موصول
يعمل ع م ل | AML YAML yeǎ'melu yaptığı do
Ye,Ayn,Mim,Lam,
10,70,40,30,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
الظالمون ظ ل م | ƵLM ELƵELMVN Z-Zālimūne zalimlerin the wrongdoers.
Elif,Lam,Zı,Elif,Lam,Mim,Vav,Nun,
1,30,900,1,30,40,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
إنما | ÎNME innemā muhakkak O Only
,Nun,Mim,Elif,
,50,40,1,
ACC – accusative particle
PREV – preventive particle
كافة ومكفوفة
يؤخرهم ا خ ر | EḢR YÙḢRHM yu'eḣḣiruhum ertelemektedir He gives them respite
Ye,,Hı,Re,He,Mim,
10,,600,200,5,40,
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
ليوم ي و م | YVM LYVM liyevmin bir güne to a Day
Lam,Ye,Vav,Mim,
30,10,6,40,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine indefinite noun
جار ومجرور
تشخص ش خ ص | ŞḢṦ TŞḢṦ teşḣaSu (dehşetten) donup kalacağı will stare
Te,Şın,Hı,Sad,
400,300,600,90,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
فيه | FYH fīhi onda in it
Fe,Ye,He,
80,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
الأبصار ب ص ر | BṦR ELÊBṦER l-ebSāru gözlerin the eyes.
Elif,Lam,,Be,Sad,Elif,Re,
1,30,,2,90,1,200,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَا: | تَحْسَبَنَّ: sanma | اللَّهَ: Allah'ı | غَافِلًا: gafil | عَمَّا: şeylerden | يَعْمَلُ: yaptığı | الظَّالِمُونَ: zalimlerin | إِنَّمَا: muhakkak O | يُؤَخِّرُهُمْ: ertelemektedir | لِيَوْمٍ: bir güne | تَشْخَصُ: (dehşetten) donup kalacağı | فِيهِ: onda | الْأَبْصَارُ: gözlerin |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولا WLE | تحسبن TḪSBN sanma | الله ELLH Allah'ı | غافلا ĞEFLE gafil | عما AME şeylerden | يعمل YAML yaptığı | الظالمون ELƵELMWN zalimlerin | إنما ÎNME muhakkak O | يؤخرهم YÙḢRHM ertelemektedir | ليوم LYWM bir güne | تشخص TŞḢṦ (dehşetten) donup kalacağı | فيه FYH onda | الأبصار ELÊBṦER gözlerin |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve lā: | teHsebenne: sanma | llahe: Allah'ı | ğāfilen: gafil | ǎmmā: şeylerden | yeǎ'melu: yaptığı | Z-Zālimūne: zalimlerin | innemā: muhakkak O | yu'eḣḣiruhum: ertelemektedir | liyevmin: bir güne | teşḣaSu: (dehşetten) donup kalacağı | fīhi: onda | l-ebSāru: gözlerin |
Kırık Meal (Transcript) : |VLE: | TḪSBN: sanma | ELLH: Allah'ı | ĞEFLE: gafil | AME: şeylerden | YAML: yaptığı | ELƵELMVN: zalimlerin | ÎNME: muhakkak O | YÙḢRHM: ertelemektedir | LYVM: bir güne | TŞḢṦ: (dehşetten) donup kalacağı | FYH: onda | ELÊBṦER: gözlerin |
Abdulbaki Gölpınarlı : Zâlimlerin yaptıklarından gafil sanma Allah'ı sakın; ancak onların cezâsını, gözlerin dikilip kalacağı güne tehir etmede.
Adem Uğur : (Resûlüm!) Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.
Ahmed Hulusi : Zâlimlerin yapmakta olduklarından Allâh'ı gâfil sanma! Onları ancak, gözlerin yuvalarından dışarı fırlayacakları bir süreç için erteliyor.
Ahmet Tekin : Sakın Allah’ı, senin davetini engelliyen, sana ve mü’minlere baskı ve işkence yapan, Allah’ın dinine mânî olan zâlimlerin yaptıklarından habersiz sanma. Allah onların cezalarını, korkudan gözlerin belereceği bir güne erteliyor.
Ahmet Varol : Sakın Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. Ancak onları gözlerin donup kalacağı bir güne ertelemektedir.
Ali Bulaç : (Ey Muhammed,) Allah'ı sakın zulmedenlerin yapmakta olduklarından habersiz sanma, onları yalnızca gözlerin dehşetle belireceği bir güne ertelemektedir.
Ali Fikri Yavuz : Asla zalimlerin yapacağı şeyden, Allah’ı gafil sanma. Ancak Allah onların azabını öyle bir güne bırakıyor ki, o gün gözler korkudan dikilir kalır.
Bekir Sadak : Sakin Allah'i, zalimlerin yaptiklarindan habersiz sanma; gozlerin disari firlayacagi bir gune kadar onlari ertelemektedir.
Celal Yıldırım : (Bu geçen olayları hatırla da) Allah'ı, o zâlimlerin yaptıklarından habersiz sanma ! Onları ancak gözlerin bir noktaya dikilip kalacağı güne kadar geciktiriyor.
Diyanet İşleri : Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.
Diyanet İşleri (eski) : Sakın Allah'ı, zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma; gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne kadar onları ertelemektedir.
Diyanet Vakfi : (Resûlüm!) Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.
Edip Yüksel : Zalimlerin yapmakta olduklarından ALLAH'ı habersiz sanma. Onları sadece, gözlerin dehşetten donup kalacağı güne kadar ertelemektedir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ey Peygamber! Sakın zalimlerin yaptıklarından Allah'ın gâfil olduğunu sanma! Ancak Allah, onların cezalarını, gözlerin dışa fırlayacağı güne erteler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bunları an ve sakın Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! O, onları sadece öyle bir güne erteliyor ki, o gün gözler belerir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bunları an ve sakın Allahı zalimlerin yaptıklarından gafil sanma, onları o, ancak öyle bir güne te'hır eder ki o gün gözler belerir
Fizilal-il Kuran : Sakın, Allah'ı, zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. Yalnız onlarla hesaplaşmayı gözlerin şaşkınlıktan donakalacağı bir güne erteliyor.
Gültekin Onan : (Ey Muhammed,) Tanrı'yı sakın zulmedenlerin yapmakta olduklarından habersiz sanma; onları yalnızca gözlerin dehşetle belireceği bir güne ertelemektedir.
Hakkı Yılmaz : (42,43) "Sakın şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanların yaptıklarından Allah'ın duyarsız/bilgisiz olduğunu sanma! Ancak O, onları, başlarını dikerek koşacakları, gözlerin dışa fırlayacağı bir gün için erteliyor. Onların bakışları kendilerine dönmez ve onların gönülleri bomboştur. "
Hasan Basri Çantay : O zaalimlerin yapacaklarından Allâhı gaafil zannetme sakın. O bunları ancak öyle bir gün için geçikdiriyor ki o (gün) gözler (şaşkınlıkla) belerib kalacakdır.
Hayrat Neşriyat : (Habîbim, yâ Muhammed!) Sakın Allah’ı, zâlimlerin yapmakta olduğu şeylerden gafil sanma! (Rabbin) onları, ancak kendisinde gözlerin dehşetten donup kalacağı bir güne erteler.
İbni Kesir : Zalimlerin yaptıklarından Allah'ı gafil sanma. Onları sadece gözlerin dehşetle belireceği bir güne kadar tehir etmektedir.
İskender Evrenosoğlu : Ve Allah'ı, zalimlerin yaptığı şeylerden gâfil sanma. Sadece onları, gözlerin dehşetten açılacağı güne tehir eder (erteler).
Muhammed Esed : Sakın, Allah'ı zalimlerin edip eylediği şeylerden habersiz sanma; O sadece, onlara, gözlerin dehşetle bakakalacağı Gün'e kadar zaman tanımaktadır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Allah Teâlâ'yı zalimlerin yapar oldukları şeylerden gâfil sanma. Onları, kendisinde gözlerin yerlerinde karar edemeyeceği bir gün için tehir eder.
Ömer Öngüt : Allah'ı, zâlimlerin yaptıklarından sakın habersiz sanma! O zâlimleri öyle bir güne erteler ki, o gün gözleri şaşkınlıktan bakakalır.
Şaban Piriş : Sakın Allah’ı, zalimlerin yaptıklarından habersiz zannetme; sadece gözlerin dehşetten dışarı fırlayacağı bir güne kadar onları ertelemektedir.
Suat Yıldırım : Sen, o zalimlerin işlediklerinden, sakın Rabbinin habersiz olduğunu zannetme! O, sadece onları, dehşetinden gözlerinin donup kalacağı bir güne ertelemektedir.
Süleyman Ateş : Zâlimlerin yaptığından Allâh'ı gâfil sanma, O, sadece onları, gözlerin dehşetten donup kalacağı bir güne ertelemektedir.
Tefhim-ul Kuran : (Ey Muhammed,) Allah'ı sakın zulmedenlerin yapmakta olduklarından habersiz sanma, onları yalnızca gözlerin dehşetle belireceği bir güne ertelemektedir.
Ümit Şimşek : Zalimlerin yaptıklarından Allah'ı habersiz sanma. Allah onların hesabını gözlerin donup kalacağı bir güne erteliyor.
Yaşar Nuri Öztürk : Sakın, Allah'ı, zalimlerin yapmakta olduğundan habersiz sanma. O, onları, gözlerin korkudan donup kalacağı bir güne erteliyor, hepsi bu...


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}