» 53 / Necm  10:

Kuran Sırası: 53
İniş Sırası: 23
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62

 » 53 / Necm  Suresi: 10
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَأَوْحَىٰ (FÊVḪ) = feevHā : sonra vahyetti
2. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
3. عَبْدِهِ (ABD̃H) = ǎbdihi : kuluna
4. مَا (ME) = mā :
5. أَوْحَىٰ (ÊVḪ) = evHā : vahyettiğini
sonra vahyetti | | kuluna | | vahyettiğini |

[VḪY] [] [ABD̃] [] [VḪY]
FÊVḪ ÎL ABD̃H ME ÊVḪ

feevHā ilā ǎbdihi evHā
فأوحى إلى عبده ما أوحى

 » 53 / Necm  Suresi: 10
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فأوحى و ح ي | VḪY FÊVḪ feevHā sonra vahyetti So he revealed
إلى | ÎL ilā to
عبده ع ب د | ABD̃ ABD̃H ǎbdihi kuluna His slave
ما | ME what
أوحى و ح ي | VḪY ÊVḪ evHā vahyettiğini he revealed.

53:10 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

sonra vahyetti | | kuluna | | vahyettiğini |

[VḪY] [] [ABD̃] [] [VḪY]
FÊVḪ ÎL ABD̃H ME ÊVḪ

feevHā ilā ǎbdihi evHā
فأوحى إلى عبده ما أوحى

[و ح ي] [] [ع ب د] [] [و ح ي]

 » 53 / Necm  Suresi: 10
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فأوحى و ح ي | VḪY FÊVḪ feevHā sonra vahyetti So he revealed
Fe,,Vav,Ha,,
80,,6,8,,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
عبده ع ب د | ABD̃ ABD̃H ǎbdihi kuluna His slave
Ayn,Be,Dal,He,
70,2,4,5,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ما | ME what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
أوحى و ح ي | VḪY ÊVḪ evHā vahyettiğini he revealed.
,Vav,Ha,,
,6,8,,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
فعل ماض
FÊVḪ ÎL ABD̃H ME ÊVḪ

فأوحى إلى عبده ما أوحى

 » 53 / Necm  Suresi: 10

: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَأَوْحَىٰ: sonra vahyetti | إِلَىٰ: | عَبْدِهِ: kuluna | مَا: | أَوْحَىٰ: vahyettiğini |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فأوحى FÊWḪ sonra vahyetti | إلى ÎL | عبده ABD̃H kuluna | ما ME | أوحى ÊWḪ vahyettiğini |
Kırık Meal (Okunuş) : |feevHā: sonra vahyetti | ilā: | ǎbdihi: kuluna | : | evHā: vahyettiğini |
Kırık Meal (Transcript) : |FÊVḪ: sonra vahyetti | ÎL: | ABD̃H: kuluna | ME: | ÊVḪ: vahyettiğini |
Abdulbaki Gölpınarlı : Derken kuluna vahyetti, ne vahyettiyse.
Adem Uğur : Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi.
Ahmed Hulusi : Böylece kuluna vahyettiğini vahyetti.
Ahmet Tekin : Allahın kendisine tevdî ettiği vahiy emanetini, Allah’ı ilâh tanıyan, candan müslüman olarak Allah’a bağlanan, saygılı kulu Muhammed’e vahiy yoluyla iletti.
Ahmet Varol : Derken (Allah'ın) kuluna vahyettiğini vahyetti.
Ali Bulaç : Böylece O'nun kuluna vahyettiğini vahyetti.
Ali Fikri Yavuz : (Cebrâil) vahy etti Allah’ın kuluna vahy ettiğini!...
Bekir Sadak : Allah o anda kuluna vahyedecegini etti.
Celal Yıldırım : Kuluna vahyettiğini etti.
Diyanet İşleri : Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti.
Diyanet İşleri (eski) : Allah o anda kuluna vahyedeceğini etti.
Diyanet Vakfi : (10-11) Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. (Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı.
Edip Yüksel : Ve sonra kuluna ne bildirilecekse onu vahyetti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Allah), kuluna verdiği vahyi verdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : kuluna verdiği vahyi verdi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Verdi kuluna verdiği vahyi
Fizilal-il Kuran : O anda Allah dilediği mesajı Kul'una vahyetti.
Gültekin Onan : Böylece O'nun kuluna vahyettiğini vahyetti.
Hasan Basri Çantay : (Allahın) kuluna vahy etdiği neyse onu vahyetdi.
Hayrat Neşriyat : İşte (Allah) kuluna vahyettiğini, vahyetti.
İbni Kesir : O vakit kuluna vahyedeceğini etti.
İskender Evrenosoğlu : Böylece O'nun kuluna vahyedeceği şeyi vahyetti.
Muhammed Esed : Böylece (Allah), vahyedilmesini uygun gördüğü her şeyi kuluna vahyetmiş oldu.
Mustafa İslamoğlu : İşte (Allah)'ın kuluna vahyettiğini böylece iletmiş oldu.
Ömer Nasuhi Bilmen : Hemen (Allah Teâlâ'nın) kuluna vahyettiğini vahyetti.
Ömer Öngüt : O anda kuluna vahyedeceğini vahyetti.
Şaban Piriş : O anda (Allah’ın) kuluna vahyettiğini iletti.
Suat Yıldırım : O da kuluna vahyetmek istediği her şeyi vahyetti.
Süleyman Ateş : Kuluna, vahyettiğini vahyetti.
Tefhim-ul Kuran : Böylece O'nun kuluna vahyettiğini vahyetti.
Ümit Şimşek : Vahyedilecek şeyi Allah'ın kuluna vahyetti.
Yaşar Nuri Öztürk : Böylece vahyetti kuluna vahyettiğini.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}