» 30 / Rûm  10:

Kuran Sırası: 30
İniş Sırası: 84
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60

 » 30 / Rûm  Suresi: 10
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
2. كَانَ (KEN) = kāne : oldu
3. عَاقِبَةَ (AEGBT) = ǎāḳibete : sonu
4. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimselerin
5. أَسَاءُوا (ÊSEÙVE) = esā'ū : kötülük eden(lerin)
6. السُّوأَىٰ (ELSVÊ) = s-sūā : çok kötü
7. أَنْ (ÊN) = en : çünkü
8. كَذَّبُوا (KZ̃BVE) = keƶƶebū : yalanladılar
9. بِايَاتِ (B ËYET) = biāyāti : ayetlerini
10. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
11. وَكَانُوا (VKENVE) = ve kānū : ve -idiler
12. بِهَا (BHE) = bihā : onlarla
13. يَسْتَهْزِئُونَ (YSTHZÙVN) = yestehziūne : alay ediyor-
sonra | oldu | sonu | kimselerin | kötülük eden(lerin) | çok kötü | çünkü | yalanladılar | ayetlerini | Allah'ın | ve -idiler | onlarla | alay ediyor- |

[] [KVN] [AGB] [] [SVE] [SVE] [] [KZ̃B] [EYY] [] [KVN] [] [HZE]
S̃M KEN AEGBT ELZ̃YN ÊSEÙVE ELSVÊ ÊN KZ̃BVE B ËYET ELLH VKENVE BHE YSTHZÙVN

ṧumme kāne ǎāḳibete elleƶīne esā'ū s-sūā en keƶƶebū biāyāti llahi ve kānū bihā yestehziūne
ثم كان عاقبة الذين أساءوا السوأى أن كذبوا بآيات الله وكانوا بها يستهزئون

 » 30 / Rûm  Suresi: 10
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
كان ك و ن | KVN KEN kāne oldu was
عاقبة ع ق ب | AGB AEGBT ǎāḳibete sonu (the) end
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselerin (of) those who
أساءوا س و ا | SVE ÊSEÙVE esā'ū kötülük eden(lerin) did evil -
السوأى س و ا | SVE ELSVÊ s-sūā çok kötü the evil,
أن | ÊN en çünkü because
كذبوا ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BVE keƶƶebū yalanladılar they denied
بآيات ا ي ي | EYY B ËYET biāyāti ayetlerini (the) Signs
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah
وكانوا ك و ن | KVN VKENVE ve kānū ve -idiler and were
بها | BHE bihā onlarla of them
يستهزئون ه ز ا | HZE YSTHZÙVN yestehziūne alay ediyor- making mockery.

30:10 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

sonra | oldu | sonu | kimselerin | kötülük eden(lerin) | çok kötü | çünkü | yalanladılar | ayetlerini | Allah'ın | ve -idiler | onlarla | alay ediyor- |

[] [KVN] [AGB] [] [SVE] [SVE] [] [KZ̃B] [EYY] [] [KVN] [] [HZE]
S̃M KEN AEGBT ELZ̃YN ÊSEÙVE ELSVÊ ÊN KZ̃BVE B ËYET ELLH VKENVE BHE YSTHZÙVN

ṧumme kāne ǎāḳibete elleƶīne esā'ū s-sūā en keƶƶebū biāyāti llahi ve kānū bihā yestehziūne
ثم كان عاقبة الذين أساءوا السوأى أن كذبوا بآيات الله وكانوا بها يستهزئون

[] [ك و ن] [ع ق ب] [] [س و ا] [س و ا] [] [ك ذ ب] [ا ي ي] [] [ك و ن] [] [ه ز ا]

 » 30 / Rûm  Suresi: 10
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
كان ك و ن | KVN KEN kāne oldu was
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
عاقبة ع ق ب | AGB AEGBT ǎāḳibete sonu (the) end
Ayn,Elif,Gaf,Be,Te merbuta,
70,1,100,2,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselerin (of) those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
أساءوا س و ا | SVE ÊSEÙVE esā'ū kötülük eden(lerin) did evil -
,Sin,Elif,,Vav,Elif,
,60,1,,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
السوأى س و ا | SVE ELSVÊ s-sūā çok kötü the evil,
Elif,Lam,Sin,Vav,,,
1,30,60,6,,,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
أن | ÊN en çünkü because
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
كذبوا ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BVE keƶƶebū yalanladılar they denied
Kef,Zel,Be,Vav,Elif,
20,700,2,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بآيات ا ي ي | EYY B ËYET biāyāti ayetlerini (the) Signs
Be,,Ye,Elif,Te,
2,,10,1,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine plural noun
جار ومجرور
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
وكانوا ك و ن | KVN VKENVE ve kānū ve -idiler and were
Vav,Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
6,20,1,50,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
بها | BHE bihā onlarla of them
Be,He,Elif,
2,5,1,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
جار ومجرور
يستهزئون ه ز ا | HZE YSTHZÙVN yestehziūne alay ediyor- making mockery.
Ye,Sin,Te,He,Ze,,Vav,Nun,
10,60,400,5,7,,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form X) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |ثُمَّ: sonra | كَانَ: oldu | عَاقِبَةَ: sonu | الَّذِينَ: kimselerin | أَسَاءُوا: kötülük eden(lerin) | السُّوأَىٰ: çok kötü | أَنْ: çünkü | كَذَّبُوا: yalanladılar | بِايَاتِ: ayetlerini | اللَّهِ: Allah'ın | وَكَانُوا: ve -idiler | بِهَا: onlarla | يَسْتَهْزِئُونَ: alay ediyor- |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ثم S̃M sonra | كان KEN oldu | عاقبة AEGBT sonu | الذين ELZ̃YN kimselerin | أساءوا ÊSEÙWE kötülük eden(lerin) | السوأى ELSWÊ çok kötü | أن ÊN çünkü | كذبوا KZ̃BWE yalanladılar | بآيات B ËYET ayetlerini | الله ELLH Allah'ın | وكانوا WKENWE ve -idiler | بها BHE onlarla | يستهزئون YSTHZÙWN alay ediyor- |
Kırık Meal (Okunuş) : |ṧumme: sonra | kāne: oldu | ǎāḳibete: sonu | elleƶīne: kimselerin | esā'ū: kötülük eden(lerin) | s-sūā: çok kötü | en: çünkü | keƶƶebū: yalanladılar | biāyāti: ayetlerini | llahi: Allah'ın | ve kānū: ve -idiler | bihā: onlarla | yestehziūne: alay ediyor- |
Kırık Meal (Transcript) : |S̃M: sonra | KEN: oldu | AEGBT: sonu | ELZ̃YN: kimselerin | ÊSEÙVE: kötülük eden(lerin) | ELSVÊ: çok kötü | ÊN: çünkü | KZ̃BVE: yalanladılar | B ËYET: ayetlerini | ELLH: Allah'ın | VKENVE: ve -idiler | BHE: onlarla | YSTHZÙVN: alay ediyor- |
Abdulbaki Gölpınarlı : Sonra da Allah'ın delillerini yalanladıkları ve onlarla alay ettikleri için o kötülük edenlerin sonu kötü oldu gitti.
Adem Uğur : Sonunda, Allah'ın âyetlerini yalan sayarak ve onları alaya alarak kötülük yapanların âkıbetleri pek fena oldu.
Ahmed Hulusi : Sonra kötülük (kendilerine zulüm) edenlerin sonu en kötü oldu! Çünkü Allâh'ın işaretlerini yalanlamışlardı; onlarla alay ederlerdi.
Ahmet Tekin : Bir kez daha ifade edelim: Kötü icraatlar yapmayı planlı hale getirenlerin, kötülük yapmakta, işlerini kötü yapmakta, günah işlemekte, isyanda, inkârda ısrar edenlerin, Allah yolunu ve Allah yolundaki faaliyetleri engelleyenlerin âkıbetleri ne dehşet verici oldu. Çünkü Allah’ın âyetlerini yalanlamışlardı, onlarla alay ediyorlardı.
Ahmet Varol : Sonra Allah'ın ayetlerini yalanlayarak ve onlarla alay ederek kötülük edenlerin sonları çok kötü oldu.
Ali Bulaç : Sonra kötülük yapanların uğradıkları son, Allah'ın ayetlerini yalanlamaları ve alay konusu edinmeleri dolayısıyla çok kötü oldu.
Ali Fikri Yavuz : Sonra fenalık yapanların akıbeti cehennem oldu. Çünkü onlar Allah’ın ayetlerini yalanlamışlardı ve onları eğlenceye alıyorlardı.
Bekir Sadak : Sonra Allah'in ayetlerini yalan sayip, onlari alaya alarak kotuluk yapanlarin sonu pek kotu oldu. *
Celal Yıldırım : Sonra da kötülük İşleyip onu huy edinenlerin sonu (ne fena olmuştur). Çünkü onlar Allah'ın âyetlerini yalanlamışlar ve onunla alay etmişlerdi.
Diyanet İşleri : Sonra, Allah’ın âyetlerini yalanladıkları ve onlarla alay etmekte oldukları için, kötülük işleyenin sonu daha da kötü oldu.
Diyanet İşleri (eski) : Sonra Allah'ın ayetlerini yalan sayıp, onları alaya alarak kötülük yapanların sonu pek kötü oldu.
Diyanet Vakfi : Sonunda, Allah'ın âyetlerini yalan sayarak ve onları alaya alarak kötülük yapanların âkıbetleri pek fena oldu.
Edip Yüksel : Kötülük işleyenlerin sonu kötü oldu. Çünkü ALLAH'ın ayet ve mucizelerini yalanladılar ve onlarla eğlendiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sonra o kötülük edenlerin sonu çok kötü oldu. Çünkü onlar, Allah'ın âyetlerini yalan saydılar ve onlarla alay ediyorlardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonra o fenalık yapanların sonu en fenası oldu. Çünkü Allah'ın ayetlerini yalanladılar ve onlarla eğleniyorlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır : Sonra o fenalık yapanların akıbeti en fenası oldu, çünkü Allahın âyetlerini tekzib ettiler ve onlarla eğleniyorlardı
Fizilal-il Kuran : Sonra kötülük edenlerin sonu çok kötü oldu. Çünkü Allah'ın ayetlerini yalanladılar. Ve onlarla alay ediyorlardı.
Gültekin Onan : Sonra, kötülük yapanların uğradıkları son, Tanrı'nın ayetlerini yalanlamaları ve alay konusu edinmeleri dolayısıyla çok kötü oldu.
Hakkı Yılmaz : Sonra Allah'ın âyetlerini/ alâmetlerini/ göstergelerini yalanladıkları için, kötülük eden o kimselerin âkıbetleri, “en kötü” oldu. Onlar alay da ediyorlardı.
Hasan Basri Çantay : Sonra kötülük eden (o ümmet) lerin aakıbeti ateş oldu. Çünkü onlar Allahın âyetlerini tekzîb etmişlerdi. Onları eğlenceye alıyorlardı.
Hayrat Neşriyat : Sonra, o kötülük edenlerin âkıbeti çok kötü oldu. Çünki Allah’ın âyetlerini yalanladılar ve onlarla alay ediyorlardı.
İbni Kesir : Nihayet Allah'ın ayetlerini tekzib edip onları alaya alarak kötülük edenlerin akıbeti çok kötü oldu.
İskender Evrenosoğlu : Sonra fenalık yapanların akıbetleri, Allah'ın âyetlerini tekzip etmeleri (yalanlamaları) ve onunla alay etmiş olmaları sebebiyle çok kötü oldu.
Muhammed Esed : Ve bir kez daha (söyleyelim:) Allah'ın mesajlarını yalanlayarak ve onları alaya alıp eğlenerek kötülük işleyenlerin sonu hüsran olacaktır.
Mustafa İslamoğlu : Nihayet böylelerinin akıbeti, Allah'ın ayetlerini yalanlamaları ve onları alaya almaları nedeniyle beterin de beteri oldu.
Ömer Nasuhi Bilmen : Sonra fenalık yapanların akibeti, pek fena oldu. Çünkü Allah'ın âyetlerini tekzîp ettiler ve onlar ile istihzâda bulunur olmuşlardı.
Ömer Öngüt : Sonunda, Allah'ın âyetlerini yalan sayarak ve onları alaya alarak kötülük yapanların âkibetleri pek kötü oldu.
Şaban Piriş : Sonra, Allah’ın ayetlerini yalanlayarak ve onu eğlence edinerek kötülükler yapanların akibeti de kötü olmuştur.
Suat Yıldırım : Sonra, o fenalık yapanların âkıbetleri, en fena bir âkıbet oldu.Çünkü Allah’ın âyetlerini yalan saydılar. Bir taraftan da onlarla eğleniyorlardı.
Süleyman Ateş : Sonra kötülük edenlerin sonu çok kötü oldu. Çünkü Allâh'ın âyetlerini yalanladılar. Ve onlarla alay ediyorlardı.
Tefhim-ul Kuran : Sonra kötülük yapanların uğradıkları son, Allah'ın ayetlerini yalan saymaları ve onları alay konusu edinmeleri dolayısıyla çok kötü oldu.
Ümit Şimşek : Sonra âkıbetleri pek kötü oldu; çünkü Allah'ın âyetlerini yalanlıyor ve onlarla alay ediyorlardı.
Yaşar Nuri Öztürk : Sonra o çirkinlik ve kötülük sergileyenlerin sonu, çirkinlik ve kötülüğün en beteri oldu. Çünkü Allah'ın ayetlerini yalanlamışlardı ve o ayetlerle alay ediyorlardı.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}