» 42 / Sûrâ  18:

Kuran Sırası: 42
İniş Sırası: 62
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53

 » 42 / Sûrâ  Suresi: 18
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. يَسْتَعْجِلُ (YSTACL) = yesteǎ'cilu : çabuk gelmesini isterler
2. بِهَا (BHE) = bihā : onun
3. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
4. لَا (LE) = lā :
5. يُؤْمِنُونَ (YÙMNVN) = yu'minūne : inanmayan(lar)
6. بِهَا (BHE) = bihā : ona
7. وَالَّذِينَ (VELZ̃YN) = velleƶīne : kimseler ise
8. امَنُوا ( ËMNVE) = āmenū : inanan(lar)
9. مُشْفِقُونَ (MŞFGVN) = muşfiḳūne : korkarlar
10. مِنْهَا (MNHE) = minhā : ondan
11. وَيَعْلَمُونَ (VYALMVN) = ve yeǎ'lemūne : ve bilirler
12. أَنَّهَا (ÊNHE) = ennehā : onun
13. الْحَقُّ (ELḪG) = l-Haḳḳu : gerçek olduğunu
14. أَلَا (ÊLE) = elā : iyi bil ki
15. إِنَّ (ÎN) = inne : elbette
16. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
17. يُمَارُونَ (YMERVN) = yumārūne : tartışan(lar)
18. فِي (FY) = fī : hakkında
19. السَّاعَةِ (ELSEAT) = s-sāǎti : (o) sa'at
20. لَفِي (LFY) = lefī : içindedirler
21. ضَلَالٍ (ŽLEL) = Delālin : bir sapıklık
22. بَعِيدٍ (BAYD̃) = beǐydin : uzak
çabuk gelmesini isterler | onun | kimseler | | inanmayan(lar) | ona | kimseler ise | inanan(lar) | korkarlar | ondan | ve bilirler | onun | gerçek olduğunu | iyi bil ki | elbette | kimseler | tartışan(lar) | hakkında | (o) sa'at | içindedirler | bir sapıklık | uzak |

[ACL] [] [] [] [EMN] [] [] [EMN] [ŞFG] [] [ALM] [] [ḪGG] [] [] [] [MRY] [] [SVA] [] [ŽLL] [BAD̃]
YSTACL BHE ELZ̃YN LE YÙMNVN BHE VELZ̃YN ËMNVE MŞFGVN MNHE VYALMVN ÊNHE ELḪG ÊLE ÎN ELZ̃YN YMERVN FY ELSEAT LFY ŽLEL BAYD̃

yesteǎ'cilu bihā elleƶīne yu'minūne bihā velleƶīne āmenū muşfiḳūne minhā ve yeǎ'lemūne ennehā l-Haḳḳu elā inne elleƶīne yumārūne s-sāǎti lefī Delālin beǐydin
يستعجل بها الذين لا يؤمنون بها والذين آمنوا مشفقون منها ويعلمون أنها الحق ألا إن الذين يمارون في الساعة لفي ضلال بعيد

 » 42 / Sûrâ  Suresi: 18
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يستعجل ع ج ل | ACL YSTACL yesteǎ'cilu çabuk gelmesini isterler Seek to hasten
بها | BHE bihā onun [of] it
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
لا | LE (do) not
يؤمنون ا م ن | EMN YÙMNVN yu'minūne inanmayan(lar) believe
بها | BHE bihā ona in it,
والذين | VELZ̃YN velleƶīne kimseler ise and those who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan(lar) believe
مشفقون ش ف ق | ŞFG MŞFGVN muşfiḳūne korkarlar (are) fearful
منها | MNHE minhā ondan of it
ويعلمون ع ل م | ALM VYALMVN ve yeǎ'lemūne ve bilirler and know
أنها | ÊNHE ennehā onun that it
الحق ح ق ق | ḪGG ELḪG l-Haḳḳu gerçek olduğunu (is) the truth.
ألا | ÊLE elā iyi bil ki Unquestionably,
إن | ÎN inne elbette indeed,
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
يمارون م ر ي | MRY YMERVN yumārūne tartışan(lar) dispute
في | FY hakkında concerning
الساعة س و ع | SVA ELSEAT s-sāǎti (o) sa'at the Hour
لفي | LFY lefī içindedirler (are) certainly in
ضلال ض ل ل | ŽLL ŽLEL Delālin bir sapıklık error
بعيد ب ع د | BAD̃ BAYD̃ beǐydin uzak far.

42:18 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

çabuk gelmesini isterler | onun | kimseler | | inanmayan(lar) | ona | kimseler ise | inanan(lar) | korkarlar | ondan | ve bilirler | onun | gerçek olduğunu | iyi bil ki | elbette | kimseler | tartışan(lar) | hakkında | (o) sa'at | içindedirler | bir sapıklık | uzak |

[ACL] [] [] [] [EMN] [] [] [EMN] [ŞFG] [] [ALM] [] [ḪGG] [] [] [] [MRY] [] [SVA] [] [ŽLL] [BAD̃]
YSTACL BHE ELZ̃YN LE YÙMNVN BHE VELZ̃YN ËMNVE MŞFGVN MNHE VYALMVN ÊNHE ELḪG ÊLE ÎN ELZ̃YN YMERVN FY ELSEAT LFY ŽLEL BAYD̃

yesteǎ'cilu bihā elleƶīne yu'minūne bihā velleƶīne āmenū muşfiḳūne minhā ve yeǎ'lemūne ennehā l-Haḳḳu elā inne elleƶīne yumārūne s-sāǎti lefī Delālin beǐydin
يستعجل بها الذين لا يؤمنون بها والذين آمنوا مشفقون منها ويعلمون أنها الحق ألا إن الذين يمارون في الساعة لفي ضلال بعيد

[ع ج ل] [] [] [] [ا م ن] [] [] [ا م ن] [ش ف ق] [] [ع ل م] [] [ح ق ق] [] [] [] [م ر ي] [] [س و ع] [] [ض ل ل] [ب ع د]

 » 42 / Sûrâ  Suresi: 18
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يستعجل ع ج ل | ACL YSTACL yesteǎ'cilu çabuk gelmesini isterler Seek to hasten
Ye,Sin,Te,Ayn,Cim,Lam,
10,60,400,70,3,30,
V – 3rd person masculine singular (form X) imperfect verb
فعل مضارع
بها | BHE bihā onun [of] it
Be,He,Elif,
2,5,1,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
جار ومجرور
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
لا | LE (do) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يؤمنون ا م ن | EMN YÙMNVN yu'minūne inanmayan(lar) believe
Ye,,Mim,Nun,Vav,Nun,
10,,40,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بها | BHE bihā ona in it,
Be,He,Elif,
2,5,1,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
جار ومجرور
والذين | VELZ̃YN velleƶīne kimseler ise and those who
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
6,1,30,700,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – masculine plural relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan(lar) believe
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
مشفقون ش ف ق | ŞFG MŞFGVN muşfiḳūne korkarlar (are) fearful
Mim,Şın,Fe,Gaf,Vav,Nun,
40,300,80,100,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) active participle
اسم مرفوع
منها | MNHE minhā ondan of it
Mim,Nun,He,Elif,
40,50,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
ويعلمون ع ل م | ALM VYALMVN ve yeǎ'lemūne ve bilirler and know
Vav,Ye,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
6,10,70,30,40,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أنها | ÊNHE ennehā onun that it
,Nun,He,Elif,
,50,5,1,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«ها» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
الحق ح ق ق | ḪGG ELḪG l-Haḳḳu gerçek olduğunu (is) the truth.
Elif,Lam,Ha,Gaf,
1,30,8,100,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
ألا | ÊLE elā iyi bil ki Unquestionably,
,Lam,Elif,
,30,1,
INC – inceptive particle
حرف ابتداء
إن | ÎN inne elbette indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
يمارون م ر ي | MRY YMERVN yumārūne tartışan(lar) dispute
Ye,Mim,Elif,Re,Vav,Nun,
10,40,1,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
في | FY hakkında concerning
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الساعة س و ع | SVA ELSEAT s-sāǎti (o) sa'at the Hour
Elif,Lam,Sin,Elif,Ayn,Te merbuta,
1,30,60,1,70,400,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
لفي | LFY lefī içindedirler (are) certainly in
Lam,Fe,Ye,
30,80,10,
EMPH – emphatic prefix lām
P – preposition
اللام لام التوكيد
حرف جر
ضلال ض ل ل | ŽLL ŽLEL Delālin bir sapıklık error
Dad,Lam,Elif,Lam,
800,30,1,30,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
بعيد ب ع د | BAD̃ BAYD̃ beǐydin uzak far.
Be,Ayn,Ye,Dal,
2,70,10,4,
ADJ – genitive masculine singular indefinite adjective
صفة مجرورة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |يَسْتَعْجِلُ: çabuk gelmesini isterler | بِهَا: onun | الَّذِينَ: kimseler | لَا: | يُؤْمِنُونَ: inanmayan(lar) | بِهَا: ona | وَالَّذِينَ: kimseler ise | امَنُوا: inanan(lar) | مُشْفِقُونَ: korkarlar | مِنْهَا: ondan | وَيَعْلَمُونَ: ve bilirler | أَنَّهَا: onun | الْحَقُّ: gerçek olduğunu | أَلَا: iyi bil ki | إِنَّ: elbette | الَّذِينَ: kimseler | يُمَارُونَ: tartışan(lar) | فِي: hakkında | السَّاعَةِ: (o) sa'at | لَفِي: içindedirler | ضَلَالٍ: bir sapıklık | بَعِيدٍ: uzak |
Kırık Meal (Harekesiz) : |يستعجل YSTACL çabuk gelmesini isterler | بها BHE onun | الذين ELZ̃YN kimseler | لا LE | يؤمنون YÙMNWN inanmayan(lar) | بها BHE ona | والذين WELZ̃YN kimseler ise | آمنوا ËMNWE inanan(lar) | مشفقون MŞFGWN korkarlar | منها MNHE ondan | ويعلمون WYALMWN ve bilirler | أنها ÊNHE onun | الحق ELḪG gerçek olduğunu | ألا ÊLE iyi bil ki | إن ÎN elbette | الذين ELZ̃YN kimseler | يمارون YMERWN tartışan(lar) | في FY hakkında | الساعة ELSEAT (o) sa'at | لفي LFY içindedirler | ضلال ŽLEL bir sapıklık | بعيد BAYD̃ uzak |
Kırık Meal (Okunuş) : |yesteǎ'cilu: çabuk gelmesini isterler | bihā: onun | elleƶīne: kimseler | : | yu'minūne: inanmayan(lar) | bihā: ona | velleƶīne: kimseler ise | āmenū: inanan(lar) | muşfiḳūne: korkarlar | minhā: ondan | ve yeǎ'lemūne: ve bilirler | ennehā: onun | l-Haḳḳu: gerçek olduğunu | elā: iyi bil ki | inne: elbette | elleƶīne: kimseler | yumārūne: tartışan(lar) | : hakkında | s-sāǎti: (o) sa'at | lefī: içindedirler | Delālin: bir sapıklık | beǐydin: uzak |
Kırık Meal (Transcript) : |YSTACL: çabuk gelmesini isterler | BHE: onun | ELZ̃YN: kimseler | LE: | YÙMNVN: inanmayan(lar) | BHE: ona | VELZ̃YN: kimseler ise | ËMNVE: inanan(lar) | MŞFGVN: korkarlar | MNHE: ondan | VYALMVN: ve bilirler | ÊNHE: onun | ELḪG: gerçek olduğunu | ÊLE: iyi bil ki | ÎN: elbette | ELZ̃YN: kimseler | YMERVN: tartışan(lar) | FY: hakkında | ELSEAT: (o) sa'at | LFY: içindedirler | ŽLEL: bir sapıklık | BAYD̃: uzak |
Abdulbaki Gölpınarlı : Buna inanmayanlar, çabuk gelmesini isterler ve inananlarsa gelip çatmasından korkarlar ve bilirler ki o, gerçektir; iyice bil ki kıyâmetten şüphe edip o hususta mücadeleye girişenler, elbette doğrudan pek uzak bir sapıklık içindedir.
Adem Uğur : Ona inanmayanlar, onun çabuk kopmasını isterler. İnananlar ise ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki, kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.
Ahmed Hulusi : Onu yaşayacaklarına iman etmeyenler, onu acele isterler! İman edenler ise ondan korku ile ürperirler ve bilirler ki o kesinlikle Hak'tır! Dikkat edin, O Saat (ölümle yeni bir boyutta yaşayacakları) hakkında tartışanlar, kesinlikle işin hakikatinden çok büyük bir sapma içindedirler!
Ahmet Tekin : Kıyametin kopacağı âna inanmayacak olanlar, onun küstahça, çabucak kopmasını isterler. İman edenler ise, korkarak Allah’ın emirlerine itina gösterirler. Onun hak, doğru bir vaat olduğunu bilirler. Dikkat edin, Kıyamet ile ilgili tartışanlar, tamamen başına buyruk bir hayat, koyu bir cehalet, dalâlet, ahmaklık ve bozuk düzen içindedirler.
Ahmet Varol : Ona inanmayanlar onun çarçabuk gelmesini istiyorlar. İman edenler ise ondan korkar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki kıyamet hakkında tartışanlar uzak bir sapıklık içindedirler.
Ali Bulaç : Onda acele edenler, (gerçekte) ona inanmayanlardır. İman edenler ise, ona karşı bir korku içindedirler ve onun gerçekten hak olduğunu bilirler. Haberiniz olsun; kıyamet saati konusunda tartışanlar, gerçekte uzak bir sapıklık içindedirler.
Ali Fikri Yavuz : Kıyametin kopacağına inanmıyanlar, onu, acele isterler. İman edenler ise, hak olduğunu bilirler de ondan korkar, sakınırlar. İyi bilki, o kıyamet hakkında mücadele edib şübheye düşenler, doğrusu hakdan çok uzak bir sapıklık içindedirler.
Bekir Sadak : O'na inanmayanlar, acele olmasini beklerler; inananlar ise korku ile titrerler ve onun gercek oldugunu bilirler. Iyi bilin ki kiyamet gunu hakkinda tartisanlar derin bir sapiklik icindedirler.
Celal Yıldırım : Kıyâmet'e inanmayanlar, onun hemen gelmesini isterler. İmân edenler ise, korkup çekinirler ve onun mutlaka hakk olduğunu bilirler. Haberiniz olsun ki, Kıyâmet'in kopuş saati hakkında tartışıp duranlar, gerçekten uzak bir sapıklık içindedirler.
Diyanet İşleri : Kıyamete inanmayanlar, onun çabuk kopmasını isterler. İnananlar ise, ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki, Kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.
Diyanet İşleri (eski) : O'na inanmayanlar, acele olmasını beklerler; inananlar ise korku ile titrerler ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.
Diyanet Vakfi : Ona inanmayanlar, onun çabuk kopmasını isterler. İnananlar ise ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki, kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.
Edip Yüksel : Ona inanmıyanlar onun hakkında meydan okuyorlar. Ona inananlar ise ondan kaygı duyarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. Saat konusunda kuşku duyanlar büyük bir sapıklık içindedirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O'na inanmayanlar kıyametin çabuk gelmesini istiyorlar. İnananlar ise O'ndan korkarlar ve O'nun hak olduğunu bilirler. İyi bilin ki, kıyamet saati hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ona inanmayan imansızlar onun çabuk gelmesini isterler, inananlar ise gerçek olduğunu bilirler de ondan korkar ve sakınırlar, iyi bil ki kıyamet hakkında tartışanlar uzak (derin) bir sapıklık içindedirler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onu inanmayan iymansızlar acele isterler, iyman edenler ise hak olduğunu bilirler de ondan korkar sakınırlar, iyi bil ki o saat hakkında mücadele edenler her halde uzak bir dalal içindedirler
Fizilal-il Kuran : O’na inanmayanlar çabucak gelmesini isterler. İman edenler ise ondan korku ile titrerler. Ve O’nun hakkın kendisi olduğunu bilirler. Dikkat edin kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.
Gültekin Onan : Onda acele edenler, (gerçekte) ona inanmayanlardır. İnananlar ise ona karşı bir korku içindedirler ve onun gerçekten hak olduğunu bilirler. Haberiniz olsun, kıyamet saati konusunda tartışanlar gerçekte uzak bir sapıklık içindedirler.
Hakkı Yılmaz : Ona inanmayan kimseler kıyâmetin çabuk gelmesini istiyorlar. İnananlar ise ondan korkuyla titrerler ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki kıyâmetin kopuş zamanı hakkında tartışanlar kesinlikle geri dönüşü olmayan bir sapıklık içindedirler.
Hasan Basri Çantay : Buna inanmaz olanlar onun çabuk (gelmesini) ister (ler). İnananlar ise ondan korku içindedirler. Bilirler ki o, şübhesiz hakdır. Gözünüzü açın ki o saat hakkında (şübhelenib) mücâdele edenler herhalde (hakdan) uzak bir sapıklık (çukurun) dadırlar.
Hayrat Neşriyat : Ona inanmayanlar, onu acele isterler! Îman edenler ise, ondan korkan kimselerdir ve(onlar) gerçekten onun hak olduğunu bilirler. Dikkat edin! Kıyâmet hakkında tartışanlar, elbette (haktan) uzak bir dalâlet içindedirler.
İbni Kesir : Buna inanmayanlar onun çabucak gelmesini isterler. İman edenler ise, ondan korku ile titrerler ve onun hak olduğunu bilirler. İyi bilin ki; kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.
İskender Evrenosoğlu : Ona (kıyâmet saatine) inanmayanlar, onu acele istiyorlar. Âmenû olanlar (ise) ondan korkanlardır. Ve onun hak olduğunu bilirler. Muhakkak ki o saat (kıyâmet) hakkında şüphe edip mücâdele edenler, gerçekten uzak bir dalâlet içindedirler, (öyle) değil mi?
Muhammed Esed : O (Kıyamet Saati)ne inanmayanlar, (alay edercesine) onun çabucak gelmesini isterler, halbuki imana ermiş olanlar ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. Gerçek şu ki, Son Saat'i tartışanlar, tam bir sapıklık içindeler!
Ömer Nasuhi Bilmen : O'na (Kıyamete) imân etmeyenler, onu isti'cal ederler. İmân etmiş olanlar ise, O'ndan korkuculardır ve O'nun şüphesiz hak olduğunu bilirler. Haberin olsun o kimseler ki, o kıyamet hakkında mücâdelede bulunurlar. Elbette ki uzak bir sapıklık içindedirler.
Ömer Öngüt : Ona inanmayanlar, onun çabuk gelmesini istiyorlar. İnananlar ise ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki kıyamet saati hakkında tartışanlar uzak bir sapıklık içindedirler.
Şaban Piriş : Ona inanmayanlar, onun çabucak gelmesini istiyorlar. İman edenler ise ondan çekinirler ve onun gerçek olduğunu bilirler. Bilin ki kıyamet hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.
Suat Yıldırım : Kıyamet (yani dirilme) saatinin gelmesini acele ile isteyenler, ona inanmayanlardır. Müminler ise O’nun gerçekten vaki olacağını bilir ve ondan kaçınırlar. Kıyamet hakkında münakaşa edenler, haktan ve gerçekten çok uzak, derin bir sapıklık içindedirler.
Süleyman Ateş : Ona inanmayanlar, onun çabuk gelmesini isterler. İnananlar ise ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bil ki, o sâ'at hakkında tartışanlar, uzak bir sapıklık içine düşmüşlerdir.
Tefhim-ul Kuran : Onda acele davrananlar, (gerçekte) ona inanmayanlardır. İman edenler ise, ona karşı bir korku içindedirler ve onun gerçekten hak olduğunu bilirler. Haberiniz olsun; kıyamet saati konusunda tartışmakta olanlar, gerçekte uzak bir sapıklık içindedirler.
Ümit Şimşek : Ona inanmayanlar, kıyametin çabuk gelmesini istiyorlar. İman edenler ise onun gerçek olduğunu biliyor ve ondan korkuyorlar. Bilmiş olun ki, kıyamet hakkında tartışanlar, derin bir aldanış içindedirler.
Yaşar Nuri Öztürk : Ona inanmayanlar onun çabucak gelmesini isterler. İman ederlerse ondan ürperirler ve bilirler ki o haktır. Dikkat edin, kıyamet saati hakkında tartışıp duranlar, geri dönüşü olmayan bir sapıklığın tam içindedirler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}