» 29 / Ankebût  49:

Kuran Sırası: 29
İniş Sırası: 85
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69

 » 29 / Ankebût  Suresi: 49
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. بَلْ (BL) = bel : hayır
2. هُوَ (HV) = huve : o
3. ايَاتٌ ( ËYET) = āyātun : ayetlerdir
4. بَيِّنَاتٌ (BYNET) = beyyinātun : açık açık
5. فِي (FY) = fī : bulunan
6. صُدُورِ (ṦD̃VR) = Sudūri : göğüslerde
7. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : olanların
8. أُوتُوا (ÊVTVE) = ūtū : verilmiş
9. الْعِلْمَ (ELALM) = l-ǐlme : bilgi
10. وَمَا (VME) = ve mā : ve
11. يَجْحَدُ (YCḪD̃) = yecHadu : inkar etmez
12. بِايَاتِنَا (B ËYETNE) = biāyātinā : bizim ayetlerimizi
13. إِلَّا (ÎLE) = illā : başkası
14. الظَّالِمُونَ (ELƵELMVN) = Z-Zālimūne : zalimlerden
hayır | o | ayetlerdir | açık açık | bulunan | göğüslerde | olanların | verilmiş | bilgi | ve | inkar etmez | bizim ayetlerimizi | başkası | zalimlerden |

[] [] [EYY] [BYN] [] [ṦD̃R] [] [ETY] [ALM] [] [CḪD̃] [EYY] [] [ƵLM]
BL HV ËYET BYNET FY ṦD̃VR ELZ̃YN ÊVTVE ELALM VME YCḪD̃ B ËYETNE ÎLE ELƵELMVN

bel huve āyātun beyyinātun Sudūri elleƶīne ūtū l-ǐlme ve mā yecHadu biāyātinā illā Z-Zālimūne
بل هو آيات بينات في صدور الذين أوتوا العلم وما يجحد بآياتنا إلا الظالمون

 » 29 / Ankebût  Suresi: 49
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
بل | BL bel hayır Nay,
هو | HV huve o it
آيات ا ي ي | EYY ËYET āyātun ayetlerdir (is) Verses
بينات ب ي ن | BYN BYNET beyyinātun açık açık clear
في | FY bulunan in
صدور ص د ر | ṦD̃R ṦD̃VR Sudūri göğüslerde (the) breasts
الذين | ELZ̃YN elleƶīne olanların (of) those who
أوتوا ا ت ي | ETY ÊVTVE ūtū verilmiş are given
العلم ع ل م | ALM ELALM l-ǐlme bilgi the knowledge.
وما | VME ve mā ve And not
يجحد ج ح د | CḪD̃ YCḪD̃ yecHadu inkar etmez reject
بآياتنا ا ي ي | EYY B ËYETNE biāyātinā bizim ayetlerimizi Our Verses
إلا | ÎLE illā başkası except
الظالمون ظ ل م | ƵLM ELƵELMVN Z-Zālimūne zalimlerden the wrongdoers.

29:49 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

hayır | o | ayetlerdir | açık açık | bulunan | göğüslerde | olanların | verilmiş | bilgi | ve | inkar etmez | bizim ayetlerimizi | başkası | zalimlerden |

[] [] [EYY] [BYN] [] [ṦD̃R] [] [ETY] [ALM] [] [CḪD̃] [EYY] [] [ƵLM]
BL HV ËYET BYNET FY ṦD̃VR ELZ̃YN ÊVTVE ELALM VME YCḪD̃ B ËYETNE ÎLE ELƵELMVN

bel huve āyātun beyyinātun Sudūri elleƶīne ūtū l-ǐlme ve mā yecHadu biāyātinā illā Z-Zālimūne
بل هو آيات بينات في صدور الذين أوتوا العلم وما يجحد بآياتنا إلا الظالمون

[] [] [ا ي ي] [ب ي ن] [] [ص د ر] [] [ا ت ي] [ع ل م] [] [ج ح د] [ا ي ي] [] [ظ ل م]

 » 29 / Ankebût  Suresi: 49
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
بل | BL bel hayır Nay,
Be,Lam,
2,30,
RET – retraction particle
حرف اضراب
هو | HV huve o it
He,Vav,
5,6,
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
آيات ا ي ي | EYY ËYET āyātun ayetlerdir (is) Verses
,Ye,Elif,Te,
,10,1,400,
N – nominative feminine plural indefinite noun
اسم مرفوع
بينات ب ي ن | BYN BYNET beyyinātun açık açık clear
Be,Ye,Nun,Elif,Te,
2,10,50,1,400,
ADJ – nominative feminine plural indefinite adjective
صفة مرفوعة
في | FY bulunan in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
صدور ص د ر | ṦD̃R ṦD̃VR Sudūri göğüslerde (the) breasts
Sad,Dal,Vav,Re,
90,4,6,200,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
الذين | ELZ̃YN elleƶīne olanların (of) those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
أوتوا ا ت ي | ETY ÊVTVE ūtū verilmiş are given
,Vav,Te,Vav,Elif,
,6,400,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
العلم ع ل م | ALM ELALM l-ǐlme bilgi the knowledge.
Elif,Lam,Ayn,Lam,Mim,
1,30,70,30,40,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
وما | VME ve mā ve And not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
يجحد ج ح د | CḪD̃ YCḪD̃ yecHadu inkar etmez reject
Ye,Cim,Ha,Dal,
10,3,8,4,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
بآياتنا ا ي ي | EYY B ËYETNE biāyātinā bizim ayetlerimizi Our Verses
Be,,Ye,Elif,Te,Nun,Elif,
2,,10,1,400,50,1,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
جار ومجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إلا | ÎLE illā başkası except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
الظالمون ظ ل م | ƵLM ELƵELMVN Z-Zālimūne zalimlerden the wrongdoers.
Elif,Lam,Zı,Elif,Lam,Mim,Vav,Nun,
1,30,900,1,30,40,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |بَلْ: hayır | هُوَ: o | ايَاتٌ: ayetlerdir | بَيِّنَاتٌ: açık açık | فِي: bulunan | صُدُورِ: göğüslerde | الَّذِينَ: olanların | أُوتُوا: verilmiş | الْعِلْمَ: bilgi | وَمَا: ve | يَجْحَدُ: inkar etmez | بِايَاتِنَا: bizim ayetlerimizi | إِلَّا: başkası | الظَّالِمُونَ: zalimlerden |
Kırık Meal (Harekesiz) : |بل BL hayır | هو HW o | آيات ËYET ayetlerdir | بينات BYNET açık açık | في FY bulunan | صدور ṦD̃WR göğüslerde | الذين ELZ̃YN olanların | أوتوا ÊWTWE verilmiş | العلم ELALM bilgi | وما WME ve | يجحد YCḪD̃ inkar etmez | بآياتنا B ËYETNE bizim ayetlerimizi | إلا ÎLE başkası | الظالمون ELƵELMWN zalimlerden |
Kırık Meal (Okunuş) : |bel: hayır | huve: o | āyātun: ayetlerdir | beyyinātun: açık açık | : bulunan | Sudūri: göğüslerde | elleƶīne: olanların | ūtū: verilmiş | l-ǐlme: bilgi | ve mā: ve | yecHadu: inkar etmez | biāyātinā: bizim ayetlerimizi | illā: başkası | Z-Zālimūne: zalimlerden |
Kırık Meal (Transcript) : |BL: hayır | HV: o | ËYET: ayetlerdir | BYNET: açık açık | FY: bulunan | ṦD̃VR: göğüslerde | ELZ̃YN: olanların | ÊVTVE: verilmiş | ELALM: bilgi | VME: ve | YCḪD̃: inkar etmez | B ËYETNE: bizim ayetlerimizi | ÎLE: başkası | ELƵELMVN: zalimlerden |
Abdulbaki Gölpınarlı : Hayır, o, kendilerine bilgi verilenlerin gönüllerinde kökleşip yerleşmiş olan apaçık delillerdir ve delillerimizi, zâlimlerden başkası da bilerek inkâr etmez.
Adem Uğur : Hayır, o (Kur'an), kendilerine ilim verilenlerin sînelerinde (yer eden) apaçık âyetlerdir. Âyetlerimizi, ancak zalimler bile bile inkâr eder.
Ahmed Hulusi : Bilakis O (Kur'ân), kendilerine ilim verilmiş olanların derûnlarında apaçık işaretlerdir. . . (Hakikatlerinde mevcut) işaretlerimizi ancak nefsine zulmedenler inkâr eder.
Ahmet Tekin : Aksine! Kur’ân, kendilerine ilim verilen, sorumluluk sahibi ilim adamlarının gönüllerine nüfuz eden apaçık âyetlerdir. Âyetlerimizi ancak inkârda, isyanda ısrar edenler, menfaatlerine düşkün güç ve iktidar sahibi zâlimler bile bile inkâr ederler.
Ahmet Varol : Hayır o, kendilerine ilim verilenlerin göğüslerinde (bulunan) apaçık ayetlerdir. Zalimlerden başkası ayetlerimizi bile bile inkar etmez.
Ali Bulaç : Hayır, o, kendilerine ilim verilenlerin göğüslerinde apaçık olan ayetlerdir. Zulmedenlerden başkası, bizim ayetlerimizi inkar etmez.
Ali Fikri Yavuz : Fakat o Kur’an kendilerine ilim verilmiş kimselerin (alimlerin, hafızların) kalblerinde ışıldayan apaçık ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi ancak zalimler inkâr eder.
Bekir Sadak : Hayir; Kuran, kendilerine ilim verilenlerin gonullerinde yerlesen apacik ayetlerdir. Ayetlerimizi, zalimlerden baska kimse, bile bile inkar etmez.
Celal Yıldırım : Bilâkis Kur'ân, kendilerine ilim verilenlerin gönüllerinde ışıl ışıl ışıldayan açık âyetlerdir. Bizim âyetlerimizi ancak inâdçı zâlimler İnkâr eder.
Diyanet İşleri : Hayır, o, kendilerine ilim verilenlerin kalplerindeki apaçık âyetlerdir. Bizim âyetlerimizi ancak zalimler inkâr eder.
Diyanet İşleri (eski) : Hayır; Kuran, kendilerine ilim verilenlerin gönüllerinde yerleşen apaçık ayetlerdir. Ayetlerimizi, zalimlerden başka kimse, bile bile inkar etmez.
Diyanet Vakfi : Hayır, o (Kur'an), kendilerine ilim verilenlerin sînelerinde (yer eden) apaçık âyetlerdir. Âyetlerimizi, ancak zalimler bile bile inkâr eder.
Edip Yüksel : Gerçekte o, kendilerine bilgi verilmiş olanların göğsünde apaçık ayetlerdir. Zalimlerden başkası ayetlerimizi reddetmez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Hayır, o (Kur'ân), kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde (yer eden) apaçık âyetlerdir. Ayetlerimizi ancak ve ancak zalimler bile bile inkâr eder.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Fakat o (Kur'an) kendilerine ilim verilmiş kimselerin sinelerinde parıldayan parlak ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi ancak zalimler inkar eder.
Elmalılı Hamdi Yazır : Fakat o (Kur'an) kendilerine ılim verilmiş kimselerin sînelerinde parıldayan parlak âyetlerdir ve bizim âyetlerimizi ancak zalimler inkâr eder
Fizilal-il Kuran : Aslında Kur'an, kendilerine bilgi verilenlerin içlerine sinen açık ayetlerden, inandırıcı kanıtlardan oluşmuştur. Bizim ayetlerimizi inkâr edenler, sadece inatçı zalimlerdir.
Gültekin Onan : Hayır, o, kendilerine ilim verilenlerin göğüslerinde apaçık olan ayetlerdir. Zulmedenlerden başkası bizim ayetlerimizi inkar etmez.
Hakkı Yılmaz : "Tam tersi Kur’ân, kendilerine bilgi verilenlerin sinelerinde apaçık âyetlerdir. Bizim âyetlerimizi de ancak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar bile bile reddederler. "
Hasan Basri Çantay : Hayır, o (Kur'an) kendilerine ilim verilmiş insanların sinelerinde (parıldayan) apaçık âyetlerdir. Bizim âyetlerimizi zaalim olanlardan başkası bilerek inkâr etmez.
Hayrat Neşriyat : Hayır! O (Kur’ân), kendilerine ilim verilen kimselerin sînelerinde (bulunan) apaçık âyetlerdir. Zâlimlerden başkası, âyetlerimizi bilerek inkâr etmez.
İbni Kesir : Bilakis o, kendilerine ilim verilenlerin gönüllerinde apaçık olan ayetlerdir. Zalimlerden başkası ayetlerimizi inkar etmez.
İskender Evrenosoğlu : Hayır O (Kur'ân-ı Kerim), ilim verilenlerin sinelerinde beyan olunan âyetlerdir. Ve zalimler hariç, onlar âyetlerimizi bile bile inkâr etmezler.
Muhammed Esed : Hayır, ama bu (ilahi kelam), doğru bilgi ile (anlayıp kavrama yeteneği ile) donatılmış insanların kalplerine kolayca nüfuz eden mesajlardan oluşur; (kendilerine) zulmedenler dışında hiç kimse mesajlarımızı bile bile reddetmez.
Ömer Nasuhi Bilmen : Hayır. O kendilerine ilim verilmiş kimselerin sinelerinde pek zahir olan âyetlerdir ve Bizim âyetlerimizi zalimlerden başkası inkar etmez.
Ömer Öngüt : Kur'an kendilerine ilim verilen insanların kalplerinde parıldayan apaşikâr âyetlerdir. Zâlimlerden başkası âyetlerimizi inkâr etmez.
Şaban Piriş : Hayır, O, bilgi verilen kimselerin gönüllerinde olan apaçık belgelerdir. Belgelerimizi zalimlerden başkası bile bile inkar etmezler.
Suat Yıldırım : (Şüpheye en ufak yer yok) O, kendilerine ilim nasib edilenlerin kalplerini aydınlatan parlak âyetlerdir. Evet, Bizim âyetlerimizi zalimlerden başkası inkâr etmez.
Süleyman Ateş : Hayır, o (sana vahyedilenler) kendilerine bilgi verilmiş olanların göğüslerinde bulunan açık açık âyetlerdir. Bizim âyetlerimizi, zâlimlerden başkası inkâr etmez.
Tefhim-ul Kuran : Hayır, o, kendilerine ilim verilenlerin göğüslerinde apaçık olan ayetlerdir. Zulmetmekte olanlardan başkası, bizim ayetlerimizi inkâr etmez.
Ümit Şimşek : Doğrusu bu Kur'ân, kendilerine ilim verilmiş kimselerin gönüllerinde yer eden apaçık âyetlerdir. Bizim âyetlerimizi zalimlerden başkası inkâr etmez.
Yaşar Nuri Öztürk : Hayır, o, kendilerine ilim verilenlerin göğüsleri içinde ayan beyan ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi, zalimlerden başka kimse inkâr etmez.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}