» 29 / Ankebût  53:

Kuran Sırası: 29
İniş Sırası: 85
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69

 » 29 / Ankebût  Suresi: 53
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَيَسْتَعْجِلُونَكَ (VYSTACLVNK) = ve yesteǎ'cilūneke : senden çabuk istiyorlar
2. بِالْعَذَابِ (BELAZ̃EB) = bil-ǎƶābi : azabı
3. وَلَوْلَا (VLVLE) = velevlā : eğer olmasaydı
4. أَجَلٌ (ÊCL) = ecelun : bir süre
5. مُسَمًّى (MSM) = musemmen : belirtilmiş
6. لَجَاءَهُمُ (LCEÙHM) = lecā'ehumu : onlara hemen gelirdi
7. الْعَذَابُ (ELAZ̃EB) = l-ǎƶābu : azab
8. وَلَيَأْتِيَنَّهُمْ (VLYÊTYNHM) = veleye'tiyennehum : ve o kendilerine gelecektir
9. بَغْتَةً (BĞTT) = beğteten : ansızın
10. وَهُمْ (VHM) = vehum : ve onlar
11. لَا (LE) = lā : hiç
12. يَشْعُرُونَ (YŞARVN) = yeş'ǔrūne : farkında değillerken
senden çabuk istiyorlar | azabı | eğer olmasaydı | bir süre | belirtilmiş | onlara hemen gelirdi | azab | ve o kendilerine gelecektir | ansızın | ve onlar | hiç | farkında değillerken |

[ACL] [AZ̃B] [] [ECL] [SMV] [CYE] [AZ̃B] [ETY] [BĞT] [] [] [ŞAR]
VYSTACLVNK BELAZ̃EB VLVLE ÊCL MSM LCEÙHM ELAZ̃EB VLYÊTYNHM BĞTT VHM LE YŞARVN

ve yesteǎ'cilūneke bil-ǎƶābi velevlā ecelun musemmen lecā'ehumu l-ǎƶābu veleye'tiyennehum beğteten vehum yeş'ǔrūne
ويستعجلونك بالعذاب ولولا أجل مسمى لجاءهم العذاب وليأتينهم بغتة وهم لا يشعرون

 » 29 / Ankebût  Suresi: 53
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ويستعجلونك ع ج ل | ACL VYSTACLVNK ve yesteǎ'cilūneke senden çabuk istiyorlar And they ask you to hasten
بالعذاب ع ذ ب | AZ̃B BELAZ̃EB bil-ǎƶābi azabı [with] the punishment.
ولولا | VLVLE velevlā eğer olmasaydı And if not
أجل ا ج ل | ECL ÊCL ecelun bir süre (for) a term
مسمى س م و | SMV MSM musemmen belirtilmiş appointed,
لجاءهم ج ي ا | CYE LCEÙHM lecā'ehumu onlara hemen gelirdi surely (would) have come to them
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābu azab the punishment.
وليأتينهم ا ت ي | ETY VLYÊTYNHM veleye'tiyennehum ve o kendilerine gelecektir But it will surely come to them
بغتة ب غ ت | BĞT BĞTT beğteten ansızın suddenly
وهم | VHM vehum ve onlar while they
لا | LE hiç (do) not
يشعرون ش ع ر | ŞAR YŞARVN yeş'ǔrūne farkında değillerken perceive.

29:53 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

senden çabuk istiyorlar | azabı | eğer olmasaydı | bir süre | belirtilmiş | onlara hemen gelirdi | azab | ve o kendilerine gelecektir | ansızın | ve onlar | hiç | farkında değillerken |

[ACL] [AZ̃B] [] [ECL] [SMV] [CYE] [AZ̃B] [ETY] [BĞT] [] [] [ŞAR]
VYSTACLVNK BELAZ̃EB VLVLE ÊCL MSM LCEÙHM ELAZ̃EB VLYÊTYNHM BĞTT VHM LE YŞARVN

ve yesteǎ'cilūneke bil-ǎƶābi velevlā ecelun musemmen lecā'ehumu l-ǎƶābu veleye'tiyennehum beğteten vehum yeş'ǔrūne
ويستعجلونك بالعذاب ولولا أجل مسمى لجاءهم العذاب وليأتينهم بغتة وهم لا يشعرون

[ع ج ل] [ع ذ ب] [] [ا ج ل] [س م و] [ج ي ا] [ع ذ ب] [ا ت ي] [ب غ ت] [] [] [ش ع ر]

 » 29 / Ankebût  Suresi: 53
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ويستعجلونك ع ج ل | ACL VYSTACLVNK ve yesteǎ'cilūneke senden çabuk istiyorlar And they ask you to hasten
Vav,Ye,Sin,Te,Ayn,Cim,Lam,Vav,Nun,Kef,
6,10,60,400,70,3,30,6,50,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form X) imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بالعذاب ع ذ ب | AZ̃B BELAZ̃EB bil-ǎƶābi azabı [with] the punishment.
Be,Elif,Lam,Ayn,Zel,Elif,Be,
2,1,30,70,700,1,2,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
ولولا | VLVLE velevlā eğer olmasaydı And if not
Vav,Lam,Vav,Lam,Elif,
6,30,6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
أجل ا ج ل | ECL ÊCL ecelun bir süre (for) a term
,Cim,Lam,
,3,30,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
مسمى س م و | SMV MSM musemmen belirtilmiş appointed,
Mim,Sin,Mim,,
40,60,40,,
N – genitive masculine indefinite (form II) passive participle
اسم مجرور
لجاءهم ج ي ا | CYE LCEÙHM lecā'ehumu onlara hemen gelirdi surely (would) have come to them
Lam,Cim,Elif,,He,Mim,
30,3,1,,5,40,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
اللام لام التوكيد
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābu azab the punishment.
Elif,Lam,Ayn,Zel,Elif,Be,
1,30,70,700,1,2,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
وليأتينهم ا ت ي | ETY VLYÊTYNHM veleye'tiyennehum ve o kendilerine gelecektir But it will surely come to them
Vav,Lam,Ye,,Te,Ye,Nun,He,Mim,
6,30,10,,400,10,50,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بغتة ب غ ت | BĞT BĞTT beğteten ansızın suddenly
Be,Ğayn,Te,Te merbuta,
2,1000,400,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
وهم | VHM vehum ve onlar while they
Vav,He,Mim,
6,5,40,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
لا | LE hiç (do) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يشعرون ش ع ر | ŞAR YŞARVN yeş'ǔrūne farkında değillerken perceive.
Ye,Şın,Ayn,Re,Vav,Nun,
10,300,70,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَيَسْتَعْجِلُونَكَ: senden çabuk istiyorlar | بِالْعَذَابِ: azabı | وَلَوْلَا: eğer olmasaydı | أَجَلٌ: bir süre | مُسَمًّى: belirtilmiş | لَجَاءَهُمُ: onlara hemen gelirdi | الْعَذَابُ: azab | وَلَيَأْتِيَنَّهُمْ: ve o kendilerine gelecektir | بَغْتَةً: ansızın | وَهُمْ: ve onlar | لَا: hiç | يَشْعُرُونَ: farkında değillerken |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ويستعجلونك WYSTACLWNK senden çabuk istiyorlar | بالعذاب BELAZ̃EB azabı | ولولا WLWLE eğer olmasaydı | أجل ÊCL bir süre | مسمى MSM belirtilmiş | لجاءهم LCEÙHM onlara hemen gelirdi | العذاب ELAZ̃EB azab | وليأتينهم WLYÊTYNHM ve o kendilerine gelecektir | بغتة BĞTT ansızın | وهم WHM ve onlar | لا LE hiç | يشعرون YŞARWN farkında değillerken |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve yesteǎ'cilūneke: senden çabuk istiyorlar | bil-ǎƶābi: azabı | velevlā: eğer olmasaydı | ecelun: bir süre | musemmen: belirtilmiş | lecā'ehumu: onlara hemen gelirdi | l-ǎƶābu: azab | veleye'tiyennehum: ve o kendilerine gelecektir | beğteten: ansızın | vehum: ve onlar | : hiç | yeş'ǔrūne: farkında değillerken |
Kırık Meal (Transcript) : |VYSTACLVNK: senden çabuk istiyorlar | BELAZ̃EB: azabı | VLVLE: eğer olmasaydı | ÊCL: bir süre | MSM: belirtilmiş | LCEÙHM: onlara hemen gelirdi | ELAZ̃EB: azab | VLYÊTYNHM: ve o kendilerine gelecektir | BĞTT: ansızın | VHM: ve onlar | LE: hiç | YŞARVN: farkında değillerken |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve senden, azâbın çarçabuk gelmesini isterler ve muayyen bir zamânı olmasaydı azap, gelip çatardı onlara ve azap, onlara apansız gelecek ve onların haberleri bile olmayacak.
Adem Uğur : Senden, azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorlar. Eğer önceden tayin edilmiş bir vade olmasaydı, azap elbette onlara gelip çatmıştı. Fakat onlar farkında değilken, o ansızın kendilerine geliverecektir.
Ahmed Hulusi : Eğer takdir edilmiş bir ömürleri olmasaydı, onlara azap elbette gelirdi! Onlar farkında değilken, kendilerine aniden, mutlaka gelecektir.
Ahmet Tekin : Senden, küstahça azâbı çabucak getirmeni istiyorlar. Eğer tayin edilmiş bir vâde olmasaydı, azap elbette onlara gelip çatmıştı. Onlar farkında olmadan elbette ansızın gelecektir.
Ahmet Varol : Senden azabı çarçabuk istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı elbette onlara azap gelirdi. Fakat onlar farkında değillerken o, kendilerine ansızın gelecektir.
Ali Bulaç : Azab konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Eğer adı konulmuş bir ecel (tayin edilmiş bir vakit) olmasaydı, herhalde onlara azab gelmiş olurdu. Fakat kendileri şuurunda olmadan, onlara kuşkusuz apansız geliverecektir.
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm, kâfirler, başımıza taş yağdır diye) senden azabın acele inmesini istiyorlar. Eğer belli bir vakit olmasaydı, o azab, onlara, muhakkak gelmişti. Elbette o, ansızın kendilerine gelecektir; onların (bu azabın gelişinden) haberleri olmıyacaktır.
Bekir Sadak : Senden azabi acele bekliyorlar. Eger sure belirtilmis olmasaydi azap onlara hemen gelirdi. Ama yine de onlar farkina varmadan baslarina ansizin gelecektir.
Celal Yıldırım : Senden azâbın hemen İnmesini isterler. Eğer belirlenmiş bir vakit olmasaydı, azâb onlara hemen gelirdi ve elbette farkına varmadıkları halde (bir gün) azâb kendilerine gelecektir.
Diyanet İşleri : Senden azabın çabucak gelmesini istiyorlar. (Hikmet gereği) belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara mutlaka gelirdi. Onlar farkında değillerken kendilerine ansızın elbette gelecektir.
Diyanet İşleri (eski) : Senden azabı acele bekliyorlar. Eğer süre belirtilmiş olmasaydı azap onlara hemen gelirdi. Ama yine de onlar farkına varmadan başlarına ansızın gelecektir.
Diyanet Vakfi : Senden, azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorlar. Eğer önceden tayin edilmiş bir vade olmasaydı, azap elbette onlara gelip çatmıştı. Fakat onlar farkında değilken, o ansızın kendilerine geliverecektir.
Edip Yüksel : Azabı getirmen için sana meydan okuyorlar! Belirlemiş olduğumuz bir zaman olmasaydı, o azap onlara gelecekti. Onlara ansızın, haberleri olmadan gelecektir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Senden azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorlar. Eğer önceden tayin edilmiş bir vade olmasaydı, azab elbette onlara gelip çatmıştı. Fakat yine de, hiç farkına varmadıkları bir sırada o kendilerine mutlaka gelecektir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de senden acele azap istiyorlar; eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı, o azap onlara muhakkak gelmişti; ve elbette o kendilerine gelecek, şuurları olmayarak (bilincine varmadan) ansızın gelecek!
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir de senden acele azâb istiyorlar, eğer müsemmâ bir ecel olmasa idi o azab onlara muhakkak gelmişti ve elbette o kendilerine gelecek, şuurları olmıyarak ansızın gelecek
Fizilal-il Kuran : Onlar senden azabımın bir an önce gerçekleşmesini isterler. Eğer azabımın belirli bir vadesi olmasaydı, hemen başlarına gelirdi. Fakat azabım hiç beklemedikleri bir anda, farkında olmadan başlarına gelecektir.
Gültekin Onan : Azab konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Eğer adı konulmuş bir ecel olmasaydı, herhalde onlara azab gelmiş olurdu. Fakat kendileri şuurunda olmadan, onlara kuşkusuz apansız geliverecektir.
Hakkı Yılmaz : Ve senden azabı çarçabuk istiyorlar. Eğer belirlenmiş/ adı konmuş bir süre sonu olmasaydı, azap onlara elbette gelmişti. Ve o azap, hiç farkında olmadıkları bir sırada kendilerine ansızın elbette gelecektir.
Hasan Basri Çantay : Senden azâbı çarçabuk (getirmeni) isterler. Eğer muayyen bir vakit olmasaydı o, elbette onlara gelib çatmışdı bile. (Bununla beraber) o, kendileri farkında olmayarak, onlara ansızın gelecekdir muhakkak.
Hayrat Neşriyat : Bir de senden azâbı acele istiyorlar. Hâlbuki belirlenmiş bir müddet olmasaydı, o azab onlara mutlaka gelirdi. Ve şübhesiz ki (o istedikleri azab), kendilerine haberleri olmadan ansızın gelecektir.
İbni Kesir : Senden azabı çarçabuk isterler. Eğer belirtilmiş bir süre olmasaydı, azab onlara hemen gelirdi. Ama farkına varmadan o, kendilerine ansızın gelecektir.
İskender Evrenosoğlu : Ve azabı senden acele istiyorlar. Eğer zamanı belirlenmiş olmasaydı, azap onlara mutlaka (hemen) gelirdi. Ve (azap), onlara mutlaka ansızın ve onlar farkında değilken gelecek.
Muhammed Esed : Şimdi onlar, (Allah'ın) azabını çabuklaştırman için sana meydan okuyorlar; eğer (bunun için Allah tarafından) belli bir vade konulmuş olmasaydı azap elbette başlarına hemen gelirdi! Ama o aniden kopup gelecek ve hiçbiri de farkında olmayacak.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve senden azabı alelacele isterler. Eğer muayyen bir akit olmasa idi elbette onlara azap geliverirdi. Ve muhakkak ki, onlara kendileri farkında olmaksızın gelecektir.
Ömer Öngüt : Onlar senden azabı çarçabuk istiyorlar. Eğer önceden tayin edilmiş bir müddet olmasaydı, azap onlara hemen gelirdi. Andolsun ki o, kendileri farkında olmadıkları bir sırada ansızın gelecektir.
Şaban Piriş : Senden acele azap istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı elbette onlara hemen azap gelirdi. Azap onlara haberleri olmadıkları bir sırada ansızın gelecektir.
Suat Yıldırım : Senden çarçabuk başlarına azabı getirmeni istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir vâdesi olmasaydı azap onlara muhakkak gelmişti bile! Fakat hiç farkına varmadıkları bir sırada o kendilerine ansızın gelecektir.
Süleyman Ateş : Senden azâbı çabuk istiyorlar. Eğer (azâb için) belirtilmiş bir süre olmasaydı, onlara hemen azâb gelirdi. Fakat hiç farkına varmadıkları bir sırada o, kendilerine ansızın gelecektir.
Tefhim-ul Kuran : Azab konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Eğer adı konulmuş bir ecel (tayin edilmiş bir vakit) olmasaydı, herhalde onlara azab gelmiş olurdu. Fakat kendileri şuurunda olmadan o, onlara kuşkusuz apansız geliverecektir.
Ümit Şimşek : Senden azabın çabuklaştırılmasını istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir vakti olmasaydı, azap hemen başlarına gelirdi. Zaten o, farkında olmadıkları bir sırada, ansızın başlarına gelir.
Yaşar Nuri Öztürk : Azabı senden çarçabuk istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara elbette gelmiş olacaktı. Fakat o, hiç farkında olmadıkları bir sırada kendilerine ansızın geliverecektir. Bunda kuşku yok.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}