» 36 / Yâsîn  33:

Kuran Sırası: 36
İniş Sırası: 41
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83

 » 36 / Yâsîn  Suresi: 33
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَايَةٌ (V ËYT) = ve āyetun : ve bir ayettir
2. لَهُمُ (LHM) = lehumu : onlar için
3. الْأَرْضُ (ELÊRŽ) = l-erDu : toprak
4. الْمَيْتَةُ (ELMYTT) = l-meytetu : ölü
5. أَحْيَيْنَاهَا (ÊḪYYNEHE) = eHyeynāhā : biz onu dirilttik
6. وَأَخْرَجْنَا (VÊḢRCNE) = ve eḣracnā : ve çıkardık
7. مِنْهَا (MNHE) = minhā : ondan
8. حَبًّا (ḪBE) = Habben : dane
9. فَمِنْهُ (FMNH) = fe minhu : ve ondan
10. يَأْكُلُونَ (YÊKLVN) = ye'kulūne : yiyorlar
ve bir ayettir | onlar için | toprak | ölü | biz onu dirilttik | ve çıkardık | ondan | dane | ve ondan | yiyorlar |

[EYY] [] [ERŽ] [MVT] [ḪYY] [ḢRC] [] [ḪBB] [] [EKL]
V ËYT LHM ELÊRŽ ELMYTT ÊḪYYNEHE VÊḢRCNE MNHE ḪBE FMNH YÊKLVN

ve āyetun lehumu l-erDu l-meytetu eHyeynāhā ve eḣracnā minhā Habben fe minhu ye'kulūne
وآية لهم الأرض الميتة أحييناها وأخرجنا منها حبا فمنه يأكلون

 » 36 / Yâsîn  Suresi: 33
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وآية ا ي ي | EYY V ËYT ve āyetun ve bir ayettir And a Sign
لهم | LHM lehumu onlar için for them
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDu toprak (is) the earth
الميتة م و ت | MVT ELMYTT l-meytetu ölü dead.
أحييناها ح ي ي | ḪYY ÊḪYYNEHE eHyeynāhā biz onu dirilttik We give it life
وأخرجنا خ ر ج | ḢRC VÊḢRCNE ve eḣracnā ve çıkardık and We bring forth
منها | MNHE minhā ondan from it
حبا ح ب ب | ḪBB ḪBE Habben dane grain,
فمنه | FMNH fe minhu ve ondan and from it
يأكلون ا ك ل | EKL YÊKLVN ye'kulūne yiyorlar they eat.

36:33 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve bir ayettir | onlar için | toprak | ölü | biz onu dirilttik | ve çıkardık | ondan | dane | ve ondan | yiyorlar |

[EYY] [] [ERŽ] [MVT] [ḪYY] [ḢRC] [] [ḪBB] [] [EKL]
V ËYT LHM ELÊRŽ ELMYTT ÊḪYYNEHE VÊḢRCNE MNHE ḪBE FMNH YÊKLVN

ve āyetun lehumu l-erDu l-meytetu eHyeynāhā ve eḣracnā minhā Habben fe minhu ye'kulūne
وآية لهم الأرض الميتة أحييناها وأخرجنا منها حبا فمنه يأكلون

[ا ي ي] [] [ا ر ض] [م و ت] [ح ي ي] [خ ر ج] [] [ح ب ب] [] [ا ك ل]

 » 36 / Yâsîn  Suresi: 33
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وآية ا ي ي | EYY V ËYT ve āyetun ve bir ayettir And a Sign
Vav,,Ye,Te merbuta,
6,,10,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative feminine singular indefinite noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
لهم | LHM lehumu onlar için for them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDu toprak (is) the earth
Elif,Lam,,Re,Dad,
1,30,,200,800,
"N – nominative feminine noun → Earth"
اسم مرفوع
الميتة م و ت | MVT ELMYTT l-meytetu ölü dead.
Elif,Lam,Mim,Ye,Te,Te merbuta,
1,30,40,10,400,400,
ADJ – nominative feminine singular adjective
صفة مرفوعة
أحييناها ح ي ي | ḪYY ÊḪYYNEHE eHyeynāhā biz onu dirilttik We give it life
,Ha,Ye,Ye,Nun,Elif,He,Elif,
,8,10,10,50,1,5,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وأخرجنا خ ر ج | ḢRC VÊḢRCNE ve eḣracnā ve çıkardık and We bring forth
Vav,,Hı,Re,Cim,Nun,Elif,
6,,600,200,3,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
منها | MNHE minhā ondan from it
Mim,Nun,He,Elif,
40,50,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
حبا ح ب ب | ḪBB ḪBE Habben dane grain,
Ha,Be,Elif,
8,2,1,
"N – accusative masculine indefinite noun → Grain"
اسم منصوب
فمنه | FMNH fe minhu ve ondan and from it
Fe,Mim,Nun,He,
80,40,50,5,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الفاء عاطفة
جار ومجرور
يأكلون ا ك ل | EKL YÊKLVN ye'kulūne yiyorlar they eat.
Ye,,Kef,Lam,Vav,Nun,
10,,20,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَايَةٌ: ve bir ayettir | لَهُمُ: onlar için | الْأَرْضُ: toprak | الْمَيْتَةُ: ölü | أَحْيَيْنَاهَا: biz onu dirilttik | وَأَخْرَجْنَا: ve çıkardık | مِنْهَا: ondan | حَبًّا: dane | فَمِنْهُ: ve ondan | يَأْكُلُونَ: yiyorlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وآية W ËYT ve bir ayettir | لهم LHM onlar için | الأرض ELÊRŽ toprak | الميتة ELMYTT ölü | أحييناها ÊḪYYNEHE biz onu dirilttik | وأخرجنا WÊḢRCNE ve çıkardık | منها MNHE ondan | حبا ḪBE dane | فمنه FMNH ve ondan | يأكلون YÊKLWN yiyorlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve āyetun: ve bir ayettir | lehumu: onlar için | l-erDu: toprak | l-meytetu: ölü | eHyeynāhā: biz onu dirilttik | ve eḣracnā: ve çıkardık | minhā: ondan | Habben: dane | fe minhu: ve ondan | ye'kulūne: yiyorlar |
Kırık Meal (Transcript) : |V ËYT: ve bir ayettir | LHM: onlar için | ELÊRŽ: toprak | ELMYTT: ölü | ÊḪYYNEHE: biz onu dirilttik | VÊḢRCNE: ve çıkardık | MNHE: ondan | ḪBE: dane | FMNH: ve ondan | YÊKLVN: yiyorlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve bir delildir onlara, ölü yeryüzünü dirilttik ve oradan taneler çıkardık da onları yerler.
Adem Uğur : (Bu hususta) ölü toprak onlar için mühim bir delildir. Biz ona yağmurla hayat verdik ve ondan dane çıkardık. İşte onlar bundan yerler.
Ahmed Hulusi : Ölü arz da onlar için bir işarettir! Onu dirilttik, ondan ürünler çıkardık da ondan yiyorlar. . .
Ahmet Tekin : Yeniden diriltmeye gücümüzün, kudretimizin yeteceğine onlar için bir delil de, ölü topraktır. Biz ona hayat verdik. Ondan taneler, tahıl, bakliyat çıkardık. Onlardan yeyip duruyorlar.
Ahmet Varol : Ölü toprak onlar için bir âyettir. Biz onu dirilttik ve ondan taneler çıkardık. Böylece ondan yerler.
Ali Bulaç : Ölü toprak kendileri için bir ayettir; biz onu dirilttik, ondan taneler çıkarttık, böylelikle ondan yemektedirler.
Ali Fikri Yavuz : Hem ölü (kurumuş) arz, (kudretimize ve ölüleri dirilttiğimize delâlet eden) bir alâmettir onlara: Biz ona (yağmur sebebiyle) hayat verdik; ondan daneler çıkardık da ondan yiyip duruyorlar.
Bekir Sadak : Iste onlara bir delil: Olu yeri diriltir ve oradan taneler cikarariz da ondan yerler.
Celal Yıldırım : Diriltip içinden daneler çıkardığımız ölü toprak onlar için (varlığımızın ve kudretimizin) açık belgelerinden biridir, ondan yeyip geçinirler.
Diyanet İşleri : Ölü toprak onlar için bir delildir. Biz, onu diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler.
Diyanet İşleri (eski) : İşte onlara bir delil: Ölü yeri diriltir ve oradan taneler çıkarırız da ondan yerler.
Diyanet Vakfi : (Bu hususta) ölü toprak onlar için mühim bir delildir. Biz ona yağmurla hayat verdik ve ondan dane çıkardık. İşte onlar bundan yerler.
Edip Yüksel : Ölü toprak onlar için bir ayettir: Onu diriltiriz ve oradan taneler çıkarırız da ondan yerler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Hem bir delildir onlara ölü toprak. Biz ona hayat verdik ve ondan taneler çıkardık da ondan yiyip duruyorlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hem ölü toprak onlara bir delildir. Biz ona hayat verdik ve onda taneler çıkardık da ondan yiyip duruyorlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem bir âyettir onlara ölü arz. Biz ona hayat verdik ve ondan habbeler çıkardık da ondan yiyip duruyorlar
Fizilal-il Kuran : Ölü toprak onlar için bir delildir. Biz onu dirilttik, ondan taneler çıkarırız da ondan yerler.
Gültekin Onan : Ölü toprak kendileri için bir ayettir; biz onu dirilttik, ondan taneler çıkarttık, böylelikle ondan yemektedirler.
Hakkı Yılmaz : Ve ölü toprak, duyarsız topluma bir delildir. Biz ona hayat verdik ve ondan taneler çıkardık da ondan yeyip duruyorlar.
Hasan Basri Çantay : Ölü toprak — ki biz onu canlandırdık. İçinden dâne (ler) çıkardık da ondan yeyip duruyorlar — onlar için bir ibret (bir delîl) dir.
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki o ölü yeryüzü de (öldükten sonra dirilme husûsunda) kendileri için bir delildir. (Biz) onu dirilttik ve ondan dâneler çıkardık da bundan yiyorlar.
İbni Kesir : Ölü toprak, onlar için bir ayettir. Biz, onu dirilttik ve ondan taneler çıkardık, ondan yemektedirler.
İskender Evrenosoğlu : Ve ölü toprak onlara bir âyettir (mucizedir). Onu dirilttik ve ondan habbeler (taneler) çıkarttık. Böylece ondan yerler.
Muhammed Esed : Onlar, ölü toprağa can vermemizde ve beslenmeleri için topraktan ürünler çıkarmamızda (yaratma ve diriltme gücümüzün) işaretini görürler;
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onlar için ölmüş yer bir ibrettir. Onu hayata kavuşturduk ve ondan daneler (meydana) çıkardık da ondan yiyiverirler.
Ömer Öngüt : Ölü toprak da onlar için bir âyet (delil)dir. Biz onu (yağmurla) dirilttik de ondan pek çok taneler çıkardık, işte onlar bunlardan yerler.
Şaban Piriş : Onlara bir ibret de ölü topraktır. Biz, onu diriltip, ondan yedikleri ekin çıkarırız.
Suat Yıldırım : Delil mi isterler? İşte ölmüş arz! Hayatı ona Biz veriyoruz. Oradan onların yiyecekleri habbeleri çıkarıyoruz. Kendileri de ondan yiyip dururlar.
Süleyman Ateş : Ölü toprak, onlar için bir âyettir, (ölüleri nasıl dirilteceğimize işârettir): Biz onu dirilttik, ondan dâne çıkardık da ondan yiyorlar.
Tefhim-ul Kuran : Ölü toprak kendileri için bir ayettir; biz onu dirilttik, ondan taneler çıkarttık, böylelikle de onlar ondan yemektedirler.
Ümit Şimşek : Ölmüş yeryüzü de onlar için bir âyettir. Biz onu dirilttik ve ondan taneler çıkardık ki, yiyip duruyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Ölü toprak onlar için bir mucizedir. Onu dirilttik, ondan dâne çıkardık; bak işte ondan yiyorlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}