» 39 / Zümer  44:

Kuran Sırası: 39
İniş Sırası: 59
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75

 » 39 / Zümer  Suresi: 44
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قُلْ (GL) = ḳul : de ki
2. لِلَّهِ (LLH) = lillahi : Allah'ındır
3. الشَّفَاعَةُ (ELŞFEAT) = ş-şefāǎtu : şefa'at
4. جَمِيعًا (CMYAE) = cemīǎn : tamamen
5. لَهُ (LH) = lehu : O'nundur
6. مُلْكُ (MLK) = mulku : mülkü
7. السَّمَاوَاتِ (ELSMEVET) = s-semāvāti : göklerin
8. وَالْأَرْضِ (VELÊRŽ) = vel'erDi : ve yerin
9. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
10. إِلَيْهِ (ÎLYH) = ileyhi : O'na
11. تُرْجَعُونَ (TRCAVN) = turceǔne : döndürüleceksiniz
de ki | Allah'ındır | şefa'at | tamamen | O'nundur | mülkü | göklerin | ve yerin | sonra | O'na | döndürüleceksiniz |

[GVL] [] [ŞFA] [CMA] [] [MLK] [SMV] [ERŽ] [] [] [RCA]
GL LLH ELŞFEAT CMYAE LH MLK ELSMEVET VELÊRŽ S̃M ÎLYH TRCAVN

ḳul lillahi ş-şefāǎtu cemīǎn lehu mulku s-semāvāti vel'erDi ṧumme ileyhi turceǔne
قل لله الشفاعة جميعا له ملك السماوات والأرض ثم إليه ترجعون

 » 39 / Zümer  Suresi: 44
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قل ق و ل | GVL GL ḳul de ki Say,
لله | LLH lillahi Allah'ındır """To Allah (belongs)"
الشفاعة ش ف ع | ŞFA ELŞFEAT ş-şefāǎtu şefa'at the intercession
جميعا ج م ع | CMA CMYAE cemīǎn tamamen all.
له | LH lehu O'nundur For Him
ملك م ل ك | MLK MLK mulku mülkü (is the) dominion
السماوات س م و | SMV ELSMEVET s-semāvāti göklerin (of) the heavens
والأرض ا ر ض | ERŽ VELÊRŽ vel'erDi ve yerin and the earth.
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
إليه | ÎLYH ileyhi O'na to Him
ترجعون ر ج ع | RCA TRCAVN turceǔne döndürüleceksiniz "you will be returned."""

39:44 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

de ki | Allah'ındır | şefa'at | tamamen | O'nundur | mülkü | göklerin | ve yerin | sonra | O'na | döndürüleceksiniz |

[GVL] [] [ŞFA] [CMA] [] [MLK] [SMV] [ERŽ] [] [] [RCA]
GL LLH ELŞFEAT CMYAE LH MLK ELSMEVET VELÊRŽ S̃M ÎLYH TRCAVN

ḳul lillahi ş-şefāǎtu cemīǎn lehu mulku s-semāvāti vel'erDi ṧumme ileyhi turceǔne
قل لله الشفاعة جميعا له ملك السماوات والأرض ثم إليه ترجعون

[ق و ل] [] [ش ف ع] [ج م ع] [] [م ل ك] [س م و] [ا ر ض] [] [] [ر ج ع]

 » 39 / Zümer  Suresi: 44
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قل ق و ل | GVL GL ḳul de ki Say,
Gaf,Lam,
100,30,
V – 2nd person masculine singular imperative verb
فعل أمر
لله | LLH lillahi Allah'ındır """To Allah (belongs)"
Lam,Lam,He,
30,30,5,
"P – prefixed preposition lām
PN – genitive proper noun → Allah"
جار ومجرور
الشفاعة ش ف ع | ŞFA ELŞFEAT ş-şefāǎtu şefa'at the intercession
Elif,Lam,Şın,Fe,Elif,Ayn,Te merbuta,
1,30,300,80,1,70,400,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
جميعا ج م ع | CMA CMYAE cemīǎn tamamen all.
Cim,Mim,Ye,Ayn,Elif,
3,40,10,70,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
له | LH lehu O'nundur For Him
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
ملك م ل ك | MLK MLK mulku mülkü (is the) dominion
Mim,Lam,Kef,
40,30,20,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
السماوات س م و | SMV ELSMEVET s-semāvāti göklerin (of) the heavens
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,Vav,Elif,Te,
1,30,60,40,1,6,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
والأرض ا ر ض | ERŽ VELÊRŽ vel'erDi ve yerin and the earth.
Vav,Elif,Lam,,Re,Dad,
6,1,30,,200,800,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive feminine noun → Earth"
الواو عاطفة
اسم مجرور
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
إليه | ÎLYH ileyhi O'na to Him
,Lam,Ye,He,
,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
ترجعون ر ج ع | RCA TRCAVN turceǔne döndürüleceksiniz "you will be returned."""
Te,Re,Cim,Ayn,Vav,Nun,
400,200,3,70,6,50,
V – 2nd person masculine plural passive imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قُلْ: de ki | لِلَّهِ: Allah'ındır | الشَّفَاعَةُ: şefa'at | جَمِيعًا: tamamen | لَهُ: O'nundur | مُلْكُ: mülkü | السَّمَاوَاتِ: göklerin | وَالْأَرْضِ: ve yerin | ثُمَّ: sonra | إِلَيْهِ: O'na | تُرْجَعُونَ: döndürüleceksiniz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قل GL de ki | لله LLH Allah'ındır | الشفاعة ELŞFEAT şefa'at | جميعا CMYAE tamamen | له LH O'nundur | ملك MLK mülkü | السماوات ELSMEWET göklerin | والأرض WELÊRŽ ve yerin | ثم S̃M sonra | إليه ÎLYH O'na | ترجعون TRCAWN döndürüleceksiniz |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳul: de ki | lillahi: Allah'ındır | ş-şefāǎtu: şefa'at | cemīǎn: tamamen | lehu: O'nundur | mulku: mülkü | s-semāvāti: göklerin | vel'erDi: ve yerin | ṧumme: sonra | ileyhi: O'na | turceǔne: döndürüleceksiniz |
Kırık Meal (Transcript) : |GL: de ki | LLH: Allah'ındır | ELŞFEAT: şefa'at | CMYAE: tamamen | LH: O'nundur | MLK: mülkü | ELSMEVET: göklerin | VELÊRŽ: ve yerin | S̃M: sonra | ÎLYH: O'na | TRCAVN: döndürüleceksiniz |
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Bütün şefâat, Allah'ın; onundur göklerin ve yeryüzünün saltanatı ve tedbîri, sonra da dönüp onun tapısına gideceksiniz.
Adem Uğur : De ki: Bütün şefâat Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
Ahmed Hulusi : De ki: "Şefaat tümüyle Allâh'ındır! (Çünkü) semâların ve arzın mülkü O'nundur! Sonra O'na rücu ettirileceksiniz. "
Ahmet Tekin : 'Bütün kâinatı tek başına yardımcısız-eşşiz yaratmak, nizamını sağlamak ve ayakta tutmak Allah’a aittir. Göklerin ve yerin mülkü ve hükümranlığı O’nundur. Üstelik O’nun huzuruna götürülüp hesaba çekileceksiniz.' de.
Ahmet Varol : De ki: 'Şefaatin tümü Allah'ındır. [2] Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürülürsünüz.
Ali Bulaç : De ki: "Şefaatin tümü Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."
Ali Fikri Yavuz : De ki: “- Bütün şefaat Allah’ın kudretindedir. Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. Sonra (ahirette) hep döndürülüb O’na götürüleceksiniz.”
Bekir Sadak : De ki: «Butun sefaat Allah'in iznine baglidir. Goklerin ve yerin hukumranligi O'nundur. Sonra O'na doneceksiniz.»
Celal Yıldırım : De ki: Şefaatin tamamı Allah'a aittir (O'nun iznine bağlıdır). Göklerin ve yerin mülkü (ve tasarrufu münhasıran) O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
Diyanet İşleri : De ki: “Şefaat tümüyle Allah’a aittir. Göklerin ve yerin hükümranlığı O’nundur. Sonra yalnız O’na döndürüleceksiniz.”
Diyanet İşleri (eski) : De ki: 'Bütün şefaat Allah'ın iznine bağlıdır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döneceksiniz.'
Diyanet Vakfi : De ki: Bütün şefâat Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
Edip Yüksel : De ki, 'Tüm şefaat ALLAH'a aittir.' Göklerin ve yerin yönetimi O'na aittir. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki: «Bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Bütün şefaat Allah'a aittir. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz!»
Elmalılı Hamdi Yazır : De ki Allahındır o şefaat bütün, onundur mülkü Göklerin ve Yerin, sonra hep döndürülüp ona götürüleceksiniz
Fizilal-il Kuran : De ki: «Bütün şefaat Allah'ın iznine bağlıdır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döneceksiniz.»
Gültekin Onan : De ki: "Şefaatin tümü Tanrı'nındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."
Hakkı Yılmaz : De ki: “Bütün yardım, destek, kayırma Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü yalnızca O'nundur. Sonra yalnızca O'na döndürülürsünüz.”
Hasan Basri Çantay : De ki: «Bütün şefaat (hakkı) Allahındır. Göklerin ve yerin mülk (-ü tasarrufu) onundur. Nihayet (hepiniz) ancak Ona döndürü (lüb götürü) leceksiniz».
Hayrat Neşriyat : De ki: 'Şefâat tamâmen Allah’a âiddir. Göklerin ve yerin mülkü, O’nundur. Sonra ancak O’na döndürüleceksiniz.'
İbni Kesir : De ki: Bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra hepiniz O'na döndürüleceksiniz.
İskender Evrenosoğlu : De ki: "Şefaatin hepsi Allah'a mahsustur. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."
Muhammed Esed : De ki: "Şefaat (hakkını verme yetkisi) yalnız Allah'a aittir: Gökler ve yer üzerindeki hakimiyet (yalnız) O'nundur ve sonunda yalnız O'na döndürüleceksiniz".
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Bütün şefaat, Allah içindir. Göklerin ve yerin mülkü O'nun içindir. Sonra O'na döndürüleceksinizdir.»
Ömer Öngüt : De ki: "Bütün şefaat (hakkı) Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz. "
Şaban Piriş : De ki: Şefaatin hepsi Allah’ındır. Göklerin ve yerin hakimiyeti O’na aittir. Bir zaman sonra O’na döndürüleceksiniz.
Suat Yıldırım : De ki: "Şefaatin tamamı Allah’a aittir. Çünkü göklerin ve yerin mülk ve hâkimiyeti de O’nundur. Sonunda da O’nun huzuruna götürülecek, O’na hesap vereceksiniz."
Süleyman Ateş : De ki: "Şefâ'at tamamen Allâh'ındır (yardım ve destek yalnız O'ndandır). Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Şefaatin tümü Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra da O'na döndürüleceksiniz.»
Ümit Şimşek : De ki: Şefaat tümüyle Allah'a aittir. Göklerin ve yerin egemenliği Onundur. Sonunda Onun huzuruna döneceksiniz.
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Şefaat, tümden ve sadece Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi O'nundur. Sonunda O'na döndürüleceksiniz."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}