» 39 / Zümer  50:

Kuran Sırası: 39
İniş Sırası: 59
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75

 » 39 / Zümer  Suresi: 50
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَدْ (GD̃) = ḳad : elbette
2. قَالَهَا (GELHE) = ḳālehā : bunu demişlerdi
3. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
4. مِنْ (MN) = min :
5. قَبْلِهِمْ (GBLHM) = ḳablihim : onlardan öncekiler
6. فَمَا (FME) = femā : ama olmadı
7. أَغْنَىٰ (ÊĞN) = eğnā : yararı
8. عَنْهُمْ (ANHM) = ǎnhum : kendilerine
9. مَا (ME) = mā : şeyler
10. كَانُوا (KENVE) = kānū :
11. يَكْسِبُونَ (YKSBVN) = yeksibūne : kazandıkları
elbette | bunu demişlerdi | kimseler | | onlardan öncekiler | ama olmadı | yararı | kendilerine | şeyler | | kazandıkları |

[] [GVL] [] [] [GBL] [] [ĞNY] [] [] [KVN] [KSB]
GD̃ GELHE ELZ̃YN MN GBLHM FME ÊĞN ANHM ME KENVE YKSBVN

ḳad ḳālehā elleƶīne min ḳablihim femā eğnā ǎnhum kānū yeksibūne
قد قالها الذين من قبلهم فما أغنى عنهم ما كانوا يكسبون

 » 39 / Zümer  Suresi: 50
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قد | GD̃ ḳad elbette Indeed,
قالها ق و ل | GVL GELHE ḳālehā bunu demişlerdi said it
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those
من | MN min before them,
قبلهم ق ب ل | GBL GBLHM ḳablihim onlardan öncekiler before them,
فما | FME femā ama olmadı but (did) not
أغنى غ ن ي | ĞNY ÊĞN eğnā yararı avail
عنهم | ANHM ǎnhum kendilerine them
ما | ME şeyler what
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū they used to
يكسبون ك س ب | KSB YKSBVN yeksibūne kazandıkları earn.

39:50 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

elbette | bunu demişlerdi | kimseler | | onlardan öncekiler | ama olmadı | yararı | kendilerine | şeyler | | kazandıkları |

[] [GVL] [] [] [GBL] [] [ĞNY] [] [] [KVN] [KSB]
GD̃ GELHE ELZ̃YN MN GBLHM FME ÊĞN ANHM ME KENVE YKSBVN

ḳad ḳālehā elleƶīne min ḳablihim femā eğnā ǎnhum kānū yeksibūne
قد قالها الذين من قبلهم فما أغنى عنهم ما كانوا يكسبون

[] [ق و ل] [] [] [ق ب ل] [] [غ ن ي] [] [] [ك و ن] [ك س ب]

 » 39 / Zümer  Suresi: 50
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قد | GD̃ ḳad elbette Indeed,
Gaf,Dal,
100,4,
CERT – particle of certainty
حرف تحقيق
قالها ق و ل | GVL GELHE ḳālehā bunu demişlerdi said it
Gaf,Elif,Lam,He,Elif,
100,1,30,5,1,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
فعل ماض و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
من | MN min before them,
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قبلهم ق ب ل | GBL GBLHM ḳablihim onlardan öncekiler before them,
Gaf,Be,Lam,He,Mim,
100,2,30,5,40,
N – genitive noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فما | FME femā ama olmadı but (did) not
Fe,Mim,Elif,
80,40,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
أغنى غ ن ي | ĞNY ÊĞN eğnā yararı avail
,Ğayn,Nun,,
,1000,50,,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
عنهم | ANHM ǎnhum kendilerine them
Ayn,Nun,He,Mim,
70,50,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
ما | ME şeyler what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū they used to
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
يكسبون ك س ب | KSB YKSBVN yeksibūne kazandıkları earn.
Ye,Kef,Sin,Be,Vav,Nun,
10,20,60,2,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَدْ: elbette | قَالَهَا: bunu demişlerdi | الَّذِينَ: kimseler | مِنْ: | قَبْلِهِمْ: onlardan öncekiler | فَمَا: ama olmadı | أَغْنَىٰ: yararı | عَنْهُمْ: kendilerine | مَا: şeyler | كَانُوا: | يَكْسِبُونَ: kazandıkları |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قد GD̃ elbette | قالها GELHE bunu demişlerdi | الذين ELZ̃YN kimseler | من MN | قبلهم GBLHM onlardan öncekiler | فما FME ama olmadı | أغنى ÊĞN yararı | عنهم ANHM kendilerine | ما ME şeyler | كانوا KENWE | يكسبون YKSBWN kazandıkları |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳad: elbette | ḳālehā: bunu demişlerdi | elleƶīne: kimseler | min: | ḳablihim: onlardan öncekiler | femā: ama olmadı | eğnā: yararı | ǎnhum: kendilerine | : şeyler | kānū: | yeksibūne: kazandıkları |
Kırık Meal (Transcript) : |GD̃: elbette | GELHE: bunu demişlerdi | ELZ̃YN: kimseler | MN: | GBLHM: onlardan öncekiler | FME: ama olmadı | ÊĞN: yararı | ANHM: kendilerine | ME: şeyler | KENVE: | YKSBVN: kazandıkları |
Abdulbaki Gölpınarlı : Gerçekten, onlardan öncekiler de bu sözü söylemişlerdi de kazandıkları şeylerin, onlara hiçbir faydası dokunmamıştı.
Adem Uğur : Bunu onlardan öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.
Ahmed Hulusi : Onlardan öncekiler de gerçekten onu söylemişti. . . (Ama) kazandıkları şeyler onlara bir fayda vermedi.
Ahmet Tekin : Bunu onlardan öncekiler de söylemişti. Ama, çalışıp kazanmaya devam ettikleri geçici dünya malı onlara fayda sağlamadı, onları kurtaramadı.
Ahmet Varol : Onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi. Ama kazandıkları kendilerine bir yarar sağlamamıştı.
Ali Bulaç : Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara hiçbir yarar sağlamadı.
Ali Fikri Yavuz : Onlardan (senin kavminden) evvelkiler de bu sözü söylemişlerdi. Fakat o kazandıkları küfür kendilerini kurtarmadı.
Bekir Sadak : Bunu onlardan oncekiler de soylemisti, ama kazandiklari seyler onlara fayda vermedi.
Celal Yıldırım : Onlardan öncekiler de böyle demişti, ama elde ettikleri şeyler kendilerine yarar sağlamadı, (kurtarıcı da olmadı)
Diyanet İşleri : Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti ama kazandıkları şeyler onlara hiçbir yarar sağlamamıştı.
Diyanet İşleri (eski) : Bunu onlardan öncekiler de söylemişti, ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.
Diyanet Vakfi : Bunu onlardan öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.
Edip Yüksel : Kendilerinden öncekiler aynı şeyi söylediler, ancak kazandıkları şeylerin kendilerine hiç bir yararı dokunmadı
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onu, bunlardan öncekiler de söyledi. Fakat o kazandıkları, kendilerini kurtarmadı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onu bunlardan öncekiler de söyledi, fakat o kazandıkları kendilerini kurtaramadı.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onu bunlardan evvelkiler de söyledi fakat o kazandıkları kendilerini kurtarmadı
Fizilal-il Kuran : Bunu onlardan öncekiler de söylemişti; ancak kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.
Gültekin Onan : Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara hiçbir yarar sağlamadı.
Hakkı Yılmaz : Gerçekten “O bana bir bilgi üzerine verildi” sözünü, bunlardan önceki kimseler de söyledi de o kazandıkları şeyler, kendilerine yarar sağlamadı.
Hasan Basri Çantay : Bu (sözü) onlardan evvelkiler de söylemiş (ler) di de kazanmakda oldukları o şeyler kendilerine hiç bir fâide vermemiş,
Hayrat Neşriyat : Muhakkak ki onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi; ama kazanageldikleri şeyler kendilerine bir fayda vermedi.
İbni Kesir : Onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi. Ama kazandıkları şey, kendilerine bir fayda vermemişti.
İskender Evrenosoğlu : Onlardan öncekiler de (böyle) söylemişti. Fakat kazanmış oldukları şeyler onlara bir fayda vermedi.
Muhammed Esed : Onlardan önce yaşamış olanlar(ın çoğu da kendi kendilerine) aynı şeyi söylemişlerdi; ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi:
Ömer Nasuhi Bilmen : Muhakkak ki, onu bunlardan evvelkiler de söylemiştir. Fakat kazanır oldukları şey, onları ihtiyaçtan kurtaramamıştır.
Ömer Öngüt : Onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi. Amma kazandıkları şeyler kendilerine hiçbir fayda sağlamadı.
Şaban Piriş : Kendilerinden öncekiler de böyle söylemişti. Fakat kazandıkları kendilerine fayda sağlamamıştı.
Suat Yıldırım : Kendilerinden önce gelip geçenler de böyle dediler, ama kazandıkları servet, mukadder âkıbetlerini önlemede kendilerine hiç fayda etmedi.
Süleyman Ateş : Onlardan öncekiler de bunu demişlerdi. Ama kazandıkları şeyler, kendilerine hiçbir yarar sağlamadı.
Tefhim-ul Kuran : Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara hiçbir yarar sağlamadı.
Ümit Şimşek : Onlardan öncekiler de böyle demişti; fakat kazandıkları kendilerini kurtaramadı.
Yaşar Nuri Öztürk : Onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi ama kazandıkları şeyler kendilerine hiçbir yarar sağlamamıştı.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}