» 38 / Sâd  61:

Kuran Sırası: 38
İniş Sırası: 38
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

 » 38 / Sâd  Suresi: 61
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالُوا (GELVE) = ḳālū : dediler
2. رَبَّنَا (RBNE) = rabbenā : Rabbimiz
3. مَنْ (MN) = men : kim
4. قَدَّمَ (GD̃M) = ḳaddeme : önümüze getirdiyse
5. لَنَا (LNE) = lenā : bizim
6. هَٰذَا (HZ̃E) = hāƶā : bunu
7. فَزِدْهُ (FZD̃H) = fezidhu : onun artır
8. عَذَابًا (AZ̃EBE) = ǎƶāben : azabını
9. ضِعْفًا (ŽAFE) = Diǎ'fen : bir kat daha
10. فِي (FY) = fī :
11. النَّارِ (ELNER) = n-nāri : ateşteki
dediler | Rabbimiz | kim | önümüze getirdiyse | bizim | bunu | onun artır | azabını | bir kat daha | | ateşteki |

[GVL] [RBB] [] [GD̃M] [] [] [ZYD̃] [AZ̃B] [ŽAF] [] [NVR]
GELVE RBNE MN GD̃M LNE HZ̃E FZD̃H AZ̃EBE ŽAFE FY ELNER

ḳālū rabbenā men ḳaddeme lenā hāƶā fezidhu ǎƶāben Diǎ'fen n-nāri
قالوا ربنا من قدم لنا هذا فزده عذابا ضعفا في النار

 » 38 / Sâd  Suresi: 61
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler They will say,
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbenā Rabbimiz """Our Lord,"
من | MN men kim whoever
قدم ق د م | GD̃M GD̃M ḳaddeme önümüze getirdiyse brought
لنا | LNE lenā bizim upon us
هذا | HZ̃E hāƶā bunu "this;"
فزده ز ي د | ZYD̃ FZD̃H fezidhu onun artır increase for him
عذابا ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EBE ǎƶāben azabını a punishment
ضعفا ض ع ف | ŽAF ŽAFE Diǎ'fen bir kat daha double
في | FY in
النار ن و ر | NVR ELNER n-nāri ateşteki "the Fire."""

38:61 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dediler | Rabbimiz | kim | önümüze getirdiyse | bizim | bunu | onun artır | azabını | bir kat daha | | ateşteki |

[GVL] [RBB] [] [GD̃M] [] [] [ZYD̃] [AZ̃B] [ŽAF] [] [NVR]
GELVE RBNE MN GD̃M LNE HZ̃E FZD̃H AZ̃EBE ŽAFE FY ELNER

ḳālū rabbenā men ḳaddeme lenā hāƶā fezidhu ǎƶāben Diǎ'fen n-nāri
قالوا ربنا من قدم لنا هذا فزده عذابا ضعفا في النار

[ق و ل] [ر ب ب] [] [ق د م] [] [] [ز ي د] [ع ذ ب] [ض ع ف] [] [ن و ر]

 » 38 / Sâd  Suresi: 61
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler They will say,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbenā Rabbimiz """Our Lord,"
Re,Be,Nun,Elif,
200,2,50,1,
N – accusative masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
من | MN men kim whoever
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
قدم ق د م | GD̃M GD̃M ḳaddeme önümüze getirdiyse brought
Gaf,Dal,Mim,
100,4,40,
V – 3rd person masculine singular (form II) perfect verb
فعل ماض
لنا | LNE lenā bizim upon us
Lam,Nun,Elif,
30,50,1,
P – prefixed preposition lām
PRON – 1st person plural personal pronoun
جار ومجرور
هذا | HZ̃E hāƶā bunu "this;"
He,Zel,Elif,
5,700,1,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
فزده ز ي د | ZYD̃ FZD̃H fezidhu onun artır increase for him
Fe,Ze,Dal,He,
80,7,4,5,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine singular imperative verb
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الفاء استئنافية
فعل أمر والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
عذابا ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EBE ǎƶāben azabını a punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,Elif,
70,700,1,2,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
ضعفا ض ع ف | ŽAF ŽAFE Diǎ'fen bir kat daha double
Dad,Ayn,Fe,Elif,
800,70,80,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
النار ن و ر | NVR ELNER n-nāri ateşteki "the Fire."""
Elif,Lam,Nun,Elif,Re,
1,30,50,1,200,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالُوا: dediler | رَبَّنَا: Rabbimiz | مَنْ: kim | قَدَّمَ: önümüze getirdiyse | لَنَا: bizim | هَٰذَا: bunu | فَزِدْهُ: onun artır | عَذَابًا: azabını | ضِعْفًا: bir kat daha | فِي: | النَّارِ: ateşteki |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قالوا GELWE dediler | ربنا RBNE Rabbimiz | من MN kim | قدم GD̃M önümüze getirdiyse | لنا LNE bizim | هذا HZ̃E bunu | فزده FZD̃H onun artır | عذابا AZ̃EBE azabını | ضعفا ŽAFE bir kat daha | في FY | النار ELNER ateşteki |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳālū: dediler | rabbenā: Rabbimiz | men: kim | ḳaddeme: önümüze getirdiyse | lenā: bizim | hāƶā: bunu | fezidhu: onun artır | ǎƶāben: azabını | Diǎ'fen: bir kat daha | : | n-nāri: ateşteki |
Kırık Meal (Transcript) : |GELVE: dediler | RBNE: Rabbimiz | MN: kim | GD̃M: önümüze getirdiyse | LNE: bizim | HZ̃E: bunu | FZD̃H: onun artır | AZ̃EBE: azabını | ŽAFE: bir kat daha | FY: | ELNER: ateşteki |
Abdulbaki Gölpınarlı : Rabbimiz diyecekler, kim bizi buna uğrattıysa ateşte, azâbını bir kat daha arttır onun.
Adem Uğur : Yine onlar: Rabbimiz! Bunu bizim önümüze kim getirdiyse onun ateşteki azabını iki kat artır! derler.
Ahmed Hulusi : Dediler ki: "Rabbimiz! Bunu bize kim önermişse, onun yanma azabını bir kat daha arttır. "
Ahmet Tekin : Tâbi olan halk: 'Ey Rabbimiz, bu cehennem azabını başımıza getirenlerin cehennemdeki cezasını kat kat artır.' derler.
Ahmet Varol : Derler ki: 'Ey Rabbimiz! Bunu bizim başımıza kim getirdiyse onun ateşteki azabını kat kat artır.'
Ali Bulaç : Derler ki: "Rabbimiz, kim bunu bizim önümüze sürdüyse, ateşteki azabını kat kat arttır."
Ali Fikri Yavuz : (Yine devamla şöyle) derler: “- Ey Rabbimiz! Bu azabı bizim önümüze kim geçirdi ise, onun ateşteki azabını kat kat artır.”
Bekir Sadak : «ORabbimiz! bunu kim basimiza getirdiyse, ateste onun azabini kat kat artir» derler.
Celal Yıldırım : Ey Rabbimiz ! Bizi buraya çekip düşüren kimseye, evet onlara ateşte azabı kat kat artır.
Diyanet İşleri : Şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bunu bizim önümüze kim sürdüyse, cehennemde onun azabını bir kat daha artır.”
Diyanet İşleri (eski) : 'Rabbimiz! Bunu kim başımıza getirdiyse, ateşte onun azabını kat kat artır' derler.
Diyanet Vakfi : Yine onlar: Rabbimiz! Bunu bizim önümüze kim getirdiyse onun ateşteki azabını iki kat artır! derler.
Edip Yüksel : 'Rabbimiz, kim bizi bu duruma soktuysa onun cezasını ateşte ikiye katlayarak arttır,' diye eklerler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Ey Rabbimiz! Bize bunu takdim edenin ateşteki azabını kat kat artır» derler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey Rabbimiz, bize bunu hazırlayanın ateşteki azabını kat kat artır, derler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ya rabbenâ derler: bize bunu takdim edene ateşde azâbı hemen kat kat artır
Fizilal-il Kuran : «Rabb'imiz! Bunu kim başımıza getirdiyse, ateşte onun azabını kat kat artır» derler.
Gültekin Onan : Derler ki: "Rabbimiz, kim bunu bizim önümüze sürdüyse, ateşteki azabını kat kat arttır."
Hakkı Yılmaz : Derler ki: “Rabbimiz! Bizim önümüze bunu kim getirdiyse onun ateşteki azabını kat kat arttır!”
Hasan Basri Çantay : (Yine) onlar derler: «Ey Rabbimiz, bunu bizim önümüze kim getirdiyse onun ateş içindeki azabını katmerli olarak artır».
Hayrat Neşriyat : (Yine onlar:) 'Rabbimiz! Bunu bizim başımıza kim takdîm etti (getirdi) ise, artık ona ateşteki azâbı bir kat daha artır!' derler.
İbni Kesir : Dediler ki: Rabbımız; bizi buraya kim sürdüyse ona ateşteki azabını kat kat arttır.
İskender Evrenosoğlu : "Rabbimiz, bunu bize kim takdim ettiyse (biz buraya kimin yüzünden geldiysek) ona, ateşte azabı kat kat arttır." dediler.
Muhammed Esed : (Ve) "Ey Rabbimiz!" diye yalvaracaklar, "Bunu kim başımıza getirdiyse onun ateş içindeki azabını kat kat artır!"
Ömer Nasuhi Bilmen : (59-61) Şunlar, sizinle beraber (ateşe) dalıvermiş bir gürûhtur. Onlara bir merhaba yok. Muhakkak ki, onlar ateşe gidicilerdir. (Onlar da) Derler ki: «Hayır. Sizlersiniz (O bedduaya daha müstehak). Sizin için merhaba yoktur, belki o küfrü bizim için siz takdim ettiniz. Artık ne fena karargâh (O ateş!)» Derler ki: «Ey Rabbimiz! Bize bunu kim takdim etti ise imdi onun için ateşte azabı kat kat artır.»
Ömer Öngüt : Yine onlar: "Ey Rabbimiz! Bunu bizim başımıza kim getirdiyse, ateşte azabını kat kat artır!" derler.
Şaban Piriş : -Rabb’imiz, derler. Bunu kim bizim önümüze getirdiyse, onun azabını ateşte kat kat artır.
Suat Yıldırım : Sonra hep birden dua edip derler ki: "Ya Rabbena, kim bunları önümüze yığdı ise, Sen onun azabını kat kat artır!"
Süleyman Ateş : (Ve hepsi birbiri aleyhine du'â ederek): "Rabbimiz, bunu bizim önümüze kim getirdiyse onun ateşteki azâbını bir kat daha artır!" dediler.
Tefhim-ul Kuran : Derler ki: «Rabbimiz, kim bunu bizim önümüze sürdüyse, onun ateşteki azabını kat kat arttır.»
Ümit Şimşek : 'Rabbimiz,' derler. 'Kim bunu başımıza getirdiyse, Sen ona ateşten kat kat azap ver!'
Yaşar Nuri Öztürk : Şöyle yakardılar: "Rabbimiz, bunu bizim önümüze çıkaranın ateşteki azabını bir kat daha artır."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}