» 38 / Sâd  30:

Kuran Sırası: 38
İniş Sırası: 38
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

 » 38 / Sâd  Suresi: 30
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَوَهَبْنَا (VVHBNE) = ve vehebnā : ve biz armağan ettik
2. لِدَاوُودَ (LD̃EVVD̃) = lidāvūde : Davud'a
3. سُلَيْمَانَ (SLYMEN) = suleymāne : Süleyman'ı
4. نِعْمَ (NAM) = niǎ'me : ne güzel
5. الْعَبْدُ (ELABD̃) = l-ǎbdu : kuldu
6. إِنَّهُ (ÎNH) = innehu : şüphesiz o
7. أَوَّابٌ (ÊVEB) = evvābun : (Allah'a) yönelirdi
ve biz armağan ettik | Davud'a | Süleyman'ı | ne güzel | kuldu | şüphesiz o | (Allah'a) yönelirdi |

[VHB] [] [] [NAM] [ABD̃] [] [EVB]
VVHBNE LD̃EVVD̃ SLYMEN NAM ELABD̃ ÎNH ÊVEB

ve vehebnā lidāvūde suleymāne niǎ'me l-ǎbdu innehu evvābun
ووهبنا لداوود سليمان نعم العبد إنه أواب

 » 38 / Sâd  Suresi: 30
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ووهبنا و ه ب | VHB VVHBNE ve vehebnā ve biz armağan ettik And We gave
لداوود | LD̃EVVD̃ lidāvūde Davud'a to Dawood
سليمان | SLYMEN suleymāne Süleyman'ı Sulaiman,
نعم ن ع م | NAM NAM niǎ'me ne güzel an excellent
العبد ع ب د | ABD̃ ELABD̃ l-ǎbdu kuldu slave.
إنه | ÎNH innehu şüphesiz o Indeed, he
أواب ا و ب | EVB ÊVEB evvābun (Allah'a) yönelirdi (was) one who repeatedly turned.

38:30 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve biz armağan ettik | Davud'a | Süleyman'ı | ne güzel | kuldu | şüphesiz o | (Allah'a) yönelirdi |

[VHB] [] [] [NAM] [ABD̃] [] [EVB]
VVHBNE LD̃EVVD̃ SLYMEN NAM ELABD̃ ÎNH ÊVEB

ve vehebnā lidāvūde suleymāne niǎ'me l-ǎbdu innehu evvābun
ووهبنا لداوود سليمان نعم العبد إنه أواب

[و ه ب] [] [] [ن ع م] [ع ب د] [] [ا و ب]

 » 38 / Sâd  Suresi: 30
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ووهبنا و ه ب | VHB VVHBNE ve vehebnā ve biz armağan ettik And We gave
Vav,Vav,He,Be,Nun,Elif,
6,6,5,2,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
لداوود | LD̃EVVD̃ lidāvūde Davud'a to Dawood
Lam,Dal,Elif,Vav,Vav,Dal,
30,4,1,6,6,4,
"P – prefixed preposition lām
PN – genitive proper noun → David"
جار ومجرور
سليمان | SLYMEN suleymāne Süleyman'ı Sulaiman,
Sin,Lam,Ye,Mim,Elif,Nun,
60,30,10,40,1,50,
"PN – genitive proper noun → Solomon"
اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
نعم ن ع م | NAM NAM niǎ'me ne güzel an excellent
Nun,Ayn,Mim,
50,70,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
العبد ع ب د | ABD̃ ELABD̃ l-ǎbdu kuldu slave.
Elif,Lam,Ayn,Be,Dal,
1,30,70,2,4,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
إنه | ÎNH innehu şüphesiz o Indeed, he
,Nun,He,
,50,5,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
حرف نصب والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
أواب ا و ب | EVB ÊVEB evvābun (Allah'a) yönelirdi (was) one who repeatedly turned.
,Vav,Elif,Be,
,6,1,2,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَوَهَبْنَا: ve biz armağan ettik | لِدَاوُودَ: Davud'a | سُلَيْمَانَ: Süleyman'ı | نِعْمَ: ne güzel | الْعَبْدُ: kuldu | إِنَّهُ: şüphesiz o | أَوَّابٌ: (Allah'a) yönelirdi |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ووهبنا WWHBNE ve biz armağan ettik | لداوود LD̃EWWD̃ Davud'a | سليمان SLYMEN Süleyman'ı | نعم NAM ne güzel | العبد ELABD̃ kuldu | إنه ÎNH şüphesiz o | أواب ÊWEB (Allah'a) yönelirdi |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve vehebnā: ve biz armağan ettik | lidāvūde: Davud'a | suleymāne: Süleyman'ı | niǎ'me: ne güzel | l-ǎbdu: kuldu | innehu: şüphesiz o | evvābun: (Allah'a) yönelirdi |
Kırık Meal (Transcript) : |VVHBNE: ve biz armağan ettik | LD̃EVVD̃: Davud'a | SLYMEN: Süleyman'ı | NAM: ne güzel | ELABD̃: kuldu | ÎNH: şüphesiz o | ÊVEB: (Allah'a) yönelirdi |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve Dâvûd'a Süleyman'ı ihsân ettik, ne güzel bir kuldu, şüphe yok ki o, dâimâ Rabbine dönen, tövbe eden bir kuldu.
Adem Uğur : Biz Davud'a Süleyman'ı verdik. Süleyman ne güzel bir kuldu! Doğrusu o, daima Allah'a yönelirdi.
Ahmed Hulusi : Davud'a Süleyman'ı hibe ettik; ne güzel kuldu! Gerçekten O, evvab (hakikatini sıkça yaşayan) idi.
Ahmet Tekin : Biz Dâvûd’a Süleyman’ı ihsan ettik. Süleyman ne güzel, bizi ilâh tanıyan, candan müslüman, saygılı bir kuldu. Sesli zikir ve tesbih ile Allah’a yönelirdi.
Ahmet Varol : Davud'a Süleyman'ı bahşettik. O ne güzel bir kuldu! (Her tutumunda Allah'a) yönelen biriydi.
Ali Bulaç : Biz Davud'a Süleyman'ı armağan ettik. O, ne güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah'a) yönelip dönen biriydi.
Ali Fikri Yavuz : Bir de Davûd’a (oğlu) Süleyman’ı ihsan ettik. Süleyman ne güzel kuldu? Çünkü o, daima (Allah’ın rızasına ve ibadetine) rücû edendi.
Bekir Sadak : Davud'a Suleyman'i bahsettik; o ne guzel bir kuldu! Dogrusu o daima Allah'a yonelirdi.
Celal Yıldırım : Davud'a Süleyman'ı ihsan ettik. Ne güzel kuldur O! Şüphesiz O, devamlı Allah'a yönelip gönlünü O'na verendi.
Diyanet İşleri : Dâvûd’a Süleyman’ı bağışladık. O ne güzel kuldu! Şüphesiz o, Allah’a çok yönelen bir kimse idi.
Diyanet İşleri (eski) : Davud'a Süleyman'ı bahşettik; o ne güzel bir kuldu! Doğrusu o daima Allah'a yönelirdi.
Diyanet Vakfi : Biz Davud'a Süleyman'ı verdik. Süleyman ne güzel bir kuldu! Doğrusu o, daima Allah'a yönelirdi.
Edip Yüksel : Davud'a, Süleyman'ı verdik. İyi bir kuldu, (Tanrı'ya) sürekli yönelen biriydi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bir de Davud'a Süleyman'ı bahşettik. Süleyman ne güzel kuldu. Çünkü o seslice tesbih edip Allah'a yönelirdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de Davud'a Süleyman'ı ihsan ettik; ne güzel kuldu. O tesbih edip Allah'a yönelirdi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir de Davuda Süleymanı bahşettik, ne güzel kul, o cidden bir evvab
Fizilal-il Kuran : Biz Davud'a Süleyman'ı hediye ettik. Süleyman ne güzel kuldu! Doğrusu O daima Allah'a yönelirdi.
Gültekin Onan : Biz Davud'a Süleyman'ı armağan ettik. O ne güzel kuldu. Çünkü o, [Tanrı'ya] yönelen / dönen (evvab) biriydi.
Hakkı Yılmaz : Dâvûd'a Süleymân'ı da bahşettik. O ne güzel kuldu! Şüphesiz O, Rabbine çokça dönendi.
Hasan Basri Çantay : Biz Dâvuda (oğlu) Süleymanı ihsan etdik. (Süleyman) ne güzel kuldu! Çünkü o, (tesbîhde, zikirde ve bütün vakıtlarında) dâima (Allaha) dönen (bir zât) di.
Hayrat Neşriyat : Bir de Dâvûd’a (oğlu) Süleymân’ı ihsân ettik. (O Süleymân) ne iyi kuldu! Hakikaten o, dâimâ (Allah’a) yönelen bir kimseydi!
İbni Kesir : Davud'a da Süleyman'ı lutfettik. O ne güzel bir kuldu ve muhakkak ki o, Allah'a yönelirdi.
İskender Evrenosoğlu : Ve Dâvud (a.s)'a oğlu Süleyman'ı, armağan ettik. Ne güzel kul. Muhakkak ki o evvabtı (Allah'a ulaşmıştı).
Muhammed Esed : Ve biz Davud'a (oğul olarak) Süleyman'ı armağan ettik; o, ne güzel bir kul(umuz oldu)! O, her zaman Bize yönelirdi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Davûd için Süleyman'ı bağışladık. Ne güzel kul! Şüphe yok ki, O (Hakk'a) dönücü idi.
Ömer Öngüt : Davut'a da Süleyman'ı bahşettik. O ne güzel kul idi, daima Allah'a yönelirdi.
Şaban Piriş : Davud’a Süleyman’ı bağışlamıştık. O, ne güzel bir kuldu. O, Allah’a yönelen biriydi.
Suat Yıldırım : (Bunları belirttikten sonra tekrar Davud’un kıssasına dönelim:) Davud’a evlat olarak Süleyman’ı ihsan ettik. Süleyman ne güzel kuldu! Hep Allah’a yönelirdi.
Süleyman Ateş : Biz Dâvûd'a Süleymân'ı armağan ettik, (Süleymân) ne güzel kuldu! Hep Allâh'a başvururdu.
Tefhim-ul Kuran : Biz Davud'a Süleyman'ı armağan ettik. O, ne güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah'a) yönelip dönen biriydi.
Ümit Şimşek : Davud'a Biz Süleyman'ı bağışladık. Ne güzel bir kuldu o; doğrusu, Allah'a yönelmiş bir kimseydi.
Yaşar Nuri Öztürk : Davûd'a Süleyman'ı armağan ettik. Ne güzel kul! Hep Allah'a sığınır, yakarırdı.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}