» 38 / Sâd  44:

Kuran Sırası: 38
İniş Sırası: 38
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

 » 38 / Sâd  Suresi: 44
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَخُذْ (VḢZ̃) = ve ḣuƶ : ve al
2. بِيَدِكَ (BYD̃K) = biyedike : eline
3. ضِغْثًا (ŽĞS̃E) = Diğṧen : bir demet sap
4. فَاضْرِبْ (FEŽRB) = feDrib : ve vur
5. بِهِ (BH) = bihi : onunla
6. وَلَا (VLE) = ve lā : ve asla
7. تَحْنَثْ (TḪNS̃) = teHneṧ : yeminini bozma
8. إِنَّا (ÎNE) = innā : gerçekten biz
9. وَجَدْنَاهُ (VCD̃NEH) = vecednāhu : onu bulmuştuk
10. صَابِرًا (ṦEBRE) = Sābiran : sabreden (bir kul)
11. نِعْمَ (NAM) = niǎ'me : ne güzel
12. الْعَبْدُ (ELABD̃) = l-ǎbdu : kuldu
13. إِنَّهُ (ÎNH) = innehu : o daima
14. أَوَّابٌ (ÊVEB) = evvābun : (bize) başvururdu
ve al | eline | bir demet sap | ve vur | onunla | ve asla | yeminini bozma | gerçekten biz | onu bulmuştuk | sabreden (bir kul) | ne güzel | kuldu | o daima | (bize) başvururdu |

[EḢZ̃] [YD̃Y] [ŽĞS̃] [ŽRB] [] [] [ḪNS̃] [] [VCD̃] [ṦBR] [NAM] [ABD̃] [] [EVB]
VḢZ̃ BYD̃K ŽĞS̃E FEŽRB BH VLE TḪNS̃ ÎNE VCD̃NEH ṦEBRE NAM ELABD̃ ÎNH ÊVEB

ve ḣuƶ biyedike Diğṧen feDrib bihi ve lā teHneṧ innā vecednāhu Sābiran niǎ'me l-ǎbdu innehu evvābun
وخذ بيدك ضغثا فاضرب به ولا تحنث إنا وجدناه صابرا نعم العبد إنه أواب

 » 38 / Sâd  Suresi: 44
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وخذ ا خ ذ | EḢZ̃ VḢZ̃ ve ḣuƶ ve al """And take"
بيدك ي د ي | YD̃Y BYD̃K biyedike eline in your hand
ضغثا ض غ ث | ŽĞS̃ ŽĞS̃E Diğṧen bir demet sap a bunch
فاضرب ض ر ب | ŽRB FEŽRB feDrib ve vur and strike
به | BH bihi onunla with it
ولا | VLE ve lā ve asla and (do) not
تحنث ح ن ث | ḪNS̃ TḪNS̃ teHneṧ yeminini bozma "break (your) oath."""
إنا | ÎNE innā gerçekten biz Indeed, We
وجدناه و ج د | VCD̃ VCD̃NEH vecednāhu onu bulmuştuk [We] found him
صابرا ص ب ر | ṦBR ṦEBRE Sābiran sabreden (bir kul) patient,
نعم ن ع م | NAM NAM niǎ'me ne güzel an excellent
العبد ع ب د | ABD̃ ELABD̃ l-ǎbdu kuldu slave.
إنه | ÎNH innehu o daima Indeed, he
أواب ا و ب | EVB ÊVEB evvābun (bize) başvururdu repeatedly turned.

38:44 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve al | eline | bir demet sap | ve vur | onunla | ve asla | yeminini bozma | gerçekten biz | onu bulmuştuk | sabreden (bir kul) | ne güzel | kuldu | o daima | (bize) başvururdu |

[EḢZ̃] [YD̃Y] [ŽĞS̃] [ŽRB] [] [] [ḪNS̃] [] [VCD̃] [ṦBR] [NAM] [ABD̃] [] [EVB]
VḢZ̃ BYD̃K ŽĞS̃E FEŽRB BH VLE TḪNS̃ ÎNE VCD̃NEH ṦEBRE NAM ELABD̃ ÎNH ÊVEB

ve ḣuƶ biyedike Diğṧen feDrib bihi ve lā teHneṧ innā vecednāhu Sābiran niǎ'me l-ǎbdu innehu evvābun
وخذ بيدك ضغثا فاضرب به ولا تحنث إنا وجدناه صابرا نعم العبد إنه أواب

[ا خ ذ ] [ي د ي] [ض غ ث] [ض ر ب] [] [] [ح ن ث] [] [و ج د] [ص ب ر] [ن ع م] [ع ب د] [] [ا و ب]

 » 38 / Sâd  Suresi: 44
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وخذ ا خ ذ | EḢZ̃ VḢZ̃ ve ḣuƶ ve al """And take"
Vav,Hı,Zel,
6,600,700,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine singular imperative verb
الواو عاطفة
فعل أمر
بيدك ي د ي | YD̃Y BYD̃K biyedike eline in your hand
Be,Ye,Dal,Kef,
2,10,4,20,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine singular noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
جار ومجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ضغثا ض غ ث | ŽĞS̃ ŽĞS̃E Diğṧen bir demet sap a bunch
Dad,Ğayn,Se,Elif,
800,1000,500,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
فاضرب ض ر ب | ŽRB FEŽRB feDrib ve vur and strike
Fe,Elif,Dad,Re,Be,
80,1,800,200,2,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 2nd person masculine singular imperative verb
الفاء عاطفة
فعل أمر
به | BH bihi onunla with it
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
ولا | VLE ve lā ve asla and (do) not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRO – prohibition particle
الواو عاطفة
حرف نهي
تحنث ح ن ث | ḪNS̃ TḪNS̃ teHneṧ yeminini bozma "break (your) oath."""
Te,Ha,Nun,Se,
400,8,50,500,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
إنا | ÎNE innā gerçekten biz Indeed, We
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
وجدناه و ج د | VCD̃ VCD̃NEH vecednāhu onu bulmuştuk [We] found him
Vav,Cim,Dal,Nun,Elif,He,
6,3,4,50,1,5,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
صابرا ص ب ر | ṦBR ṦEBRE Sābiran sabreden (bir kul) patient,
Sad,Elif,Be,Re,Elif,
90,1,2,200,1,
N – accusative masculine indefinite active participle
اسم منصوب
نعم ن ع م | NAM NAM niǎ'me ne güzel an excellent
Nun,Ayn,Mim,
50,70,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
العبد ع ب د | ABD̃ ELABD̃ l-ǎbdu kuldu slave.
Elif,Lam,Ayn,Be,Dal,
1,30,70,2,4,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
إنه | ÎNH innehu o daima Indeed, he
,Nun,He,
,50,5,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
حرف نصب والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
أواب ا و ب | EVB ÊVEB evvābun (bize) başvururdu repeatedly turned.
,Vav,Elif,Be,
,6,1,2,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَخُذْ: ve al | بِيَدِكَ: eline | ضِغْثًا: bir demet sap | فَاضْرِبْ: ve vur | بِهِ: onunla | وَلَا: ve asla | تَحْنَثْ: yeminini bozma | إِنَّا: gerçekten biz | وَجَدْنَاهُ: onu bulmuştuk | صَابِرًا: sabreden (bir kul) | نِعْمَ: ne güzel | الْعَبْدُ: kuldu | إِنَّهُ: o daima | أَوَّابٌ: (bize) başvururdu |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وخذ WḢZ̃ ve al | بيدك BYD̃K eline | ضغثا ŽĞS̃E bir demet sap | فاضرب FEŽRB ve vur | به BH onunla | ولا WLE ve asla | تحنث TḪNS̃ yeminini bozma | إنا ÎNE gerçekten biz | وجدناه WCD̃NEH onu bulmuştuk | صابرا ṦEBRE sabreden (bir kul) | نعم NAM ne güzel | العبد ELABD̃ kuldu | إنه ÎNH o daima | أواب ÊWEB (bize) başvururdu |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ḣuƶ: ve al | biyedike: eline | Diğṧen: bir demet sap | feDrib: ve vur | bihi: onunla | ve lā: ve asla | teHneṧ: yeminini bozma | innā: gerçekten biz | vecednāhu: onu bulmuştuk | Sābiran: sabreden (bir kul) | niǎ'me: ne güzel | l-ǎbdu: kuldu | innehu: o daima | evvābun: (bize) başvururdu |
Kırık Meal (Transcript) : |VḢZ̃: ve al | BYD̃K: eline | ŽĞS̃E: bir demet sap | FEŽRB: ve vur | BH: onunla | VLE: ve asla | TḪNS̃: yeminini bozma | ÎNE: gerçekten biz | VCD̃NEH: onu bulmuştuk | ṦEBRE: sabreden (bir kul) | NAM: ne güzel | ELABD̃: kuldu | ÎNH: o daima | ÊVEB: (bize) başvururdu |
Abdulbaki Gölpınarlı : Eline dedik, bir demet sap al da onunla vur ve yeminini bozma. Şüphe yok ki biz onu, sabırlı bulduk, ne güzel bir kuldu ve şüphe yok ki o, dâimâ Rabbine dönen, tövbe eden bir kuldu.
Abdullah Aydın : (Hz. Eyyub hanımının kendisine karşı hizmet ve fedakarlıkları çok olmasına rağmen, bir gün hizmetine geç gelmesi üzerine, eşine yüz değnek vurmaya yemin etmişti. Yüce Allah yeminin bozulmaması için Eyyüb'e şöyle buyurdu:) "Ey Eyyüb! Eline (yüz adetlik) bir demet sap alıp onunla vur ve yeminini bozma." Doğrusu biz onu sabırlı bulduk. O, ne iyi kuldu! Daima Allah'a yönelirdi.
Adem Uğur : Eline bir demet sap al da onunla vur, yeminini böyle yerine getir. Gerçekten biz Eyyub'u sabırlı (bir kul) bulmuştuk. O, ne iyi kuldu! Daima Allah'a yönelirdi.
Ahmed Hulusi : "Eline bir demet al da onunla vur ki sözün yerine gelsin!" Biz Onu sabırlı bulduk. . . Ne güzel kuldu! Muhakkak ki O, evvab (hakikatini sıkça yaşayan) idi.
Ahmet Davudoğlu : Eline (yüz başaklı) bir demet sap al da, onunla vur; yeminini bozma (dedik). Doğrusu biz, onu sabırlı bulduk. O ne güzel kul idi, gerçekten Allah'a yönelici idi.
Ahmet Tekin : Bir de: 'Eline bir demet ot-çöp al da, onunla eşine vur. Yeminini bozmuş olma.' dedik. Gerçekten biz onu belâlara karşı sabırlı bulmuştuk. O ne iyi, bizi ilâh tanıyan, candan müslüman, saygılı bir kuldu. O daima, samimiyetle itaat ederek Allah’a yönelmekteydi.
Ahmet Varol : 'Eline bir demet sap al da onunla vur ve yeminini bozma.' Gerçekten biz onu sabırlı bulduk. Ne iyi bir kuldu! O (her tutumunda Allah'a) yönelen biriydi.
Ali Arslan : Ne güzel kuldur o Şüphesiz ki O, daima Allah'a yönelirdi.
Ali Bulaç : "Ve eline bir deste (sap) al, böylece onunla vur ve andını bozma." Gerçekten, Biz onu sabredici bulduk. O, ne güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah'a) yönelip dönen biriydi.
Ali Fikri Yavuz : (Eyyûb bir işten dolayı karısına kızmış ve hastalıktan kalktığı vakit ona yüz değnek vurmayı yemin etmişti. Hem yemini bozmamak, hem de hafifletmek için Allah ona şöyle buyurdu): “- Eline (yüz başaklı) bir demet sap al da, onunla (zevcene) vur; yemininden durmazlık etme.” Dorusu biz, onu sabırlı bulduk... O ne güzel kuldu! Gerçekten o, tamamen Allah’a teveccüh etmişti.
Arif Pamuk : "Eline bir demet sap al da onunla (yeminini yerine getirmek üzere hanımına) vur, yeminini bozma." dedik. Gerçekten biz Eyyub'u sabırlı bir kul bulmuştuk. O, ne iyi kuldu, daima Allah'a yönelirdi.
Ayntabî Mehmet Efendi : Eline (yaşı, kurusu karışık) bir demet (ot) al da onunla (zevcelerine) vur ki, (yemininde) hanis olmayasın, dedik. Biz, Eyyûb'u cidden sabreder bulduk. O, ne güzel kuldu. Dâimâ Allahû Teâlâ'ya döner, O'na sığınırdı.
Bahaeddin Sağlam : Ne iyi kuldur O! Her zaman bize yönelirdi.
Bekir Sadak : «Ey Eyyub! Eline bir demet sap alip onunla vur, yeminini bozma» demistik. Dogrusu Biz onu sabirli bulmustuk. Ne iyi kuldu, daima Allah'a yonelirdi.
Bir Heyet : O, ne iyi kuldu, daima Allah'a yönelirdi.
Celal Yıldırım : Ona, «eline bir demet sap al, onunla vur, yemininde günahkâr olma !» (dedik). Biz onu oldukça sabırlı bulduk. Ne iyi kuldur o! Şüphesiz o, Allah'a yönelip gönül verirdi.
Diyanet İşleri : Şöyle dedik: “Eline bir demet sap al ve onunla vur, yeminini bozma.” Gerçekten biz Eyyûb’u sabreden bir kimse olarak bulduk. O ne güzel bir kuldu! O, Allah’a çok yönelen bir kimse idi.
Diyanet İşleri (eski) : 'Ey Eyyub! Eline bir demet sap alıp onunla vur, yeminini bozma' demiştik. Doğrusu Biz onu sabırlı bulmuştuk. Ne iyi kuldu, daima Allah'a yönelirdi.
Diyanet Vakfi : Eline bir demet sap al da onunla vur, yeminini böyle yerine getir. Gerçekten biz Eyyub'u sabırlı (bir kul) bulmuştuk. O, ne iyi kuldu! Daima Allah'a yönelirdi.
Diyanet Vakfı (1993) : O ne iyi kuldu daima Allah'a yönelirdi.
Edip Yüksel : 'Şimdi eline bir değnek alıp yola çık. Yeminini bozma.' Onu sabırlı bulduk. Ne iyi bir kul! Sürekli yönelirdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Bir de dedik ki): «Eline bir demet al da onunla (eşine) vur; yemininde durmamazlık etme.» Doğrusu biz onu sabırlı bulduk. O ne güzel kul! O hakikaten daima Allah'a yönelmektedir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de: «Elinle bir demet al da onunla (eşine) vur, yemininde durmamazlık etme.» dedik. Gerçekten Biz onu sabırlı bulduk, ne güzel kul! Hakikaten o bir evvabtır (daima Allah'a yönelmektedir).
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir de al bir demet elinle de vur onunla hânis olma, hakıkat biz onu sabırlı bulduk, ne güzel kul, hakıkaten o bir evvabdır
Fizilal-il Kuran : Ey Eyyüb: «Eline bir demet sap al, onunla vur, yeminini bozma» demiştik. Gerçekten O çok sabırlı bir kulumuzdu, daima Allah'a yönelirdi
Gültekin Onan : "Ve eline bir deste (sap) al böylece onunla vur ve andını bozma." Gerçekten, biz onu sabredici bulduk. O, ne güzel kuldu. O [Tanrı'ya] yönelen / dönen (evvab) biriydi.
Hakkı Yılmaz : Ve eline bir tutam ot mesabesinde ki sermayeni/baharatçılık için nane, fesleğen demeti al, onunla hemen, rızık aramak için sefere çık ve kararsız olma, doğrudan sapma, günah işleme.” Gerçekten Biz o'nu sabırlı biri olarak bulduk. O, ne güzel kuldu! Şüphesiz o, Rabbine çokça dönendir.
Hasan Basri Çantay : «Eline bir demet sap al da onunla vur. Yemîninde durmazlık etme» (dedik). Biz onu hakıykaten sabırlı bulduk. O, ne güzel kuldu! Hakıykat o, dâima (Allaha) dönen (bir zât) idi.
Hasan Tahsin Feyizli : O (Eyyup) ne güzel kuldu. Hakikaten o daima (Allah'a) dönendi.
Hayrat Neşriyat : (Ona:) 'Eline bir demet sap al da onunla (zevcene) vur ve yemînini bozma!'(dedik). Gerçekten biz onu sabırlı bir kimse olarak bulduk. (O) ne iyi kuldu! Hakikaten o, dâimâ (Allah’a) yönelen bir kimse idi.
Hüseyin Atay, Yaşar Kutluay : Daima Allah'a yönelirdi.
Hüseyin Kaleli : “Elinle bir tutam ot al da, onunla vur, günaha da girme. Şüphesiz biz O’nu sabırlı bulduk. Ne güzel kul oldu. Muhakkak O Rabbine yönelendir.”
İbni Kesir : Eline bir demet sap al da onunla vur ve yemini bozma. Biz, onu gerçekten sabırlı bulmuştuk. Ne iyi kuldu. Muhakkak ki o, Allah'a yönelirdi.
İskender Evrenosoğlu : Ve (Ey Eyüp!) eline bir demet sap al onunla vur, yeminini bozma. Muhakkak ki Biz, onu sabırlı bulduk. Ne iyi bir kuldu. Muhakkak ki o, Allah'a ulaşmıştı (ruhunu ölmeden evvel Allah'a ulaştırıp teslim etmişti).
İsmail Mutlu, Şaban Döğen : O'na, "Eline küçük bir demet al ve onunla vur; yeminini bozma" dedik. Gerçekten onu sabırlı bir kul olarak bulduk. Ne güzel bir kuldu o! Şüphesiz ki o Allah'a yönelmiş bir kimseydi.
Muhammed Esed : (Ve sonunda o'na dedik ki:) "Şimdi eline bir demet ot al, onunla vur ve yeminini yerine getir!" Gerçekten Biz o'nu sıkıntılara karşı sabırlı gördük. O, ne güzel bir kulumuzdu, daima Bize yönelirdi!
Mustafa İslamoğlu : (Ve dedik ki): “Eline bir deste al ve onunla vur! Böylece yemininden dönmemiş olursun.” Hakikaten Biz onu pek sabırlı biri olarak bulduk: ne güzel kuldu o, gerçekten o (da) her daim Allah’a yönelirdi.
Nedim Yılmaz : “Eline bir demet al. Onunla vur da yeminini bozma.” (dedik). Gerçekten biz onu sabredici bulduk. O ne iyi kuldu. Doğrusu o Allah’a çok yönelirdi.
Ömer Nasuhi Bilmen : (Ve O'na emrolundu ki) Eline otlardan bir küçük demet al, sonra onunla vur ve yeminini bozmuş olma. Muhakkak ki, Biz O'nu bir sabredici bulduk. Ne güzel kul! Şüphe yok ki, o (Hakk'a) dönendir.
Ömer Öngüt : "Eline bir demet sap al, onunla vur, yeminini böylece yerine getir. " Doğrusu biz onu çok sabırlı bulmuştuk. O ne iyi kul idi! Daima Allah'a yönelirdi.
Ömer Rıza Doğrul : (Ey Eyyup) Eline bir demet sap al. Onunla vur ve sahte hiçbir şeye meyletme. Biz Eyyup’ü sabırlı bulduk. O ne güzel, ne şerefli bir kuldur ki daima Allah'a döner, daima O’na sığınırdı.
Şaban Piriş : -Eline bir demet sap alıp, onunlar vur, yeminini bozma! Biz onu sabırlı bulduk. O, Allah’a yönelen ne güzel bir kuldu!
Suat Yıldırım : Bir de ona: "Eline bir demet sap al, onunla vur! Yemininden dönen durumuna düşme!" dedik. Doğrusu Biz onu pek sabırlı bulduk. Ne güzel kuldu o! O, gerçekten Allah’a yönelirdi.
Süleyman Ateş : (Dedik ki): "Eline bir demet sap al, onunla vur da yeminini bozma." Gerçekten biz onu sabreden (bir kul) bulmuştuk. Ne güzel kuldu, o dâimâ (bize) başvururdu.
Talat Koçyiğit : O ne iyi bir kuldu; daima Allah'a rücu ederdi.
Tefhim-ul Kuran : «Ve eline bir deste (sap) al, böylece onunla vur ve andını bozma.» Gerçekten, biz onu sabredici bulduk. O, ne güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah'a) yönelip dönen biriydi.
Ümit Şimşek : 'Eline bir demet alıp onunla vur; yeminini bozma' dedik. Gerçekten Biz onu sabredici bulduk. Ne güzel bir kuldu o; doğrusu, Allah'a yönelmiş bir kimseydi.
Yaşar Nuri Öztürk : "Eline bir demet sap al da onunla vur ve yeminine ters düşmüş olma!" dedik. Biz onu sabırlı bulduk. Ne güzel kuldu o! Bize yönelen, yakaran biriydi o.
Ziya Kazıcı, Necip Taylan : O, ne güzel kuldur! Daima Allah'a tevbe ve rücu edendi.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}