» 8 / Enfâl  57:

Kuran Sırası: 8
İniş Sırası: 88
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75

 » 8 / Enfâl  Suresi: 57
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَإِمَّا (FÎME) = feimmā : bundan dolayı
2. تَثْقَفَنَّهُمْ (TS̃GFNHM) = teṧḳafennehum : onları yakalarsan
3. فِي (FY) = fī :
4. الْحَرْبِ (ELḪRB) = l-Harbi : savaşta
5. فَشَرِّدْ (FŞRD̃) = feşerrid : dağıt
6. بِهِمْ (BHM) = bihim : onları
7. مَنْ (MN) = men : kimseleri de
8. خَلْفَهُمْ (ḢLFHM) = ḣalfehum : arkalarında ki
9. لَعَلَّهُمْ (LALHM) = leǎllehum : böylece
10. يَذَّكَّرُونَ (YZ̃KRVN) = yeƶƶekkerūne : ibret alsınlar
bundan dolayı | onları yakalarsan | | savaşta | dağıt | onları | kimseleri de | arkalarında ki | böylece | ibret alsınlar |

[] [S̃GF] [] [ḪRB] [ŞRD̃] [] [] [ḢLF] [] [Z̃KR]
FÎME TS̃GFNHM FY ELḪRB FŞRD̃ BHM MN ḢLFHM LALHM YZ̃KRVN

feimmā teṧḳafennehum l-Harbi feşerrid bihim men ḣalfehum leǎllehum yeƶƶekkerūne
فإما تثقفنهم في الحرب فشرد بهم من خلفهم لعلهم يذكرون

 » 8 / Enfâl  Suresi: 57
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فإما | FÎME feimmā bundan dolayı So if
تثقفنهم ث ق ف | S̃GF TS̃GFNHM teṧḳafennehum onları yakalarsan you gain dominance over them
في | FY in
الحرب ح ر ب | ḪRB ELḪRB l-Harbi savaşta the war,
فشرد ش ر د | ŞRD̃ FŞRD̃ feşerrid dağıt disperse
بهم | BHM bihim onları by them
من | MN men kimseleri de (those) who
خلفهم خ ل ف | ḢLF ḢLFHM ḣalfehum arkalarında ki (are) behind them,
لعلهم | LALHM leǎllehum böylece so that they may
يذكرون ذ ك ر | Z̃KR YZ̃KRVN yeƶƶekkerūne ibret alsınlar take heed.

8:57 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

bundan dolayı | onları yakalarsan | | savaşta | dağıt | onları | kimseleri de | arkalarında ki | böylece | ibret alsınlar |

[] [S̃GF] [] [ḪRB] [ŞRD̃] [] [] [ḢLF] [] [Z̃KR]
FÎME TS̃GFNHM FY ELḪRB FŞRD̃ BHM MN ḢLFHM LALHM YZ̃KRVN

feimmā teṧḳafennehum l-Harbi feşerrid bihim men ḣalfehum leǎllehum yeƶƶekkerūne
فإما تثقفنهم في الحرب فشرد بهم من خلفهم لعلهم يذكرون

[] [ث ق ف] [] [ح ر ب] [ش ر د] [] [] [خ ل ف] [] [ذ ك ر]

 » 8 / Enfâl  Suresi: 57
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فإما | FÎME feimmā bundan dolayı So if
Fe,,Mim,Elif,
80,,40,1,
REM – prefixed resumption particle
COND – conditional particle
SUP – supplemental particle
الفاء استئنافية
حرف شرط
حرف زائد
تثقفنهم ث ق ف | S̃GF TS̃GFNHM teṧḳafennehum onları yakalarsan you gain dominance over them
Te,Se,Gaf,Fe,Nun,He,Mim,
400,500,100,80,50,5,40,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والنون للتوكيد و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الحرب ح ر ب | ḪRB ELḪRB l-Harbi savaşta the war,
Elif,Lam,Ha,Re,Be,
1,30,8,200,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
فشرد ش ر د | ŞRD̃ FŞRD̃ feşerrid dağıt disperse
Fe,Şın,Re,Dal,
80,300,200,4,
RSLT – prefixed result particle
V – 2nd person masculine singular (form II) imperative verb
الفاء واقعة في جواب الشرط
فعل أمر
بهم | BHM bihim onları by them
Be,He,Mim,
2,5,40,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
من | MN men kimseleri de (those) who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
خلفهم خ ل ف | ḢLF ḢLFHM ḣalfehum arkalarında ki (are) behind them,
Hı,Lam,Fe,He,Mim,
600,30,80,5,40,
LOC – accusative masculine location adverb
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
ظرف مكان منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لعلهم | LALHM leǎllehum böylece so that they may
Lam,Ayn,Lam,He,Mim,
30,70,30,5,40,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «لعل»
يذكرون ذ ك ر | Z̃KR YZ̃KRVN yeƶƶekkerūne ibret alsınlar take heed.
Ye,Zel,Kef,Re,Vav,Nun,
10,700,20,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form V) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَإِمَّا: bundan dolayı | تَثْقَفَنَّهُمْ: onları yakalarsan | فِي: | الْحَرْبِ: savaşta | فَشَرِّدْ: dağıt | بِهِمْ: onları | مَنْ: kimseleri de | خَلْفَهُمْ: arkalarında ki | لَعَلَّهُمْ: böylece | يَذَّكَّرُونَ: ibret alsınlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فإما FÎME bundan dolayı | تثقفنهم TS̃GFNHM onları yakalarsan | في FY | الحرب ELḪRB savaşta | فشرد FŞRD̃ dağıt | بهم BHM onları | من MN kimseleri de | خلفهم ḢLFHM arkalarında ki | لعلهم LALHM böylece | يذكرون YZ̃KRWN ibret alsınlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |feimmā: bundan dolayı | teṧḳafennehum: onları yakalarsan | : | l-Harbi: savaşta | feşerrid: dağıt | bihim: onları | men: kimseleri de | ḣalfehum: arkalarında ki | leǎllehum: böylece | yeƶƶekkerūne: ibret alsınlar |
Kırık Meal (Transcript) : |FÎME: bundan dolayı | TS̃GFNHM: onları yakalarsan | FY: | ELḪRB: savaşta | FŞRD̃: dağıt | BHM: onları | MN: kimseleri de | ḢLFHM: arkalarında ki | LALHM: böylece | YZ̃KRVN: ibret alsınlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Savaşta üst gelirsen onları, izlerini izliyenlere de tesir edecek ve onları da korkutacak bir tarzda cezâlandır da bunu ansınlar, ibret alsınlar bundan.
Adem Uğur : Eğer savaşta onları yakalarsan, ibret almaları için onlar ile (onlara vereceğin ceza ile) arkalarında bulunan kimseleri de dağıt.
Ahmed Hulusi : Eğer onları harpte yakalarsan, onlarla, onların arkalarında bulunanları dağıt ki ibret alsınlar.
Ahmet Tekin : Bundan dolayı onları savaş sırasında yakalarsan, kendilerinden sonrakilere de gözdağı olacak şekilde ağır bir cezaya çarptır, belki ibret alırlar.
Ahmet Varol : Onları savaşta yakalayacak olursan onlar(a karşı yapacağın uygulama) ile arkalarında olanları da dağıt. Olur ki ibret alırlar.
Ali Bulaç : Bundan dolayı, savaşta onları yakalarsan, öyle darmadağın et ki, onlarla arkalarından gelecek olanlar(ı caydır). Umulur ki ibret alırlar.
Ali Fikri Yavuz : Onun için, o ahdlerini bozanları harbde yakalarsan kendilerine yapacağın ağır muamele ile arkalarındakileri dağıt. Olur ki düşünürler de ibret alıp ahdi bozmaktan sakınırlar.
Bekir Sadak : (56-57) Anlasma yaptigin kimseler, sonucundan sakinmayarak anlasmalarini her defasinda bozarlar. Savasta onlari yakalarsan, arkalarindakilere ibret olacak sekilde, darmadagin et.
Celal Yıldırım : Savaşta onları (ne zaman yakalarsan,) öylesine darmadağın et ki arkalarındakiler öğüt ve ibret alsınlar.
Diyanet İşleri : Eğer onları savaşta yakalarsan, bunlar(a vereceğin ceza) ile arkalarındakileri de dağıt ki ibret alsınlar.
Diyanet İşleri (eski) : (56-57) Anlaşma yaptığın kimseler, sonucundan sakınmayarak anlaşmalarını her defasında bozarlar. Savaşta onları yakalarsan, arkalarındakilere ibret olacak şekilde, darmadağın et.
Diyanet Vakfi : Eğer savaşta onları yakalarsan, ibret almaları için onlar ile (onlara vereceğin ceza ile) arkalarında bulunan kimseleri de dağıt.
Edip Yüksel : Savaşta onları yakalarsan, onları arkalarındakilere ibret olacak şekilde darmadağın et. Belki ders alırlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bundan dolayı onları harpte yakalarsan, kendilerinden sonrakilere de gözdağı olacak şekilde ağır bir cezaya çarptır, belki ibret alırlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onun için onları ne zaman savaşta yakalarsan kendileri ile arkalarındakilerini ürküt; belki ibret alırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : onun için onları ne zaman harbde yakarlarsan kendileriyle arkalarındakileri ürgüt gerek ki ıbret alırlar
Fizilal-il Kuran : Eğer savaşta, onları ele geçirirsen, onları geride kalanlara bir ibret olacak biçimde cezalandır.
Gültekin Onan : Bundan dolayı, savaşta onları yakalarsan, öyle darmadağın et ki, onlarla arkalarından gelecek olanlar(ı caydır). Umulur ki ibret alırlar.
Hakkı Yılmaz : "Artık onları harpte; bozuma uğratma işinde yakalarsan, ibret almaları için onlarla birlikte arkalarındaki kişileri dağıt. "
Hasan Basri Çantay : Onun için eğer bunları harbde muhakkak yakalarsan onlar (a yapacağın ceza) ile arkalarında (ahdi bozacak) kimseleri de ürküt. Me'müldür ki (onlar da) iyice ibret alırlar.
Hayrat Neşriyat : O hâlde onları savaşta yakalarsan, artık onlar(a vereceğin cezâ) ile arkalarında bulunanları (öyle) ürküt ki ibret alsınlar!
İbni Kesir : Bunun için eğer savaşta ele geçirirsen; onları dağıt ki arkalarında olanlar ibret alsınlar.
İskender Evrenosoğlu : Fakat onları, harpte yakaladığın zaman onları öyle yıldır (korkut ki); onların arkasındakiler, böylece tezekkür etsinler.
Muhammed Esed : onları savaşta karşında bulursan, arkalarından gelenler için öyle yıldırıcı bir ders ver ki, belki berikiler akıllarında tutarlar;
Ömer Nasuhi Bilmen : İmdi her ne zaman muharebede onları kat'i sûrette yakalar isen onlar ile arkalarındaki kimseleri ansızın korkut. Umulur ki, ibret alırlar.
Ömer Öngüt : Eğer onları savaşta ele geçirirsen, (vereceğin cezâ ile) arkalarındakileri de ürküt. Belki ibret alırlar.
Şaban Piriş : Savaşta onları yakalarsan darmadağın et ki arkalarındakilere ibret olsun!
Suat Yıldırım : Onları savaşta ele geçirirsen, kendilerine öyle bir muamele yap ki onların arkasındaki bütün öbür düşmanlara da ibret olsun da, akıllarını başlarına alsınlar.
Süleyman Ateş : Savaşta onları yakalarsan, onlar(a vereceğin cezâ) ile arkalarında bulunan kimseleri de dağıt ki ibret alsınlar.
Tefhim-ul Kuran : Bundan dolayı, savaşta onları yakalarsan, öyle darmadağın et ki, onlarla arkalarından gelecek olanlar(ı caydır) . Umulur ki ibret alırlar.
Ümit Şimşek : Savaşta onları ele geçirdiğin zaman öyle cezalandır ki, arkalarındakiler darmadağın olsun-belki böylece ibret alırlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Eğer onları harpte ele geçirirsen, onlarla birlikte arkalarındakileri de ürkütüp dağıt ki, ders alabilsinler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}