» 8 / Enfâl  43:

Kuran Sırası: 8
İniş Sırası: 88
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75

 » 8 / Enfâl  Suresi: 43
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِذْ (ÎZ̃) = iƶ : hani
2. يُرِيكَهُمُ (YRYKHM) = yurīkehumu : sana onları gösteriyordu
3. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
4. فِي (FY) = fī :
5. مَنَامِكَ (MNEMK) = menāmike : uykunda
6. قَلِيلًا (GLYLE) = ḳalīlen : az
7. وَلَوْ (VLV) = velev : ve eğer
8. أَرَاكَهُمْ (ÊREKHM) = erākehum : sana onları gösterseydi
9. كَثِيرًا (KS̃YRE) = keṧīran : çok
10. لَفَشِلْتُمْ (LFŞLTM) = lefeşiltum : çekinirdiniz
11. وَلَتَنَازَعْتُمْ (VLTNEZATM) = veletenāzeǎ'tum : ve çekişirdiniz
12. فِي (FY) = fī :
13. الْأَمْرِ (ELÊMR) = l-emri : (savaş) iş(in)de
14. وَلَٰكِنَّ (VLKN) = velākinne : fakat
15. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
16. سَلَّمَ (SLM) = selleme : kurtardı
17. إِنَّهُ (ÎNH) = innehu : doğrusu O
18. عَلِيمٌ (ALYM) = ǎlīmun : bilir
19. بِذَاتِ (BZ̃ET) = biƶāti : özünü
20. الصُّدُورِ (ELṦD̃VR) = S-Sudūri : göğüslerin
hani | sana onları gösteriyordu | Allah | | uykunda | az | ve eğer | sana onları gösterseydi | çok | çekinirdiniz | ve çekişirdiniz | | (savaş) iş(in)de | fakat | Allah | kurtardı | doğrusu O | bilir | özünü | göğüslerin |

[] [REY] [] [] [NVM] [GLL] [] [REY] [KS̃R] [FŞL] [NZA] [] [EMR] [] [] [SLM] [] [ALM] [] [ṦD̃R]
ÎZ̃ YRYKHM ELLH FY MNEMK GLYLE VLV ÊREKHM KS̃YRE LFŞLTM VLTNEZATM FY ELÊMR VLKN ELLH SLM ÎNH ALYM BZ̃ET ELṦD̃VR

yurīkehumu llahu menāmike ḳalīlen velev erākehum keṧīran lefeşiltum veletenāzeǎ'tum l-emri velākinne llahe selleme innehu ǎlīmun biƶāti S-Sudūri
إذ يريكهم الله في منامك قليلا ولو أراكهم كثيرا لفشلتم ولتنازعتم في الأمر ولكن الله سلم إنه عليم بذات الصدور

 » 8 / Enfâl  Suresi: 43
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إذ | ÎZ̃ hani When
يريكهم ر ا ي | REY YRYKHM yurīkehumu sana onları gösteriyordu you (where) shown them
الله | ELLH llahu Allah (by) Allah
في | FY in
منامك ن و م | NVM MNEMK menāmike uykunda your dream
قليلا ق ل ل | GLL GLYLE ḳalīlen az (as) few,
ولو | VLV velev ve eğer and if
أراكهم ر ا ي | REY ÊREKHM erākehum sana onları gösterseydi He had shown them to you
كثيرا ك ث ر | KS̃R KS̃YRE keṧīran çok (as) many
لفشلتم ف ش ل | FŞL LFŞLTM lefeşiltum çekinirdiniz surely you would have lost courage
ولتنازعتم ن ز ع | NZA VLTNEZATM veletenāzeǎ'tum ve çekişirdiniz and surely you would have disputed
في | FY in
الأمر ا م ر | EMR ELÊMR l-emri (savaş) iş(in)de the matter,
ولكن | VLKN velākinne fakat but
الله | ELLH llahe Allah Allah
سلم س ل م | SLM SLM selleme kurtardı saved (you).
إنه | ÎNH innehu doğrusu O Indeed, He
عليم ع ل م | ALM ALYM ǎlīmun bilir (is) All-Knower
بذات | BZ̃ET biƶāti özünü of what is in
الصدور ص د ر | ṦD̃R ELṦD̃VR S-Sudūri göğüslerin the breasts.

8:43 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

hani | sana onları gösteriyordu | Allah | | uykunda | az | ve eğer | sana onları gösterseydi | çok | çekinirdiniz | ve çekişirdiniz | | (savaş) iş(in)de | fakat | Allah | kurtardı | doğrusu O | bilir | özünü | göğüslerin |

[] [REY] [] [] [NVM] [GLL] [] [REY] [KS̃R] [FŞL] [NZA] [] [EMR] [] [] [SLM] [] [ALM] [] [ṦD̃R]
ÎZ̃ YRYKHM ELLH FY MNEMK GLYLE VLV ÊREKHM KS̃YRE LFŞLTM VLTNEZATM FY ELÊMR VLKN ELLH SLM ÎNH ALYM BZ̃ET ELṦD̃VR

yurīkehumu llahu menāmike ḳalīlen velev erākehum keṧīran lefeşiltum veletenāzeǎ'tum l-emri velākinne llahe selleme innehu ǎlīmun biƶāti S-Sudūri
إذ يريكهم الله في منامك قليلا ولو أراكهم كثيرا لفشلتم ولتنازعتم في الأمر ولكن الله سلم إنه عليم بذات الصدور

[] [ر ا ي] [] [] [ن و م] [ق ل ل] [] [ر ا ي] [ك ث ر] [ف ش ل] [ن ز ع] [] [ا م ر] [] [] [س ل م] [] [ع ل م] [] [ص د ر]

 » 8 / Enfâl  Suresi: 43
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إذ | ÎZ̃ hani When
,Zel,
,700,
T – time adverb
ظرف زمان
يريكهم ر ا ي | REY YRYKHM yurīkehumu sana onları gösteriyordu you (where) shown them
Ye,Re,Ye,Kef,He,Mim,
10,200,10,20,5,40,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
PRON – 2nd person masculine singular first object pronoun
PRON – 3rd person masculine plural second object pronoun
فعل مضارع والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به اول و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به ثان
الله | ELLH llahu Allah (by) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
منامك ن و م | NVM MNEMK menāmike uykunda your dream
Mim,Nun,Elif,Mim,Kef,
40,50,1,40,20,
N – genitive masculine noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قليلا ق ل ل | GLL GLYLE ḳalīlen az (as) few,
Gaf,Lam,Ye,Lam,Elif,
100,30,10,30,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun
اسم منصوب
ولو | VLV velev ve eğer and if
Vav,Lam,Vav,
6,30,6,
REM – prefixed resumption particle
COND – conditional particle
الواو استئنافية
حرف شرط
أراكهم ر ا ي | REY ÊREKHM erākehum sana onları gösterseydi He had shown them to you
,Re,Elif,Kef,He,Mim,
,200,1,20,5,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
كثيرا ك ث ر | KS̃R KS̃YRE keṧīran çok (as) many
Kef,Se,Ye,Re,Elif,
20,500,10,200,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun
اسم منصوب
لفشلتم ف ش ل | FŞL LFŞLTM lefeşiltum çekinirdiniz surely you would have lost courage
Lam,Fe,Şın,Lam,Te,Mim,
30,80,300,30,400,40,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
اللام لام التوكيد
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
ولتنازعتم ن ز ع | NZA VLTNEZATM veletenāzeǎ'tum ve çekişirdiniz and surely you would have disputed
Vav,Lam,Te,Nun,Elif,Ze,Ayn,Te,Mim,
6,30,400,50,1,7,70,400,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
V – 2nd person masculine plural (form VI) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الأمر ا م ر | EMR ELÊMR l-emri (savaş) iş(in)de the matter,
Elif,Lam,,Mim,Re,
1,30,,40,200,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
ولكن | VLKN velākinne fakat but
Vav,Lam,Kef,Nun,
6,30,20,50,
REM – prefixed resumption particle
ACC – accusative particle
الواو استئنافية
حرف نصب من اخوات «ان»
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
سلم س ل م | SLM SLM selleme kurtardı saved (you).
Sin,Lam,Mim,
60,30,40,
V – 3rd person masculine singular (form II) perfect verb
فعل ماض
إنه | ÎNH innehu doğrusu O Indeed, He
,Nun,He,
,50,5,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
حرف نصب والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
عليم ع ل م | ALM ALYM ǎlīmun bilir (is) All-Knower
Ayn,Lam,Ye,Mim,
70,30,10,40,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
بذات | BZ̃ET biƶāti özünü of what is in
Be,Zel,Elif,Te,
2,700,1,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine singular noun
جار ومجرور
الصدور ص د ر | ṦD̃R ELṦD̃VR S-Sudūri göğüslerin the breasts.
Elif,Lam,Sad,Dal,Vav,Re,
1,30,90,4,6,200,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِذْ: hani | يُرِيكَهُمُ: sana onları gösteriyordu | اللَّهُ: Allah | فِي: | مَنَامِكَ: uykunda | قَلِيلًا: az | وَلَوْ: ve eğer | أَرَاكَهُمْ: sana onları gösterseydi | كَثِيرًا: çok | لَفَشِلْتُمْ: çekinirdiniz | وَلَتَنَازَعْتُمْ: ve çekişirdiniz | فِي: | الْأَمْرِ: (savaş) iş(in)de | وَلَٰكِنَّ: fakat | اللَّهَ: Allah | سَلَّمَ: kurtardı | إِنَّهُ: doğrusu O | عَلِيمٌ: bilir | بِذَاتِ: özünü | الصُّدُورِ: göğüslerin |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إذ ÎZ̃ hani | يريكهم YRYKHM sana onları gösteriyordu | الله ELLH Allah | في FY | منامك MNEMK uykunda | قليلا GLYLE az | ولو WLW ve eğer | أراكهم ÊREKHM sana onları gösterseydi | كثيرا KS̃YRE çok | لفشلتم LFŞLTM çekinirdiniz | ولتنازعتم WLTNEZATM ve çekişirdiniz | في FY | الأمر ELÊMR (savaş) iş(in)de | ولكن WLKN fakat | الله ELLH Allah | سلم SLM kurtardı | إنه ÎNH doğrusu O | عليم ALYM bilir | بذات BZ̃ET özünü | الصدور ELṦD̃WR göğüslerin |
Kırık Meal (Okunuş) : |: hani | yurīkehumu: sana onları gösteriyordu | llahu: Allah | : | menāmike: uykunda | ḳalīlen: az | velev: ve eğer | erākehum: sana onları gösterseydi | keṧīran: çok | lefeşiltum: çekinirdiniz | veletenāzeǎ'tum: ve çekişirdiniz | : | l-emri: (savaş) iş(in)de | velākinne: fakat | llahe: Allah | selleme: kurtardı | innehu: doğrusu O | ǎlīmun: bilir | biƶāti: özünü | S-Sudūri: göğüslerin |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎZ̃: hani | YRYKHM: sana onları gösteriyordu | ELLH: Allah | FY: | MNEMK: uykunda | GLYLE: az | VLV: ve eğer | ÊREKHM: sana onları gösterseydi | KS̃YRE: çok | LFŞLTM: çekinirdiniz | VLTNEZATM: ve çekişirdiniz | FY: | ELÊMR: (savaş) iş(in)de | VLKN: fakat | ELLH: Allah | SLM: kurtardı | ÎNH: doğrusu O | ALYM: bilir | BZ̃ET: özünü | ELṦD̃VR: göğüslerin |
Abdulbaki Gölpınarlı : Hani Allah, rüyanda sana onların az olduğunu göstermişti; çok gösterseydi ürker, gevşerdiniz ve iş hususunda da çekişe kalkışırdınız. Fakat Allah sizi bundan kurtardı ve şüphe yok ki o, gönüllerdekini bilir.
Adem Uğur : Hatırla ki, Allah, uykunda sana onları az gösterdi. Eğer onları sana çok gösterseydi, elbette çekinecek ve bu iş hakkında münakaşaya girişecektiniz. Fakat Allah (sizi bundan) kurtardı. Şüphesiz O, kalplerin özünü bilir.
Ahmed Hulusi : Allâh uykunda onları sana az gösteriyor(du). . . Eğer sana onları çok gösterseydi, elbette korkuya kapılırdınız ve iş hakkında anlaşmazlığa düşerdiniz. . . Ne var ki Allâh (sizi) selâmete çıkardı. . . Muhakkak ki O, sadırların ("DÜNYAN"ın) zâtı (varlığınızın El ESMÂ'sıyla hakikati) olarak Aliym'dir.
Ahmet Tekin : Hani Allah uykunda sana onları az gösteriyordu. Eğer onları kalabalık, çok göstermiş olsaydı, korkacaktınız, savaşıp savaşmama ve savaş planı konusunda anlaşmazlığa düşecektiniz. Fakat Allah, sizi bundan kurtardı. Çünkü o gönüllerdeki sırları bilir.
Ahmet Varol : Allah sana onları uykunda az gösteriyordu. Eğer çok gösterseydi yılgınlığa düşer ve işte (savaş konusunda) tartışmaya girerdiniz. Ancak Allah kurtardı. O, kalplerde olanı bilmektedir.
Ali Bulaç : Hani Allah, onları sana uykunda az gösteriyordu; eğer sana çok gösterseydi, gerçekten yılgınlığa kapılacaktınız ve iş konusunda gerçekten çekişmeye düşecektiniz. Ancak Allah esenlik (kurtuluş) bağışladı. Çünkü O, elbette sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
Ali Fikri Yavuz : O vakit Allah sana, onları, rüyanda az gösteriyordu. Eğer sana, o düşmanları çok gösterseydi korkacaktınız ve savaş hususunda ihtilâfa düşecektiniz. Fakat Allah bundan sizi kurtardı. Çünkü O, bütün kalblerdekini hakkıyla bilendir.
Bekir Sadak : Allah onlari uykunda sana az gosteriyordu. Cok gostermis olsaydi, yilacak ve bu hususta cekismeye basliyacaktiniz, fakat Allah sizi kurtardi; cunku O kalblerde olani bilir.
Celal Yıldırım : Hatırla o vakti ki, Allah onları uykunda sana az göstermişti; eğer onları çok gösterseydi korkar ve emr-u kumanda hususunda çekişip tartışırdınız. Ama Allah esenlik verdi de (sizi) kurtardı. Şüphesiz ki O, sinelerde olanı çok iyi bilir.
Diyanet İşleri : Hani Allah sana onları uykunda az gösteriyordu. Eğer sana onları çok gösterseydi elbette gevşerdiniz ve o iş hakkında birbirinizle çekişirdiniz. Fakat Allah (sizi bunlardan) kurtardı. Çünkü O, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.
Diyanet İşleri (eski) : Allah onları uykunda sana az gösteriyordu. Çok göstermiş olsaydı, yılacak ve bu hususta çekişmeye başlıyacaktınız, fakat Allah sizi kurtardı; çünkü O kalblerde olanı bilir.
Diyanet Vakfi : Hatırla ki, Allah, uykunda sana onları az gösterdi. Eğer onları sana çok gösterseydi, elbette çekinecek ve bu iş hakkında münakaşaya girişecektiniz. Fakat Allah (sizi bundan) kurtardı. Şüphesiz O, kalplerin özünü bilir.
Edip Yüksel : ALLAH onları rüyanda sana az gösteriyordu. Onları sana çok gösterseydi, dağılacak ve o konuda çekişip duracaktınız. Fakat ALLAH (sizi) kurtardı. O, göğüslerin özünü bilendir
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Hani o vakitler Allah sana uykunda (rüyanda) onları az gösteriyordu. Eğer Allah sana onları kalabalık gösterseydi korkacaktınız ve savaş konusunda anlaşmazlığa düşecektiniz. Fakat Allah böyle bir şeyden sizi uzak tuttu. Çünkü O, gönüllerde yatanı da bilir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hani Allah, sana rüyandan onları az gösteriyordu; eğer sana onları açık gösterseydi, korkacak ve kumanda da tartışacaktınız. Fakat Allah, selamete bağladı; çünkü O, bütün sinelerin özünü bilir.
Elmalılı Hamdi Yazır : O vakıt ki Allah sana onları ru'yanda az gösteriyordu, eğer sana onları çok gösterse idi korkacaktınız ve kumandada nizâa düşecektiniz ve lâkin Allah selâmete bağladı, çünkü o bütün sinelerin künhünü bilir
Fizilal-il Kuran : Hani Allah onları sana rüyanda az gösteriyordu. Eğer onları kalabalık gösterseydi moraliniz bozulur, bu konuda aranızda tartışmaya düşerdiniz. Fakat Allah, sizi bu tehlikeden korudu. Hiç şüphesiz O, kalplerin özünü bilir.
Gültekin Onan : Hani Tanrı onları sana uykunda az gösteriyordu; eğer sana çok gösterseydi gerçekten yılgınlığa kapılacaktınız ve buyruk konusunda gerçekten çekişmeye düşecektiniz. Ancak Tanrı esenlik (kurtuluş) bağışladı. Çünkü O, elbette sinelerin özünde saklı duranı bilir.
Hakkı Yılmaz : Hani o vakitler Allah sana uykunda onları az gösteriyordu. Eğer Allah, onları sana çok gösterseydi kesinlikle korkmuştunuz ve savaş konusunda anlaşmazlığa düşmüştünüz. Fakat Allah güvenlik sağladı. Şüphesiz O, gönüllerde olanı en iyi bilendir.
Hasan Basri Çantay : Hani Allah onları uykunda sana az gösteriyordu. Eğer onları sana çok gösterseydi elbette çekinecekdiniz ve iş hakkında elbette çekişirdiniz. Fakat Allah (bundan sizi) kurtardı. Çünkü O, hiç şübhesiz göğüslerin içini ve özünü bilendir.
Hayrat Neşriyat : O zaman, Allah sana uykunda (gözüne) onları az gösteriyordu. Eğer onları sana çok gösterseydi, elbette korkardınız ve bu iş (savaş) husûsunda gerçekten ihtilâfa düşerdiniz; fakat Allah (sizi bundan) kurtardı. Muhakkak ki O, sînelerin içinde olanı hakkıyla bilendir.
İbni Kesir : Hani Allah; uykunda, onları sana az gösteriyordu. Eğer sana onları çok göstermiş olsaydı; elbette çekinecek ve iş hakkında çekişecektiniz. Fakat Allah, sizi kurtardı. Muhakkak ki O; göğüslerde olanı bilendir.
İskender Evrenosoğlu : Allah, sana uykuda onları az olarak gösteriyordu. Ve şâyet sana onları çok gösterseydi mutlaka tedirgin olurdunuz ve elbette emir hakkında nizaya (anlaşmazlığa) düşerdiniz. Ve fakat Allah, sizi (salim kıldı, selâmete çıkardı). Muhakkak ki Allah, göğüslerde olanı bilendir.
Muhammed Esed : Allah onların sayısını rüyanda sana azmış gibi göstermişti: çünkü eğer çok gösterseydi, muhakkak ki yılgınlık duyacak ve yapılacak iş (tutulacak yol) hakkında birbirinizle anlaşmazlığa düşecektiniz. Ama işte, Allah (böyle bir duruma düşmekten sizi) kurtardı: (çünkü) O, (insanların) kalplerinde ne varsa, onun hakkında tam ve mutlak bilgi sahibidir.
Ömer Nasuhi Bilmen : O vakit ki, Allah Teâlâ onları sana rüyânda az gösteriyordu. Ve eğer onları sana çok göstermiş olsaydı elbette korkacak idiniz ve cihad işinde ihtilafa düşerdiniz. Velâkin Allah Teâlâ selâmete erdirdi. Şüphe yok ki o, göğüslerin içinde olanı bihakkın bilicidir.
Ömer Öngüt : Allah uykuda onları sana az gösteriyordu. Eğer onları sana çok gösterseydi, çekinir ve bu hususta çekişirdiniz. Fakat Allah sizi kurtardı. Şüphesiz ki O göğüslerin özünü bilendir.
Şaban Piriş : Allah, onları sana uykunda az gösteriyordu. Çok göstermiş olsaydı, yılacak ve bu hususta çekişmeye başlayacaktınız. Fakat Allah sizi kurtardı. Çünkü O kalplerde olanı bilendir.
Suat Yıldırım : O vakit Allah sana müşrik askerlerini rüyanda az göstermişti. Eğer onları çok gösterseydi paniğe kapılır, emir ve kumanda konusunda ihtilâfa düşerdiniz. Fakat Allah sizi bundan kurtardı. Çünkü O bütün sinelerin gizlediklerini pek iyi bilir.
Süleyman Ateş : Allâh, sana onları uykunda az gösteriyordu. Eğer sana onları çok gösterseydi, çekinirdiniz ve (savaş) iş(in)de çekişirdiniz. Fakat Allâh, (sizi bundan) kurtardı. Doğrusu O, göğüslerin özünü bilir.
Tefhim-ul Kuran : Hani Allah, onları sana uykunda az gösteriyordu; eğer sana çok gösterseydi, gerçekten yılgınlığa kapılacaktınız ve iş konusunda gerçekten çekişmeye düşecektiniz. Ancak Allah esenlik (kurtuluş) bağışladı. Çünkü O, elbette sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
Ümit Şimşek : O vakit Allah sana onları rüyanda az göstermişti. Çok gösterseydi korkar ve savaş konusunda anlaşmazlığa düşerdiniz. Fakat Allah sizi esenliğe çıkardı. Çünkü O gönüllerde saklı olanı bilir.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah onları sana uykunda az gösteriyordu. Eğer onları sana çok gösterseydi, yılgınlığa düşer, işi kotarmada çekişmeye başlardınız. Ama Allah, sizi selamete çıkardı. O, göğüslerin içindekini çok iyi bilir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}