» 34 / Sebe’  21:

Kuran Sırası: 34
İniş Sırası: 58
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54

 » 34 / Sebe’  Suresi: 21
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَمَا (VME) = ve mā : ve
2. كَانَ (KEN) = kāne : yoktu
3. لَهُ (LH) = lehu : onun
4. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : onlar üzerinde
5. مِنْ (MN) = min :
6. سُلْطَانٍ (SLŦEN) = sulTānin : zorlayıcı bir gücü
7. إِلَّا (ÎLE) = illā : ancak
8. لِنَعْلَمَ (LNALM) = lineǎ'leme : (ayırd edip) bilelim diye
9. مَنْ (MN) = men : kimseyi
10. يُؤْمِنُ (YÙMN) = yu'minu : inanan
11. بِالْاخِرَةِ (BEL ËḢRT) = bil-āḣirati : ahirete
12. مِمَّنْ (MMN) = mimmen : kimseden
13. هُوَ (HV) = huve : o
14. مِنْهَا (MNHE) = minhā : ondan
15. فِي (FY) = fī : içinde
16. شَكٍّ (ŞK) = şekkin : kuşku
17. وَرَبُّكَ (VRBK) = ve rabbuke : Rabbin
18. عَلَىٰ (AL) = ǎlā :
19. كُلِّ (KL) = kulli : her
20. شَيْءٍ (ŞYÙ) = şey'in : şeyi
21. حَفِيظٌ (ḪFYƵ) = HafīZun : korumaktadır
ve | yoktu | onun | onlar üzerinde | | zorlayıcı bir gücü | ancak | (ayırd edip) bilelim diye | kimseyi | inanan | ahirete | kimseden | o | ondan | içinde | kuşku | Rabbin | | her | şeyi | korumaktadır |

[] [KVN] [] [] [] [SLŦ] [] [ALM] [] [EMN] [EḢR] [] [] [] [] [ŞKK] [RBB] [] [KLL] [ŞYE] [ḪFƵ]
VME KEN LH ALYHM MN SLŦEN ÎLE LNALM MN YÙMN BEL ËḢRT MMN HV MNHE FY ŞK VRBK AL KL ŞYÙ ḪFYƵ

ve mā kāne lehu ǎleyhim min sulTānin illā lineǎ'leme men yu'minu bil-āḣirati mimmen huve minhā şekkin ve rabbuke ǎlā kulli şey'in HafīZun
وما كان له عليهم من سلطان إلا لنعلم من يؤمن بالآخرة ممن هو منها في شك وربك على كل شيء حفيظ

 » 34 / Sebe’  Suresi: 21
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | VME ve mā ve And not
كان ك و ن | KVN KEN kāne yoktu was
له | LH lehu onun for him
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlar üzerinde over them
من | MN min any
سلطان س ل ط | SLŦ SLŦEN sulTānin zorlayıcı bir gücü authority
إلا | ÎLE illā ancak except
لنعلم ع ل م | ALM LNALM lineǎ'leme (ayırd edip) bilelim diye that We (might) make evident
من | MN men kimseyi who
يؤمن ا م ن | EMN YÙMN yu'minu inanan believes
بالآخرة ا خ ر | EḢR BEL ËḢRT bil-āḣirati ahirete in the Hereafter
ممن | MMN mimmen kimseden from (one) who
هو | HV huve o [he]
منها | MNHE minhā ondan about it
في | FY içinde (is) in
شك ش ك ك | ŞKK ŞK şekkin kuşku doubt.
وربك ر ب ب | RBB VRBK ve rabbuke Rabbin And your Lord
على | AL ǎlā over
كل ك ل ل | KLL KL kulli her all
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in şeyi things
حفيظ ح ف ظ | ḪFƵ ḪFYƵ HafīZun korumaktadır (is) a Guardian.

34:21 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve | yoktu | onun | onlar üzerinde | | zorlayıcı bir gücü | ancak | (ayırd edip) bilelim diye | kimseyi | inanan | ahirete | kimseden | o | ondan | içinde | kuşku | Rabbin | | her | şeyi | korumaktadır |

[] [KVN] [] [] [] [SLŦ] [] [ALM] [] [EMN] [EḢR] [] [] [] [] [ŞKK] [RBB] [] [KLL] [ŞYE] [ḪFƵ]
VME KEN LH ALYHM MN SLŦEN ÎLE LNALM MN YÙMN BEL ËḢRT MMN HV MNHE FY ŞK VRBK AL KL ŞYÙ ḪFYƵ

ve mā kāne lehu ǎleyhim min sulTānin illā lineǎ'leme men yu'minu bil-āḣirati mimmen huve minhā şekkin ve rabbuke ǎlā kulli şey'in HafīZun
وما كان له عليهم من سلطان إلا لنعلم من يؤمن بالآخرة ممن هو منها في شك وربك على كل شيء حفيظ

[] [ك و ن] [] [] [] [س ل ط] [] [ع ل م] [] [ا م ن] [ا خ ر] [] [] [] [] [ش ك ك] [ر ب ب] [] [ك ل ل] [ش ي ا] [ح ف ظ]

 » 34 / Sebe’  Suresi: 21
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | VME ve mā ve And not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
كان ك و ن | KVN KEN kāne yoktu was
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
له | LH lehu onun for him
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlar üzerinde over them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
من | MN min any
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
سلطان س ل ط | SLŦ SLŦEN sulTānin zorlayıcı bir gücü authority
Sin,Lam,Tı,Elif,Nun,
60,30,9,1,50,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
إلا | ÎLE illā ancak except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
لنعلم ع ل م | ALM LNALM lineǎ'leme (ayırd edip) bilelim diye that We (might) make evident
Lam,Nun,Ayn,Lam,Mim,
30,50,70,30,40,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 1st person plural imperfect verb, subjunctive mood
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب
من | MN men kimseyi who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يؤمن ا م ن | EMN YÙMN yu'minu inanan believes
Ye,,Mim,Nun,
10,,40,50,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
بالآخرة ا خ ر | EḢR BEL ËḢRT bil-āḣirati ahirete in the Hereafter
Be,Elif,Lam,,Hı,Re,Te merbuta,
2,1,30,,600,200,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine singular noun
جار ومجرور
ممن | MMN mimmen kimseden from (one) who
Mim,Mim,Nun,
40,40,50,
P – preposition
REL – relative pronoun
حرف جر
اسم موصول
هو | HV huve o [he]
He,Vav,
5,6,
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
منها | MNHE minhā ondan about it
Mim,Nun,He,Elif,
40,50,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
في | FY içinde (is) in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
شك ش ك ك | ŞKK ŞK şekkin kuşku doubt.
Şın,Kef,
300,20,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
وربك ر ب ب | RBB VRBK ve rabbuke Rabbin And your Lord
Vav,Re,Be,Kef,
6,200,2,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
على | AL ǎlā over
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
كل ك ل ل | KLL KL kulli her all
Kef,Lam,
20,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in şeyi things
Şın,Ye,,
300,10,,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
حفيظ ح ف ظ | ḪFƵ ḪFYƵ HafīZun korumaktadır (is) a Guardian.
Ha,Fe,Ye,Zı,
8,80,10,900,
ADJ – nominative masculine singular indefinite active participle
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَمَا: ve | كَانَ: yoktu | لَهُ: onun | عَلَيْهِمْ: onlar üzerinde | مِنْ: | سُلْطَانٍ: zorlayıcı bir gücü | إِلَّا: ancak | لِنَعْلَمَ: (ayırd edip) bilelim diye | مَنْ: kimseyi | يُؤْمِنُ: inanan | بِالْاخِرَةِ: ahirete | مِمَّنْ: kimseden | هُوَ: o | مِنْهَا: ondan | فِي: içinde | شَكٍّ: kuşku | وَرَبُّكَ: Rabbin | عَلَىٰ: | كُلِّ: her | شَيْءٍ: şeyi | حَفِيظٌ: korumaktadır |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وما WME ve | كان KEN yoktu | له LH onun | عليهم ALYHM onlar üzerinde | من MN | سلطان SLŦEN zorlayıcı bir gücü | إلا ÎLE ancak | لنعلم LNALM (ayırd edip) bilelim diye | من MN kimseyi | يؤمن YÙMN inanan | بالآخرة BEL ËḢRT ahirete | ممن MMN kimseden | هو HW o | منها MNHE ondan | في FY içinde | شك ŞK kuşku | وربك WRBK Rabbin | على AL | كل KL her | شيء ŞYÙ şeyi | حفيظ ḪFYƵ korumaktadır |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve mā: ve | kāne: yoktu | lehu: onun | ǎleyhim: onlar üzerinde | min: | sulTānin: zorlayıcı bir gücü | illā: ancak | lineǎ'leme: (ayırd edip) bilelim diye | men: kimseyi | yu'minu: inanan | bil-āḣirati: ahirete | mimmen: kimseden | huve: o | minhā: ondan | : içinde | şekkin: kuşku | ve rabbuke: Rabbin | ǎlā: | kulli: her | şey'in: şeyi | HafīZun: korumaktadır |
Kırık Meal (Transcript) : |VME: ve | KEN: yoktu | LH: onun | ALYHM: onlar üzerinde | MN: | SLŦEN: zorlayıcı bir gücü | ÎLE: ancak | LNALM: (ayırd edip) bilelim diye | MN: kimseyi | YÙMN: inanan | BEL ËḢRT: ahirete | MMN: kimseden | HV: o | MNHE: ondan | FY: içinde | ŞK: kuşku | VRBK: Rabbin | AL: | KL: her | ŞYÙ: şeyi | ḪFYƵ: korumaktadır |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve onlar üzerinde hiçbir kudreti yoktu onun, ancak biz, âhirete inananla o hususta şüphe içinde kalanı ayırt etmek için yaptık bunu ve Rabbin, her şeyi adamakıllı korur, hiçbir şey, bilgisinden dışarı değil.
Adem Uğur : Halbuki şeytanın onlar üzerinde hiçbir nüfuzu yoktu. Ancak ahirete inananı, şüphe içinde kalandan ayırdedip bilelim diye (ona bu fırsatı verdik). Rabbin gerçekten her şeyi koruyandır.
Ahmed Hulusi : Oysaki onun (İblis), onlar üzerine bir zorlayıcı gücü yoktu! Sadece sonsuz gelecek yaşamına iman eden ile ondan kuşku duyanın farkı açığa çıksın diye bunu yaptık. Rabbin her şey üzerine Hafiyz'dir.
Ahmet Tekin : Halbuki, şeytanın onlar üzerinde hiçbir nüfuzu yoktu. Ancak âhirete, ebedî yurda inananı, şüphe içinde kalandan ayırt edip bilelim diye ona bu fırsatı verdik. Rabbin her şeyi denetlemekte, kaydetmekte, koruyup kollamaktadır.
Ahmet Varol : Onun, onların üzerinde bir nüfuzu yoktu. Ancak biz ahirete inananı ondan şüphe edenden (ayırıp) bilelim diye (ona fırsat verdik). Rabbin her şeyi koruyandır.
Ali Bulaç : Oysa onun, kendilerine karşı hiç bir zorlayıcı gücü yoktu ancak biz ahirete iman edeni, ondan kuşku içinde olandan ayırdetmek için (ona bu imkanı verdik). Senin Rabbin, her şeyin üzerinde gözetici, koruyucudur.
Ali Fikri Yavuz : Halbuki İblis’in insanlar üzerinde hiç bir kudreti yoktu; fakat biz ahirete imanı olanla, onda şübhe edeni ayırd etmek için (İblis’e bu müsaadeyi verdik). Senin Rabbin her şeyi gözetleyendir.
Bekir Sadak : Oysa IIblis'in onlar uzerinde bir nufuzu yoktu; ama Biz ahirete inanan kimselerle ondan suphede olanlari, iste boylece ortaya koyariz. Rabbin her seyi gozetip koruyandir.*
Celal Yıldırım : Halbuki İblîs'in onlar üzerinde bir sultası yoktu. Ancak biz, Âhiret'e imân edenlerle o hususta şüphe içinde bulunanları bilip belli etmek için (bu fırsatı verdik). Senin Rabbın her şeyi görüp gözetendir.
Diyanet İşleri : Oysa şeytanın onlar üzerinde hiçbir hâkimiyeti yoktu. Ancak ahirete inananları, onun hakkında şüphe içinde bulunanlardan ayırt edelim diye (ona bu fırsatı verdik). Senin Rabbin her şey üzerinde hakiki bir koruyucudur.
Diyanet İşleri (eski) : Oysa İblis'in onlar üzerinde bir nüfuzu yoktu; ama Biz ahirete inanan kimselerle ondan şüphede olanları, işte böylece ortaya koyarız. Rabbin her şeyi gözetip koruyandır.
Diyanet Vakfi : Halbuki şeytanın onlar üzerinde hiçbir nüfuzu yoktu. Ancak ahirete inananı, şüphe içinde kalandan ayırdedip bilelim diye (ona bu fırsatı verdik). Rabbin gerçekten her şeyi koruyandır.
Edip Yüksel : Aslında onun onlar üzerine hiç bir otoritesi yoktu. Ancak, ahirete inananı ondan kuşku duyandan böylece ayırırız. Rabbin her şeyi kontrol etmektedir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Halbuki İblis'in onlar üzerinde hiçbir saltanat kudreti yoktu. Fakat biz ahirete imanı olanı belli edecek, ondan şüphe içinde bulunandan ayırt edecektik. Öyle ya Rabb'in her şeyi gözetleyendir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Halbuki onun, onların üzerinde hiçbir hakimiyet gücü yoktu fakat Biz ahirete imanı olanı belirleyecek, ondan şüphe içinde bulunandan ayırt edecektik. Öyle ya, Rabbin herşeyi koruyup gözetendir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Halbuki onun onlar üzerinde hiçbir saltanat kudreti yoktu, lâkin biz Âhırete iymanı olanı belli edecek, ondan şekk içinde bulunandan ayırd eyliyecektik. Öyle ya rabbın her şeye karşı hafîzdir
Fizilal-il Kuran : Aslında şeytanın onlar üzerinde hiçbir nüfuzu, hiçbir yaptırım gücü yoktu. Ama biz ahirete inananları, o konuda kuşku içinde olanlardan ayırd etmek istedik. Her şey, senin Rabb'inin gözetimi altındadır.
Gültekin Onan : Oysa onun kendilerine karşı hiç bir zorlayıcı gücü yoktu ancak biz ahirete inananı, ondan kuşku içinde olandan ayırdetmek için [ona bu imkanı verdik]. Senin rabbin her şeyin üzerinde gözetici, koruyucudur.
Hakkı Yılmaz : "Hâlbuki İblis için onlar üzerinde hiçbir kudret yoktu. Fakat Biz âhirete imanı olanı, onun hakkında yeterli bilgisi olmayandan ayırt edecektik; onları işaretleyip bildirecektik. Ve senin Rabbin her şeyi iyice koruyandır. "
Hasan Basri Çantay : Halbuki onun bunlar üzerinde (önceden) hiçbir nüfuzu yokdu. Ancak biz âhirete îman eden kimse ile ondan şübhede bulunan kişiyi ayırd etmek için (buna meydan vermişdik). Senin Rabbin her şey'in üstünde gerçek bir nigehbandır.
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki onun (o İblisin), kendileri üzerinde hiçbir kuvveti yoktu; ancak (biz) âhirete îmân edeni, ondan şübhe içinde olan o kimseden ayıralım diye (ona bu mühleti verdik).Çünki Rabbin, herşeyi (dilediği gibi) hakkıyla muhâfaza edendir.
İbni Kesir : Halbuki İblis'in onlar üzerinde hiç bir hakimiyeti yoktu. Ancak Biz, ahirete inananlarla, ondan şüphede olanları belirlemek için yaptık. Ve Rabbın, her şeye Hafiz'dir.
İskender Evrenosoğlu : Ve onun (iblisin) onlar üzerinde bir sultanlığı (nüfuzu, tesiri) yoktu. Ahirete (hayatta iken ruhunu Allah'a ulaştırmaya) inanan kişi ile ondan (Allah'a ulaşmaktan) şüphe içinde olanları bilmemiz için (iblisle onları imtihan ettik). Ve senin Rabbin herşeyi hıfzedendir.
Muhammed Esed : Halbuki (İblis'in) onlar üzerinde hiçbir zorlayıcı gücü yoktu. (Zaten İblis'e insanları baştan çıkarma izni vermişsek,) ahiretin varlığına (gerçekten) inananları ona şüphe ile bakanlardan kesin bir şekilde ayırd etmek için (vermişizdir) çünkü Rabbin her şeyi görüp gözetendir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Halbuki, onun onlar üzerinde hiçbir tasallutu yoktur. Fakat Ahirete imân eden kimseyi onda şekk içinde bulunan kimseden ayırdedelim diye (öyle şeytan musallat kılınmıştır) ve senin Rabbin her şey üzerine bir hafîzdir.
Ömer Öngüt : Oysa ki (İblis'in) onlar üzerinde hiçbir nüfuzu yoktu. Ancak ahirete imanı olan kimse ile, ahiretten şüphe edeni ayırdetmek için (ona bu ruhsatı verdik). Rabbin her şeyi gözetlemektedir.
Şaban Piriş : Oysa onun, onların üzerinde bir gücü yoktu. Ancak biz, ahirete inanan ile, ondan şüphe edeni belirlemek için böyle yaptık. Rabbim, herşeyin koruyucusudur.
Suat Yıldırım : Aslında şeytanın onlar üzerinde bir sultası, zorlayıcı gücü yoktu. Ancak âhirete iman edeni, o konuda şüphe eden kimselerden ayırt edip ortaya çıkaralım diye ona bu fırsatı verdik. Rabbin her şeyi hakkıyla gözetlemektedir.
Süleyman Ateş : Onun onlar üzerinde zorlayıcı bir gücü yoktu. Ancak âhirete inananı, ondan kuşkulanandan (ayırd edip) bilelim diye (ona bu fırsatı verdik). Rabbin her şeyi korumaktadır.
Tefhim-ul Kuran : Oysa onun, kendilerine karşı hiç bir zorlayıcı gücü yoktu ancak biz ahirete iman edeni, ondan kuşku içinde olandan ayırdetmek için (ona bu imkânı verdik). Senin Rabbin, her şeyin üzerinde gözetici, koruyucu olandır.
Ümit Şimşek : Aslında, İblis'in onlar üzerinde hiçbir gücü yoktur; âhirete iman edenlerle ondan şüphe edenleri Biz böylece ayırt ediyoruz. Rabbin ise herşeyi gözetip koruyucudur.
Yaşar Nuri Öztürk : Oysaki onun, onlar üzerinde hiçbir sultası yoktu. Sadece biz; âhirete inananı, onun hakkında kuşkuya düşenden ayırmak için böyle yapıyorduk. Rabbin herşey üzerinde Hafiz'dir, kollar, korur, gözetir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}