» 27 / Neml  58:

Kuran Sırası: 27
İniş Sırası: 48
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93

 » 27 / Neml  Suresi: 58
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَأَمْطَرْنَا (VÊMŦRNE) = ve emTarnā : ve yağdırdık
2. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : üzerlerine
3. مَطَرًا (MŦRE) = meTaran : yağmur
4. فَسَاءَ (FSEÙ) = fe sā'e : ne kötü oldu
5. مَطَرُ (MŦR) = meTaru : yağmur
6. الْمُنْذَرِينَ (ELMNZ̃RYN) = l-munƶerīne : uyarılanlara
ve yağdırdık | üzerlerine | yağmur | ne kötü oldu | yağmur | uyarılanlara |

[MŦR] [] [MŦR] [SVE] [MŦR] [NZ̃R]
VÊMŦRNE ALYHM MŦRE FSEÙ MŦR ELMNZ̃RYN

ve emTarnā ǎleyhim meTaran fe sā'e meTaru l-munƶerīne
وأمطرنا عليهم مطرا فساء مطر المنذرين

 » 27 / Neml  Suresi: 58
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأمطرنا م ط ر | MŦR VÊMŦRNE ve emTarnā ve yağdırdık And We rained
عليهم | ALYHM ǎleyhim üzerlerine upon them
مطرا م ط ر | MŦR MŦRE meTaran yağmur a rain,
فساء س و ا | SVE FSEÙ fe sā'e ne kötü oldu and was evil
مطر م ط ر | MŦR MŦR meTaru yağmur (the) rain
المنذرين ن ذ ر | NZ̃R ELMNZ̃RYN l-munƶerīne uyarılanlara (on) those who were warned.

27:58 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve yağdırdık | üzerlerine | yağmur | ne kötü oldu | yağmur | uyarılanlara |

[MŦR] [] [MŦR] [SVE] [MŦR] [NZ̃R]
VÊMŦRNE ALYHM MŦRE FSEÙ MŦR ELMNZ̃RYN

ve emTarnā ǎleyhim meTaran fe sā'e meTaru l-munƶerīne
وأمطرنا عليهم مطرا فساء مطر المنذرين

[م ط ر] [] [م ط ر] [س و ا] [م ط ر] [ن ذ ر]

 » 27 / Neml  Suresi: 58
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأمطرنا م ط ر | MŦR VÊMŦRNE ve emTarnā ve yağdırdık And We rained
Vav,,Mim,Tı,Re,Nun,Elif,
6,,40,9,200,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
عليهم | ALYHM ǎleyhim üzerlerine upon them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
مطرا م ط ر | MŦR MŦRE meTaran yağmur a rain,
Mim,Tı,Re,Elif,
40,9,200,1,
"N – accusative masculine indefinite noun → Rain"
اسم منصوب
فساء س و ا | SVE FSEÙ fe sā'e ne kötü oldu and was evil
Fe,Sin,Elif,,
80,60,1,,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الفاء عاطفة
فعل ماض
مطر م ط ر | MŦR MŦR meTaru yağmur (the) rain
Mim,Tı,Re,
40,9,200,
"N – nominative masculine noun → Rain"
اسم مرفوع
المنذرين ن ذ ر | NZ̃R ELMNZ̃RYN l-munƶerīne uyarılanlara (on) those who were warned.
Elif,Lam,Mim,Nun,Zel,Re,Ye,Nun,
1,30,40,50,700,200,10,50,
N – genitive masculine plural (form IV) passive participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَأَمْطَرْنَا: ve yağdırdık | عَلَيْهِمْ: üzerlerine | مَطَرًا: yağmur | فَسَاءَ: ne kötü oldu | مَطَرُ: yağmur | الْمُنْذَرِينَ: uyarılanlara |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وأمطرنا WÊMŦRNE ve yağdırdık | عليهم ALYHM üzerlerine | مطرا MŦRE yağmur | فساء FSEÙ ne kötü oldu | مطر MŦR yağmur | المنذرين ELMNZ̃RYN uyarılanlara |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve emTarnā: ve yağdırdık | ǎleyhim: üzerlerine | meTaran: yağmur | fe sā'e: ne kötü oldu | meTaru: yağmur | l-munƶerīne: uyarılanlara |
Kırık Meal (Transcript) : |VÊMŦRNE: ve yağdırdık | ALYHM: üzerlerine | MŦRE: yağmur | FSEÙ: ne kötü oldu | MŦR: yağmur | ELMNZ̃RYN: uyarılanlara |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve onlara öylesine bir yağmur yağdırdık ki, korkutulanlara yağan yağmur, ne de kötü yağmurdur.
Adem Uğur : Onların üzerlerine müthiş bir yağmur indirdik. Bu sebeple, uyarılan (fakat aldırmayan)ların yağmuru ne kötü olmuştur!
Ahmed Hulusi : Ve onların üzerine bir yağmur da yağdırdık ki! Uyarılanların yağmuru ne kötüdür!
Ahmet Tekin : Onların üzerine müthiş bir yağmur, taş yağdırdık. Sorumluluk, hesap ve cezanın hatırlatıldığı uyarılanların yağmuru ne berbat, ne korkunç yağmurdur.
Ahmet Varol : Üzerlerine de bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmurları ne kötü idi!
Ali Bulaç : Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötüdür.
Ali Fikri Yavuz : Onların üzerine öyle (taştan ibaret) bir yağmur yağdırdık ki!... O korkutulup da iman etmiyenlerin yağmuru ne kötüdür!...
Bekir Sadak : Geride kalanlarin uzerlerine bir yagmur yagdirdik. Uyarilan fakat yola gelmeyenlerin yagmuru ne kotu idi! *
Celal Yıldırım : Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık. O uyarılanların yağmuru ne kötüdür!
Diyanet İşleri : Onların üzerine bir yağmur (gibi taş) yağdırdık. (Başlarına gelecekler konusunda) uyarılanların yağmuru ne kötüydü!
Diyanet İşleri (eski) : Geride kalanların üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılan fakat yola gelmeyenlerin yağmuru ne kötü idi!
Diyanet Vakfi : Onların üzerlerine müthiş bir yağmur indirdik. Bu sebeple, uyarılan (fakat aldırmayan)ların yağmuru ne kötü olmuştur!
Edip Yüksel : Onların üzerine bir çeşit yağmur yağdırdık. Uyarılmış bulunanların yağmuru ne de kötü idi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onların üzerlerine öyle bir yağmur indirdik ki, ne kötü idi uyarılanların yağmuru!
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onların üzerine öyle bir yağmur yağdırdık ki... Ne kötüdür o uyarılmış olanların yağmuru!
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve onların üzerlerine öyle bir yağmur yağdırmıştık ki ne kötüdür o münzerîn yağmuru?
Fizilal-il Kuran : Onların başlarına müthiş bir yağmur yağdırdık. Uyarıları umursamayanların başlarına yağan yağmur ne fenadır!
Gültekin Onan : Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötüdür.
Hakkı Yılmaz : Ve onların üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki! Ne kötü idi uyarılanların yağmuru!
Hasan Basri Çantay : Onların üstüne öyle bir yağmur yağdırdık ki... Ne kötü idi inzâr edilenlerin yağmuru!
Hayrat Neşriyat : Ve üzerlerine (taştan) bir yağmur yağdırdık. Artık o korkutulan (kâfir) kimselerin yağmuru, ne kötü idi!
İbni Kesir : Onların üzerine bir yağmur yağdırdık. Ne kötü idi uyarılanların yağmuru.
İskender Evrenosoğlu : Ve onların üzerine yağmur yağdırdık. Öyle bir yağmur ki, uyarılanların yağmuru çok kötü oldu.
Muhammed Esed : Ve ötekilerin üzerine (yok edici) bir yağmur yağdırdık; uyarıl(dıkları halde aldırmay)anların uğradığı bu yağmur ne korkunç bir yağmurdur!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onların üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Artık ne fena oldu o korkutulmuş olanların yağmuru!
Ömer Öngüt : Üzerlerine öyle bir yağmur indirdik ki! Ne kötü idi azapla korkutulanların yağmuru!
Şaban Piriş : O halkın üzerine (kahredici) bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötü...
Suat Yıldırım : Üzerlerine öyle berbat bir yağmur indirdik ki! Uyarılıp da aldırmayanların mâruz kaldıkları o yağmur ne fena bir yağmurdu!
Süleyman Ateş : Üzerlerine (pişmiş çamurdan bir taş) yağmur(u) indirdik. Uyarıl(ıp da aldırmay)anların yağmuru gerçekten ne kötü oldu!
Tefhim-ul Kuran : Ve onlar üzerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılıp korkutulanların yağmuru ne kadar kötüdür.
Ümit Şimşek : Üzerlerine de bir yağmur yağdırdık ki! Uyarılmış olanlar için ne kötü bir yağmurdu o!
Yaşar Nuri Öztürk : Üzerlerine bir de yağmur yağdırdık. Uyarılmış olanlar üzerine inen yağmur da ne kötüdür!


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}