CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 1st person plural (form IV) perfect verb PRON – subject pronoun الواو عاطفة فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
عليهم
|
ALYHM
ǎleyhim
üzerlerine
upon them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim, 70,30,10,5,40,
P – preposition PRON – 3rd person masculine plural object pronoun جار ومجرور
مطرا
م ط ر | MŦR
MŦRE
meTaran
yağmur
a rain,
Mim,Tı,Re,Elif, 40,9,200,1,
"N – accusative masculine indefinite noun → Rain" اسم منصوب
فساء
س و ا | SVE
FSEÙ
fe sā'e
ne kötü oldu
and was evil
Fe,Sin,Elif,, 80,60,1,,
CONJ – prefixed conjunction fa (and) V – 3rd person masculine singular perfect verb الفاء عاطفة فعل ماض
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَأَمْطَرْنَا: ve yağdırdık | عَلَيْهِمْ: üzerlerine | مَطَرًا: yağmur | فَسَاءَ: ne kötü oldu | مَطَرُ: yağmur | الْمُنْذَرِينَ: uyarılanlara |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وأمطرنا WÊMŦRNEve yağdırdık | عليهم ALYHMüzerlerine | مطرا MŦREyağmur | فساء FSEÙne kötü oldu | مطر MŦRyağmur | المنذرين ELMNZ̃RYNuyarılanlara |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve emTarnā: ve yağdırdık | ǎleyhim: üzerlerine | meTaran: yağmur | fe sā'e: ne kötü oldu | meTaru: yağmur | l-munƶerīne: uyarılanlara |
Kırık Meal (Transcript) : |VÊMŦRNE: ve yağdırdık | ALYHM: üzerlerine | MŦRE: yağmur | FSEÙ: ne kötü oldu | MŦR: yağmur | ELMNZ̃RYN: uyarılanlara |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve onlara öylesine bir yağmur yağdırdık ki, korkutulanlara yağan yağmur, ne de kötü yağmurdur.
Adem Uğur : Onların üzerlerine müthiş bir yağmur indirdik. Bu sebeple, uyarılan (fakat aldırmayan)ların yağmuru ne kötü olmuştur!
Ahmed Hulusi : Ve onların üzerine bir yağmur da yağdırdık ki! Uyarılanların yağmuru ne kötüdür!
Ahmet Tekin : Onların üzerine müthiş bir yağmur, taş yağdırdık. Sorumluluk, hesap ve cezanın hatırlatıldığı uyarılanların yağmuru ne berbat, ne korkunç yağmurdur.
Ahmet Varol : Üzerlerine de bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmurları ne kötü idi!
Ali Bulaç : Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötüdür.
Ali Fikri Yavuz : Onların üzerine öyle (taştan ibaret) bir yağmur yağdırdık ki!... O korkutulup da iman etmiyenlerin yağmuru ne kötüdür!...
Bekir Sadak : Geride kalanlarin uzerlerine bir yagmur yagdirdik. Uyarilan fakat yola gelmeyenlerin yagmuru ne kotu idi! *
Celal Yıldırım : Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık. O uyarılanların yağmuru ne kötüdür!
Diyanet İşleri : Onların üzerine bir yağmur (gibi taş) yağdırdık. (Başlarına gelecekler konusunda) uyarılanların yağmuru ne kötüydü!
Diyanet İşleri (eski) : Geride kalanların üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılan fakat yola gelmeyenlerin yağmuru ne kötü idi!
Diyanet Vakfi : Onların üzerlerine müthiş bir yağmur indirdik. Bu sebeple, uyarılan (fakat aldırmayan)ların yağmuru ne kötü olmuştur!
Edip Yüksel : Onların üzerine bir çeşit yağmur yağdırdık. Uyarılmış bulunanların yağmuru ne de kötü idi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onların üzerine öyle bir yağmur yağdırdık ki... Ne kötüdür o uyarılmış olanların yağmuru!
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve onların üzerlerine öyle bir yağmur yağdırmıştık ki ne kötüdür o münzerîn yağmuru?
Fizilal-il Kuran : Onların başlarına müthiş bir yağmur yağdırdık. Uyarıları umursamayanların başlarına yağan yağmur ne fenadır!
Gültekin Onan : Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötüdür.
Hakkı Yılmaz : Ve onların üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki! Ne kötü idi uyarılanların yağmuru!
Hasan Basri Çantay : Onların üstüne öyle bir yağmur yağdırdık ki... Ne kötü idi inzâr edilenlerin yağmuru!
Hayrat Neşriyat : Ve üzerlerine (taştan) bir yağmur yağdırdık. Artık o korkutulan (kâfir) kimselerin yağmuru, ne kötü idi!
İbni Kesir : Onların üzerine bir yağmur yağdırdık. Ne kötü idi uyarılanların yağmuru.
İskender Evrenosoğlu : Ve onların üzerine yağmur yağdırdık. Öyle bir yağmur ki, uyarılanların yağmuru çok kötü oldu.
Muhammed Esed : Ve ötekilerin üzerine (yok edici) bir yağmur yağdırdık; uyarıl(dıkları halde aldırmay)anların uğradığı bu yağmur ne korkunç bir yağmurdur!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onların üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Artık ne fena oldu o korkutulmuş olanların yağmuru!
Ömer Öngüt : Üzerlerine öyle bir yağmur indirdik ki! Ne kötü idi azapla korkutulanların yağmuru!
Şaban Piriş : O halkın üzerine (kahredici) bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötü...
Suat Yıldırım : Üzerlerine öyle berbat bir yağmur indirdik ki! Uyarılıp da aldırmayanların mâruz kaldıkları o yağmur ne fena bir yağmurdu!
Süleyman Ateş : Üzerlerine (pişmiş çamurdan bir taş) yağmur(u) indirdik. Uyarıl(ıp da aldırmay)anların yağmuru gerçekten ne kötü oldu!
Tefhim-ul Kuran : Ve onlar üzerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılıp korkutulanların yağmuru ne kadar kötüdür.
Ümit Şimşek : Üzerlerine de bir yağmur yağdırdık ki! Uyarılmış olanlar için ne kötü bir yağmurdu o!
Yaşar Nuri Öztürk : Üzerlerine bir de yağmur yağdırdık. Uyarılmış olanlar üzerine inen yağmur da ne kötüdür!
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]