» 27 / Neml  24:

Kuran Sırası: 27
İniş Sırası: 48
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93

 » 27 / Neml  Suresi: 24
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَجَدْتُهَا (VCD̃THE) = ve cedtuhā : onu buldum
2. وَقَوْمَهَا (VGVMHE) = ve ḳavmehā : ve kavmini
3. يَسْجُدُونَ (YSCD̃VN) = yescudūne : secde aderlerken
4. لِلشَّمْسِ (LLŞMS) = lişşemsi : güneşe
5. مِنْ (MN) = min :
6. دُونِ (D̃VN) = dūni : bırakıp
7. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ı
8. وَزَيَّنَ (VZYN) = ve zeyyene : ve süsledi
9. لَهُمُ (LHM) = lehumu : onlara
10. الشَّيْطَانُ (ELŞYŦEN) = ş-şeyTānu : şeytan
11. أَعْمَالَهُمْ (ÊAMELHM) = eǎ'mālehum : işlerini
12. فَصَدَّهُمْ (FṦD̃HM) = fe Saddehum : ve onları çevirdi
13. عَنِ (AN) = ǎni : -dan
14. السَّبِيلِ (ELSBYL) = s-sebīli : (doğru) yol-
15. فَهُمْ (FHM) = fehum : (bu yüzden) onlar
16. لَا (LE) = lā :
17. يَهْتَدُونَ (YHTD̃VN) = yehtedūne : yola gelmiyorlar
onu buldum | ve kavmini | secde aderlerken | güneşe | | bırakıp | Allah'ı | ve süsledi | onlara | şeytan | işlerini | ve onları çevirdi | -dan | (doğru) yol- | (bu yüzden) onlar | | yola gelmiyorlar |

[VCD̃] [GVM] [SCD̃] [ŞMS] [] [D̃VN] [] [ZYN] [] [ŞŦN] [AML] [ṦD̃D̃] [] [SBL] [] [] [HD̃Y]
VCD̃THE VGVMHE YSCD̃VN LLŞMS MN D̃VN ELLH VZYN LHM ELŞYŦEN ÊAMELHM FṦD̃HM AN ELSBYL FHM LE YHTD̃VN

ve cedtuhā ve ḳavmehā yescudūne lişşemsi min dūni llahi ve zeyyene lehumu ş-şeyTānu eǎ'mālehum fe Saddehum ǎni s-sebīli fehum yehtedūne
وجدتها وقومها يسجدون للشمس من دون الله وزين لهم الشيطان أعمالهم فصدهم عن السبيل فهم لا يهتدون

 » 27 / Neml  Suresi: 24
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وجدتها و ج د | VCD̃ VCD̃THE ve cedtuhā onu buldum And I found her
وقومها ق و م | GVM VGVMHE ve ḳavmehā ve kavmini and her people
يسجدون س ج د | SCD̃ YSCD̃VN yescudūne secde aderlerken prostrating
للشمس ش م س | ŞMS LLŞMS lişşemsi güneşe to the sun
من | MN min instead of Allah,
دون د و ن | D̃VN D̃VN dūni bırakıp instead of Allah,
الله | ELLH llahi Allah'ı instead of Allah,
وزين ز ي ن | ZYN VZYN ve zeyyene ve süsledi and has made fair-seeming
لهم | LHM lehumu onlara to them
الشيطان ش ط ن | ŞŦN ELŞYŦEN ş-şeyTānu şeytan the Shaitaan
أعمالهم ع م ل | AML ÊAMELHM eǎ'mālehum işlerini their deeds,
فصدهم ص د د | ṦD̃D̃ FṦD̃HM fe Saddehum ve onları çevirdi and averted them
عن | AN ǎni -dan from
السبيل س ب ل | SBL ELSBYL s-sebīli (doğru) yol- the Way,
فهم | FHM fehum (bu yüzden) onlar so they
لا | LE (are) not
يهتدون ه د ي | HD̃Y YHTD̃VN yehtedūne yola gelmiyorlar guided,

27:24 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

onu buldum | ve kavmini | secde aderlerken | güneşe | | bırakıp | Allah'ı | ve süsledi | onlara | şeytan | işlerini | ve onları çevirdi | -dan | (doğru) yol- | (bu yüzden) onlar | | yola gelmiyorlar |

[VCD̃] [GVM] [SCD̃] [ŞMS] [] [D̃VN] [] [ZYN] [] [ŞŦN] [AML] [ṦD̃D̃] [] [SBL] [] [] [HD̃Y]
VCD̃THE VGVMHE YSCD̃VN LLŞMS MN D̃VN ELLH VZYN LHM ELŞYŦEN ÊAMELHM FṦD̃HM AN ELSBYL FHM LE YHTD̃VN

ve cedtuhā ve ḳavmehā yescudūne lişşemsi min dūni llahi ve zeyyene lehumu ş-şeyTānu eǎ'mālehum fe Saddehum ǎni s-sebīli fehum yehtedūne
وجدتها وقومها يسجدون للشمس من دون الله وزين لهم الشيطان أعمالهم فصدهم عن السبيل فهم لا يهتدون

[و ج د] [ق و م] [س ج د] [ش م س] [] [د و ن] [] [ز ي ن] [] [ش ط ن] [ع م ل] [ص د د] [] [س ب ل] [] [] [ه د ي]

 » 27 / Neml  Suresi: 24
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وجدتها و ج د | VCD̃ VCD̃THE ve cedtuhā onu buldum And I found her
Vav,Cim,Dal,Te,He,Elif,
6,3,4,400,5,1,
V – 1st person singular perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وقومها ق و م | GVM VGVMHE ve ḳavmehā ve kavmini and her people
Vav,Gaf,Vav,Mim,He,Elif,
6,100,6,40,5,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم منصوب و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يسجدون س ج د | SCD̃ YSCD̃VN yescudūne secde aderlerken prostrating
Ye,Sin,Cim,Dal,Vav,Nun,
10,60,3,4,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
للشمس ش م س | ŞMS LLŞMS lişşemsi güneşe to the sun
Lam,Lam,Şın,Mim,Sin,
30,30,300,40,60,
"P – prefixed preposition lām
N – genitive feminine noun → Sun"
جار ومجرور
من | MN min instead of Allah,
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
دون د و ن | D̃VN D̃VN dūni bırakıp instead of Allah,
Dal,Vav,Nun,
4,6,50,
N – genitive noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah'ı instead of Allah,
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
وزين ز ي ن | ZYN VZYN ve zeyyene ve süsledi and has made fair-seeming
Vav,Ze,Ye,Nun,
6,7,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form II) perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
لهم | LHM lehumu onlara to them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
الشيطان ش ط ن | ŞŦN ELŞYŦEN ş-şeyTānu şeytan the Shaitaan
Elif,Lam,Şın,Ye,Tı,Elif,Nun,
1,30,300,10,9,1,50,
"PN – nominative masculine proper noun → Satan"
اسم علم مرفوع
أعمالهم ع م ل | AML ÊAMELHM eǎ'mālehum işlerini their deeds,
,Ayn,Mim,Elif,Lam,He,Mim,
,70,40,1,30,5,40,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فصدهم ص د د | ṦD̃D̃ FṦD̃HM fe Saddehum ve onları çevirdi and averted them
Fe,Sad,Dal,He,Mim,
80,90,4,5,40,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
عن | AN ǎni -dan from
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
السبيل س ب ل | SBL ELSBYL s-sebīli (doğru) yol- the Way,
Elif,Lam,Sin,Be,Ye,Lam,
1,30,60,2,10,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
فهم | FHM fehum (bu yüzden) onlar so they
Fe,He,Mim,
80,5,40,
REM – prefixed resumption particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الفاء استئنافية
ضمير منفصل
لا | LE (are) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يهتدون ه د ي | HD̃Y YHTD̃VN yehtedūne yola gelmiyorlar guided,
Ye,He,Te,Dal,Vav,Nun,
10,5,400,4,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَجَدْتُهَا: onu buldum | وَقَوْمَهَا: ve kavmini | يَسْجُدُونَ: secde aderlerken | لِلشَّمْسِ: güneşe | مِنْ: | دُونِ: bırakıp | اللَّهِ: Allah'ı | وَزَيَّنَ: ve süsledi | لَهُمُ: onlara | الشَّيْطَانُ: şeytan | أَعْمَالَهُمْ: işlerini | فَصَدَّهُمْ: ve onları çevirdi | عَنِ: -dan | السَّبِيلِ: (doğru) yol- | فَهُمْ: (bu yüzden) onlar | لَا: | يَهْتَدُونَ: yola gelmiyorlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وجدتها WCD̃THE onu buldum | وقومها WGWMHE ve kavmini | يسجدون YSCD̃WN secde aderlerken | للشمس LLŞMS güneşe | من MN | دون D̃WN bırakıp | الله ELLH Allah'ı | وزين WZYN ve süsledi | لهم LHM onlara | الشيطان ELŞYŦEN şeytan | أعمالهم ÊAMELHM işlerini | فصدهم FṦD̃HM ve onları çevirdi | عن AN -dan | السبيل ELSBYL (doğru) yol- | فهم FHM (bu yüzden) onlar | لا LE | يهتدون YHTD̃WN yola gelmiyorlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve cedtuhā: onu buldum | ve ḳavmehā: ve kavmini | yescudūne: secde aderlerken | lişşemsi: güneşe | min: | dūni: bırakıp | llahi: Allah'ı | ve zeyyene: ve süsledi | lehumu: onlara | ş-şeyTānu: şeytan | eǎ'mālehum: işlerini | fe Saddehum: ve onları çevirdi | ǎni: -dan | s-sebīli: (doğru) yol- | fehum: (bu yüzden) onlar | : | yehtedūne: yola gelmiyorlar |
Kırık Meal (Transcript) : |VCD̃THE: onu buldum | VGVMHE: ve kavmini | YSCD̃VN: secde aderlerken | LLŞMS: güneşe | MN: | D̃VN: bırakıp | ELLH: Allah'ı | VZYN: ve süsledi | LHM: onlara | ELŞYŦEN: şeytan | ÊAMELHM: işlerini | FṦD̃HM: ve onları çevirdi | AN: -dan | ELSBYL: (doğru) yol- | FHM: (bu yüzden) onlar | LE: | YHTD̃VN: yola gelmiyorlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onu ve kavmini, Allah'ı bırakıp güneşe secde eder buldum ve Şeytan, yaptıklarını bezemiş de yoldan çıkarmış onları ve onlar, doğru yolu bulamıyorlar.
Adem Uğur : Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş. Bunun için doğru yolu bulamıyorlar.
Ahmed Hulusi : "Onu ve kavmini, Allâh dûnundaki Güneş'e tapınırlarken buldum. . . Şeytan kendilerine yaptıklarını süslü - doğru - güzel göstermiş de onları (doğru) yoldan alıkoymuş! Bu yüzden onlar hakikat yolunu bulamazlar. "
Ahmet Tekin : 'Onun ve kavminin Allah’ı bırakıp, yarattıkları içinden güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, şeytan tıynetli ahlâksız azgınlar, şeytanî güçler onlara amellerini süsleyip güzel göstermiş, onları doğru yoldan, İslâmî bir hayat tarzı yaşamaktan alıkoymuş. Hak dini tercih etmiyorlar.'
Ahmet Varol : Onun ve kavminin Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan yaptıklarını onlara süslemiş de kendilerini yoldan alıkoymuş. Dolayısıyla doğru yola girmiyorlar.
Ali Bulaç : "Onu ve kavmini, Allah'ı bırakıp da güneşe secde etmektelerken buldum, şeytan onlara yaptıklarını süslemiştir, böylece onları (doğru) yoldan alıkoymuştur; bundan dolayı onlar hidayet bulmuyorlar."
Ali Fikri Yavuz : Onu ve kavmini, Allah’a değil, güneşe tapıyorlar buldum. Şeytan onlara amellerini süslü göstermiş, böylece kendilerini hak yoldan sapıtmış da doğru yola giremiyorlar.
Bekir Sadak : (22-26) Cok gecmeden Hudhud gelip Suleyman'a: «Senin bilmedigin bir seyi ogrendim. Sana Sebe'den dogru bir haber getirdim. Ora halkina hukmeden, herseyden kendisine bolca verilen ve buyuk bir tahta sahip olan bir kadin buldum; onun ve milletinin Allah'i birakip gunese secde ettiklerini grdum. Gklerde ve yerde gizli olanlari ortaya koyan, gizlediginiz ve acikladiginiz seyleri bilen Allah'a secde etmemeleri icin seytan, kendilerine, yaptiklarini guzel gstermis, onlari dogru yoldan alikoymustur. Bunun icin, dogru yolu bulamazlar. O cok buyuk arsin sahibi olan Allah'tan baska tanri yoktur» dedi. SÙ
Celal Yıldırım : Onu ve milletini, Allah'ı bırakıp Güneş'e secde ettiklerini gördüm. Şeytan onlara işlerini süslemiş de (onları doğru yoldan) alıkoymuştur; bu yüzden onlar da doğru yolu bulamıyorlar.»
Diyanet İşleri : “Onun ve kavminin, Allah’ı bırakıp güneşe taptıklarını gördüm. Şeytan, onlara yaptıklarını süslü göstermiş ve böylece onları yoldan çıkarmış. Bu yüzden de onlar doğru yolu bulamıyorlar.”
Diyanet İşleri (eski) : (22-26) Çok geçmeden Hüdhüd gelip Süleyman'a: 'Senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sana Sebe'den doğru bir haber getirdim. Ora halkına hükmeden, herşeyden kendisine bolca verilen ve büyük bir tahta sahip olan bir kadın buldum; onun ve milletinin Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Göklerde ve yerde gizli olanları ortaya koyan, gizlediğiniz ve açıkladığınız şeyleri bilen Allah'a secde etmemeleri için şeytan, kendilerine, yaptıklarını güzel göstermiş, onları doğru yoldan alıkoymuştur. Bunun için, doğru yolu bulamazlar. O çok büyük arşın sahibi olan Allah'tan başka tanrı yoktur' dedi.
Diyanet Vakfi : Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş. Bunun için doğru yolu bulamıyorlar.
Edip Yüksel : 'Onu ve halkını ALLAH'ın dışında güneşe secde eder buldum. Şeytan onların işlerini kendilerine süslemiş ve onları yoldan çıkarmış ve bu yüzden doğruyu görmüyorlar.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş. Bunun için hidayete giremiyorlar.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onu ve halkını, Allah'a değil, güneşe secde ediyorlar gördüm. Şeytan onlara yaptıklarını yaldızlamış ve bu şekilde kendilerini yoldan saptırmış da doğru gidemiyorlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onu ve kavmini buldum ki Allaha değil, Güneşe secde ediyorlar, Şeytan onlara amellerini yaldızlamış, bu suretle kendilerini yoldan sapıtmış da doğru gidemiyorlar
Fizilal-il Kuran : Onun ve soydaşlarının Allah'ı bir yana bırakarak güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, yaptıkları yanlış işleri onlara güzel göstererek kendilerine doğru saptırmış, bu yüzden doğru yolu bulamıyorlar.
Gültekin Onan : "Onu ve kavmini, Tanrı'yı bırakıp da güneşe secde etmektelerken buldum, şeytan onlara yaptıklarını süslemiştir, böylece onları (doğru) yoldan alıkoymuştur bundan dolayı onlar hidayet bulmuyorlar."
Hakkı Yılmaz : (22-26) Derken, çok beklemeden Hüdhüd geldi de, “Ben, senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sebe'den sana çok doğru ve önemli bir haber getirdim. Şüphesiz ki, Sebelilere hükümdarlık eden, kendisine her şeyden verilmiş ve çok büyük bir tahta sahip olan bir kadın buldum. Onu ve toplumunu, Allah'ın astlarından güneşe boyun eğip teslimiyet gösterirler/taparlar buldum. Şeytan da göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah'a boyun eğip teslimiyet göstermesinler/kulluk etmesinler diye kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş. Bunun için de onlar kılavuzlanan doğru yolu bulamıyorlar. –Allah, Kendisinden başka ilâh diye bir şey olmayandır, büyük arşın sahibidir–” dedi.
Hasan Basri Çantay : «(Gerek )onu, (gerek) kavmini Allâhı bırakıb güneşe secde ediyorlarken buldum (gördüm). Şeytan onların yapdıklarını süslemiş de kendilerini yoldan alıkoymuş (sapdırmış). Onun için onlar doğru yola giremiyorlar».
Hayrat Neşriyat : 'Onu ve kavmini, Allah’ı bırakıp güneşe secde ediyorlar buldum; hem şeytan onlara amellerini süslemiş de onları (doğru) yoldan men' etmiş; bu yüzden onlar doğru yolu bulamıyorlar.'
İbni Kesir : Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde eder olduklarını gördüm. Şeytan onların yaptıklarını güzel göstermiş ve onları doğru yoldan alıkoymuştur. Bu yüzden onlar doğru yolu bulamazlar.
İskender Evrenosoğlu : Onu ve kavmini Allah'ın yerine güneşe secde ederken buldum. Ve şeytan, onlara yaptıklarını süslemiş ve böylece (Allah'ın) sebîlinden (yolundan) men etmiş. Bu sebeple onlar hidayette değiller.
Muhammed Esed : (Ne var ki,) onu da, halkını da, Allah'ı bırakıp güneşe tapındıklarını gördüm; Şeytan onlara bu yaptıklarını güzel ve iyi gösterip kendilerini Allah'ın yolundan çevirmiş ve onlar da bu yüzden doğru yolu bulamıyorlar:
Ömer Nasuhi Bilmen : «Onu ve kavmini Allah'tan başka güneşe secde ederler buldum ve şeytan onlara amellerini süslemiş. Artık onları yoldan sapıttırmış. Binaenaleyh onlar hidâyete eremezler.»
Ömer Öngüt : “Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş. Bunun için doğru yola gelip hidayete giremiyorlar. ”
Şaban Piriş : Onu ve kavmini Allah’ı bırakıp, güneşe tapar buldum. Şeytan onlara yaptıklarını güzel göstermiş ve onları yoldan çıkarmış, bu yüzden onlar doğru yolu göremiyorlar.
Suat Yıldırım : Ne var ki onun da halkının da Allah’ı bırakıp güneşe ibadet ettiklerini gördüm. Anlaşılan, şeytan yaptıkları bu kötü işleri kendilerine güzel göstermiş ve onları yoldan çıkarmış, bu yüzden de hak yolu bulamıyorlar.
Süleyman Ateş : "Onun ve kavminin, Allâh'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytân onlara işlerini süsleyip onları doğru yoldan çevirmiş, bu yüzden yola gelmiyorlar."
Tefhim-ul Kuran : «Onu ve kavmini, Allah'ı bırakıp da güneşe secde etmektelerken buldum, onlara şeytan yapmakta olduklarını süslemiştir, böylece onları (doğru) yoldan alıkoymuştur; bundan dolayı onlar hidayet bulmuyorlar.»
Ümit Şimşek : 'Onu ve kavmini, Allah'ı bırakmış da güneşe secde ediyor halde buldum. Şeytan bu işi onlara böyle süsleyerek onları yoldan çıkarmış; bir daha da yollarını doğrultamıyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk : "Onu ve toplumunu, Allah'ı bırakıp güneş'e secde eder buldum. Şeytan onlara, yapıp ettiklerini süslü gösterip onları yoldan saptırmış. Artık doğruyu bulamazlar."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}